Yüce Allah 6:125 ayetinde şu şekilde buyurmuştur.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
914|6|125|فَمَن يُرِدِ ٱللَّهُ أَن يَهْدِيَهُۥ يَشْرَحْ صَدْرَهُۥ لِلْإِسْلَٰمِ وَمَن يُرِدْ أَن يُضِلَّهُۥ يَجْعَلْ صَدْرَهُۥ ضَيِّقًا حَرَجًا كَأَنَّمَا يَصَّعَّدُ فِى ٱلسَّمَآءِ كَذَٰلِكَ يَجْعَلُ ٱللَّهُ ٱلرِّجْسَ عَلَى ٱلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ Fe men yuridillahu en yehdiyehu yeşrah sadrehu lil islam, ve men yurid en yudıllehu yec'al sadrehu dayyikan haracen, ke ennema yassa'adu fis semai, kezalike yec'alullahur ricse alallezine la yu'minun. Allah, kimi hidayete erdirmek isterse, onun göğsünü islama açar; kimi saptırmak isterse, onun göğsünü, sanki göğe yükseliyormuş gibi sıkı-sınırlı-kısıtlı-yetersiz ve daraltılmış kılar. Allah, iman etmeyenlerin üstüne işte böyle pislik çökertir. |
(صَدْرَهُ) sadrahu kelimesi kökü (صدر) göğüs (chest) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 592 (of 1303)
(ضَيِّقًا) deyyikan kelimesi kökü (ضيق) sıkı-zor-dar (tightness, narrowness), sınırlama-kısıtlama (restriction), yetersizlik (paucity), kaygı-huzursuzluk (anxiety) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 641 (of 1303)
(حَرَجًا) haracen kelimesi kökü (حرج) daraltma (tight, narrow), daraltılmak (to be straitened), sıkıştırılmak (to be oppressed) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 195 (of 1303)
(يَصَّعَّدُ) yessaaadu kelimesi kökü (صعد) yükselmek (to rise), yukarı çıkmak (go up), havalanmak (lift), tırmanmak (climb) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 600 (of 1303)
# |
Kelime |
Anlam |
Kök |
1 |
femen: |
kimi |
|
2 |
yuridi: |
isterse |
رود |
3 |
llahu: |
Allah |
|
4 |
en: |
||
5 |
yehdiyehu: |
doğru yola iletmek |
هدي |
6 |
yeşrah: |
açar |
شرح |
7 |
sadrahu: |
onun göğsünü |
صدر |
8 |
lilislami: |
islama |
سلم |
9 |
ve men: |
kimi de |
|
10 |
yurid: |
isterse |
رود |
11 |
en: |
||
12 |
yudillehu: |
saptırmak |
ضلل |
13 |
yec'al: |
yapar |
جعل |
14 |
sadrahu: |
onun göğsünü |
صدر |
15 |
deyyikan: |
sıkı-sınırlı-kısıtlı-yetersiz |
ضيق |
16 |
haracen: |
daraltılmış |
حرج |
17 |
keennema: |
sanki |
|
18 |
yessaaadu: |
yükseliyor o |
صعد |
19 |
fi: |
||
20 |
s-semai: |
göğe |
سمو |
21 |
kezalike: |
işte böyle |
|
22 |
yec'alu: |
çökertir |
جعل |
23 |
llahu: |
Allah |
|
24 |
r-ricse: |
pislik (sıkıntı) |
رجس |
25 |
ala: |
üstüne |
|
26 |
ellezine: |
kimselerin |
|
27 |
la: |
||
28 |
yu'minune: |
inanmayan |
امن |
Bu ayette büyük bir mucize mevcuttur. Yüce Allah sapkınlıkta bırakmak istediği kişilerin göğsünü sanki göğe yükseliyormuş gibi sıkı-sınırlı-kısıtlı-yetersiz yaptığını, ayrıca daralttığını bildirmiştir.
Şimdi Allah’ın izni ile bu ayetteki büyük mucizeyi inceleyelim.
Normalde akciğer nefes alındığında bir balonun genişlemesi gibi genişler, şişer. Oksijen içeren temiz hava akciğerlere dolar. Oksijen içeren hava kan damarlarındaki kana oksijen verir, kandaki karbondioksiti alır. Nefes verme ile kirlenmiş hava dışarı atılır. Akciğerler tekrar eski haline gelir, söner.
Aşağıdaki animasyonda nefes alma ile akciğerlerin şiştiği, genişlediği ve nefes verme ile tekrar söndüğü görülmektedir.
Göğe yükselen bir insanda göğüs içinde ne gibi değişiklikler olur? Buna modern bilim cevap vermektedir.
Göğe yükselen bir insanda ilk değişiklik göğüs içindeki akciğerlerde görülür. Göğe doğru yükselince solunan havanın basıncı ve yoğunluğu azalır. Hava daha ince hale gelir. Dolayısı ile solunan oksijen gazının miktarı da azalır.
Göğe doğru yükselen bir insanın akciğerlerine sıvı birikimi olur. Buna yüksek irtifa akciğer ödemi ‘High-altitude pulmonary edem, HAPE’ denir. Normal yükseklikte yaşayan insanların kısa bir süre içinde yükseklere çıktıklarında (özellikle dağcılarda) başlarına gelebilecek çok tehlikeli bir durumdur.
Akciğerin esnekliğine ‘pulmonary compliance’ adı verilir. Normal bir akciğer belirli bir esnekliktedir ve insan rahat nefes alıp verebilir. Akciğerlere sıvı birikmesi ile (HAPE) akciğerler esnekliğini kaybeder. Bu durum bir balonun kalınlaşması ve şişirilmesinin zor olmasına benzetilebilir. Esneyemeyen akciğerler daha sıkı, daha kısıtlı, daha sınırlı ve daha yetersiz hale gelir. Tam da ayetteki (ضَيِّقًا) deyyikan kelimesi gibi. Yüce Allah bu kelimeyi o kadar muhteşem şekilde seçmiştir ki (ضَيِّقًا) deyyikan kelimesi kaygı-endişe (anxiety) anlamlarına da gelmektedir. Gerçekten de göğe yükselen bir insanda gelişen yüksek irtifa akciğer ödemi ‘High-altitude pulmonary edem’ ‘HAPE’ nefes almada güçlük yaratması nedeni ile çok ciddi kaygı ve endişeye de neden olmaktadır.
Akciğer esnekliğinin yüksek irtifa akciğer ödemine bağlı azaldığını gösteren birçok çalışmadan bir tanesi aşağıda verilmişti. Okumak isteyenler tıklayabilir.
Ayetteki (حَرَجًا) haracen kelimesinin kullanılması da bir mucizedir. Bu kelimenin anlamına baktığımızda bir şeyi fiziksel olarak daraltmak anlamında olduğu anlaşılır.
Göğe yükselen bir insanın göğsünde ne daralır?
Bunun cevabını yine modern bilim vermektedir.
Göğe yükselen bir insanda solumuş olduğu havanın incelmesi ve oksijen miktarının az olması nedeni ile bir koruma mekanizması devreye girer. Akciğerlerdeki oksijen azlığı bazı mekanizmalar ile akciğerlerdeki tüm atardamarları kasarak daraltır. ‘Hypoxic pulmonary vasoconstriction’ gelişir. Bu mekanizmaya Euler-Liljestrand mekanizması ‘Euler-Liljestrand mechanism’ adı verilmiştir. Tam da ayette (حَرَجًا) haracen kelimesi ile belirtildiği gibi.
Özetle;
Göğe yükselen bir insanın soluduğu havanın incelmesi nedeni ile aldığı oksijen miktarı azalır. Akciğerlere sıvı dolar (Akut akciğer ödemi). Bu sıvı dolması akciğerlerin esnekliğini azaltır. Akciğer sıkı, sert, kısıtlı, yetersiz hale gelir. Ayrıca akciğer atardamarlarının tümü daralır.
1400 yıl önce yaşamış olan bir beşer göğe yükselen bir insanın akciğerlerindeki değişiklikleri nasıl olur da bu kadar net işaret edebilir?
Muhammed peygamber yüksek irtifalara çıkan dağcılara otopsi mi yapmıştır? Solunum fonksiyon testleri mi yapmıştır?
En doğrusunu Allah bilir.