Algılayıp-saklarken iki algılayıcı-saklayıcı sağdan ve soldan yerleşimli: Hipokampus

Yüce Allah aşağıdaki âyetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Âyet No|Sure No|Âyet No|Âyet

Arapça okunuş

Meal

4644|50|16|وَلَقَدْ خَلَقْنَا ٱلْإِنسَٰنَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِۦ نَفْسُهُۥ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ ٱلْوَرِيدِ

Ve lekad halaknel insâne ve na’lemu mâ tuvesvisu bihî nefsuhu, ve nahnu akrebu ileyhi min hablil verîdi.

Ve ant olsun biz yarattık insanı; ve biliriz fısıldadığını ona nefsinin; ve biz şah damarından daha yakınız ona.

4645|50|17|إِذْ يَتَلَقَّى ٱلْمُتَلَقِّيَانِ عَنِ ٱلْيَمِينِ وَعَنِ ٱلشِّمَالِ قَعِيدٌ

İz yetelakkâ l-mutelakkîyâni ani l-yemîni ve ani ş-şimâli kaîdun.

O vakit algılar/saklar iki alıcı/saklayıcı; sağda ve solda yerleşimli/kaideli.

4646|50|18|مَّا يَلْفِظُ مِن قَوْلٍ إِلَّا لَدَيْهِ رَقِيبٌ عَتِيدٌ

Mâ yelfızu min kavlin illâ ledeyhi rakîbun atîdun.

Konuşur değildir o (insan) bir sözden; ancak onunla birliktedir hazır bir gözetleyici;

 

(يَتَلَقَّى) yetelekka kelimesi kökü (لقي) algılamak-kavramak (perceive), karşılaşmak-buluşmak (encounter-meet), almak-teslim almak (receive), aşağı atılan bir şeyi yakalamak (to catch what is thrown down) anlamındadır. Steingass, page 925 (of 1241)

(ٱلْيَمِينِ) l-yemini kelimesi kökü (يمن) sağ-sağ taraf (right) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1299 (of 1303).

(ٱلشِّمَالِ) ş-şimali (شمل) sol taraf (left handed) anlamındadır. Dict. and Glos of Quran by Penrice, page 79 (of 166)

(قَعِيدٌ) kaidun kelimesi (قعد) oturmak (sit down), durmak-yerleşmek (remain), kalmak-konaklamak (stay) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 912 (of 1303).

50:16 ayetinde insanın yaratılışına bir işaret yapılmıştır. Aynı ayette yaratılıştan hemen sonra nefse, bilince işaret vardır. Kısacası 50:16 ayeti insanın beyninin yaratılışına işaret etmiştir.

50:18 ayetindeki ‘ledeyhi’ ‘لَدَيْهِ’ kelimesindeki ‘هِ’ ‘hi’ zamiri 3. tekil eril şahıs olup söz söyleyen kişiyi işaret eder. ‘ledey’ ‘لَدَيْyer, lokasyon belirten zarftır (belirteçtir). Kelimenin anlamı o kişi ile birlikte, o kişi ile aynı mekânda, o kişi nereye giderse gitsin o kişiyle aynı yerde olan anlamındadır

Anlarız ki;

Bir kişinin yaptığı bir eylemi (söz söylemek gibi) gözetleyen, o insanla mekânsal olarak birlikte olan, sürekli aktif ve hazır olan bir gözetleme sistemi var. Bu gözetleme sistemi insanın beynindedir.

50:17 ayeti bu gözetleme sistemini detaylandırıyor. Bu gözetleme sistemi 2 algılayıcıdan oluşmakta. Bu iki algılayıcı-saklayıcı sağdan ve soldan yerleşimli. Diğer bir deyiş ile beynin içinde sağda ve solda  yerleşmiş.

50:17’ye yanlış meal verilebilmektedir ki ‘...biri insanın sağ tarafında, biri sol tarafında oturmuş iki alıcı melek de (onun yaptıklarını) alıp kaydetmektedir.’ anlamında verilir genellikle. Yanlış olan bu meal, bizi insanın sağında ve solunda oturan (omuzlarında) 2 meleğin varlığını kabul etmeye götürür. Hatta yalan-yanlış hadisler ışığında bu meleklere namaz sonrası selam verilir. 

Ancak ayette insan kelimesi geçmez, ayrıca zamir olarak da bir işaret yoktur. Ayrıca ‘ani l-yemini’ ‘sağdan’ ve ‘ani ş-şimali’ ‘soldan’ kelimesi insanın sağından ve insanın solundan demek değildir. İnsanın sağından veya insanın solundan bir şey dediğimizde insandan ayrı olarak başka bir şeyin sağda veya solda olduğu anlaşılır. Bu yanlıştır. Ayet iyi okunduğunda durum çok net anlaşılıyor.

Yüce Allah insanla aynı mekânda olan bir şeyin sağdan ve soldan yerleşimli olduğunu buyuruyor. Sağ ve solun referans noktası insan değil. Demek ki bu sağdan ve soldan yerleşimli her ne ise insanın içindedir. En mantıklı yaklaşım Yüce Allah'ın işaret ettiği bu yapıyı insan beyninde aramaktır. 

Modern bilim ne diyor?

Bir insanın tüm eylemleri (görmesi, koklaması, dokunması, tatması, konuşması, hissettikleri, düşüceleri) beyinde hafıza denilen yerde algılanır ve orada saklanır

Peki; insanın tüm eylem ve deneyimlerini algılayıp saklayan hafıza bölgesi neresidir ve nerede yerleşmiştir?

Tam da Yüce Allah’ın ayette bildirdiği gibi beynin sağ ve sol tarafında (iki taraflı, bilateral) yerleşmiş olan hipokampustür. Sağda ve solda olmak üzere yerleşmiş olan bu iki bölüm hafıza ve özellikle de kısa süreli hafıza işlevini görür. Bu bölgenin zarar görmesi hafıza oluşturulamasına neden olur. Alzheimer hastalığında bu bölgenin hasar gördüğü bilinmektedir.

Aşağıdaki resimde hipokampus görülmekte.

serefli yazicilar kerim yazicilar yazici melekler kiramen katibin melekleri

Aşağıda hipokampusun anime edilmiş resmi vardır. 

kiramen katibin melekleri

Hafıza hücreleri Kuran’da işaret ediliyor.

Yüce Allah aşağıdaki âyetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Âyet No|Sure No|Âyet No|Âyet

Arapça okunuş

Meal

4403|43|80|أَمْ يَحْسَبُونَ أَنَّا لَا نَسْمَعُ سِرَّهُمْ وَنَجْوَىٰهُم بَلَىٰ وَرُسُلُنَا لَدَيْهِمْ يَكْتُبُونَ

Em yahsebûne ennâ lâ nesmeu sırrehum ve necvâhum, belâ ve rusulunâ ledeyhim yektubûn.

Ya da hesaplarlar ki biz işitmeyiz onların sırlarını ve gizli konuşmalarını; Hayır! Ve onlarla birlikte olan resûllerimiz , yazarlar.

5837|82|10|وَإِنَّ عَلَيْكُمْ لَحَٰفِظِينَ

Ve inne aleykum le hâfızîn.

Ve doğrusu, üzerinizedir mutlak koruyucular-saklayıcılar.

 

(يَكْتُبُونَ) yektubun kelimesi ‘yazarlar’ anlamındadır. Açıkça görülür ki bu yazma işlemi kaydetmek, saklamaktır. Kayda almaktır.

(رُسُلُنَا) rusulunaresûllerimiz’ kelimesi çoğul olarak gelmiştir. Resûl kelimesi Kuran’da evrendeki güçler olan melekler için de kullanılır. Burada geçen resûllerin vahy getiren, vahye aracılık eden insan-beşer resûller ile ilgisi yoktur. Bu ayette geçen resûller meleklerdir.

Kuran’da melek kelimesi evrendeki tüm güçler, tüm araçlar için kullanılır. Kendilerine tanımlanan fizik kuralları içinde emredileni yapan her şey bir melektir. Örneğin; evrenimizi temel yapısını oluşturan sicimler (sicim teorisi) birer melektir. Atomlar bir melektir.  Güneş’imiz bir melektir. Yerçekimi kuvveti bir melektir. Evrenin işleyişinde rol alan her şey bir melektir.

Yüce Allah’ın insan bedenini oluşturduğu hücrelerin hepsi de birer melektir. 

82:10 ayetinden bu meleklerin mutlak-çok iyi koruyucular olduklarını anlıyoruz.

(لَحَٰفِظِينَ) lehafizine kelimesindeki ‘lamön eki kelimeye vurgu yapar. Kelimenin kendisi (حفظ) korumak, saklamak anlamındadır. Kelime çoğul ve isim olarak gelmiştir. Bu nedenle kelimenin anlamı ‘mutlak koruyucular’ ‘mutlak saklayıcılar’ ‘çok iyi saklayıcılar’ ‘şüphesiz saklayıcılar’ olarak çevrilebilir.

İşte bu mutlak koruyucular beyindeki hipokampus içinde olan milyarlarca hücredir.     

Anladığımıza göre;

Bu yazıcılar, kaydediciler kerimdir.

Yüce Allah aşağıdaki âyetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Âyet No|Sure No|Âyet No|Âyet

Arapça okunuş

Meal

5838|82|11|كِرَامًا كَٰتِبِينَ

Kirâmen kâtibîn.

Cömert-verimli yazıcılar.

 

(كِرَامًا) kiramen kelimesi kökü (كرم) olup cömertlikte üstün olan-bonkörlük (surpass in generosity), eli açık-cömert (liberality) anlamındadır. Steingass, page 882 (of 1241)

Bu kelimenin yeryüzünde Yüce Allah’ın yetiştirdiği bitki çiftleri için kullanıldığını biliyoruz. Bu nedenle cömertlik verimlilik olarak da anlaşılabilir. Bitkiler çok verimlidirler. Bir tohum yüzlerce tohum verebilir. Verimli oldukları için cömerttirler.

Bakmazlar mı yeryüzüne ne kadar bitkiler yetiştirdik orada her cömert çiftten-eşten?

Bu nedenle 82:11 ayetinden kayıt yapan bu yazıcıların (çoğul ve eril olarak gelmiştir) hipokampus içindeki hücreler oldukları ve çok verimli oldukları anlaşılır. Bir insanın hayatında deneyimlediği her şeyi ama her şeyi çok çok küçük bir hacme sığdırırlar. Bilgisayarları düşünün. Bir insanın hayatındaki tüm deneyimlerin veri haline gelmesi ve kaydedilmesi belki de yeryüzündeki tüm bilgisayar hard disklerini doldurur. Ancak hipokampusun sağ ve sol olmak üzere toplam hacmi 7.16 cc'dir. Yani bir ceviz kadar bile hacmi yoktur. Makalenin konusu değil ancak; kuantum bilgisayarı gibi davrandığına dair görüşler vardır. İnşallah ilerleyen yıllarda beynin kauntum evrenindeki yansımaları çözülecektir.  

Aşağıdaki resimde sağ ve sol hipokampusun ortalama hacmi gösterilmiştir.

serefli yazicilar kerim yazicilar yazici melekler

 

İnsanın yaptığı her eylemin, her şeyin anında kaydedildiğini anlıyoruz;

İz’ ‘إِذْ’ kelimesi ‘zaman, -ken, -diginde, sırasında’ ‘when’ anlamındadır. 50:17 ayeti 50:18 ayeti ile birlikte okunduğunda insanın her eyleminin direkt olarak, anında insan beyninin sağında ve solunda yerleşimli olan 2 adet hipokampus tarafından yazılıp kaydedildiğini anlıyoruz.

 

Bütün bunlar birlikte düşünüldüğünde;

İnsanın tüm eylemleri, düşünceleri beyindeki sağda ve solda yerleşimli olan hipokampus içinde yer alan milyarlarca hücre (resul-melek) tarafından yazılmakta, kaydedilmekte ve saklanmaktadır.

En doğrusunu Allah bilir.