Gelen haber ve bilgilerin doğruluğunun araştırılması emrediliyor.

Yüce Allah 49:6 ayetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

4616|49|6|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِن جَآءَكُمْ فَاسِقٌۢ بِنَبَإٍ فَتَبَيَّنُوٓا۟ أَن تُصِيبُوا۟ قَوْمًۢا بِجَهَٰلَةٍ فَتُصْبِحُوا۟ عَلَىٰ مَا فَعَلْتُمْ نَٰدِمِينَ

Yâ eyyuhellezîne âmenû in câekum fâsikun bi nebein fe tebeyyenû en tusîbû kavmen bi cehâletin fe tusbihû alâ mâ fealtum nâdimîn.

Ey inanmış kimseler! “Eğer geldiyse size bir fâsık/bir sapkın, haberle/bilgiyle; öyleyse açığa kavuşturun; ki vurursunuz bir topluma cahilce/bilgisizce; böylece sabaha kavuşursunuz yaptığınıza pişmanlar olarak.

Ayet çok açık; ancak muhteşem bir bilgi sunuyor bize.

İnanan kimseler kendilerine gelen, duydukları her habere, her bilgiliye inanmayacaklardır. Gelen her haber ve her bilgi doğrulukları açısından araştırılacaktır. Çünkü haber-bilgi veren kişiler fasık olabilir. Yoldan sapmış olabilir. Günümüzde kişilerin yerini kurumlar da alabilir. Yanlış yönlendirme ile inanan kimseler başka kişi ve topluluklara bilmeden cahilce zarar verebilir.

En doğrusunu Allah bilir.