İsim (اسم) kelimesi Kuran’da 19 kez geçmektedir. Aslında bu kelime besmelenin ilk kelimesidir. Çok ilginçtir ki besmelede yazılışı olması gerekenden farklıdır. Besmeledeki “Allah’ın ismi ile” kelimesi Bsmi (بسم) olarak yazılmıştır ama aslında Bismi (باسم) (elif harfi ile) ile yazılması gereken bir kelimedir. Yüce Allah bu kelimedeki elifi kasten düşürerek elifsiz olarak (بسم) yazmıştır. İlk inen sure olan Alak suresi 96:1 ayetinde ise aynı kelimeyi Bismi (باسم) elif harfi ile yazmıştır. Kelime anlam olarak tam olarak aynı olmasına rağmen yüce Allah bu kelimeyi besmelede elifsiz hemen altında ise 96:1’de elifli yazmıştır. Aşağıda gösterilmiştir. Aynı kelime; besmelede elifsiz, ayette elifli.

Alak suresi 1. ayet ve başındaki besmele.

بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

96|1| ٱقْرَأْ بِٱسْمِ رَبِّكَ ٱلَّذِى خَلَقَ

 

Bunun hikmeti nedir?

2 açıklama getirilebilir.

  1. Besmelenin 19 harf olması için yapılmış olabilir. Yüce Allah besmelede normal yazım şekli olan Bismi (باسم) ile yazmış olsa idi besmeledeki harf sayısı 20 olacak ve 19 sistemi çalışmayacaktı. Fakak Allah bize besmeledeki harflerin sayısının kasti olarak 19 yaptım, bakın işareti burada buyurmuş olabilir.
  2. Bsmi (بسم) kelimesine Kuran içinde başka bir görev verilmiş olabilir. Gerçekten de Bsmi (بسم) kelimesi Kuran’da 3 yerde geçmekte ve bu 3 geçiş Kuran’ı 3 parçaya ayırmakta ve bu 3 parçadaki ayet sayıları 19’un katı olmaktadır. Bsmi (بسم) kelimesinin Kuran'ı 3 parçaya ayırması ile ilgili makale için tıklayınız.

Her ne şekilde olursa olsun Yüce Allah’ın İsim (اسم) kelimesine önem verdiği aşikârdır. Kur'an’da toplam geçiş sayısı 19’dur. Bu geçişlerden 1 tanesi haricinde 18 kez Allah için kullanılmıştır. 9 tanesinde “Allah’ın ismi” olarak geçmekte, 9 tanesinde “Rabbinin ismi” olarak geçmektedir. Çok ilginçtir ki İsim (اسم) kelimesinin Allah için kullanılmadığı tek ayet olan 49:11’e kadar tüm İsim (اسم) kelimeleri Allah kelimesi ile birlikte kullanılmıştır (9 adet “Allah’ın ismi”). Yine çok ilginçtir ki 49:11 ayetinden sonra tüm İsim (اسم) kelimeleri Rabbi kelimesi ile kullanılmıştır (9 adet “Rabbinin ismi”).

Aşağıdaki tabloya baktığınızda Allah’ın İsim (اسم) kelimesini kasıtlı olarak yerleştirdiği net olarak görülür.

Geçiş sırası Ayet
  (9 adet “Allah’ın ismi”) (ٱسْمَ ٱللَّهِ)

1

673|5|4|يَسْـَٔلُونَكَ مَاذَآ أُحِلَّ لَهُمْ قُلْ أُحِلَّ لَكُمُ ٱلطَّيِّبَٰتُ وَمَا عَلَّمْتُم مِّنَ ٱلْجَوَارِحِ مُكَلِّبِينَ تُعَلِّمُونَهُنَّ مِمَّا عَلَّمَكُمُ ٱللَّهُ فَكُلُوا۟ مِمَّآ أَمْسَكْنَ عَلَيْكُمْ وَٱذْكُرُوا۟ ٱسْمَ ٱللَّهِ عَلَيْهِ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ إِنَّ ٱللَّهَ سَرِيعُ ٱلْحِسَابِ

Yes’elûneke mâzâ uhılle lehum kul uhılle lekumut tayyibâtu ve mâ allemtum mine l-cevârihi mukellibîne tuallimûnehunne mimmâ allemekumullâhu fe kulû mimmâ emsekne aleykum vezkurû ismallâhi aleyhi vettekûllâh innallâhe serîul hısâb.

Sorarlar sana ne helal kılındı onlara; de ki: “Helal kılındı sizlere iyiler/temizler”; öğretmiş olduğunuz yırtıcı kuşların/hayvanların, av köpeği/kuş eğiticilerinin -öğretirsiniz onları Allah'ın size öğretmiş olduğundan-; yiyin öyleyse yakalamış olduklarından sizin için ve anın Allah'ın ismini üzerine ve takvalı olun Allah'a; doğrusu Allah seri/çabuk görendir hesabı.

2

907|6|118|فَكُلُوا۟ مِمَّا ذُكِرَ ٱسْمُ ٱللَّهِ عَلَيْهِ إِن كُنتُم بِـَٔايَٰتِهِۦ مُؤْمِنِينَ

Fe kulû mimmâ zukire ismullâhi aleyhi in kuntum bi âyâtihî mu’minîn.

Öyleyse yiyin; üzerine Allah'ın ismi anılandan, eğer olmuşsanız O'nun ayetlerine inananlar.

3

908|6|119|وَمَا لَكُمْ أَلَّا تَأْكُلُوا۟ مِمَّا ذُكِرَ ٱسْمُ ٱللَّهِ عَلَيْهِ وَقَدْ فَصَّلَ لَكُم مَّا حَرَّمَ عَلَيْكُمْ إِلَّا مَا ٱضْطُرِرْتُمْ إِلَيْهِ وَإِنَّ كَثِيرًا لَّيُضِلُّونَ بِأَهْوَآئِهِم بِغَيْرِ عِلْمٍ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِٱلْمُعْتَدِينَ

Ve mâ lekum ellâ te’kulû mimmâ zukire ismullâhi aleyhi ve kad fassale lekum mâ harrame aleykum illâ mâdturirtum ileyhi, ve inne kesîren le yudıllûne bi ehvâihim bi gayri ilm, inne rabbeke huve a’lemu bil mu’tedîn.

Ve ne oluyor size ki yemiyorsunuz üzerine Allah'ın ismi anılmış olandan; ve muhakkak açıkladı size ihtiyaçtan mecbur kaldığınız haricinde size haram kıldığını; ve doğrusu çoğunluk mutlak saptırır hevalarına uyarak, bir bilgileri olmaksızın; doğrusu Rabbin, O bilir sınırı aşanları.

4

910|6|121|وَلَا تَأْكُلُوا۟ مِمَّا لَمْ يُذْكَرِ ٱسْمُ ٱللَّهِ عَلَيْهِ وَإِنَّهُۥ لَفِسْقٌ وَإِنَّ ٱلشَّيَٰطِينَ لَيُوحُونَ إِلَىٰٓ أَوْلِيَآئِهِمْ لِيُجَٰدِلُوكُمْ وَإِنْ أَطَعْتُمُوهُمْ إِنَّكُمْ لَمُشْرِكُونَ

Ve lâ te’kulû mimmâ lem yuzkeri ismullâhî aleyhi ve innehu le fısk, ve inneş şeyâtîne le yûhûne ilâ evliyâihim li yucâdilûkum ve in eta’tumûhum innekum le muşrikûn.

Yemeyin üzerine Allah'ın ismi asla anılmamıştan; doğrusu o mutlak fısktır (sapkınlıktır) ve şüphesiz şeytanlar fısıldarlar dostlarına sizinle mücadele etmelerini; ve eğer onlara uyarsanız şüphesiz sizler mutlak müşriklersiniz.

5

927|6|138|وَقَالُوا۟ هَٰذِهِۦٓ أَنْعَٰمٌ وَحَرْثٌ حِجْرٌ لَّا يَطْعَمُهَآ إِلَّا مَن نَّشَآءُ بِزَعْمِهِمْ وَأَنْعَٰمٌ حُرِّمَتْ ظُهُورُهَا وَأَنْعَٰمٌ لَّا يَذْكُرُونَ ٱسْمَ ٱللَّهِ عَلَيْهَا ٱفْتِرَآءً عَلَيْهِ سَيَجْزِيهِم بِمَا كَانُوا۟ يَفْتَرُونَ

Ve kâlû hâzihi en’âmun ve harsun hicrun lâ yat’amuhâ illâ men neşâu bi za’mihim ve en’âmun hurrimet zuhûruhâ ve en’âmun lâ yezkurûne ismallâhi aleyhaftirâen aleyh(aleyhi) se yeczîhim bimâ kânû yefterûn(yefterûne).

Ve dediler: “Bu çiftlik hayvanları ve mahsul yasaktır; yemez onu dilediğimiz kimse dışında”; zanlarınca; ve çiftlik hayvanları; haram sırtları onun; ve çiftlik hayvanları anmazlar Allah'ın ismini onun üzerine; bir iftira O'na (Allah'a); cezalandıracak onları iftira ederler olduklarıyla.

6

2621|22|28|لِّيَشْهَدُوا۟ مَنَٰفِعَ لَهُمْ وَيَذْكُرُوا۟ ٱسْمَ ٱللَّهِ فِىٓ أَيَّامٍ مَّعْلُومَٰتٍ عَلَىٰ مَا رَزَقَهُم مِّنۢ بَهِيمَةِ ٱلْأَنْعَٰمِ فَكُلُوا۟ مِنْهَا وَأَطْعِمُوا۟ ٱلْبَآئِسَ ٱلْفَقِيرَ

Li yeşhedû menâfia lehum ve yezkuru ismallâhi fî eyyâmin ma’lûmâtin alâ mâ rezakahum min behîmetil en’âm(en’âmi), fe kulû minhâ ve at’ımul bâisel fakîr(fakîre).

Şahit olmaları için onlara (olan) menfaatlere; ve anarlar Allah'ın ismini bilinen/belirli günlerde; onları rızıklandırdığının üzerine; dört ayaklı çiftlik hayvanlarından; öyle ki yiyin ondan; ve yedirin perişan/sefil fakire.

7

2627|22|34|وَلِكُلِّ أُمَّةٍ جَعَلْنَا مَنسَكًا لِّيَذْكُرُوا۟ ٱسْمَ ٱللَّهِ عَلَىٰ مَا رَزَقَهُم مِّنۢ بَهِيمَةِ ٱلْأَنْعَٰمِ فَإِلَٰهُكُمْ إِلَٰهٌ وَٰحِدٌ فَلَهُۥٓ أَسْلِمُوا۟ وَبَشِّرِ ٱلْمُخْبِتِينَ

Ve li kulli ummetin cealnâ menseken li yezkurû ismallâhi alâ mâ razakahum min behîmetil en’âm(en’âmi), fe ilâhukum ilâhun vâhıdun fe lehû eslimû ve beşşiril muhbitîn(muhbitîne).

Ve her bir ümmet için yaptık bir mensek/bir ritüel yeri; anmaları için Allah'ın ismini, onları rızıklandırdığı üzerine; dört ayaklı çiftlik hayvanlarından; öyle ki, ilahınız tek bir ilahtır; öyle ki, O’na teslim olun; ve müjdele itaat sahiplerini.

8

2629|22|36|وَٱلْبُدْنَ جَعَلْنَٰهَا لَكُم مِّن شَعَٰٓئِرِ ٱللَّهِ لَكُمْ فِيهَا خَيْرٌ فَٱذْكُرُوا۟ ٱسْمَ ٱللَّهِ عَلَيْهَا صَوَآفَّ فَإِذَا وَجَبَتْ جُنُوبُهَا فَكُلُوا۟ مِنْهَا وَأَطْعِمُوا۟ ٱلْقَانِعَ وَٱلْمُعْتَرَّ كَذَٰلِكَ سَخَّرْنَٰهَا لَكُمْ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Vel budne cealnâhâ lekum min şeâirillâhi lekum fîhâ hayr(hayrun), fezkurû ismallâhi aleyhâ savâff(savâffe), fe izâ vecebet cunûbuhâ fe kulû minhâ ve at’ımûl kânia vel mu’terr(mu’terra), kezâlike sahharnâhâ lekum leallekum teşkurûn(teşkurûne).

Ve yağlanmışları/irileşmişleri yaptık size Allah'ın sizlere (olan) işaretlerinden; ondadır bir hayır; öyle ki, anın Allah'ın ismini onun üzerine; saf saf dizilenler (olduklarında); öyle ki, düştüğü zaman yanlarına; öyle ki, yiyin ondan; ve yedirin; kanaat edip istemeyene ve isteyene; işte böyledir; boyun eğdirdi onu sizlere; belki sizler şükredersiniz.

9

2633|22|40|ٱلَّذِينَ أُخْرِجُوا۟ مِن دِيَٰرِهِم بِغَيْرِ حَقٍّ إِلَّآ أَن يَقُولُوا۟ رَبُّنَا ٱللَّهُ وَلَوْلَا دَفْعُ ٱللَّهِ ٱلنَّاسَ بَعْضَهُم بِبَعْضٍ لَّهُدِّمَتْ صَوَٰمِعُ وَبِيَعٌ وَصَلَوَٰتٌ وَمَسَٰجِدُ يُذْكَرُ فِيهَا ٱسْمُ ٱللَّهِ كَثِيرًا وَلَيَنصُرَنَّ ٱللَّهُ مَن يَنصُرُهُۥٓ إِنَّ ٱللَّهَ لَقَوِىٌّ عَزِيزٌ

Ellezîne uhricû min diyârihim bi gayri hakkın illâ en yekûlû rabbunallâh(rabbunallâhu), ve lev lâ def’ullâhin nâse ba’dahum bi ba’dın lehuddimet savâmıu ve biyaun ve salavâtun ve mesâcidu yuzkeru fîhe ismullâhi kesîrâ(kesîran), ve le yansurennallâhu men yansuruh(yansuruhu), innallâhe le kaviyyun azîz(azîzun).

Kimseler; çıkarıldılar diyarlarından haksız yere; sadece ki derler: “Rabbimiz Allah'tır”; eğer olmasaydı defetmesi Allah'ın insanların bazılarını onların bazılarıyla; mutlak yıkılırdı manastırlar; ve kiliseler; ve salatlar/destekler; ve mescitler; anılır orada Allah'ın ismi çokça; ve mutlak yardım eder Allah O’na (Allah’a) yardım eden kimseye; doğrusu Allah mutlak kuvvetlidir; güç yetirendir.

 

İsim (اسم) kelimesinin Allah için kullanılmadığı tek ayet

10

4621|49|11|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا يَسْخَرْ قَوْمٌ مِّن قَوْمٍ عَسَىٰٓ أَن يَكُونُوا۟ خَيْرًا مِّنْهُمْ وَلَا نِسَآءٌ مِّن نِّسَآءٍ عَسَىٰٓ أَن يَكُنَّ خَيْرًا مِّنْهُنَّ وَلَا تَلْمِزُوٓا۟ أَنفُسَكُمْ وَلَا تَنَابَزُوا۟ بِٱلْأَلْقَٰبِ بِئْسَ ٱلِٱسْمُ ٱلْفُسُوقُ بَعْدَ ٱلْإِيمَٰنِ وَمَن لَّمْ يَتُبْ فَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلظَّٰلِمُونَ

Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ yeshar kavmun min kavmin asâ en yekûnû hayren minhum ve lâ nisâun min nisâin asâ en yekunne hayren minhunn(minhunne), ve lâ telmizû enfusekum ve lâ tenâbezû bil elkâb(elkâbi), bi’se l-ismu l-fusûku ba’del îmân(îmâni), ve men lem yetub, fe ulâike humuz zâlimûn(zâlimûne).

Ey inanmış kimseler! Alay etmesin bir toplum bir toplumla; belki de olurlar daha hayırlı onlardan; ve de kadınlar kadınlarla; belki de olurlar daha hayırlı onlardan; ve kusur aramayın nefeslerinizde; ve aşağılayıcı ad takmayın lakaplarla; ne kötüdür fasık/sapkınlık ismi iman sonrası; ve kim asla tevbe etmez; öyle ki, işte onlar; onlardır zalimler.

 

9 adet “Rabbinin ismi” (ٱسْمُ رَبِّكَ)

11

4977|55|78|تَبَٰرَكَ ٱسْمُ رَبِّكَ ذِى ٱلْجَلَٰلِ وَٱلْإِكْرَامِ

Tebâreke ismu rabbike zîl celâli vel ikrâm(ikrâmi).

Tebarektir/bereketlidir Rabbinin ismi; azamet ve ikram/cömertlik sahibi.

12

5051|56|74|فَسَبِّحْ بِٱسْمِ رَبِّكَ ٱلْعَظِيمِ

Fe sebbih bismi rabbike l-azîm(azîmi).

Öyle ki, tesbih et Rabbinin ismiyle; büyük/azim.

13

5073|56|96|فَسَبِّحْ بِٱسْمِ رَبِّكَ ٱلْعَظِيمِ

Fe sebbih bismi rabbike l-azîm(azîmi).

Öyle ki, tesbih et Rabbinin ismiyle; büyük/azim.

14

5373|69|52|فَسَبِّحْ بِٱسْمِ رَبِّكَ ٱلْعَظِيمِ

Fe sebbih bismi rabbike l-azîm(azîmi).

Öyle ki, tesbih et Rabbinin ismiyle; büyük/azim.

15

5481|73|8|وَٱذْكُرِ ٱسْمَ رَبِّكَ وَتَبَتَّلْ إِلَيْهِ تَبْتِيلًا

Vezkuri isme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ(tebtîlen)

Ve an Rabbinin ismini; ve adan O'na; tam bir adanma (-yla).

16

5614|76|25|وَٱذْكُرِ ٱسْمَ رَبِّكَ بُكْرَةً وَأَصِيلًا

Vezkuri isme rabbike bukreten ve asîlâ(asîlen).

Ve an Rabbinin ismini; sabah ve akşam.

17

5947|87|1|سَبِّحِ ٱسْمَ رَبِّكَ ٱلْأَعْلَى

Sebbihı isme rabbike l-a’lâ.

Tesbih et Rabbinin ismini; yüce.

18

5961|87|15|وَذَكَرَ ٱسْمَ رَبِّهِۦ فَصَلَّىٰ

Ve zekere isme rabbihî fe sallâ.

Ve andı/zikretti Rabbinin ismini; öyle ki salat etti/destekledi.

19

6105|96|1|ٱقْرَأْ بِٱسْمِ رَبِّكَ ٱلَّذِى خَلَقَ

Ikra’ bismi rabbike ellezî halak(halaka).

Oku/naklet (sana vahy edilen Kur’an ayetlerini); Rabbinin ismiyle; yaratan.

 

İsim (اسم) kelimesinin Kur'an’da geçiş yerleri ve sayıları

Arapçası

Okunuşu

Türkçesi

Geçiş sayısı

Analiz Raporu

اسم

isim

isim

14

Göster

باسم

bismi

ismiyle

4

Göster

الاسم

l-iism

isim

1

Göster

 

   

Toplam=19 (19x)

 Tümünü Göster 

 

En doğrusunu Allah bilir.