Bazı kimseler sadece Kur'an'a göre yaşamak bir insanı nasıl bir insan yapıyor diye soruyor. Sadece Kur'an diyeli aşağıdaki gibi bir kimse oldum;
Ders olarak izlemek isteyenler için;
Bir kimseyim ki;
- Sadece Kur'an diyen;
- Kur'an'ı anlayarak okuyan; ayetler üzerinde uzun uzun düşünen;
- Kur'an'ı bir ders kitabıymış gibi altını çizerek derinlemesine okuyan;
- Kendisine örnek olarak başta Muhammed peygamber ve İbrahim peygamber olmak üzere tüm peygamberleri örnek alan;
- Hadisleri tümden reddeden. Dinde kaynak olarak asla kabul etmeyen;
- Mezhebi olmayan; her türlü tarikattan uzak duran;
- Yüce Allah ile arasına hiçbir şeyi sokmayan;
- Yüce Allah ile resûllerinin arasını asla ayırmayan;
- Kur'an'ın tamamına iman eden; “İman ederiz bir kısmına ve kâfirlik ederiz (örter-gizleriz) bir kısmına" deyip ara yol tutanlardan olmayan;
- "Tabi olun Allah'ın indirdiği şeye” denildiğinde “Hayır! Tabi oluruz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye” demeyen; Yüce Allah'ın astından evliyaya (velilere) tâbi olmayan.
- Kur'an'ın insanlar için asla zorluk nedeni olmayacağına inanan; Kur'an'ın mutluluk ve huzur kaynağı (hem bireysel hem toplumsal) olduğuna inanan; Kur'an'daki bir ayet nedeni ile insanlar zorluk yaşıyorsa o ayetin kesinlikle yanlış yorumlandığına inanan;
- Kur'an açıktır, yeterlidir diyen;
- Kur'an'dan bir şey öğrendiğinde bunu gizlemeden tüm insanlar ile paylaşan;
- Hayatını sadece Kur'an'a göre yaşayan; Kur'an'ın hükümlerini hayatına uygulayarak geçiren;
- Peygamberler arasında ayrım yapmayan;
- Yüce Allah'a iman etmiş, meleklerine iman etmiş, kitaplarına iman etmiş, ahiret hayatına iman etmiş;
- Muhammed peygamber=Kur'an; Kur'an=Muhammed peygamber diyen;
- Resule itaat etmenin ona indirilen Kur'an'a itaat etmek olduğunu bilen;
- Ahirette Muhammed peygamberin "Ve dedi resûl: "Ya Rabbi şüphesiz benim kavmim-toplumum tuttular bu Kur'an'ı terk edilmiş"" şeklinde şikayet edeceği kimselerden olmamak için Rabbine dua eden;
- Ahirette sadece Kur'an'dan sorulacağını bilen;
- Delillere dayanarak Kur'an'ın Yüce Allah katından geldiğine kesin olarak iman etmiş;
- Kur'an rakamlanmış bir kitaptır diyen; 19 mucizesi ile Kur'an'ın Yüce Allah katından olduğunu kesin olarak görmüş; böylece imanı kat kat artmış; böylece kalbi dinginleşmiş;
- Delillere dayanarak hanif/tek tanrıcı/monoteist olmuş;
- Kendisine değil; Kur'an'a çağıran;
- Rabbinin astlarından hiçbir şeyi O’na ortak koşmayan; müşrik olmayan;
- Rabbinden kendisini sıratel müstakim olan Kur'an yoluna iletmesini ve o yolda ilerletmesini dileyen;
- Şeytanın adımlarını izlemeyen;
- Rabbine kendisini müşrik ve fâsık etmemesi için yakaran;
- Rabbinden kendisini muttaki (takva sahibi, sakınan), muhles (iyi-güzel işler yapan) kullarından etmesini isteyen;
- Yüce Allah'tan kendisini Sabıklar ya da Ashab-ı Meymene topluluğuna sokmasını dileyen; Ashab-ı Meşeme'den uzak tutmasını isteyen;
- Kitabının İlliyun'da olması için Rabbine yalvaran;
- Adn, Meva, Firdevs, Naim cennetlerine girmek için Rabbine dua eden;
- Cehennemin uğultusundan kendisini koruması için Yüce Allah'a yakaran;
- Şefaatin tek Yüce Allah'ın yetkisinde olduğunu bilerek, sadece Yüce Allah'tan şefaat bekleyen;
- Seherlerde Afüv, Gaffar, Gafir sıfatlarıyla Rabbinden bağışlanma dileyen;
- Seherlerde "Velim, Vekilim, Nasirim ol" diyen;
- Seherlerde "Rabbimiz bize bu dünyada iyilik yaz, ahirette de iyilik yaz" diyen;
- "Rabbimiz! Senin yazdığın haricinde hiçbir şey bize gelip çatmaz; sen bizim mevlamızsın/sahibimizsin; sana güvendik; sana yöneldik, sana tevekkül ettik" diyen;
- Rabbinden salatlarını ve rahmetini isteyen;
- ZulFadlil Azim (İsm-i Azam) sıfatı ile Rabbinin kendisine lütfetmesini dileyen;
- Az uyuyan;
- Uyandığında ilk yaptığı şey Rabbini anmak olan;
- Rabbini uman/ümit eden;
- Sadece Rabbine tevekkül eden;
- Rabbine yönelmiş ve son varışın Rabbi olduğunu bilen;
- Şirk içermeyen ve tayyip (güzel) sözlerin ancak Yüce Allah'a yükseleceğine inanan;
- Yüce Allah kendisini vefat ettirirken meleklerin kendisini 'Selam' diyerek karşılamasını dileyen;
- Ahiretteki yapılacak olan hesap verme gününde hesabının ağır olmasını dileyen;
- Meleklerin kendisine "Girin cennetlere, iyi yaptınız" demesini umut eden;
- Güneş doğmadan önce ('salatı fecr') ve Güneş battıktan sonra ('salatı işa') günde 2 kez Yüce Allah'tan destek (salat) isteyen (namaz kılan); namaz sonrası mutlaka Kur'an okuyan (anlayarak);
- Namaz için abdesti Kur'an'a göre alan; elini dirseklere kadar yıkayan, yüzünü yıkayan; başını ıslak eli ile mest eden; ayaklarını topuklara kadar mest eden; akşam salatı için abdeste eve yeni gelmişse ayaklarını yıkayan. Ağzına ve burnuna abdest için su almayan; kulaklarını yıkamayan; ensesini mest etmeyen;
- Şirk yuvası haline getirilmiş camilere gitmeyen;
- İmamların, müezzinlerin, diyanet işlerinde görevli memurların kamudan aldıkları maaşların haram olduğuna inanan; bunun hesabını ahirette vereceklerine inanan;
- Din üzerinden para kazanmanın kesinlikle haram olduğuna inanan; haksız bir kazanç olduğuna inanan;
- Yüce Allah'ın evrenindeki her yerin bir mescid olduğunu bilen;
- Yüzünü nereye dönerse dönsün Rabbinin orada olduğunu bilen;
- Günün her saniyesi evrendeki yaratılışı düşünüp Rabbine hamd eden;
- Rabbinin kendisine verdiği özellikleri/fıtratı doğru şekilde, doğru yerde ve dengeli kullanarak Rabbini tesbih eden;
- Aklını kullanan; sorgulayan, dönüşümlü düşünen;
- Hatasını gördüğünde hatasından vazgeçen; yanlışta inat etmeyen;
- Doğru bildiği şeyde bir kere karar verdi mi artık hedefe ulaşmak için kararlılıkla mücadele eden;
- Kazandığı her şeyin 1/5'in (%20) zekât olarak topluma geri döndüren;
- Haksız kazanç sağlamayan;
- Dinden tek kuruş bile olsa gelir elde etmeyen; dini çıkarları için asla kullanmayan;
- Emeği ile rızkını kazanan;
- Ayrıca ihtiyaç sahipleri için infak eden, harcayan;
- İnfakta dengeli olan; saçıp savurmayan; eli de sıkı olmayan;
- Beğendiği/güzel şeylerden infak eden;
- Miskinin (açlık sınırında yaşayanların) yiyeceği konusunda kendisi uğraş verirken toplumu da teşvik eden;
- Mâûnun (her türlü maddi yardımın) ihtiyacı olanlara gitmesine engel olmayan;
- Zinadan uzak duran;
- Gözlerini kısan; kadınlara karşı şehvetli şekilde bakmayan;
- Tek eşli;
- Eşiyle sükûnete ulaşan;
- Çok eşliliğin toplumsal bir konu olduğuna inanan; toplumun bu konuda kanunları aracılığı ile hüküm vermesi gerektiğine inanan; Kur'an'ın bu konu hakkında hüküm vermediğini, topluma bıraktığının farkında olan;
- Kur'an'ın tek eşliliği önerdiğini bilen; ancak çok eşliliği de yasaklamadığını bilen;
- Kur'an'a göre cariye (seks kölesi) diye bir şey olmadığını bilen;
- Kur'an'ın bir insanın Yüce Allah dışında kimseye kulluk etmemesini emrettiğini bilen; köleliğe kesinlikle karşı olan;
- Boyunduruk altında olanların özgürleştirilmesi gerektiğine tüm kalbi ile inanan; kredi kartı borçlularının boyunduruk altında olduklarına inanan;
- Evlatlarının Rabbinden bir hediye, bir meta olduğunu bilen; Yüce Allah'tan onların canını hanif almasını ve onların zürriyetlerinden de hanifler getirmesini dileyen;
- Evlatlarına haram tek lokma yedirmeyen;
- Yüce Allah'ın kendisine verdikleri için maşAllah (Allah'ın dilediğidir) diyen;
- Evrendeki yaratılmışları görüp SubhanAllah diyen;
- Her işte inşAllah (Allah dilerse) diyen;
- Her işe başlarken anlamını düşünerek "Bismi Allah, er-Rahman, er-Rahim" diyen;
- "Rabbim! Artır bana ilmi" diyen;
- Yüce Allah'ın ayetleri olan matematik, kimya, fizik, biyoloji, tıp, astronomi gibi pozitif bilimlerde bilgisini geliştiren;
- Belgeseller izleyerek yeni şeyler öğrenen;
- Antik şehirleri gezerek uzun uzun o kavimlerin başına neler geldi diye düşünen (Afrodisias’ı tavsiye ederim);
- Kehf suresinde geçen, 7 uyurlar olarak bilinen, Yüce Allah tarafından övülen gençlerin sahip oldukları köpekleri gibi bir köpeği olan (benimki Toy Poddle). (Ayaklarını öne uzatıp bir yatışı var. Bana o gençlerin köpeklerini hatırlatıyor)
- Erdemli ve ahlaklı bir yaşam sürmek için mücadele eden;
- Adâleti/eşitliği gözeten;
- Kendi aleyhine bile olsa her zaman doğruyu söyleyen;
- Haksızlıklara karşı susmayan, mücadele eden;
- Hakkı/gerçeği batıl ile asla örtmeyen; hak/gerçek üstüne batıl elbisesi asla giydirmeyen;
- Hakkı/gerçeği bildiği halde onu asla gizlemeyen; topluma açıklayan;
- Kalp kırmayan; barışçıl olan;
- Zerre kadar bile olsa harama el uzatmayan;
- Yüce Allah'ın yarattığı her şeyi seven;
- Kendi salatlarını bilmiş olan doğadaki her şeye (hayvanlar, bitkiler, deniz, nehirler, dağlar vb.) derin saygı duyan;
- Doğayı bozmayan;
- Boş tartışmalara girmeyen; polemik yapmayan; hakaret etmeyen; cahillere karşı ‘selam size’ diyen;
- Duyduğu bir haberi araştıran; araştırmadan acele ile karar vermeyen;
- Kavga edenleri ayırmaya çalışan; zulmeden varsa gerekirse ona karşı tavır alan;
- Kimseyle alay etmeyen, takma isimler koymayan;
- Zanlardan sakınan; gerçek deliller ile hareket eden;
- Verdiği sözleri kesinlikle yerine getiren;
- Yalan şahitlik asla yapmayan;
- Kibirden uzak duran; kendisini beğenmiş şekilde yeryüzünde yürümeyen;
- Elinden kaçana üzülmeyen; verilen nimetler ile şımarmayan;
- Musibetlerin Yüce Allah’tan geldiğini bilen ve onlara karşı direnen, mücadele eden; asla dengesini kaybetmeyen; isyan etmeyen;
- Asr suresini kendisine mihenk taşı yapan; her zaman hakkı/gerçeği tavsiyeleşen; her zaman sabrı/metanet ile direnmeyi-mücadele etmeyi tavsiyeleşen; barışa yönelik, düzeltici işler yapan;
- Kendisini bile bile tehlikeye atmayan; aşırıya kaçmadan tedbirli olan;
- Dengeli bir hayat yaşayan; dengeli eğlenen, dengeli çalışan, dengeli tatil yapan;
- Hiçbir zaman boş kalmayan; bir işi bitirdiğinde hemen başka bir işe koyulan; beynini sürekli bir iş ile meşgul eden;
- Yüce Rabbine tevekkül ederek asla zarara uğramayacak bir ticaret uman;
- Görevlilere asla rüşvet vermeyen;
- Asla rüşvet almayan;
- Başkalarının malını haksız yere yemeyen, mala çökmeyen;
- Bir konu hakkında yeterli bilgi sahibi değilse daha bilgili birisine sormayı tercih eden;
- Sözü dinleyen ve en güzeline uyan;
- Zan (varsayım, kesin olmayan bilgi) ile hareket etmeyen;
- Hafiyelik asla yapmayan; casus gibi gizli gizli bilgi toplamayan;
- Gıybet yapmayan; bir kişinin yokluğunda arkasından onunla ilgili kötü şeyler konuşmayan (gerçek olsa bile).
- İyi bir şeye aracı olduğunda ondan kendisine bir pay olduğunu bilen; kötü bir şeye aracılık ettiğinde ise ondan da kendisine bir pay olduğunu bilen;
- İnsanlara selam veren; iyi niyetini gösteren;
- Kendisine verilen selamı mutlaka alan; mümkünse daha iyisi ile karşılık veren;
- Bağışlayıcı olan; bağışlamanın insanın ruhuna iyi geldiğini bilen;
- Kendisinden daha üstün nimetler verilmiş kimselere özenmeyen; onları kıskanmayan; onlar gibi olmayı arzulamayan;
- Şiddet içermeyen tartışmadan kaçmayan; tartışmanın doğru seçeneği ortaya çıkarabileceğine inanan;
- Tartışmalı bir durumda ‘getirin delillerinizi’ diyen;
- Yüce Allah’ı her an anarak kalbinin dinginleşmesini sağlayan;
- Her türlü şiddetten kesinlikle uzak duran;
- İnsanlara zulmetmeyen, mobbing yapmayan;
- Hayvanların ve bitkilerin yaşam hakkını savunan;
- Ana-babasına her zaman güler yüzlü olan; onları asla azarlamayan; onları mutlu etmek için uğraşan;
- Çevresindeki ihtiyaç sahipleri için harcama yapan;
- Yetimleri kerimleştirmek için mücadele eden;
- Bir işe başlamadan önce “Rabbim! Girdir beni bir doğru girişe ve çıkar beni bir doğru çıkışa; ve yap benim için katından yardımcı bir güç/kuvvet.” diyen;
- Kesin bir bilgi ile bilmediği şeyleri diline dolamayan; dedikodu yapmayan;
- Yeryüzünde mütevazi/kibirsiz yürüyen; dağlardan büyük olmadığını bilen; yeri delip geçemeyeceğinin farkında olan;
- Güzel davranan;
- Öfkelendiğinde öfkesini bastıran; kendini kaybetmeyen;
- Hayra/iyiliğe çağıran; evrensel doğru değerleri öneren; evrensel yanlış değerlerin toplumda etkin olmasına engel olmaya çalışan;
- Musibetlere karşı gevşemeyen/üzülmeyen;
- Rabbinin hükmüne saygı duyan, Rabbinin hükmüne sabreden;
- Doğru yolda olmayan yönetici/yöneticilere itaat etmeyen; onlarla mücadele eden;
- Güçlü bir toplum için çalışan;
- Danışma ve uzlaşı sistemi olan demokrasi ve cumhuriyet ilkelerini savunan;
- Diktatörlüğe kesinlikle karşı olan;
- İşin/emanetin ehline verilmesini savunan;
- Kur'an'ın muhatabının insanlar olduğunu bilen; ülkenin-devletin-yönetimin dininin olamayacağını, dinin bireyler için olduğunu savunan; yönetenlerin kendi bireysel dinlerini topluma empoze etmemesi gerektiğini düşünen;
- Yönetenlerin-devletin ülkede yaşayan her bir kimseye eşit ve adaletli davranması gerektiğini düşünen;
- Uzmanı olduğu alanda yöneticiliğe/göreve Yusuf peygamberin yaptığı gibi talip olan; bunu dile getirebilen;
- Tefecilik asla yapmayan; tefeciler ile mücadele eden;
- Merkez bankasının yıllık enflasyon oranı kadar faizin riba olmadığını düşünen; faizin bu orandan fazla olduğu zaman riba olacağını bilen; bir para ile 10 ekmek alınabiliyorsa 1 yıl sonra da 10 ekmek alınabilmesinin gerekliliğine inanan. 11 ekmek alınıyorsa 1 ekmeğin riba olacağına inanan;
- Kadınlara karşı saygılı olan; onların erkekler ile eşit hakka sahip olduklarını bilen;
- Din konusunda hiçbir kimsenin başka bir kimseye baskı yapmaması gerektiğini savunan;
- Çocuk yaşta evliliklere kesinlikle karşı olan; ancak olgunlaşmanın başladığı ergenlik bitimi sonrası (>18-20; hem erkek hem kız için) evliliğe izin verilebileceğini savunan; evlilikte bireylerin özgür-hür iradesi ile eşlerini seçmeleri gerektiğini düşünen;
- Bir insan için tam olgunlaşmanın 40 yaşında başladığına inanan;
- Ramazan ayında oruç tutan; ancak zorlandığı zamanlarda oruç yerine bir kimseyi 1 gün boyunca doyuran;
- Aklı örten her türlü içki ve maddeden uzak duran;
- Kumar/şans oyunlarından uzak duran;
- Oğulları ile satranç veya ailecek Monopol oynayan;
- Din konusunda hiç kimseye baskı yapmayan (ailesi dahil);
- Borç verdiği veya borç aldığı kimse ile yazılı bir sözleşme yapan. Bu sözleşmede tanık bulunduran;
- Ancak vatan için savaşmanın Yüce Allah'ın bir emri olduğuna inanan;
- İnsanların dillerinin ve renklerinin farklı olmasını Yüce Allah'ın bir ayeti olarak gören; hiçbir dilin yasaklanmaması gerektiğini düşünen;
- Yeryüzünün tamamının Yüce Allah'ın olduğunu bilen; böylece ülkesinde zulüm gören insanların bir sistem içinde göç edebilmesine imkan tanınmasının gerektiğine inanan; bunun tek bir devletin değil tüm insanların bir sorunu olarak çözülmesi gerektiğine inanan;
- Bir insanı kurtarmanın tüm insanlığı kurtarmak gibi olduğuna, bir insanı öldürmenin de tüm insanlığı öldürmek gibi olduğunu bilen;
- Haksız yere asla bir cana kıymayan (vatan savunması hariç);
- Kur'an'da kadınlar için baş örtüsü veya türban emrinin olmadığını bilen; ancak erkek olsun kadın olsun giyimde bir sınırın olması gerektiğini düşünen; mümin kadınların göğüslerinin, kalçalarının ve göbek kısımlarının kapalı olması gerektiğini düşünen; ancak dileyenin dilediği gibi giyinme özgürlüğünü de sonuna kadar savunan;
- Hırsızlık yapanın elinin tümden kesilmesinin Kur'an'da olmadığını bilen; ancak hırsızlık yapanın elinin üzerine onu rencide ve deşifre edecek şekilde anestezi ile ufak bir kesi yapıp işaretlemenin caydırıcı olacağını düşünen;
- Zinanın taraflardan en az birisi evli ise söz konusu olduğunu bilen; zina yapan kadın ve erkeğe recm (taşlayarak öldürme) cezasının Kur'an'da olmadığını bilen. Keçinin yediği ayet şeklinde uydurulan hadise inanmayan; zina eden erkek veya kadın eğer mümin ise, Müslümanlar olduklarını söylüyorlarsa onları toplum içinde rencide etmek için 100 celde vurmak gerektiğine inanan (asla yaralama ve öldürme amacı ile olmayan); müslüman değillerse, Kur'an'a iman etmiyorlarsa bu cezanın da verilemeyeceğini bilen;
- Yüce Allah'a yaklaştırsın diye hayvanların kesilip kurban edilmesine kesinlikle karşı olan; Yüce Allah'ın rızasını gözeterek hayvan kesip onun eti ile fakirlerin ve fakir çocuklarının sağlıklı protein almasının gerekliliğine inanan;
- Hayvan kesip etlerin dağıtılması olayının yılda bir kez yapılan bayram şeklinde olmasına karşı olan (hayvanların üreme hızını azaltacağı için); imkânı olanların bunu yıl içine farklı zamanlara yayması gerektiğini düşünen;
- Leş, domuz eti, kan yemeyen; Allah'tan başkasının adı anılmış olarak kesilen bir hayvanın etini protesto etmek için yemeyen (şimdiye kadar zorunlu bir durum olmadı, olursa aşırıya kaçmadan yiyebileceğini bilen);
- İhtiyacı olan insanlara dağıtmak amaçlı kesim dışında (Yüce Allah'ın rızasını almak için), insanların beslenmesi için rutin kesilen hayvanların (market etleri vb.) üzerine teker teker Yüce Allah'ın adının anılmasının gerekli olmadığı bilen; 'helal et', 'helal gıda' uygulamasına kesinlikle karşı çıkan;
- Hayvanların acı çektirmeden kesilerek etlerinin yenilebileceğine inanan;
- Haccın tartışmak demek olduğunu bilen; haccın Mekke'ye gitmek ve oradaki evin etrafını dönmek olmadığını, bir taşı öpmek olmadığını, şeytanı taşlıyoruz diye bazı kayalara taş atmanın ibadet olmadığını kesin olarak bilen; haccın 4 ay süren bir seminerler zinciri olduğunu, büyük haccın ise en büyük kongre olduğunu düşünen; bu toplantılara sadece Müslümanlar değil tüm insanların davet edilmesi gerektiğini bilen; toplantılar sonucunda Dünya barışı için yılda 1 kez sonuç bildirgesi yayınlanması gerektiğini düşünen;
- Bu hac toplantılarına destek olmak isteyenlerin bazı hediyeler (para/yemek/et vb.) gönderebileceğine inanan;
- Kur'an'ın yeryüzündeki tüm insanların her yıl ardışık 4 ay süresince (haram aylar) savaşmamasını emrettiğini bilen;
- Kur'an'daki Allah'ın evi veya Allah'ın devesi gibi tabirlerin hiç kimsenin özel malı olmayan kamu malları için kullanıldığını bilen;
- Yüce Allah'ın evinin tek tanrı/monoteist öğretisinin yapıldığı bir okul olduğunu düşünen;
- Salat-ı Vusta'nın yani en hayırlı salatın haftada bir gün lokal olarak (köyde, mahallede vb.) yapılan halk arasındaki destekleşme toplantısı olduğunu düşünen; imece usulü ile ihtiyacı olanların ihtiyaçlarının giderilmesi amaçlı olduğunu düşünen;
- Cenaze namazı diye bir şeyin olmadığını Kur'an'dan bilen; insanların ölen kişinin ailesine destek olmak için ölmüş kişinin evinde ve mezarlıkta toplanabileceğine inanan;
- Ölmüş insana Kur'an okumanın anlamsız olduğuna inanan; Kur'an'ın ölülere değil ancak yaşayanlara bir faydasının olacağını bilen (o da anlamı bilinerek okunursa, sadece Kur'an denilirse);
- Kabir azabının Kur'an'a göre olmadığını bilen;
- Resuller dahil olmak üzere ölen bir kimsenin asla geriye dönemeyeceğine inanan;
- Yüce Allah'a iman etmiş, ahiret hayatına iman etmiş ve güzel işler yapmış olanların Müslümanlar olmasalar bile Rableri katında mağdur olmayacaklarını bilen;
- Eşcinselliğin bir hastalık olduğunu düşünen; bu kimselerin kesin bir karar verip ameliyatla cinsiyet değiştirmelerinin ve sonrası uygun ilaç tedavisi ile seçtikleri cinsiyette kalmalarının sağlanmasının mutlaka gerekli olduğuna inanan; cinsiyet değiştirdikten sonra karşı cinsle evlilik yapabileceklerine inanan;
- Ölmeden önce vasiyet bırakılmasının gerekliliğine inanan;
- Kutsal olduğu düşünülerek bazı gecelerin (Kadir Gecesi, Regaip Kandili, Beraat Kandili vb.) her yıl kutlanmasına asla inanmayan;
- Kadir gecesinin Kur'an'ın inmeye başladığı gece olduğunu; bir insanın sadece Kur'an dediği gecenin kendisi için bir 1000 aydan (yaklaşık bir insan ömrü) daha hayırlı olan Kadir gecesi olacağına inanan;
- Reenkarnasyona inanmayan;
- Yüce Allah'ıma sonsuz hamd olsun, sonsuz şükürler olsun ki beni dosdoğru yolu (sıratel mustakim) olan sadece Kur'an'a kılavuzladı.