Yüce Allah aşağıdaki ayetlerinde şu şekilde buyurmuştur.

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

6167|102|1|أَلْهَىٰكُمُ ٱلتَّكَاثُرُ

Elhâkumu t-tekâsur.

Oyaladı/şaşırttı sizi sayıca artırma.

6168|102|2|حَتَّىٰ زُرْتُمُ ٱلْمَقَابِرَ

Hattâ zurtumul mekâbir.

Ta ki ziyaret ettiniz kabirleri.

6169|102|3|كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَ

Kellâ sevfe ta’lemûn.

Hayır! Yakında bilirsiniz.

6170|102|4|ثُمَّ كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَ

Summe kellâ sevfe ta’lemûn.

Ardından yine Hayır! Yakında bilirsiniz. 

6171|102|5|كَلَّا لَوْ تَعْلَمُونَ عِلْمَ ٱلْيَقِينِ

Kellâ lev ta’lemûne ilme l-yakîn.

Hayır! Eğer bilirseniz kesin/emin/yakın bir ilim.

6172|102|6|لَتَرَوُنَّ ٱلْجَحِيمَ

Le terevunnel cahîm.

Mutlak görürsünüz cehennemi.

6173|102|7|ثُمَّ لَتَرَوُنَّهَا عَيْنَ ٱلْيَقِينِ

Summe le terevunnehâ ayne l-yakîn.

Sonra görürsünüz onu (cehennemi) kesin/emin/yakın gözle.

6174|102|8|ثُمَّ لَتُسْـَٔلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ ٱلنَّعِيمِ

Summe le tus’elunne yevmeizin anin naîm.

Ardından mutlak sual edilirsiniz/sorulursunuz o gün nimetten.

(أَلْهَىٰكُمُElhâkumu kelimesi kökü (لهو) oyalamak (amuse), şaşırtmak (distract) anlamındadır. ans Wehr 4th ed., page 1033 (of 1303)

(ٱلتَّكَاثُرُ t-tekâsur kelimesi (كثر) sayıca artırmak (outnumber), sayısal olarak artırmak-çoğaltmak (exceed in number) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 954 (of 1303)

Kelimelerin anlamı önemli olduğu için ilk anlamlarını sözlükten ekledim.

cehenneme sayida artirma yapanlar

1. ayet çok önemli bir işaret sunuluyor. ‘t-tekâsur’ kelimesi her türlü sayısal artırma demektir. Parasal artırma, mallarda artırma, evlatlarda artırma, kariyerlerde artırma, nimetlerde artırma yarışı gibi düşünülebilir. Bu artırma arzusunun ve eyleminin gerçek hedeften sapmaya neden olduğu 1. ayette geçen ‘Elhâkumu’ fiili ile işaret ediliyor. Bu fiil ‘şaşırtmak/saptırmak’, ‘oyalamak’ anlamındadır. Bu artırmalar gerçek hedefe yönelmeyi engellemekte ve yanlış yola saptırmaktadır.

Yüce Allah’ın bildirdiğine göre bu artırma mücadelesi kabirlere girinceye kadar devam edecektir. Yüce Allah geçmiş ve gelecek zamanı bildiği için bize işareti veriyor. Bu artırma isteği ve eylemi süreklidir. Asla bitmez. İnsanların çoğu kabirlere bu istek ve arzularını yerine getirmek için mücadele ederken bir anda girerler. Farkında bile olmadan. Bir anda ölmüş olurlar. Artık iş işten geçmiş olur.  

102:5 ayetinde ‘Hayır! Eğer bilirseniz kesin/emin/yakın bir ilim.’ buyurulmaktadır. Yani doğru/kesin bir ilim sahibi olan insanların mezarlara girmeden önce cehennemi görebilir oldukları işaret ediliyor. 102:6 ayetinde geçen ‘Mutlak görürsünüz cehennemi.’ buyruğunda görme eylemi gözle görme eylemi değildir. Anlamak/kavramak anlamındadır. Kendisine doğru/kesin ilim verilenler dünya hayatında iken bile cehennemi anlayabilirler. Kavrayabilirler. Ondan uzak durmak için hayatlarını düzenlerler. Artırma işlerine mesafeli dururlar. Cehennemin gerçek gözlerle görüleceği zaman ise ahiret evrenindeki bir dönemdir/gündür. 102:7 ayetinde ‘Sonra görürsünüz onu (cehennemi) kesin/emin/yakın gözle.’ buyruluyor. Buradaki görme kesin gözlerledir.

102:8 ayetinde ‘Ardından mutlak sual edilirsiniz/sorulursunuz o gün nimetten.’ buyrulmuştur. Bu noktada verilen tüm nimetlerden hesap sorulacağı anlaşılıyor. Nimet sadece mal/mülk evlat olarak düşünülmemelidir. Güzellik, bilim sahibi olmak gibi insana verilen yetiler de birer nimettir. Böylece anlarız ki Yüce Allah’ın verdiği nimetleri doğru yerlerde kullanmamız gereklidir.

Kuran’ın katmanlı bir yapısı vardır. Müteşabih ayetleri vardır. Ayetin anlamı bilim geliştikçe, farklı olaylar oluştukça o duruma göre anlam kazanır. Bu ayetlerin mesajı farklı bir katmanda farklı tecelli edebilir.

Şöyle ki;

1974 yılında Kuran’ın 19 mucizesi keşfedildi. 19 sayısı Yüce Allah’ın tek yetkilendirilmiş sayısı olarak Kuran’ı kodluyordu. Çok sayıda delil sundu. Yakın zamanda 19 sayısının delillerini beğenmeyen bazı insanlar 15:87 ayetini yanlış yorumlayarak 19 sayısının yanına 7 sayısını ekledirler. Hatta bazıları bu da yetmezmiş gibi Mod (19)=7, Mod (7)=2 gibi sayılar ürettiler. Kısacası Kuran’ı kodlayan tek 19 sayısının yanına başka sayıları eklediler; Kuran’ı koruyan sayısal sisteme sayılar ekleyerek artırma yaptılar.

Bu kimseler ürettikleri sayılarla 19 sayısının tüm delillerini örttüler. Bu kimselere karşı Kuran’da işaret olabilecek ayetleri incelediğimde;

Mutaffifîn (hile yapanlar) suresinde Siccîn ve İlliyyûn isimli 2 rakamlanmış kitap işaret edilmiştir. Kuran’ın bilgisayara girilmesi ile Kuran da 0-1 ile yani bitler ile rakamlanmıştır.

İlginç bir şekilde;

7. ayet şöyledir;

83:7 Hayır! Doğrusu baştan çıkaranların/ayartanların/bozucuların kitabı mutlak Siccîn'dedir.

7. ayette ‘baştan çıkaranların/ayartanların/bozucuların’  kitabı Siccîn  ile eşleşiyor. Aynı surenin 19. ayetinde ise;

83:19 Ve ne bildirdi sana İlliyyûn ne? 

Buyruluyor. Yani 19. ayette 18. ayette işaret edilen doğruların/iyilerin kitabı İlliyyûn ile eşleşiyor.

Kuran’da ayrıca 77 ayette 77 cehennem kelimesi geçiyor. Cehennemin 7 kapısı olması da ayrı bir işaret olabilir. Cehenneme giriş olan kapılarla 7 sayısı işaret edilmiş olabilir.

Ayrıca başka bir delil de yukarıda ayetleri verilen 102. surede olabilir. Bu kimseler kesin/doğru bir ilime sahip değildirler. Matematiği bilmemektedirler. Olasılık hesaplarını yanlış hesaplamaktadırlar. Kendilerine kesin/doğru bir ilim olan matematiğin evrensel kuralları gösterildiğinde inkar etmektedirler. Yanlış ilimleriyle yanlış hesaplar yapmaya devam etmektedirler. Bu noktada bir kardeşimiz bu kimselerin sahip olduğu ilmin gerçek/yakın/doğru bir ilim olmadığını çok güzel bir şekide anlatıyor. Elbette gerçek/yakın/doğru bir ilimle. Lütfen izleyin.

Kesin ilim sahibi olan yani gerçek/doğru/yakın matematik yapanlar cehennemi anlar. Gözleri ile görmeseler de onu yaşarken görmüş gibi olur. 7 kapısı vardır. 77 ayette 77 kez geçer. 19 sayısının yanına başka sayılar koyanlar bu cehennemi göremiyor. 7 sayısının Kuran’ı kodlama için verilmediğini göremiyor. Yapacak bir şey yok. Öğütler fayda vermiyor. İnatlarında devam ediyorlar. Kabirleri ziyaret edinceye kadar 7 sayısı ile ilgili veriler üretecekler.

Bu kimselerin ele başaları olan İmran Akdemir ve Mustafa Kurdoğlu'nun isimlerini vermeden olmaz. Artırmada konusunda muhteşem olan bu kimseler insanları ürettikleri binlerce sayı ile oyalamakta, şaşırtmaktadır. 

Ancak bu kimseler Yüce Allah kendilerine verdiği akıl nimeti hakkında mutlak ki soracaklardır. Mutlak ki ben de soracağım. Yüce Rabbimin bana verdiği ilmin gereğini yapmaya çalışıyorum. Yüce Allah’ıma sonsuz şükürler ederim. ‘İlmi artır bana’ diye dua ederim.

En doğrusunu Allah bilir.