39:42 ve 6:60 ayetlerinde Yüce Allah şu şekilde buyurmaktadır.

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

4098|39|42|ٱللَّهُ يَتَوَفَّى ٱلْأَنفُسَ حِينَ مَوْتِهَا وَٱلَّتِى لَمْ تَمُتْ فِى مَنَامِهَا فَيُمْسِكُ ٱلَّتِى قَضَىٰ عَلَيْهَا ٱلْمَوْتَ وَيُرْسِلُ ٱلْأُخْرَىٰٓ إِلَىٰٓ أَجَلٍ مُّسَمًّى إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ

Allahu yeteveffel enfuse hine mevtiha velleti lem temut fi menamiha, fe yumsiku lleti kada aleyhel mevte ve yursilu l-uhra ila ecelin musemma, inne fi zalike le ayatin li kavmin yetefekkerun.

Allah vefat ettirir canları-nefisleri ölümü sırasında ve ölmeyen kimseyi uykusunda; sonra tutar-bırakmaz üzerinde ölüm hükmettiği kimseyi ve serbest bırakır ötekilerini belirli bir süreye kadar. Şüphesiz vardır bunda ayetler-işaretler düşünen bir toplum için

849|6|60|وَهُوَ ٱلَّذِى يَتَوَفَّىٰكُم بِٱلَّيْلِ وَيَعْلَمُ مَا جَرَحْتُم بِٱلنَّهَارِ ثُمَّ يَبْعَثُكُمْ فِيهِ لِيُقْضَىٰٓ أَجَلٌ مُّسَمًّى ثُمَّ إِلَيْهِ مَرْجِعُكُمْ ثُمَّ يُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

Ve huvellezi yeteveffakum bil leyli ve ya'lemu ma cerahtum bin nehari summe yeb'asukum fihi li yukda ecelun musemma, summe ileyhi merci'ukum summe yunebbiukum bima kuntum ta'melun.

Geceleyin sizi vefat ettiren ve gündüz ne yapıp ettiğinizi bilen O'dur. Gündüz sizi kaldırır ki belirlenmiş ecelinizi tamamlasın. Sonra dönüşünüz O'na olacaktır. Daha sonra da yapmış olduklarınızı size O bildirilecektir.

 

(يَتَوَفَّى) yeteveffa kelimesi kökü (وفي) karşılığını vermek (fulfill), bedelini vermek-eksiltmeden vermek (redeem), vefat etmek (decease), bir kişinin bilincini-ruhunu almak (to receive or take to one’-self, ), bir kişinin yaşamını almak (to take the life of any one) anlamındadır.  Dict. and Glos of Quran by Penrice, page 162 (of 166), Hans Wehr 4th ed., page 1273 (of 1303)

(مَوْتِهَا ) mevtiha ve (تَمُتْ) temut kelimeleri kökü (موت) ölmek (die) anlamındır. Hans Wehr 4th ed., page 1091 (of 1303)

(مَنَامِهَا) menamiha kelimesi kökü (نوم) uyumak (to sleep) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1187 (of 1303)

(فَيُمْسِكُ) feyumsiku kelimesi kökü (مسك) tutmak (grasp), yapıştırmak (to stick, to cleave), (take hold), kaçırmamak-bırakmamak (seize)  Hans Wehr 4th ed., page 1065 (of 1303)

(يُرْسِلُ) yursilu kelimesi kökü (رسل) göndermek (send), serbest bırakmak (to release), gitmesine izin vermek (to let go) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 391 (of 1303)

 

39:42 ayetinin detaylandırılması;

# Kelime Anlam Kök

1

allahu

Allah

 

2

yeteveffa

vefat ettirir

وفي

3

l-enfuse

canları-nefisleri

نفس

4

hine

sırasında

حين

5

mevtiha

ölümü

موت

6

velleti

ve kimseyi

 

7

lem

   

8

temut

ölmeyen

موت

9

fi

   

10

menamiha

uykusunda

نوم

11

feyumsiku

sonra tutar-bırakmaz

مسك

12

lleti

kimseyi

 

13

kada

hükmettiği

قضي

14

aleyha

üzerinde

 

15

l-mevte

ölüme

موت

16

ve yursilu

ve serbest bırakır

رسل

17

l-uhra

ötekilerini

اخر

18

ila

kadar

 

19

ecelin

bir süreye

اجل

20

musemmen

belirli

سمو

21

inne

şüphesiz

 

22

fi

vardır

 

23

zalike

bunda

 

24

layatin

ayetler-işaretler

ايي

25

likavmin

bir toplum için

قوم

26

yetefekkerune

düşünen

فكر

 

Ayetten ilk anladığımız düşünen bir toplum için, araştırma yapan bir toplum için bu ayette bilimsel kanıtların olduğudur. Şimdi Allah'ın izni ile incelemeye geçelim;

Vefat kelimesi güzel Türkçemize ölmek olarak geçmiş olsa da Kuran’da bu kelime ölümden daha kapsamlı bir durumu tanımlamak için kullanılır.

Ayetten anladıklarımızı özetlediğimizde;

  • Vefat ve ölüm aynı şey değildir.
  • Hem ölüm anında hem de uyku durumunda vefat olayı gerçekleşir.
  • Uykusunda vefat sürecini yaşayan bir kimse; Henüz ölümüne hükmedilmemiş kimse ise vefat olayı son bulur ve uyanarak hayata döner.
  • Uykusunda vefat sürecini yaşayan bir kimse; Ölümüne hükmedilmiş kimse ise vefat olayı ölüm haline dönüşür. Kişi yaşama dönemez.

Bütün bunlar düşünüldüğünde vefat olayının bir kişinin bilincininconsciousnesskaybolması olduğunu net bir şekilde söyleyebiliriz. Bu bilinç kaybı uyku durumunda geçicidir, ölüm durumunda ise kalıcı hale gelir.

 

Bilinç nedir?

Bilinç sözlük anlamı olarak ‘insanın kendisini, çevresini ve olup biteni tanıma, algılama, kavrama, fark etme yetisi’ olarak tanımlanır.

 

Bilinç nasıl kaybolur?

Uyku esnasında hepimiz bilincimizi kaybederiz. Uykuya daldığımızda bilincimiz devreden çıkar. Bilinç durumunun kaybolması bazı anestetik ilaçlar ile de gerçekleşir. Öldüğümüzde ise bilincimiz bu dünya hayatında tamamen kaybolur

 

Bilinç beynin hangi bölgesinde yer almaktadır?

Uzun yıllar boyunca bilincin oluşmasından sorumlu olan bölümün beynin serebral korteks (posterior-cortical ‘hot zone’) olarak adlandırılan dış kabuğu olduğu düşünülmüştür. Ancak 2019 yılında fonksiyonel MRI (Manyetik Resonans Görüntüleme) ile yapılan çalışmalarda bilincin beynin bir bölgesinde oluşmadığı, çok farklı bölgelerin içinde olduğu (özellikle dış kabuk) beyin hücrelerinin ağından ortaya çıktığı gösterilmiştir. Demertzi, A. et al. Sci. Adv. 5, eaat7603 (2019).

 

Uyku durumunda bilincin kaybolmasını ve uyanma durumunda tekrar gelmesini kontrol eden nedir? 

Yüce Rabbimizin bir ölüm meleği olarak bize bildirdiği, vefat işlemini yürütmesi için görevlendirdiği bir melek uyku ve uyanma durumunu yönetir. 

32:11 ayetinde Yüce Allah şu şekilde buyurmaktadır.

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

3512|32|11|قُلْ يَتَوَفَّىٰكُم مَّلَكُ ٱلْمَوْتِ ٱلَّذِى وُكِّلَ بِكُمْ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّكُمْ تُرْجَعُونَ

Kul yeteveffakum melekul mevti llezi vukkile bikum summe ila rabbikum turceun.

De ki: " Size vekil kılınan ölüm meleği, sizi vefat ettirecek. Sonra Rabb'inize döndürüleceksiniz.

 

Ayet incelendiğinde vefat ile görevlendirilen bir ölüm meleği (melekul mevti) (güç-kuvvet) olduğunu görmekteyiz. Beyindeki bu güç vefat sürecini yönetmektedir.  Dikkat edilirse (مَّلَكُ) melek kelimesi tekil olarak kullanılmıştır. Bu da bize beyinde vefat olayını yöneten tek bir merkez olduğunu düşündürür.

2018 yılında yapılan bir çalışmada beyindeki uykuyu yöneten merkezin tek bir merkez olduğu ilk kez gösterildi. Prof. Dr. Antoine Adamantidis başkanlığındaki nörobilimciler 'Department of BioMedical Research (DBMR) at the University of Bern and the Department of Neurology at Inselspital, Bern University Hospital' beynin talamus denilen yapısının çift işlevselli olarak uyku ve uyanmadan sorumlu olduğunu gösterdiler. Bilim insanları optogenetik adı verilen bir yöntem kullandılar. Fareler üzerinde yapılan deneyde farelerin talamus sinir hücrelerine optik uyarı verildi. Yavaş ve ritmik olan uyarılarda fareler derin uykuya daldılar. Uzun ve sürekli uyarılarda ise fareler uyandılar. Bu çalışma uyuma ve uyanma merkezinin tek bir bölgeden yönetildiğinin ilk kanıtıydı.

2020 09 28 17 40 59 Thalamic dual control of sleep and wakefulness   Nature Neuroscience   Opera 

Melekul mevti (ölüm meleği) 'Talamus'  kişiyi derin uykuya sokar, bilincin kaybolmasını sağlar. Yani vefat ettirir. Yüce Allah ölümüne hükmetmemiş ise yine melekul mevti (ölüm meleği) 'Talamus' bu kes kişinin bilincinin yeniden yüklenmesini sağlar ve kişi bilincine kavuşur.   

Allah'ın ölümüne hükmettiği kişinin vefat sürecini yine bu ölüm meleği yönetecek, onu vefat ettirecektir. Ancak kişinin ölümüne hükmedildiği için (ölüm sırasında beyne kan akımının durması söz konusudur) melekul mevti (ölüm meleği) 'Talamus' da etkisiz hale gelir. Kişiye özel olarak görevlendirilen bu melekul mevti (ölüm meleği) 'Talamus''un kendisinin ölmesi (Talamus'daki hücrelerin yok olması) nedeni ile bu melek bilinci tekrar yükleyemeyecektir. Çünkü bilincin yeniden geriye gelememesi için Allah onu tutacaktır. 

Aşağıdaki resimde talamusun (ölüm meleği) yeri gösterilmiştir. 

olum melegi talamus ruh uyku ruya

Yüce Allah'ın tutması ve salması kavramı yine ölüm meleği olan talamus ile ilgilidir. Talamusun hasar görmesi ile bilincin tekrar yüklenmesi imkansız hale gelir (tutulur). Talamusu hasar görmemiş (ölmeyecek olan kişi) kişide ise bilinç tekrar yüklenir (salınır).     

Aşağıdaki ayetlerde 'melaiketu' melekler şeklinde çoğul olarak geçtiğini de görürüz. Bunu nedeni de tek bir merkezden (Talamus) (tek melek-tek güç) gerçekleşen vefat olayının aslında çok sayıda beyin hücresinin (melekler) çalışması ile gerçekleşmesidir.   

 

vefat uykuda vefat olum ruya olunca ne oluyor kuran Allah ruhlar alemi

 

Vefat esnasında görülen rüya ve ölüme dönüşen vefat esnasında meleklerin tavrı! 

Uyku çalışmalarına göre derin uyku denen durumda bilincimiz tamamen kaybolur (vefat) ve rüyalar görmeye başlarız. Ancak rüyalarımızın çoğunu hatırlamayız. Ben hiç rüya görmem diyen insanlar bile çok sayıda rüya görmektedir. Rüya görmeyen bir insan yoktur. Çünkü beyin derin uykuda da boş durmaz. Bilinç kaybolsa da kişi rüyalar görecektir. Kişinin ölümüne hükmedilmiş ise melekul mevti (ölüm meleği) 'Talamus' vefat olayını tersine çeviremeyecek, fevat durumu kalıcı hale gelecektir.

Aşağıdaki ayetlerden anlıyoruz ki ölüme dönüşen vefatta melekler (çoğul) ölen kişiye rüya benzeri anılar yaşatacaktır. 

Vefat eden ve sonrası ölen nefsine zulmetmiş bir kişi kabus (rüya) benzeri deneyimler yaşayacaktır. Bu rüyalar aşağıdaki ayette net olarak bildirildiği gibi oldukça ürkütücüdür. Meleklerin vefat sırasında bu kişilere eziyet ettiği ortadadır. Kişi rüyasında bu melekleri görecektir. Zaten maruz kaldığı muameleden ve işittiği sözlerden cehennem ehlinden olduğunu anlayacaktır. 

Melekler ölen kişinin beyin hücrelerinden başka bir şey değildir. Kişiye vefat esnasında rüya deneyimi yaşatmaktadırlar. 

Cenneti hak etmiş bir kişinin vefatı ise iyi ve güzellikler içeren bir rüya ile başlar. Melekler o kişiye esenlikler diler. Rüyasında iyi şeyler görür. Cennet ehlinden olduğunu vefat anında rüya olarak görecektir.    

Aşağıdaki ayetlerde Yüce Allah şu şekilde buyurmaktadır.

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

590|4|97|إِنَّ ٱلَّذِينَ تَوَفَّىٰهُمُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ ظَالِمِىٓ أَنفُسِهِمْ قَالُوا۟ فِيمَ كُنتُمْ قَالُوا۟ كُنَّا مُسْتَضْعَفِينَ فِى ٱلْأَرْضِ قَالُوٓا۟ أَلَمْ تَكُنْ أَرْضُ ٱللَّهِ وَٰسِعَةً فَتُهَاجِرُوا۟ فِيهَا فَأُو۟لَٰٓئِكَ مَأْوَىٰهُمْ جَهَنَّمُ وَسَآءَتْ مَصِيرًا

İnnellezine teveffahumul melaiketu zalimi enfusihim kalu fime kuntum. Kalu kunna mustad'afine fil ard. Kalu e lem tekun ardullahi vasiaten fe tuhaciru fiha. Fe ulaike me'vahum cehennem ve saet masira.

Melekler kendi nefislerine zulmedenleri vefat ettirecekleri zaman derler ki: "Nerde idiniz?" Onlar: "Biz, yeryüzünde zayıf bırakılmışlar (müstaz'aflar) idik." derler. (Melekler de:) "Hicret etmeniz için Allah'ın arzı geniş değil miydi?" derler. İşte onların barınma yeri cehennemdir. Ne kötü yataktır o?

1210|8|50|وَلَوْ تَرَىٰٓ إِذْ يَتَوَفَّى ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ يَضْرِبُونَ وُجُوهَهُمْ وَأَدْبَٰرَهُمْ وَذُوقُوا۟ عَذَابَ ٱلْحَرِيقِ

Ve lev tera iz yeteveff ellezine keferul melaiketu yadrıbune vucuhehum ve edbarehum, ve zuku azabel harik.

Melekleri, onların yüzlerine ve arkalarına vurarak: "Yakıcı azabı tadın" diye o inkar edenleri vefat ettirirken görmelisin.

1931|16|32|ٱلَّذِينَ تَتَوَفَّىٰهُمُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ طَيِّبِينَ يَقُولُونَ سَلَٰمٌ عَلَيْكُمُ ٱدْخُلُوا۟ ٱلْجَنَّةَ بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

Ellezine teteveffahumul melaiketu tayyibine yekulune selamun aleykumudhulul cennete bima kuntum ta'melun.

Melekler, iyi durumdayken vefat ettirdikleri kişilere; "Esenlik ve güvenlik sizedir (Selamun aleykum)" derler, "Yapmış olduğunuz şeylerin karşılığı olarak girin cennete"

 

Sonuç olarak;

Yüce Allah talamus denilen orta beyin bölümündeki bir yapıyı vefat meleği olarak görevlendirmiştir. Beynin bu bölümü bilincin geçici olarak (uykuda) kaybolmasını ve uyanınca da beyne yüklenmesini kontrol eder.

Vefat meleği olan talamus işlevini kaybederse (ölüme bağlı hücrelerin ölmesibilinci geri yükleyemez

Yüce Allah kişinin ölmesine hükmetmemiş ise vefat meleği bilinci bir bilgisayarın başlaması gibi beyne tekrar yükler. Bu da Yüce Allah'ın o kişinin bilincini serbest bıraktığı için gerçekleşebilir. 

Ölümüne hükmedilmiş bir kişi vefatı esnasında ahiret hayatındaki yaşantısının ne olacağının rüya benzeri bir deneyim ile yaşar.  

 

Kuran'da vefat geçen ayetler;

3:55 ayetinde Yüce Allah şu şekilde buyurmaktadır.

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

348|3|55|إِذْ قَالَ ٱللَّهُ يَٰعِيسَىٰٓ إِنِّى مُتَوَفِّيكَ وَرَافِعُكَ إِلَىَّ وَمُطَهِّرُكَ مِنَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ وَجَاعِلُ ٱلَّذِينَ ٱتَّبَعُوكَ فَوْقَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓا۟ إِلَىٰ يَوْمِ ٱلْقِيَٰمَةِ ثُمَّ إِلَىَّ مَرْجِعُكُمْ فَأَحْكُمُ بَيْنَكُمْ فِيمَا كُنتُمْ فِيهِ تَخْتَلِفُونَ

İz kalellahu ya isa inni muteveffike ve rafiuke ileyye ve mutahhiruke minellezine keferu ve cailullezinettebeuke fevkallezine keferu ila yevmil kıyameh, summe ileyye merciukum fe ahkumu beynekum fima kuntum fihi tahtelifun.

Allah buyurmuştu ki: "Ey İsa! Seni vefat ettireceğim, seni katıma yükselteceğim, seni inkar edenlerden arındıracağım ve sana uyanları kıyamete kadar kafirlerden üstün kılacağım. Sonra dönüşünüz bana olacak. İşte o zaman, ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında aranızda ben hükmedeceğim."

590|4|97|إِنَّ ٱلَّذِينَ تَوَفَّىٰهُمُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ ظَالِمِىٓ أَنفُسِهِمْ قَالُوا۟ فِيمَ كُنتُمْ قَالُوا۟ كُنَّا مُسْتَضْعَفِينَ فِى ٱلْأَرْضِ قَالُوٓا۟ أَلَمْ تَكُنْ أَرْضُ ٱللَّهِ وَٰسِعَةً فَتُهَاجِرُوا۟ فِيهَا فَأُو۟لَٰٓئِكَ مَأْوَىٰهُمْ جَهَنَّمُ وَسَآءَتْ مَصِيرًا

İnnellezine teveffahumul melaiketu zalimi enfusihim kalu fime kuntum. Kalu kunna mustad'afine fil ard. Kalu e lem tekun ardullahi vasiaten fe tuhaciru fiha. Fe ulaike me'vahum cehennem ve saet masira.

Melekler kendi nefislerine zulmedenleri vefat ettirecekleri zaman derler ki: "Nerde idiniz?" Onlar: "Biz, yeryüzünde zayıf bırakılmışlar (müstaz'aflar) idik." derler. (Melekler de:) "Hicret etmeniz için Allah'ın arzı geniş değil miydi?" derler. İşte onların barınma yeri cehennemdir. Ne kötü yataktır o?

786|5|117|مَا قُلْتُ لَهُمْ إِلَّا مَآ أَمَرْتَنِى بِهِۦٓ أَنِ ٱعْبُدُوا۟ ٱللَّهَ رَبِّى وَرَبَّكُمْ وَكُنتُ عَلَيْهِمْ شَهِيدًا مَّا دُمْتُ فِيهِمْ فَلَمَّا تَوَفَّيْتَنِى كُنتَ أَنتَ ٱلرَّقِيبَ عَلَيْهِمْ وَأَنتَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ شَهِيدٌ

Ma kultu lehum illa ma emerteni bihi eni'budullahe rabbi ve rabbekum, ve kuntu aleyhim şehiden ma dumtu fihim, fe lemma teveffeyteni kunte enter rakibe aleyhim ve ente ala kulli şey'in şehid.

"Ben onlara, ancak bana emrettiğini söyledim. 'Benim de rabbim, sizin de rabbiniz olan Allah'a kulluk ediniz' dedim. İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerinde kontrolcü idim. Beni vefat ettirince, artık onlar üzerinde gözetleyici yalnız sen oldun. Sen her şeyi hakkı ile görensin."

1210|8|50|وَلَوْ تَرَىٰٓ إِذْ يَتَوَفَّى ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ يَضْرِبُونَ وُجُوهَهُمْ وَأَدْبَٰرَهُمْ وَذُوقُوا۟ عَذَابَ ٱلْحَرِيقِ

Ve lev tera iz yeteveffellezine keferul melaiketu yadrıbune vucuhehum ve edbarehum, ve zuku azabel harik.

Melekleri, onların yüzlerine ve arkalarına vurarak: "Yakıcı azabı tadın" diye o inkar edenleri vefat ettirirken görmelisin.

1408|10|46|وَإِمَّا نُرِيَنَّكَ بَعْضَ ٱلَّذِى نَعِدُهُمْ أَوْ نَتَوَفَّيَنَّكَ فَإِلَيْنَا مَرْجِعُهُمْ ثُمَّ ٱللَّهُ شَهِيدٌ عَلَىٰ مَا يَفْعَلُونَ

Ve imma nuriyenneke ba'dellezi naıduhum ev neteveffeyenneke fe ileyna merciuhum summallahu şehidun ala ma yef'alun.

Onlara vaad ettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek de, göstermeden seni vefat ettirsek de, dönüşleri bizedir. Sonunda Allah, işlemiş olduklarına tanıklık edecektir.

1466|10|104|قُلْ يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ إِن كُنتُمْ فِى شَكٍّ مِّن دِينِى فَلَآ أَعْبُدُ ٱلَّذِينَ تَعْبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ وَلَٰكِنْ أَعْبُدُ ٱللَّهَ ٱلَّذِى يَتَوَفَّىٰكُمْ وَأُمِرْتُ أَنْ أَكُونَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Kul ya eyyuhen nasu in kuntum fi şekkin min dini,fe la a'budullezine ta'budune min dunillahi, ve lakin a'budullahellezi yeteveffakum, ve umirtu en ekune minel mu'minin.

De ki: "Ey insanlar! Eğer benim Din'imden kuşku içindeyseniz, (bilin ki) ben sizin Allah dunundaki taptıklarınıza tapınmam! Sadece, sizi vefat ettirecek Allah'a kulluk ederim! Ben iman edenlerden olmakla hükmolundum. "

1745|13|40|وَإِن مَّا نُرِيَنَّكَ بَعْضَ ٱلَّذِى نَعِدُهُمْ أَوْ نَتَوَفَّيَنَّكَ فَإِنَّمَا عَلَيْكَ ٱلْبَلَٰغُ وَعَلَيْنَا ٱلْحِسَابُ

Ve in ma nuriyenneke ba'dallezi neiduhum ev neteveffeyenneke fe innema aleykel belagu ve aleynel hisab.

Ya onlara vaad ettiğimiz şeylerin bir kısmını sana gösteririz; yahut da seni vefat ettiririz. O halde tebliğ etmek sana, hesap sormak da bize düşer.

1927|16|28|ٱلَّذِينَ تَتَوَفَّىٰهُمُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ ظَالِمِىٓ أَنفُسِهِمْ فَأَلْقَوُا۟ ٱلسَّلَمَ مَا كُنَّا نَعْمَلُ مِن سُوٓءٍۭ بَلَىٰٓ إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمٌۢ بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

Ellezine teteveffahumul melaiketu zalimi enfusihim fe elkavus seleme ma kunna na'melu min su', bela innallahe alimun bima kuntum ta'melun.

Öz benliklerine zulmedip durdukları bir sırada, meleklerin vefat ettirdikleri kişiler şöyle diyerek teslim bayrağını çekerler: "Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk." İş hiç de öyle değil. Allah, sizin yapmakta olduklarınızı çok iyi bilmektedir.

1931|16|32|ٱلَّذِينَ تَتَوَفَّىٰهُمُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ طَيِّبِينَ يَقُولُونَ سَلَٰمٌ عَلَيْكُمُ ٱدْخُلُوا۟ ٱلْجَنَّةَ بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

Ellezine teteveffahumul melaiketu tayyibine yekulune selamun aleykumudhulul cennete bima kuntum ta'melun.

Melekler, iyi durumdayken vefat ettirdikleri kişilere; "Esenlik ve güvenlik sizedir (Selamun aleykum)" derler, "Yapmış olduğunuz şeylerin karşılığı olarak girin cennete"

1969|16|70|وَٱللَّهُ خَلَقَكُمْ ثُمَّ يَتَوَفَّىٰكُمْ وَمِنكُم مَّن يُرَدُّ إِلَىٰٓ أَرْذَلِ ٱلْعُمُرِ لِكَىْ لَا يَعْلَمَ بَعْدَ عِلْمٍ شَيْـًٔا إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمٌ قَدِيرٌ

Vallahu halakakum summe yeteveffakum ve minkum men yureddu ila erzelil umuri li keyla ya'leme ba'de ilmin şey'a, innallahe alimun kadir.

Sizi Allah yarattı; sonra sizi vefat ettirir. Daha önce bilgili iken hiçbir şeyi bilmez hale gelsin diye, sizden bazı kimseler ömrün en kötü çağına kadar yaşatılacak. Şüphesiz ki Allah her şeyi bilendir; sonsuz kudret sahibidir.

2598|22|5|يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ إِن كُنتُمْ فِى رَيْبٍ مِّنَ ٱلْبَعْثِ فَإِنَّا خَلَقْنَٰكُم مِّن تُرَابٍ ثُمَّ مِن نُّطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ ثُمَّ مِن مُّضْغَةٍ مُّخَلَّقَةٍ وَغَيْرِ مُخَلَّقَةٍ لِّنُبَيِّنَ لَكُمْ وَنُقِرُّ فِى ٱلْأَرْحَامِ مَا نَشَآءُ إِلَىٰٓ أَجَلٍ مُّسَمًّى ثُمَّ نُخْرِجُكُمْ طِفْلًا ثُمَّ لِتَبْلُغُوٓا۟ أَشُدَّكُمْ وَمِنكُم مَّن يُتَوَفَّىٰ وَمِنكُم مَّن يُرَدُّ إِلَىٰٓ أَرْذَلِ ٱلْعُمُرِ لِكَيْلَا يَعْلَمَ مِنۢ بَعْدِ عِلْمٍ شَيْـًٔا وَتَرَى ٱلْأَرْضَ هَامِدَةً فَإِذَآ أَنزَلْنَا عَلَيْهَا ٱلْمَآءَ ٱهْتَزَّتْ وَرَبَتْ وَأَنۢبَتَتْ مِن كُلِّ زَوْجٍۭ بَهِيجٍ

Ya eyyuhen nasu in kuntum fi raybin minel ba'si fe inna halaknakum min turabin summe min nutfetin summe min alakatin summe min mudgatin muhallekatin ve gayri muhallekatin li nubeyyine lekum, ve nukırru fil erhami ma neşau ila ecelin musemmen summe nuhricukum tıflen summe li teblugu eşuddekum ve minkum men yuteveffa ve minkum men yuraddu ila erzelil umuri li keyla ya'leme min ba'di ilmin şey'a, ve terel arda hamideten fe iza enzelna aleyhel maehtezzet ve rabet ve enbetet min kulli zevcin behic.

Ey insanlar... Eğer ba'stan (yeni bir yapıyla yaşama devamdan) şüphe içinde iseniz; (düşünün ki önceden) sizi bir topraktan, sonra spermden, sonra bir genetik yapı, embriyodan, sonra yapısı belli belirsiz bir çiğnem etten yarattık; açık seçik bildirelim! Dilediğimizi muayyen bir süre rahimlerde tutarız, sonra sizi bir çocuk olarak çıkarırız, sonra kemale erme çağınıza ulaşmanız için (gerekeni sağlarız)... Sizden kiminiz (erken yaşta) vefat ettirilir, kiminiz de bildiklerini unutmuş halde ömrün rezil çağına bırakılır... Arzı ölü olarak görürsün; ama biz onun üzerine o suyu inzal ettiğimizde, harekete geçer, kabarır ve her güzel çiftten nebat bitirir (ölü arza hayat veren, sana da verir ölümün sonrasında)!

3512|32|11|قُلْ يَتَوَفَّىٰكُم مَّلَكُ ٱلْمَوْتِ ٱلَّذِى وُكِّلَ بِكُمْ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّكُمْ تُرْجَعُونَ

Kul yeteveffakum melekul mevtillezi vukkile bikum summe ila rabbikum turceun.

De ki: " Size vekil kılınan ölüm meleği, sizi vefat ettirecek. Sonra Rabb'inize döndürüleceksiniz.

4198|40|67|هُوَ ٱلَّذِى خَلَقَكُم مِّن تُرَابٍ ثُمَّ مِن نُّطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ ثُمَّ يُخْرِجُكُمْ طِفْلًا ثُمَّ لِتَبْلُغُوٓا۟ أَشُدَّكُمْ ثُمَّ لِتَكُونُوا۟ شُيُوخًا وَمِنكُم مَّن يُتَوَفَّىٰ مِن قَبْلُ وَلِتَبْلُغُوٓا۟ أَجَلًا مُّسَمًّى وَلَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ

Huvellezi halakakum min turabin summe min nutfetin summe min alakatin summe yuhricukum tıflen summe li teblugu eşuddekum summe li tekunu şuyuha, ve minkum men yuteveffa min kablu ve li teblugu ecelen musemmen ve leallekum ta'kılun.

O, sizi topraktan yaratandır. Sonra bir nutfeden, sonra bir alakadan. Sonra sizi bir bebek olarak dünyaya getiriyor. Nihayet olgunluk çağına ulaşır, derken yaşlanırsınız. Kiminiz bu süreci tamamlamadan vefat ettirilir. Kiminiz de belirlenen süreye kadar yaşarsınız. Umulur ki aklınızı kullanırsınız.

4208|40|77|فَٱصْبِرْ إِنَّ وَعْدَ ٱللَّهِ حَقٌّ فَإِمَّا نُرِيَنَّكَ بَعْضَ ٱلَّذِى نَعِدُهُمْ أَوْ نَتَوَفَّيَنَّكَ فَإِلَيْنَا يُرْجَعُونَ

Fasbir inne va'dallahi hakk, fe imma nuriyenneke ba'dallezi neıduhum ev neteveffeyenneke fe ileyna yurceun.

Sabret; Allah'ın sözü yerine gelecektir. Ya onlara yaptığımız tehdidin bir kısmını sana gösteririz veya seni vefat ettiririz. Dönüş Bizedir.

 

En doğrusunu Allah bilir.