Yüce Allah 89. sure olan Fecr suresinin 1-4 ayetlerinde gerçekten muhteşem bir kasem örneği göstermişti bizlere. Öncelikle ayetleri tekrar okuyalım.
Ders olarak izlemek isteyenler için;
Yüce Allah aşağıdaki âyetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Âyet No|Sure No|Âyet No|Âyet Arapça okunuş Meal |
5992|89|1|وَٱلْفَجْرِ Ve l-fecr. Ant olsun fecre. |
5993|89|2|وَلَيَالٍ عَشْرٍ Ve leyâlin aşr. Ve on geceye. |
5994|89|3|وَٱلشَّفْعِ وَٱلْوَتْرِ Ve ş-şef'ı ve l-vetr. Ve çifte ve teke. |
5995|89|4|وَٱلَّيْلِ إِذَا يَسْرِ Ve l-leyli izâ yesr. Ve geceye, akıp-gittiği vakit. |
5996|89|5|هَلْ فِى ذَٰلِكَ قَسَمٌ لِّذِى حِجْرٍ Hel fî zâlike kasemun lizî hicr. Bunun içinde mi akıl sahibi için bir kasem? |
(ٱلْفَجْر) l-fecr kelimesi kökü (فجر) yarılmak-çatlama (cleavage), bozuşmak-ayrılmak (break up), su ya da sıvı bir şeyin akmasına izin vermek (let (water or and the like) flow, pour forth), serbest bırakmak (unleash), fışkırmak (gush out), aniden düşme-alçalma (descent suddenly), şafak-günün ağarması (dawn), başlangıç (outset-beginning), başlama (start) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 816 (of 1303)
Fecr 1-4 ayetleri müteşabihtir. Müteşabih ayetler çoklu anlama gelen ayetler demek olup onların tevilini mutlak ki Yüce Allah bilmektedir. Yüce Allah kendisinden başka bu ayetlerin tevilini bilimde derinleşenlerin yapabileceğini bildirmiştir. Elbette bu ayetlerin anlaşılabilmesi için bilimin de gelişmesi gerekmektedir. Müteşabih ayetlerinin tevilini iyi anlayabilmek için kendimizi tüm ilimlerde geliştirmek zorundayız. Elbette müteşabih ayetin/ayetlerin tevilini ilk kez biz keşfediyor olmayabiliriz. Bir başka mümin kardeşimiz bu ayetlerin tevilini yapmış olabilir. Ancak daha önceden yapılmış tevili daha iyi anlamak için önce ilmimizi artırmamız gereklidir. İlmimiz yeterli değilse ayetlerin tevili bize saçma/anlamsız gelecektir. Ben müteşabih ayetleri bir ışığa benzetiyorum. Görünen ışığı gözlerimiz görür. Ancak o ışıkta gözlerimizin göremediği ışık da vardır. Kızılötesi, mor ötesi, X-ray, mikrodalga, radyo dalgaları ve gamma radyasyonu gibi aynı ışık içinde olmalarına rağmen bu ışıkları göremeyiz. Biz göremiyoruz diye o ışıklar orada yok demek değildir. Uygun aletlerle göremediğimiz ışığı görünür yapabiliriz. Müteşabih ayetler de böyledir. Bilimde derinleştikçe, bilimse kök saldıkça görünemeyen/anlaşılamayan anlam görünür/anlaşılır hale gelir. Yüce Allah’a ‘ilmi artır bana’ diyerek dua edelim. Elimizden geldiği kadar ilmimizi artıracak kitaplar okuyalım. Belgeseller seyredelim.
Fecr 1-4 ayetlerinin tevilini aşağıdaki makaleden detaylı olarak okuyabilirsiniz.
Bu makalenin konusu da Fecr 1-4 ayetleriyle direkt olarak ilgili olduğu için kısaca bilgi verelim;
Fecr 1-4 ayetleri insanın yaratılışının ilk başlama evresini işaret etmektedir. 89:1 ayetinde işaret edilen ‘l-fecr’ kelimesi bir kadının âdet/menstrüasyon/mens kanamasının başladığı andır. İnsan henüz meniden bir nutfe bile değildir. Âdet kanamasının başlamasından 10 gece geçmesi sonrası gelen 11. gece çok önemlidir. Bu gecede gerçekleşecek olan cinsel ilişki sonrası kadın vajinasına atılan meni sıvılaşır. Rahim içine süzülerek girer ve bir nutfe olur. Nutfe içinden bir sperm yumurtanın içine girer. Sperm ve yumurta hücresi (çift olan) birleşerek tek olan zigot hücresini oluşturur. Zigot tek bir hücredir; insan tohumudur ve bir insanın tüm genetik yapısını içerir.
El-fecr=âdet kanamasının başlaması
10 gece geçti.
Çift=2 adet olan sperm ve yumurta
Tek=1 adet döllenmiş yumurta (zigot/insan tohumu)
11. gece en yüksek gebelik sağlayan cinsel ilişki ile gelip geçiyor. 11. gecede kadın en doğurgan halindedir. En yüksek oranda gebelik sağlayan cinsel ilişki 11. gece yapılan cinsel ilişkidir.
Yüce Allah 5. ayette ise 1-4 ayetlerinin aslında bir kasem olduğunu, Kur’an’ın Yüce Allah katından geldiğine bir delil olduğunu bizlere bildiriyor. Gerçekten de böyledir. Modern bilimin gelişmesi ile 1-4 ayetlerinin anlamları tecelli etmiştir. Yüce Allah insanın yaratılma sürecinin ilk adımını bizlere işaret etmiştir. Fecr suresinin bitişi de muhteşemdir. Bitiş ayetleri 1-4 ayetlerin ile başlayan yolculuğun devamını ve son noktasını bizlere işaret etmiştir.
Yüce Allah 89:26-30 âyetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Âyet No|Sure No|Âyet No|Âyet Arapça okunuş Meal |
6017|89|26|وَلَا يُوثِقُ وَثَاقَهُۥٓ أَحَدٌ Ve lâ yûsiku ve sâkahû ehad(ehadun). Ve bağlayamaz; ve onun tek bir bağını. |
6018|89|27|يَٰٓأَيَّتُهَا ٱلنَّفْسُ ٱلْمُطْمَئِنَّةُ Yâ eyyetuhen nefsul mutmainneh(mutmainnetu). Ve ey mutmain/tatmin olmuş nefis! |
6019|89|28|ٱرْجِعِىٓ إِلَىٰ رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً İrciî ilâ rabbiki râdıyeten mardıyyeh(mardıyyeten). Dön Rabbine; razı olmuş; razı olunmuş. |
6020|89|29|فَٱدْخُلِى فِى عِبَٰدِى Fedhulî fî ibâdî. Ve gir kullarıma. |
6021|89|30|وَٱدْخُلِى جَنَّتِى Vedhulî cennetî. Ve gir cennetime. |
89:26 ayetinde çok özel bir işaretin verildiği hemen görülür. Bu ayette Yüce Allah’ın tek bir bağının bile asla yapılamayacağı vurgulanmıştır. Bu ayetin de müteşabih olduğu kesindir. Çünkü 1400 yıldır Yüce Allah’ın neyi bağladığı, nasıl bağladığı, bu bağlamaların tek bir tanesinin bile yapılamayacağı konusu, Yüce Allah'ın bağlamasının muhteşem olması gerektiği konusu anlaşılamamıştır. Ayrıca bu muhteşem bağlamanın/bağlamaların 1-4 ayetlerinde işaret edilen insanın ilk yaratılışıyla bağlantısı zaten kurulamamıştır. Yüce Allah’a sonsuz şükürler olsun ki 89:26 ayetinde işaret edilen muhteşem bağlamaların; Yüce Allah’ın benzersiz bağlamalarının ne olduğunu anlayabildik. Ayrıca Yüce Allah’ın bu bağları üreten şeyleri de matematiksel olarak işaret ettiğini anladık.
Yüce Allah’ın izniyle delillerimizi sunalım;
89:26 ayetinde geçen ‘yûsiku’ (يُوثِقُ) kelimesi tekil 3. şahıs, eril, geniş zaman fiil olarak; 'sâkahû' (ثَاقَهُۥٓ) kelimesi ise tekil 3. şahıs, eril zamirle birlikte isim kelimesi olarak gelmiştir. Bu kelimelerin kökü (وثق) bağlamak (tie), tespit etmek (fasten), mâni olmak-zincirlemek (fetter) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1228 (of 1303). Kelime öncesi ‘لَا’ ‘lâ’ olumsuzluk edatı olduğu için fiil ‘bağlamaz/bağlayamaz’ anlamına gelir. İsim kelimesi olarak da ‘onun bağını’ anlamı olur.
1-4 ayetleri sperm ile kadın yumurtasının birleşmesini yani fertilizasyonu işaret etmişti. Çift hücre (sperm ve yumurta) birleşerek tek hücre haline gelmiş olan zigot hücresini oluşturmuştu. Peki daha sonra zigot hücresinde ne oluyor? Zigotta gerçekleşen bu olayın Yüce Allah’ın 89:26 ayetinde işaret ettiği bağlarıyla ve bağlama eylemiyle ne ilgisi var?
Zigot hücresi yani insan tohumu bir insanın trilyonlarca hücresini oluşturmak için mitoz bölünme ile bölünmeye başlayacaktır. Döllenmeden 24 saat sonra ilk bölünme gerçekleşir. Zigot hücresi iki hücreye bölünür. Döllenmenin 2. günü 2 hücre 4 hücreye bölünür. 3. gün 4 hücre 8 hücre olur. Bu şekilde hücreler bölünerek bir insanı oluşturur. 70 kilogram bir insandaki ortalama hücre sayısının 3 trilyon olduğu tahmin edilmektedir. 1 hücreden 3 trilyon hücreye. Bu hücrelerin tamamı da birbirinin aynı genetik yapısını taşımaktadır. Hücrelerin yaptığı bu bölünmeye mitoz bölünme denir.
Mitoz bölünme hayatın oluşması için olmazsa olmazdır.
Aşağıdaki resimde yumurta hücresi ile sperm hücresinin birleşmesi ile oluşan zigot hücresinin yani insan tohumunun mitoz bölünme ile çoğalması gösterilmiştir.
Mitoz bölünme hakkında kısa bir bilgi;
Hücre ‘cell’ bir insanın en küçük yapı taşıdır. Organlarımız hücrelerden oluşur. Örneğin karaciğerimiz karaciğer hücrelerinden oluşur. Derimiz deri hücrelerinden oluşur. Böbreğimiz böbrek hücrelerinden oluşur. Her organımızın kendine öz hücresi vardır. Bu hücreler farklı işleri yapmak için farklılaşsa da genetik yapıları aynıdır. Hücreleri çıplak gözle göremeyiz. Çok küçüktürler. Hücreler ancak mikroskop yardımıyla büyütülerek görülebilir.
Hücreleri bir köy gibi düşünebiliriz. Bu köyün nasıl ki rüzgârdan enerji üreten bir rüzgâr tribünü, baklagiller-sebze-meyve üreten tarlaları, çöpleri bir yerde yakan çöplüğü, köy içinde yolları, bilgilerin saklandığı muhtarlığı, köy merkezi ve köyü diğer köyden ayıran bir sınırı varsa, bir hücre içinde de farklı görevler yapan üniteler vardır. Bu farklı görev yapan ünitelere organel denir.
Aşağıda bir hücre ve içindeki organelleri görülmektedir.
Bir hücrenin en önemli özelliği kendisini çoğaltabilmesidir. Bunu mitoz bölünmeyle yapar. Mitoz bölünmeyle hücre kendisini 2 eşit hücreye böler. Hücre çekirdeği içinde bir insanın tüm özelliklerinin kayıtlı olduğu DNA vardır. DNA çift sarmallı dev bir moleküldür. Kromozom şeklinde hücre çekirdeğinde saklanır. DNA bir bilgisayar hard diski gibi düşünülebilir. Hücre ihtiyaca göre DNA’nın bazı bölgelerinden bilgi okur ve bu bilgi ile ribozom olarak isimlendirilen protein üretme fabrikalarında protein üretir.
Hücre genetik yapısının aynen devam etmesi için mitoz öncesi genetik bilgilerini içeren kromozomlarının bir kopyasını çıkartır. Bir insan hücresinde 46 kromozom vardır. 23 tanesi anneden; 23 tanesi babadan gelir. Bu kromozomlar dağınık halde hücre çekirdeğinde bulunur. Mitoza girecek olan hücrede dağınık haldeki kromozomlar toplanır. Mikroskopta görünür hale gelirler. Daha sonra kendilerini kopyalarlar. Kendisi ve kopyası ile bir arada olan yapıya kardeş kromatitler denir.
Aşağıdaki resimde bir insan hücresindeki 46 kromozom mikroskop altında görülmektedir.
Her bir kromozom kendisini kopyalar. Kardeşini oluşturur. Bu yapıya kromatit denir. Kardeş kromatitler mitoz sırasında ayrılar iki hücreye kromozomu eşit şekilde paylaştırmış olur.
Kopyalanan genetik yapı iki hücreye nasıl eşit olarak ayrılacak?
Sentrozom isimli bir organel Yüce Allah tarafından bu görev için yaratılmıştır. Sentrozom 1-2 µm'lik (1000 mikrometre=1 milimetre) küçük bir organeldir ve sitoplazma içinde, genellikle çekirdeğin yakınında konumlanır. Sentriyol olarak isimlendirilen birbirine dik iki silindirik nesneden oluşur. Bu sentriyolün bir tanesi ‘ana’ sentriyol; diğeri ise ‘yavru’ sentriyol olarak isimlendirilir. Her bir sentriyolün yapısı muhteşem bir geometrik yapıya sahiptir. Toplam 27 adet mikrotübülün muhteşem bir tasarımla bir araya gelmesi ile oluşur. Sentriyollerin silindirik şekli dokuz adet tübülden oluşur. Üç adet mikrotübül bir tübül oluşturur.
Hücre bölünmesi öncesi sentrozom kendisini kopyalar. Hücre çekirdeğinin zıt kutuplarına giderler. Bir sentrozom bir kutupta; diğer sentrozom diğer kutupta yerleşir. Daha sonra sentriyoller mikrotübül üretirler. Denizaltına doğalgaz borusu döşeyen bir gemi gibi mikrotübül yaparlar. Bir örümceğin ağ yapmak için örümcek ipi üretmesi gibi ipliksi yapılar üretirler. Bu ipliksi yapılara mikrotübül denir.
Mikrotübül ‘Microtubule’ nedir?
Alfa tübülin ve Alfa tübülin proteinleri yan yana geldiğinde tübülin ikilisini ‘dimer’ oluşturlar. Bu ikililer bir araya gelip kıvrılarak içi boş bir tüp/boru haline gelirler.
Aşağıdaki resimde bir mikrotübül görülmektedir.
Yüce Allah’ın ayette işaret ettiği bağlamalar için kullanacağı bağ/ip/sicim işte budur. Mikrotübüller.
Mikrotübüller hücre bölünmesinde yani mitozda vazgeçilemez bir rol oynarlar. Hücre içinde örümcek ağı gibi bir ağ oluştururlar. Hücre içindeki organellerin yerleşim yerlerini belirler. Ancak en önemli görevleri hücre bölünmesinde kopyalanmış genetik bilgiyi taşıyan kardeş kromatitlerin iki hücreye eşit olarak ayrılmalarını sağlamaktır.
Aşağıdaki resimde sentriyol kendisini kopyalamış ve hücrenin iki kutbuna gitmiştir. Mikrotübüller üreterek hücre çekirdeğine doğru bu ipleri salarlar.
Mikrotübülleri hücre çekirdeğine doğru uzatırlar.
Aşağıdaki videoda sperm ve yumurtanın kromozomlarının birleşmesi ve sonrası bölünmeye hazırlık gösterilmiştir. Lütfen Yüce Allah'ın 89:26 ayetinde işaret ettiği bağlara dikkat edin.
Kendisini kopyalamış şekilde ve kardeş kromatitlere sahip kromatitin ortasındaki sentromer bölgesinde iki adet kinetokor ‘Kinetochore’ adında yapı vardır. Kinetokorların da mikrotübülleri vardır. Kinetokor mikrotübülleri ile sentriyolden gelen mikrotübüller birbirine çok özel bir şekilde bağlanırlar. Öyle bir teknikle bağlanırlar ki sentriyol ne kadar kuvvetli çekerse tutunma o kadar kuvvetli olur. Çin parmak tuzağı tekniğine benzer bir teknikle bağlanır.
Sentriyol mikrotübülü kendisine çeker. Böylece kardeş kromatitler birbirinden ayrılır. Bir tanesi bir kutba; diğeri de diğer kutba gitmiş olur. Daha sonra hücre ikiye bölünür. Böylece genetik yapı iki hücreye de değişmeden aktarılır.
Sentriyolün yapısı ve Kur’an’ın büyük mucizesi;
Yüce Allah’ın “Ve bağlayamaz; ve onun tek bir bağını.” ayetinde işaret ettiği muhteşem bağlar bir hücrenin mitoz bölünmesi için olmazsa olmaz olan hücre içi bağlardır. Bu bağları üreten sentriyolün de işaret edildiğini Yüce Allah'ın izni ile göreceğiz.
Şöyle anlatalım;
Kur’an’ın Yüce Allah katından geldiğine en büyük delillerden bir tanesi matematiksel delillerdir. Bir kelime kaçıncı ayette geçiyor analizi ile Yüce Allah bizlere büyük mucizeler göstermişti. Bunlar şu şekilde sıralanabilir.
- Hadid (demir) suresinde ‘indirdi demiri’ geçişi ile demir işaret edilmişti. Hadid (demir) kelimesi besmele dâhil 26. ayette geçmektedir. 26 demirin atom numarasıdır.
- Necm suresinde “ve muhakkak ki Şi'ra yıldızının Rabbi de O'dur” diyerek Sirius yıldızının geçişi besmele dâhil 50. ayettedir. Sirus A ve Sirius B yıldızlarının kendi etraflarında dönüş periyodları 50 yıldır.
- Kasas suresinde Halley kuyruklu yıldızı ve İbrahim Peygamber’in onu görmesi besmele dâhil 77. ayette geçmektedir. Halley kuyruklu yıldızının Güneş etrafında bir turunun tamamladığı sürenin ortalaması 77’dir.
- Kasas suresinde Karun’a verilmiş hazine (altın) besmele dâhil 79. ayette geçmektedir. 79 altının atom numarasıdır.
- Kasas suresinde Karun’un kendisinde olan ilim ile elde ettiği ziynetleri ile toplumunun karşısına çıkması besmele dâhil 80. ayette geçmektedir. 80 cıvanın atom numarasıdır ki altın madenciliğinde kullanılması ile Karun’a verilen ilimdir.
- “Ve vahyetti Rabbin bal arısına ki “edin evler dağlarda ve ağaçlarda ve yuva olarak inşa ettiklerinde (insanların).”” ayeti de besmele dâhil 69. ayette geçmekte ve bu da bal arısının yaptığı Waggle dansının şeklini göstermektedir.
Görüyoruz ki kaçıncı ayette geçiyor analizinde besmele sayıma dahil edilmektedir. “Ve bağlayamaz; ve onun tek bir bağını.” ayetinin besmele dahil 27. ayette geçtiğini görürüz.
27 sayısı sentriyol için spesifik bir sayıdır. Sentriyol her biri 3 tübülden oluşan toplam 9 grup olmak üzere tam olarak 27 adet mikrotübül içerir. 27 sayısı asla değişmez. Yüce Allah’ın bir yaratmasıdır. Sentriyoldeki 27 mikrotübülü bir arada tutan bağların sayısı da ilahi olarak bizlere işaret edilmiştir. A tübülü C tübülüne bir bağ ile bağlıdır. A-C arası toplam 9 bağ vardır. Her A tübülünden sentriyol merkezine doğru bir bağ çıkar. Böylece 9 bağ daha oluşur. Merkez göbek ‘Central Hub’ olarak isimlendirilen merkezde ise halka şeklinde bir bağ vardır. Merkeze ulaşan 9 bağ bu tek halka bağa bağlanır.
9+9+1 bağ ile bir sentriyolda bulunan bağ sayısı toplam 19 olur.
27 tübül 19 bağla birbirine bağlanıyor; ve yaşam için gerekli olan hücre içi bağları üreten sentriyolleri oluşturuyor. Ne muhteşem bir yaratılış.
Aşağıdaki resimde 27 tübülü bağlayarak sentriyol oluşturan 19 bağ gösterilmiştir. Merkez göbekteki 19. bağa lütfen dikkat edin. Tüm sistemi bütün olarak ayakta tutmaktadır.
Aşağıdaki resimde sentriyolün birleşik bağ yapısı gösterilmiştir. 27 tübül 19 bağla bağlı.
Sentriyolün elektron mikroskopunda görünümü; 27 tübül 19 bağla bağlı.
Yüce Allah’ın 27 peygamberine işaret;
Kur’an’da 27 ve 19 sayısı ile ilgili öyle bir işaret daha var ki şaşırmamak mümkün değildir. Kur’an’da toplam 27 peygamberin ismi geçmektedir. 27 peygamberin ismi tam olarak 513 kez geçer. Bu da çok ilginç ki 27’nin 19 katıdır.
Şimdi Yüce Allah’ın muhteşem peygamberler tablosunu sunalım.
No |
Peygamber ismi |
Geçiş Sayısı |
1 |
İbrâhîm |
69 |
2 |
İshâk |
17 |
3 |
Yakûb |
16 |
4 |
Nûh |
43 |
5 |
Dâvûd |
16 |
6 |
Süleymân |
17 |
7 |
Eyyûb |
4 |
8 |
Yûsuf |
27 |
9 |
Mûsâ |
136 |
10 |
Hârûn |
20 |
11 |
Zekeriyyâ |
7 |
12 |
Yahyâ |
5 |
13 |
Îsâ |
25 |
14 |
İlyâs |
2 |
15 |
İsmâîl |
12 |
16 |
Elyesa‘ |
2 |
17 |
Yûnus |
4 |
18 |
Lût |
27 |
19 |
İdrîs |
2 |
20 |
Hûd |
7 |
21 |
Sâlih |
9 |
22 |
Âdem |
25 |
23 |
Şuayb |
11 |
24 |
Muhammed |
4 |
25 |
Zulkifl |
2 |
26 |
Zulkarneyn |
3 |
27 |
Uzeyr |
1 |
Toplam peygamber sayısı=27 |
|
Toplam=513=19x27 |
Sonuç olarak;
Kur’an Yüce Allah’ın indindendir. O’nun katındandır. Yüce Allah ayetlerini ufuklarda ve kendi içimizde gösterecek; biz de onları tanıyacağız. Durum bu kadar nettir. Artık Kur’an haberlerini vermeye başlamıştır. 89. sure olan Fecr süresinin müteşabih olan 1-4 ayetleri 1400 yıldır anlaşılamamıştır. Bu ayetlerin anlaşılmasıyla birlikte 89:26 ayetinin de tecellisi anlaşılmıştır. Yüce Allah’ın bağı gibi kimse bağ vuramaz; hiç kimse onun bağladığı gibi bağlayamaz. 1-4 ayetinde işaret edilen döllenmiş zigot mitoz ile bölünecektir. Trilyonlarca hücre oluşacaktır. İşte bu mitoz bölünmeyi gerçekleştiren hücre içindeki bağlar Yüce Allah’ın 89:26 ayetinde işaret ettiği bağlardır. Bu bağları oluşturmak için gereken ipleri/halatları üreten yapının da 27 tübülden oluşması ayetin besmele dahil 27. ayette geçmesi ile işaret edilmiştir. 27 mikrotübülün toplam 19 bağ ile bağlanması da 19 mucizesine bir işarettir. 27 mikrotübül Kur’an’da ismi geçen 27 peygamberi işaret eder. Hiçbiri diğerinden farklı değildir. Birbirlerine eşittirler. 19 bağ ile bir araya gelerek Yüce Allah’ın muhteşem yaratmasına bir delil oluştururlar.