“Bereketlendirdi; o ki yaptı gökte burçlar ve yaptı orada bir lamba ve bir Ay aydınlatıcı.”

Yüce Allah aşağıdaki 25:61 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Âyet No|Sure No|Âyet No|Âyet

Arapça okunuş

Meal

2914|25|61|تَبَارَكَ ٱلَّذِى جَعَلَ فِى ٱلسَّمَآءِ بُرُوجًا وَجَعَلَ فِيهَا سِرَٰجًا وَقَمَرًا مُّنِيرًا

Tebârek ellezî ceale fîs semâi burûcen ve ceale fîhâ sirâcen ve kameren munîrâ.

Bereketlendirdi; o ki yaptı gökte burçlar ve yaptı orada bir lamba ve bir Ay aydınlatıcı.

 

(سِرَٰجًا) sirâcen kelimesi kökü (سرج) aydınlatmak-bir lamba ile (to light*with lamb), lamba (lamb), Araplar ateş böceğinin ışığı için de bu kelimeyi kullanır (firefly-glowworm) Hans Wehr 4th ed., page 472 (of 1303)

(مُّنِيرًا) munîrâ kelimesi kökü (نور) aydınlık-ışıldayan (luminous), parlayan (shining), aydınlatıcı (illuminative) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1184 (of 1303) 

(تَبَارَكَ) tebarake kelimesi kökü (برك) deveyi diz üstü çöktürerek göğsü üzerine yatırmak, Allah’ın bir kişiye güzellik-bolluk vermesi, işlerini rast getirmesi, saflığı bozan şeyden/mükemmel olmayan şeyden uzaklaştırma, iyi şeylerde bolluk içinde olma, Allah tarafından verilen her türlü iyilik olarak sayılabilir. Lane's Lexicon, page 194 (of 3039)

(تَبَارَكَ) tebarake kelimesi fiildir. Gramer olarak tekil 3. şahsı işaret eder. Geçmiş zaman kipindedir. Bu kelimenin çoğu mealde mübarek, yüce, kutsal gibi anlamlar verildiğini görüyoruz. Ancak bu kelime isim veya sıfat değildir. Direkt olarak fiildir. Öyleyse Türkçeye çevirirken de bu farka dikkat edilmelidir. Bu nedenle bu kelimenin fiil olan anlamı üzerinde yoğunlaşmak daha doğru olacaktır.

Türkçemize de bu kelime fiil kalıbında bereketlendirmek olarak geçmiştir. Bu nedenle ayette geçen ‘tebarake’ kelimesini ‘bereketlendirdi’ olarak çevirmek en doğrusu olacaktır.

Gökte bir lamba olarak Güneş’in ve bir aydınlatıcı olarak Ay’ın yerleştirilmesi Yüce Allah’ın Dünya gezegenini bereketlendirmesi ile direkt olarak ilişkilidir. Bu nedenle Yüce Allah ‘tebarake’ fiilini kullanmış olmalı.

Güneş ‘ş-şems’ kelimesi Kuran’da 33 kez geçer. Ancak 25:61 ayetinde Güneş olarak geçmemiş, ‘sirâcen’ kelimesi olarak yani bir lamba/bir kandil kelimesi ile indirekt olarak işaret edilmiştir.

Yüce Allah neden böyle bir yol tercih etmiş olabilir?

Biliyoruz ki Yüce Allah Kuran’daki kelimeleri kullanma yöntemi ile bize bazı şeyleri gösteriyor. Ayeti incelediğimizde bu ayette de benzer bir durum olduğunu görüyoruz. Güneş’in bir lambaya benzetilmesi, Güneş’ten çıkan ışığın bir ateşböceğinin ışığına benzetilmesi Güneş’in bu ışığı bizzat kendisinin üretmesinden dolayıdır. Tıpkı bir lamba gibi, tıpkı bir ateş böceği gibi. Nasıl ki bir lamba (kandil), bir ateş böceği yaydığı ışığı oluşturan fotonları kendisi üretiyor ise Güneş de yaydığı ışığını oluşturan fotonları kendisi üretir. Ay için Yüce Allah ‘munîrâ’ ‘bir aydınlatıcı’ kelimesini kullanıyor. Dikkat edilirse bu kelimede vurgu sadece aydınlatmayadır. Işığı oluşturan fotonları kendi üretmese de Güneş’ten gelen fotonları bir ayna gibi yansıtarak aydınlatıcı olmaktadır Ay.

sirac gunes bir lamba ates bocegi isigi ay bir aydinlatici kandil

Güneş yukarıda gösterilen ateş böceği gibi, lamba gibi, bir kandil gibi ışığını kendisi üretir.

gunes kandil bir lamba ay bir aydinlik

 

Ay ise Güneş'ten aldığı ışığı sadece yansıtarak aydınlık sağlar. 

ay bir aydinlik bir lamba

Bereketlenme üzerine daha fazla analiz;

Güneş ısı ve ışık kaynağıdır, Ay ise bu ışığı yansıtan bir aydınlatıcı. Güneş ve Ay’ın varlığı yaşamın başlaması ve devam etmesi için olmaz ise olmazdır. Şu an Dünya üzerindeki bu bereketliliğin nedeni bir siraç olan Güneştir, Ay’dır. Ay olmasaydı Dünyamız bereketli olamazdı. Güneş’ten gelen ışık ısı ve aydınlık verir. Dünya’nın yaşanılabilir bir yer olmasını sağlar. Yeryüzündeki bitkiler Güneş’ten gelen ışık ile fotosentez yaparlar ve Güneş ışığını enerjiye dönüştürürler. Bu enerji bitkileri yiyen hayvanlara ve bizlere de geçer.

Ay da Dünya etrafında dönerek Dünya’yı dengeler. Dünyanın bir topaç gibi daha stabil dönmesini sağlar. Ay olmasaydı Dünya’mız dengesiz dönecekti. Sabah çöl havası, akşam ise kutup havası olacaktı. Bu da yaşamın başlaması için zor koşullar demektir. Bitkilerin bu hava koşullarında gelişmesi mümkün olamayacaktı. Açıkça görüldüğü gibi ayetin ‘bereketlendirdi’ ile başlaması boşuna değildir.

Ayette burçlara da bir işaret vardır. Burçların Ay'ın menzilleri ile birlikte Ay'ın pozisyonuna göre konum alan yıldız kümelerini içerdiğini daha önce incelemiştik. Lütfen aşağıdaki makaleden okuyunuz.

Burçlar sahibi gök, göğün süslenip donatılması, göğün her türlü şeytandan korunması

Yüce Allah Güneş ve Ay’ı işaret ettiğine göre gökyüzündeki yıldızların da bereketlendirildiği anlaşılır. Buna göre yıldızların etrafında dönen tıpkı Dünyamız gibi gezegenler olması, o gezegenlerin Ay gibi uydularının olması ve belki de canlıların bu gezegenlerde yaşaması işaret edilmiş olabilir.

Güneşimiz dışındaki yıldızların etrafında dönen başka gezegenlerin de tıpkı Dünyamız gibi bereketlendirilmiş olma ihtimali çok çok yüksektir. Ayet bunu işaret ediyor olabilir.  

gunes disi gezegenler exoplanets bereketli gezegenler ve kuran     

 En doğrusunu Allah bilir.