Yüce Allah aşağıdaki 2:222 ve 2:223 ayetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Âyet No|Sure No|Âyet No|Âyet

Arapça okunuş

Meal

229|2|222|وَيَسْـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلْمَحِيضِ قُلْ هُوَ أَذًى فَٱعْتَزِلُوا۟ ٱلنِّسَآءَ فِى ٱلْمَحِيضِ وَلَا تَقْرَبُوهُنَّ حَتَّىٰ يَطْهُرْنَ فَإِذَا تَطَهَّرْنَ فَأْتُوهُنَّ مِنْ حَيْثُ أَمَرَكُمُ ٱللَّهُ إِنَّ ٱللَّهَ يُحِبُّ ٱلتَّوَّٰبِينَ وَيُحِبُّ ٱلْمُتَطَهِّرِينَ

Ve yes’elûneke ani l-mahîd, kul huve ezen, fa’tezilûn nisâe fî l-mahîdi, ve lâ takrabûhunne hattâ yathurn fe izâ tetahherne fe’tûhunne min haysu emerekumullâh innallâhe yuhıbbut tevvâbîne ve yuhibbul mutetahhirîn.

Ve sorarlar sana menstrüasyon/âdet hakkında; de ki: “O bir eziyet"; o durumda azledin/uzaklaştırın kadınları menstrüasyonda/âdette; yaklaşmayın onlara ta ki temizlenirler; öyle ki temizlendikleri zaman gelin onlara Allah'ın size emrettiği yerden; doğrusu Allah sever tevbe edenleri ve sever temizlenenleri.

230|2|223|نِسَآؤُكُمْ حَرْثٌ لَّكُمْ فَأْتُوا۟ حَرْثَكُمْ أَنَّىٰ شِئْتُمْ وَقَدِّمُوا۟ لِأَنفُسِكُمْ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّكُم مُّلَٰقُوهُ وَبَشِّرِ ٱلْمُؤْمِنِينَ

Nisâukum harsun lekum, fe’tû harsekum ennâ şi’tum ve kaddimû li enfusikum vettekûllâhe va’lemû ennekum mulâkûh, ve beşşiril mu’minîn.

Kadınlarınız ürün veren bir toprak sizlere; öyleyse gelin ürün veren toprağınıza arzu ettiğiniz zaman ve önceden gönderin kendiniz için ve takvalı olun Allah'a ve bilin ki sizlersizin kavuşanlar O’na; ve müjdele inananları.

 

(حَرْثٌ) harsun kelimesi kökü (حرث) ekilebilir verimli arazı-toprak (arable land, tilth), ekim-bitki yetiştirme (plantation), üretme-yetiştirme (culture) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 195 (of 1303)

2:223 ayetini okuyan insanlar, özellikle kadınlar sanki bu ayette haşa Yüce Allah’ın kadınları aşağıladığı hissine kapılmaktadırlar. Ancak durum asla böyle değildir. Aksine ayetler bilimsel gerçekler içerir ve kadını yüceltir.

(حَرْثٌ) harsun kelimesinin anlamı verimli toprak, ekilebilir, ürün veren toprak, bitki yetiştirilen toprak parçası anlamındadır. Yani özetle verimli tarla anlamındadır. Normal toprak parçası demek değildir.

Ayette sadece toprak değil, onun verimli olan kısmı işaret ediliyor.

Öncelikle bilimsel açıdan incelememizi yapalım;
Ayette kadınların verimli, ürün veren toprak parçasına benzetilmesi muhteşem bilimsel deliller sunar. 2:222 yetinde kadınların âdet görmesine bir işaret olduğunu net bir şekilde görüyoruz. Hemen sonrasında 2:223 ayetinde kadınların verimli, ürün veren bir toprak oldukları işaret ediliyor. Demek ki bu verimli, üretken toprak (tarla) âdet kanamasının olduğu yerde olmalıdır. Hatta bu verimli toprak ile âdet kanaması direkt olarak ilişkili olmalıdır. Modern tıp sayesinde artık kadınların neden ürün veren bir toprağa-tarlaya benzetildiğini biliyoruz.

2:223 ayetindeki verimli, üretken toprak direkt olarak rahim iç zarının (endometriumu) fonksiyonalis 'işlevsel' tabakasını işaret etmektedir. Bu tabaka kadının âdeti ile dökülen, âdet sonrası kabaran dokudur.  

Şöyle ki;

Rahim iç zarı rahmin iç kısmını kaplayan bir tabakadır. Aslında bu tabaka farklı katmanlardan oluşur. Tıpkı toprağın katmanlardan oluşması gibi. Rahim iç zarının en üst tabakası çok çok önemlidir. Bu tabaka kadın âdet gördüğünde dökülür. Âdeti bitip kadın temizlendiğinde bu tabaka tekrar kabarmaya başlar (alt tabaka olan bazalis tabakasından). Tek bir amaç için bu tabaka kabarır, kalınlaşır. O da embriyonun (kabuğundan çıkmış döllenmiş yumurta) buraya yapışıp gömülmesi için. Kuran rahim içi zarına yapışma aşamasında olan embriyoyaalak’ diyor. İşte bu alak yani embriyo (kabuğundan çıkarak) rahmin iç zarının en önemli kısmı olan bu kabaran kısmına yapışır. Daha sonra bir tohumun toprağa gömülmesi gibi rahim iç zarının kabaran bu fonksiyonalis (işlevsel) tabakasına gömülür. Nasıl bir tohum toprağa kök salar ve oradan beslenirse embriyo da gömüldüğü bu tabakadan beslenir. Annenin kan damarlarına ulaşır. Büyümesi için gerekli tüm besinler bu tabaka tarafından kendisine verilir. 280 gün veya 9 ay 10 gün süren bir süreç sonrasında verimli olan bu rahim iç zarı tabakası ürününü vermeye hazırdır.

kadinlariniz bir tarladir verimli toprak kadin ve Kuran adet bir eziyettir

Aşağıdaki animasyonda insan tohumu olan bir embriyonun rahmin fonksiyonalis 'işlevsel' tabakasına tıpkı bir bitki tohumunun toprağın verimli kısmına gömülmesi gibi gömülmesi gösterilmiştir. 

embriyonun rahim ic zarına gomulmesi

Artık kadın bebeğini doğurmaya hazırdır. Doğum sonrası bebeğini emziren kadın hemen gebe kalmamalıdır. Çünkü tüm enerjisini yeni doğmuş olan bebeğine vermelidir. Onu 2 yıl emzirecektir. İşte Yüce Allah bunları bile ilmi ile ayarlamıştır. Yeni doğum yapmış kadın bebeğini emzirdikçe ‘prolaktin’ denilen bir süt hormonu salgılanır. Yüksek düzeyde salgılanan bu hormon beyindeki hipotalamus organındaki GnRH pulsatif salınımını engeller. Bu da kadının her ay döngüsel âdet olmasını önler. Böylece rahim iç zarının fonksiyonalis 'işlevsel' tabakası kabaramaz. Yani yeni bir gebelik olması engellenir. Nadasa bırakılmış bir tarla/toprak halin alır. Kabarmaz. Olduğu gibi yeni yumurtlama başlamasını bekler.

Aşağıdaki resimde toprağın katmanları gösterilmiştir. Toprağın en üst tabakası en verimli tabakasıdır. Bu tabakada mikroorganizmalar vardır. Toprağın verimli olması için gerekli olan her türlü madde buradadır.

kadinlar bir tarladir oyleyse tarlaniza dilediginiz zaman gelin

 

Kadın rahmi iç zarının fonksiyonalis ‘işlevsel’ tabakası da en verimli tabakadır. Bu tabaka alak halindeki embriyonun yapışması için tıpkı toprağın nemlenip kabarması (tavlı toprak) gibi nemlendirilip kabartılır. Bu nemlenme ‘salgı bezleri’ ‘secretory glands’ ile ve progesteron hormonu sayesinde olur. Kabarma ise estrojen hormonu sayesinde olur. Bu salgı bezleri özel sıvı salgılayarak embriyonun yapışmasını ve beslenmesini sağlar. Embriyo kök saldığında kökleri ile annenin kan damarları ile bu tabakada buluşur. Tıpkı bitkilerin ve ağaçların kökleri gibi.

Ben rahim içi zarının fonksiyonalis 'işlevsel' tabakasını her ay sulanıp, tava getirilerek ekime hazırlanan bir tarlaya benzetiyorum. Yurdumuzda tarlalar yılda 2 ürün veriyor. Çiftçilik yapanlar bilir. Tarla önce sulanır. Daha sonra sürülerek kabartılır. Daha sonra tohum bu nemli bölgeye ekilir. Çok derine ekilmez.  Ürün alındıktan sonra tekrar yeni bir ürün için hazırlanır. İşte Yüce Allah’ın en güzel şekilde yaratıığı kadınların rahimlerinde de benzer bir sistem iş başındadır. Bu sistem aylık çalışıyor. Rahim iç zarındaki fonksiyonalis 'işlevsel' tabakası kabarıyor, sulanıyor (salgı bezleri) ve embriyonun yapışması için en iyi konuma geliyor. Embriyo yapışmaz ise fonksiyonalis 'işlevsel' tabakası dökülüyor ve kadın âdet oluyor. Embriyo yapışırsa fonksiyonalis 'işlevsel' tabakası dökülmüyor ve kadın âdet görmüyor. Çünkü artık kadın çok önemli bir şeyi yüklenmiştir.

Kuran indiğinde yaşayan Araplar ne anlamış olabilir?   

Kadının toprağa benzetilmesi;

Verimli, ekilebilir toprak olmasaydı mutlaktır ki hayat olmayacaktı. Net bir şekilde biliyoruz ki toprağın bu verimli kısmı insanlara sayısız nimet vermektedir. Hatta nimetlerimizin tamamına yakını toprağın bu verimli kısmı sayesinde elde edilmektedir. Tüm bitkiler ve ağaçlar toprağın bu verimli, üretken kısmından beslenmektedirler. İste kadın da insanların için verimli toprağa benzetilmiştir. Hayatı başlatan, devam ettiren, çocukları rahimlerinde büyüten ve doğuran kadınlar insanoğlunun verimli toprakları gibidir. Nasıl bir çiftçi toprağa bir ağaç tohumu diker o da belirli bir zaman sonrası dev bir ağaç olursa, rahim içine gömülen bir insan tohumu da 9 ay 10 gün sonra çok güzel bir bebek olur.

Kadınlarımız baş tacıdır;

Kadınlarımız bu ayetleri iyi okusunlar ve iyi düşünsünler. Kadınlar erkeklerden aşağıda yaratılmamıştır. Kadın ve erkeğin birbirlerine bazı üstünlükleri vardır. Yüce Allah doğurma görevini kadına yükleyerek, anne olma üstünlüğünü kadınlara vermiştir. Onu verimli bir toprağa benzetmiştir. Hem bilimsel olarak hem de mecazi olarak gerçekten kadınlar nesilleri üreten çok kıymetli verimli topraklar gibidirler.

Kadınlar ile âdet döneminde cinsel ilişkiye girilmeyecek;

Yukarıda anlatılan rahim iç zarının fonksiyonalis 'işlevsel' tabakası âdet ile dökülür. Ortalama âdet süresi 2-7 gün sürer. 2-3. gün yoğunlaşır. Âdet döneminde kadınlar kasık ağrısı 'dismenore' çekerler. Hormonların farklı seviyede salgılanması ile ‘premenstrüal sendrom’ olarak bilinen âdet öncesi başlayan, âdet döneminde de sürebilen kendini iyi hissetmeme, moral bozukluğu, ağlama krizlerişişlik gibi şikayetleri olur. Yüce Allah’ın buyurduğu gibi gerçekten bilimsel olarak nettir ki âdet kadın için bir eziyettir. Bu dönemde gebelik oluşması zaten mümkün değildir. Ancak kadın zaten eziyet halindeyken onu cinsel ilişkiye zorlamak asla olmaz. Hatta âdet döneminde gerçekleşen cinsel ilişki endometriosiz olarak bilinen ciddi bir hastalığı başlatabilir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı âdet döneminde kadın savunmasızdır 

Kadınlar için bir eziyet olan adet döneminde cinsel ilişki neden yasaklandı? Endometriosiz, cinsel yolla geçen hastalıklar

Yüce Allah yarattığını bilmez mi? Mutlak ki Yüce Allah’ımız bize yol gösteriyor. Kadınlarımız biz erkekler için çok çok kıymetlidir, baş tacımızdır. Biz de bir kadının rahminde büyüdük. Kendi kanı ile bizi besledi annelerimiz; eziyet ile taşıdı ve eziyet ile doğurdu bizi. Annemize olan saygımız tüm kadınlara yansımalıdır. Kadınlara karşı takvalı olmak Yüce Allah tarafından emrediliyor.

Ey insanlar! Rahim sahipleri olan kadınlara takvalı olun: Onların haklarına saygısızlık etmekten sakının.

Bu verimli toprak kimler için?

Yüce Allah 'öyleyse gelin ürün veren toprağınıza arzu ettiğiniz zaman' buyurmuştur. Kadınlar bu ayeti okuduklarında kendilerini kötü hissediyorlar. Bizler erkekler için mi yaratıldık gibi bir anlam çıkarıyorlar ayetten. Ancak asla böyle bir durum söz konusu değildir. Kadını rahim iç zarının fonksiyonalis 'işlevsel' tabakasını aylık olarak düzenli dökülüp kabarmasının, yani bu verimli dokunun sürekli olarak kendisini yenilemesinin kadına hiçbir faydası yoktur. Tek amaç vardır. O da doğurganlığın sağlanması. Erkek olmadan da bu verimli doku hiçbir şeye yaramaz. Bu nedenle ayette erkeğin bu verimli dokuya yaklaşıp menisini vajinaya dökerek bu verimli dokuya gömülecek olan embriyonun kadın ile birlikte oluşmasını sağlamaları işaret edilmiş olabilir.

‘gelin onlara Allah'ın size emrettiği yerden’

Kadınların âdet dönemi bittikten sonra cinsel ilişkiye girmelerinde bir sakınca yoktur. Dilerlerse kocaları ile cinsel ilişkiye girerler. Koca da karısı ile cinsel ilişkiye dilerse girebilir. Bu karşılıklı isteğe bağlıdır. Bu ayetten kadınlar istemese de zorla cinsel ilişkiye girilebilir anlamı asla çıkmaz.

Ayetten anlıyoruz ki cinsel ilişki Yüce Allah’ın emrettiği yerden yani dökülen meninin ve bu dökülen meniden oluşan nutfenin (rahim iç zarına giren yoğunlaşmış, konsantre olmuş meni sıvısı) verimli toprağa ulaşacağı yoldan olmalıdır. Bu da kadın vajinasıdır. Cinsel ilişki kadın vajinasından olmalıdır. Ayette kadın vajinasından cinsel ilişkide bulunun buyurulmaktadır. Vajinadan olduğu sürece cinsel ilişkinin yönü (pozisyon) önemli değildir.

En doğrusunu Allah bilir.