Yüce Allah 4:56 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

549|4|56|إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا سَوْفَ نُصْلِيهِمْ نَارًا كُلَّمَا نَضِجَتْ جُلُودُهُم بَدَّلْنَٰهُمْ جُلُودًا غَيْرَهَا لِيَذُوقُوا۟ ٱلْعَذَابَ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَزِيزًا حَكِيمًا

İnnellezîne keferû bi âyâtinâ sevfe nuslîhim nâran. Kullemâ nadicet culûduhum beddelnâhum culûden gayrahâ li yezûkûl azâbe. İnnallâhe kâne azîzen hakîmâ.

Doğrusu ayetlerimize kâfirlik etmiş (gizlemiş/örtmüş) kimseleri yakında yakarız bir ateşte; her piştikçe derileri değiştirdik derileri başkasıyla onun; tatmaları için azabı; doğrusu Allah oldu güç yetiren, hüküm ve hikmet sahibi.

 

(نُصْلِيهِمْ) nuslihim kelimesi kökü (صلي) yakmak (burn), kızartmak (roast-broil) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 612 (of 1303)

(نَارًا) naran kelimesi kökü (نور) ateş (fire) anlamındadır. Lane's Lexicon, page 2926 (of 3039)

(نَضِجَتْ) nedicet kelimesi kökü (نضج) iyi pişmiş (well-done) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1140 (of 1303)

(جُلُودُهُم) culuduhum kelimesi kökü (جلد) cilt-deri (skin) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 154 (of 1303)

(بَدَّلْنَٰهُمْ) beddelnahum kelimesi kökü (بدل) yenisi ile değiştirmek (replace), değiştirmek (exchange) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 58 (of 1303)

(غَيْرَهَا) gayraha  kelimesi kökü (غير) başka (other than) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 808 (of 1303)

(لِيَذُوقُوا۟) liyezuku kelimesi kökü (ذوق) tatmak (taste), deneyimlemek (experience) anlamındadır.  Hans Wehr 4th ed., page 364 (of 1303)

 

Bu ayette Yüce Allah çok ama çok ciddi ve şiddetli bir azabı haber vermektedir. Yüce Allah’ın ayetlerine (göstergelerine) alabildiğine inkârcı olan, bu inkârında sürekli ısrar eden ve bu şekilde ölenlerin yeni oluşacak olan evrende (ahirette) şiddetli bir azaba uğrayacakları bildirilmiştir.

Bu azap ateş ile olmaktadır. Bu inkârcıların ateşe maruz kalmaları nedeni ile derilerinin yandığı ve bu yanmanın çok şiddetli olduğu hemen görülür. Ateşin şiddeti o kadar fazladır ki tüm deriyi yakmaktadır.

Ve 1400 yıl önce bilinmesi ihtimali sıfır olan bir bilimsel bilgiyi Yüce Allah bize sunmaktadır. Öncelikle kısa bir bilimsel bilgi aktaralım.

 

Derinin yanmasına bağlı acı-ağrı nasıl oluşmaktadır?

Derinin epidermis ve dermis dediğimiz bölümünde ‘Nociceptive’ reseptörleri (algılayıcılar) mevcuttur. Deride meydana gelen bir yanık ve bu yanığa bağlı deride salgılanan kimyasallar bu algılayıcıları (‘Nociceptive’ reseptörleri) hemen aktif hale getirir ve bu algılayıcılar sinirlere (A-delta ve C sinirleri) iletim sağlar. Yanmaya bağlı ağrı-acı hissi bu sinirler vasıtası ile omurgaya ve oradan da beyne iletilir ve yanan kişi yanma ağrısını-acısını hisseder.

Kısacası yanmaya bağlı ağrı ve acı derinin kendi içindeki ‘Nociceptive’ algılayıcıları ile gerçekleşir. Derinin kendisinin uzun ve şiddetli şekilde yanıp yok olması ile tüm deri katmanı yanarsa içindeki bu ‘Nociceptive’ algılayıcılar da yok olacaktır. Tüm deri katmanının yanıp yok olması ile ağrı ve acı hissi de ortadan kalkacaktır.

Gerçekten de yapılan modern çalışmalarda derinin tamamen yanması ile ağrının kaybolduğu, hissedilmediği bilinmektedir (Meyer, WJ., III, Wiechman, SA., Woodson, L., Jaco, M., Thomas, CR. Chapter 64. Management of pain and other discomforts in burned patients. In: Herndon, DN., editor. Total Burn Care. 4. Saunders Elsevier; Philadelphia: 2012. p. 715).

Aşağıdaki animasyonda cilt-deri altındaki 'Nociceptive' reseptörleri (algılayıcıları) gösterilmiştir. Yanma ile aktive olduklarında sinirlere sinyal gönderirler. Deri tam olarak yandığında bu algılayıcılar da yok olur ve sinyal gönderilmediği için ağrı-acı hissi kaybolur

yanik derilerin yeni deriler ile degistirilmesi kuran mucizeler

 

Ayette Yüce Allah tarafından bildirilende tam olarak budur. İnkârda inat edenlerin derileri ateşe bağlı iyice yandığında özelliğini kaybetmekte ve hissettikleri ağrı (azap) giderek azalmaktadır. Deri tam olarak yandığında ağrı-acı hissetmeyeceklerdir. Fakat Yüce Allah bu noktada onların derilerine bir özellik ekleyecektir. Bu da yanan derilerin yerine yeni derilerin gelmesidir. Yeni gelen deriler ateşe bağlı yanık hissini hissettirmek için değiştirilmektedir, yenilenmektedir.

Ayette belirtildiği gibi yeni derilerin görevi inkârcının azabı sürekli tatması içindir.

Ayet okunduğunda insan dehşete kapılabilir. Ama Yüce Allah hemen bir sonraki ayette bu azaptan kurtulmanın yolunu bildirmiştir.

Yüce Allah 4:57 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

550|4|57|وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ سَنُدْخِلُهُمْ جَنَّٰتٍ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدًا لَّهُمْ فِيهَآ أَزْوَٰجٌ مُّطَهَّرَةٌ وَنُدْخِلُهُمْ ظِلًّا ظَلِيلًا

Vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti se nudhıluhum cennâtin tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ ebeden. Lehum fîhâ ezvâcun mutahharatun, ve nudhıluhum zıllen zalîlâ.

Ve kimseleri; inanmış ve düzeltici-barışa yönelik işler yapmış; sokacağız onları cennetlere; akar onun altından ırmaklar; kalıcılar orada ebediyen; onlaradır orada tertemiz/saf eşler; ve sokarız onları bir gölgeye; korunaklı/yoğun.

 

Kurtuluş çok kolay;

Yüce Allah’a inanmak ve teslim olmak. Bir de erdemli yaşamak.

Not: Bu makaleyi yazmamda vesile olan ve yanık konusunda çok deneyimli bir genel cerrah abime çok teşekkür ederim. Allah razı olsun ondan. Bana aynen şöyle demişti: ‘Ben sürekli yanmış insanların tedavisi ile uğraşıyorum. 1400 yıl önce yaşamış olan Muhammed peygamber yanmaya bağlı ağrı ve acı hissinin deriden kaynaklandığını, acının sürekli olması için derilerin yenilenmesi gerektiğini nereden bilecek?’

En doğrunu Allah bilir.