İnsanın tüm yaşam süresi Allah’ın Arş’ında bir saattir.

Kuran’a göre zaman görecelidir. Yerçekimi ve hızlanmaya bağlı olarak farklı hızlarda akar. Zamanın göreceliği ile ilgili çok detaylı analiz yapılmıştı. Lütfen öncelikle o makaleyi okuyunuz. 

Zamanın göreceliği ile ilgili 22:47 ayeti çok net bilgi verir.  

Yüce Allah 22:47 ayetinde şu şekilde buyurmuştur.

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

2640|22|47|وَيَسْتَعْجِلُونَكَ بِٱلْعَذَابِ وَلَن يُخْلِفَ ٱللَّهُ وَعْدَهُۥ وَإِنَّ يَوْمًا عِندَ رَبِّكَ كَأَلْفِ سَنَةٍ مِّمَّا تَعُدُّونَ

Ve yesta’cilûneke bil azâbi ve len yuhlifallâhu va’dehu, ve inne yevmen inde rabbike ke elfi senetin mimmâ teuddûn.

Ve senin çabuklaştırmanı isterler azabı; ve asla bozmaz Allah vaadini; ve doğrusu bir gün Rabbinin katında/indinde bir bin sene gibidir; saydıklarınızdan.

 

Allah zaman ve mekandan münezzehtir. Allah'ın bulunduğu bir yer veya zamandan bahsedilemez. Bu ayette ‘inde rabbike’ (rabbinin yanında) tamlaması Allah’ın Arş’ını işaret etmektedir. Allah’ın Arş’ı olan hiperuzayda ('higher-dimensional bulk') zaman genişlemesi olduğunu görmekteyiz. 2 atom saati düşünelim. Bir tanesini Dünya’mız üzerine, 2. atom saatini ise hiperuzaya koyalım. Hiperuzaydaki saatte 1 gün geçtiğinde Dünya üzerindeki saatte 1000 yıl geçecektir.

Şimdi kıyamet sonrası sahnelere bir bakalım. Aşağıdaki ayetler incelendiğinde Dünya’da yaşanan bir insan ömrünün kıyamet sonrası günün bir saatine yakın olduğu (10:45, 30:55, 46:35), günün az bir zamanı olduğu (23:114), akşam veya akşamın aydınlık süresi kadar (Güneş batmadan önceki zaman) olduğu ayetlerden anlaşılır.

79:46 ayeti biraz daha fazla incelenmesi gereken bir ayettir.

Yüce Allah 79:46 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

5756|79|46|كَأَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُوٓا۟ إِلَّا عَشِيَّةً أَوْ ضُحَىٰهَا

Ke ennehum yevme yerevnehâ lem yelbesû illâ aşiyyeten ev duhâhâ.

Gördükleri gün onu; sanki onlar asla kalmamış gibidirler (Dünya'da); dışında bir akşam veya onun kuşluğu (onun aydınlık (Güneş batmadan önceki) vakti).

  

(عَشِيَّةً) aşiyyeten kelimesi kökü (عشو) akşam (eve-evening) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 719 (of 1303)

(ضُحَىٰهَا) duhaha kelimesi kökü (ضحو) güneş ışıkları sayesinde görülebilen (visible in the sun-light), ayırt edilecek kadar görünebilen (be distinctly visible) anlamındadır. Steingass, page 606 (of 1241)

 

Akşam vakti ne zamandır?

Kuran’da akşam kelimesinin geceden farkı olarak kullanıldığı görülür. Kuran’da akşam kelimesi 3:41, 6:52, 12:16, 18:28, 19:11, 19:62, 24:58, 38:18, 38:31, 40:46, 40:55 ayetlerinde geçer. 38:31 ayeti akşam kelimesi geçişine örnek verilebilir. Bu ayette Süleyman peygambere sunulan atlardan bahsedilir.

38:31  O vakit gösterildi ona akşam; safinler/üç ayağı üstünde durup dördüncü ayağının tırnağını yerde dikip duran atlar; muhteşem gösterişli atlar.

Bütün olarak değerlendirildiğinde akşam vakti;

Güneş’in batmaya yüz tutması ile başlar ve Güneş battıktan sonra havanın tam kararmasına kadar devam eder. Tam kararma olunca akşam vakti biter. Akşam sonrası gece vakti başlar. 

 

Akşamın  ‘duhaha’'sı nedir?

Ayetteki ‘duhaha’ kelimesindeki zamir (onun) akşama gitmektedir, güne değil.

Güneş batmaya meyletmiştir. Akşama girilmiştir ama Güneş halen batmamıştır. Hava aydınlıktır. İşte akşamın ‘duhaha’sı (aydınlığı) Güneş’in batmaya yüz tutması ile Güneş’in tam batmasından önceki dönemdir.

 

Akşam kaç saat sürer?

Dünya’da bulunduğunuz enlem-boylama ve mevsime göre değişir. Kuran’ın indiği coğrafya (Suudi Arabistan) temel alındığında akşamın aydınlığının (‘duhaha’) yaklaşık 1.5-2 saat, Güneş battıktan sonra geceye kadar yaklaşık 0.5 saat olduğu görülür. Birleştirildiğinde akşamın 2-2.5 saat arasında sürdüğü görülür. 

 

Şimdi diğer ayetleri inceleyelim;

Yüce Allah 23:112-114 ayetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

2783|23|112|قَٰلَ كَمْ لَبِثْتُمْ فِى ٱلْأَرْضِ عَدَدَ سِنِينَ

Kâle kem lebistum fil ardı adede sinîn.

Dedi: “Ne kadar kaldınız yeryüzünde seneler adetince?”

2784|23|113|قَالُوا۟ لَبِثْنَا يَوْمًا أَوْ بَعْضَ يَوْمٍ فَسْـَٔلِ ٱلْعَآدِّينَ

Kâlû lebisnâ yevmen ev ba’da yevmin fes’elil âddîn.

Dediler: “Kaldık bir gün ya da bir gün parçası; öyleyse sual et/sor sayanlara.”

2785|23|114|قَٰلَ إِن لَّبِثْتُمْ إِلَّا قَلِيلًا لَّوْ أَنَّكُمْ كُنتُمْ تَعْلَمُونَ

Kale in lebistum illa kalilen lev ennekum kuntum ta'lemun.

Dedi: “Değilsiniz kalmış biraz dışında; keşke sizler olsaydınız bilir.”

 

Yüce Allah 10:45 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

1407|10|45|وَيَوْمَ يَحْشُرُهُمْ كَأَن لَّمْ يَلْبَثُوٓا۟ إِلَّا سَاعَةً مِّنَ ٱلنَّهَارِ يَتَعَارَفُونَ بَيْنَهُمْ قَدْ خَسِرَ ٱلَّذِينَ كَذَّبُوا۟ بِلِقَآءِ ٱللَّهِ وَمَا كَانُوا۟ مُهْتَدِينَ

Ve yevme yahşuruhum keen lem yelbesû illâ sâaten minen nehâri yete ârefûne beynehum, kad hasirellezîne kezzebû bi likâillâhi ve mâ kânû muhtedîn.

Ve o gün, bir araya getirir onları; sanki asla kalmazlar/kalmadılar gündüzden bir saat dışında; tanışırlar aralarında; muhakkak zarara uğradı Allah'a kavuşmayı yalanlamış kimseler; ve olmuş değiller doğru yola kılavuzlu.

 

Yüce Allah 30:55 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

3462|30|55|وَيَوْمَ تَقُومُ ٱلسَّاعَةُ يُقْسِمُ ٱلْمُجْرِمُونَ مَا لَبِثُوا۟ غَيْرَ سَاعَةٍ كَذَٰلِكَ كَانُوا۟ يُؤْفَكُونَ

Ve yevme tekûmus sâatu yuksimul mucrimûne mâ lebisû gayra sâatin, kezâlike kânû yu’fekûn.

Ve o gün başlar saat; yemin eder suçlular; kalmış değiller bir saat dışında; işte böyledir; oldular aldatılmışlar.

 

Yüce Allah 46:35 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

4543|46|35|فَٱصْبِرْ كَمَا صَبَرَ أُو۟لُوا۟ ٱلْعَزْمِ مِنَ ٱلرُّسُلِ وَلَا تَسْتَعْجِل لَّهُمْ كَأَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَ مَا يُوعَدُونَ لَمْ يَلْبَثُوٓا۟ إِلَّا سَاعَةً مِّن نَّهَارٍۭ بَلَٰغٌ فَهَلْ يُهْلَكُ إِلَّا ٱلْقَوْمُ ٱلْفَٰسِقُونَ

Fasbir kemâ sabere ulûl azmi miner rusuli ve lâ testa’cil lehum, ke ennehum yevme yerevne mâ yûadûne lem yelbesû illâ sâaten min nehârin, belâgun, fe hel yuhleku illel kavmul fâsikûn.

Öyleyse sabret, resûllerden azim sahiplerinin sabrettikleri gibi; ve acele etme onlara; o gün, görürler vaat edildiklerini; sanki onlar asla kalmazlar/kalmadılar gündüzden bir saat/kısa bir zaman dışında; bir tebligat/bir ihbarname; öyleyse helak mı edilir sapkınlar topluluğu haricinde?

 

Tüm bu ayetler değerlendirildiğinde;

Allah'ın Arş'ında Dünya'da sanki 1 saat kalmış gibi olanlar ;

Allah’ın Arş’ında 1 gün 1000 yıl olduğuna göre (zaman genişlemesi var). 1 gün 23 saat 56 dakika, 4 saniye olduğuna göre Allah’ın Arş’ında 1 saat 1000/24 yaklaşık olarak 41.6 Dünya yılına eşittir. 

 

Akşam’ın aydınlığı süresince kalanlar;

Akşamın ‘duhahası’ yaklaşık 1.5-2 saat olduğuna göre bu insanlar Dünya'da 62.4 yıl ile 83.2 yıl arasında kalmışlardır.

 

Tüm akşam kalanlar;

Tüm akşam vakti kalanlar ise (2-2.5 saat) yaklaşık olarak 83,2 yıl ile 104 yıl arasında kalmışlardır.

 

Tabii ki insanların yaşam süresi birbirinden farklıdır. Tüm insanların yaşam süresi ortalamaları da çağdan çağa değişmektedir.

Aşağıdaki grafide yıllara göre ortalama insan yaşam beklentileri yer almaktadır. 

hayat suresi kiyamet sonrasi 1 saat veya aksam dunyada bir insan yasam suresine esittir zamanin goreceligi kuran mucizeler Albert Einstein ve Kuran

 

Bu noktada Nûh peygamberinin 1000 yıl/sene yaşamış olup olmadığı sorusu akla gelir. Bu konu ile ilgili başka bir makale yazılmıştır. Lütfen inceleyiniz.

Nuh peygamber 950 yıl kesinlikle yaşamadı. Ahiret evrenindeki zaman genişlemesi (1 gün=1000 yıl) ile Yüce Allah bize bildiriyor. 

Sonuç olarak;

Yüce Allah’ın bize verdiği örnekler incelendiğinde insanların ortalama olarak 41,6 yıl ile 104 yıl arasında Dünya’da kaldıklarını biliyoruz. Tabii ki bundan daha az yâda daha fazla yaşayan insanlar olabilir ama ayetlerde verilen örneklerin Allah’ın Arş’ındaki zaman dilimleri ile Dünya’da yaşanan zaman dilimleri karşılaştırıldığında bir insan ömrünü işaret etmesi büyük bir işarettir.

Konunun ders olarak anlatımı;

En doğrusunu Allah bilir.