Dinlemeyin bu Kuran'ı ve anlamsız sözler söyleyin onda, belki ona galip gelirsiniz: Kuran’ı anlamak için Kuran dışında hiçbir sese, hiçbir söze kulak vermeyeceğiz. Sadece Kuran diyeceğiz.

Yüce Allah 41:26 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

4242|41|26|وَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ لَا تَسْمَعُوا۟ لِهَٰذَا ٱلْقُرْءَانِ وَٱلْغَوْا۟ فِيهِ لَعَلَّكُمْ تَغْلِبُونَ

Ve kâlellezîne keferû lâ tesmeû li hâzel kur’âni velgav fîhi leallekum taglibûn(taglibûne).

Ve dedi kâfirlik etmiş kimseler: “Dinlemeyin bu Kur'an'ı; ve anlamsız sözler söyleyin onda; belki sizler galip gelirsiniz.

 

(وَٱلْغَوْا۟) velgav kelimesi kökü (لغو) mantıksız-anlamsız konuşmak (to talk non-sense), boş konuşmak (to speak null) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1021 (of 1303)

Ayetin muhteşemliğine bir bakın. Bu ayeti neden Yüce Allah bize bildirmiş acaba? Evrenin sonuna kadar Kuran Allah’ın koruması altında olacağına göre bu ayeti neden bize bildirmiş?
Çünkü kıyamete kadar yaşayacak olan insanları uyarıyor.

İnkâr eden kimselerin yapacakları hiçbir şey yoktur. Kuran'ın kendisini değiştiremiyorlar. Onu okuyan herkes Yüce Allah'ın koruması altına giriyor. Onun önünde hiç bir şey duramıyor. Tüm insanlığa bir rahmet çünkü.

Nasıl olur da Kuran'ı etkisiz hale getiririz diye tüm güçleri ile düşünüyorlar. Ve sonunda bir yol buluyorlar. 

Kuran’ın anlaşılmasına engel olurlarsa hedeflerinde başarıya ulaşabileceklerini anlamışlardır. Şeytan da bu emellerinde yardım etmiştir.  

Bu ayeti anlamadığımız için şu an inkâr edenlerin emellerine ulaştığını söylemek mümkündür.

Bu ayeti klasik anlayış şu şekilde anlamıştır; ‘Peygamberimiz döneminde Kuran okunduğunda inkâr edenler sesle şiirler okuyarak, ıslık çalıp el çırparak, anlamlı anlamsız sözler söyleyerek, gürültü çıkararak, yaygara kopararak peygamberimizin sesini bastırmayı, okuduğu ayetlerin anlaşılmasını engellemeyi istemişlerdir. ‘

Oysa Yüce Allah kıyamete kadar yaşayacak olan tüm insanları açıkça uyarmaktadır.

Buyurmaktadır ki, Kuran’ı anlamak için okumaya başladığınızda size Kuran’ı anlamamanız için Kuran ayetlerinin anlamını büken, anlamını saptıran, boş şeyler içeren, zan içeren, anlamsız, çelişkili, karmakarışık, Kuran’ın anlamına ters anlamlar içeren sözler söylenecek ve siz bu sözlere dikkat kesilirseniz Kuran’ı anlayamayacaksınız. Kuran’ı anlayamayınca inkâr edenler de galip gelecektir.

'fihi' adetının anlamı düşünüldüğünde bu anlamsız, karışık, çelişkili sözlerin rastgele olmadığı görülür. Bu sözler direkt olarak Kuran ayetlerini hedef almaktadır. Onların anlamını hedef almaktadır.  

İyi niyetli veya kötü niyetli hiçbir önemi yok. Kuran haricinde din adına çıkarılan hadisler işte bu anlamsız, karışık sözlerdir. Kuru gürültüden başka bir şey değillerdir.

Gerçeği inkâr eden insanlar Kuran’ı yenemeyeceklerini anlayınca onun mesajını saptırmak için onun yanına bu kuru gürültüden ibaret olan hadisleri yerleştirmişlerdir.

Bu hadisleri yazanlar belki de iyi niyetliydi. Ama iyi niyetli olmak şeytana kanmamış demek değildir. Şeytan Allah’ın dosdoğru yoluna oturmuştur. Çünkü Yüce Allah izin vermiştir.

Şeytan dosdoğru yol olan Kuran üstüne oturmuştur. 41:26 ayetindeki gibi şeytan insanları iyi niyetli de olsa kandırmış ve Kuran’ın yanına ciltler dolusu hadisler eklenmesine yardım etmiştir.

Maalesef milyarlarca Müslüman olduğunu düşünen insan da buna kanmaktadır. Ne zaman Kuran’ı anlamak için açsa okumaya çalışsa karşısına Kuran’ın sesinde çok bu hadislerin sesini duyar. Kuran’ı anlayamaz.

41:26 ayeti aklını çalıştıranlara bir derstir.

Kuran’ı anlamak için Kuran dışında hiçbir sese, hiçbir söze kulak vermeyeceğiz.

Sadece Kuran demeliyiz. 

En doğrusunu Allah bilir.