Yüce Allah aşağıdaki 13:11 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
1716|13|11|لَهُۥ مُعَقِّبَٰتٌ مِّنۢ بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِهِۦ يَحْفَظُونَهُۥ مِنْ أَمْرِ ٱللَّهِ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يُغَيِّرُ مَا بِقَوْمٍ حَتَّىٰ يُغَيِّرُوا۟ مَا بِأَنفُسِهِمْ وَإِذَآ أَرَادَ ٱللَّهُ بِقَوْمٍ سُوٓءًا فَلَا مَرَدَّ لَهُۥ وَمَا لَهُم مِّن دُونِهِۦ مِن وَالٍ Lehu muakkibâtun min beyni yedeyhi ve min halfihî yahfezûnehu min emrillâh, innallâhe lâ yugayyiru mâ bi kavmin hattâ yugayyirû mâ bi enfusihim, ve izâ erâdallâhu bi kavmin sûen fe lâ meredde lehu, ve mâ lehum min dûnihî min vâl. Onadır (insana) takip ediciler (melekler) önünden ve arkasından; korurlar onu Allah'ın emriyle; doğrusu Allah değiştirmez bir toplumdakini ta ki değiştirirler kendilerindekini; ve ne vakit istedi Allah bir topluma kötülük/bahtsızlık; o durumda yoktur geri çeviren onu; ve yoktur onlara O'nun astından hiçbir veli (yakın koruyucu/himaye eden). |
(يُغَيِّرُ) yugayyiru kelimesi kökü (غير) farklılaştırmak (make different), değiştirmek (change) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 808 (of 1303)
(سُوٓءًا) sûen kelimesi kökü (سوا) kötülük (bad-evil), talihsizlik-bahtsızlık-bedbahtlık (unfortune), şanssızlık (unlucky) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 512 (of 1303)
Ne muhteşem bir ayet!
Yüce Allah’ımız daha nasıl yol göstersin? Daha ne desin?
Yüce Allah bir toplumun durumunu ancak kendi içlerindeki şartları düzelttiklerinde düzelteceğini buyuruyor. Diğer bir deyiş ile toplum iyiye gitmek istiyorsa kendisi öncelikle iyi olacak. Mutlu, huzurlu ve refah içinde bir yaşam istiyorsa bunun için gerekli şartları yine kendisi oluşturup devreye sokacak.
Bir toplumum pislik içinde yüzmesi yine toplumun kendisinden kaynaklanır. Toplumun içinde yaşadığı pislikler nedeni ile sızlanmaya hakkı yoktur. Toplumda yaşayanlar erdemsiz ise erdemsiz bir yaşama mahkumdur. Hırsız bir millet hırsızlık içinde yaşar. Adaletsiz olan bir toplum adaletsiz şekilde yönetilir. Erdemsizlik, ahlaki değerlerden yoksunluk, görevini tam olarak yerine getirmemek-kaytarmak, vergi vermemek, az vergi verelim diye yalan dolan gider göstermek, fatura kesmemek, rüşvet almak, rüşvet vermek, hakimlerin vicdanları ile değil de iktidara göre karar vermeleri, hakimlere kararları açısından baskı yapmak, hukuksuzluk, arsızlık, utanmazlık, sahtekarlık, müsriflik, gösteriş meraklısı olmak, inatçılık-hata yaptığını kabul etmemek-diretmek, hırsızlık yapmak, kamu mallarını yemek, ihaleye fesat karıştırmak, yandaşları korumak, adam kayırmak, işi ehline vermemek, haksızlığa karşı çıkmamak, duyarsız olmak, zina yapmak, karşı cinse şehvetle bakmak, yalan söylemek, kul hakkı yemek, ırkçılık, riba yemek (tefecilik), fakirleri kollamamak, yetimleri yüceltmemek, kendini büyük görmek-kibirlenmek, şirk günahını işlemek-müşrik olmak, kadınlara eziyet etmek-onları köleleştirmek (türbana sokmak, okutmamak), çalışanlarına köle gibi davranmak-onların haklarını korumamak, sistematik şekilde homo-seksüellik yapmak, sistematik şekilde aklı örten maddeler kullanmak/satmak, mevcut hukuk kurallarına uymamak gibi davranışlar sergileyen toplumlar bu pisliklerin hepsi ile karşılaşırlar. Ne ekersen onu biçersin.
Ben söylemiyorum. Yüce Allah buyuruyor.
Demek ki öncelikle kendimizi değiştireceğiz. Erdemli bir toplum olmak için ilk önce aklımızı kullanacağız ve erdemli bir toplum olmak için neler yapmamız gerekir araştıracağız. Kuran’ın bize yol gösterdiği konularda mutlak şekilde ona uyacağız. Kuran bize o konuda bilgi vermemiş ise aklımızı kullanarak, evrensel değerler üzerinden, bilim ile karar vereceğiz.
Erdemli bir toplum olmaya bireylerden başlayacağız. Evlatlarımıza evimizden ve anaokulundan başlayarak erdemli bir yaşamın önemini vurgulayacağız. Ahlaki değerleri öğreteceğiz. Sadece anlatarak değil. Kendimiz örnek olacağız.
Mutlaktır ki tek bir birey bile biraz daha erdemli olsa toplum çok çok daha fazla erdemli olacaktır ve Yüce Allah o topluma hayırlar verecektir. Aksi taktirde Yüce Allah o topluma bir kötülük/bahtsızlık dilerse o toplumu kimse kurtaramaz.
Erdemli bir yaşam ve din;
Erdemli bir yaşamanın ilk basamağı şirkten uzak olan bir hayat sürmektir. Bu da sadece Kuran’ın hükümlerini dinde kaynak edinmek ile olur. Ülkemiz dahil olmak üzere kendilerini Müslüman sanan toplumların haline bir bakın. Neden rezil durumdalar? Neden insanların çoğunluğu mutsuz, umutsuz? Neden pislik içinde yaşıyorlar? Çünkü Kuran’ı terk edilmiş şekilde ellerinde tutukları için. Kuran yerine ne olduğu belli olmayan hikayeleri Yüce Allah’ın kitabına eş tuttukları için.
Bu nedenle öncelikle toplumda mezheplerin hükümdarlığını kaldırmak gereklidir. Dileyen dilediği şeye inanmakta elbette özgürdür. Dinde zorlama olmaz. Ancak eğitim sürecinde olan ve kendi bireysel kararlarını alamayan çocuklara yalan yanlış bilgiler içeren, Yüce Allah katından geldiği asla kesin olmayan hadisler temelinde oluşturulmuş mezhepsel dinler asla empoze edilemez. Akıllarını kullanabilecekleri ergenliğin sonuna kadar sadece Yüce Allah’ın ayetleri olan matematik, kimya, biyoloji-tıp ve fizik gibi pozitif bilimler öğretilmelidir ki büyüdüklerinde Yüce Allah’ın ayetlerini daha iyi görsünler, O’na daha iyi hamd etsinler. Yıldızlara baktıklarında evrenin ne kadar büyük olduğunu beyinlerinde canlandırabilsinler ki yaratıcı olan Yüce Allah’ı daha iyi değerlendirebilsinler.
Kuran kursları ve imam hatipler ile ilgili;
Küçük yaşta çocukları Kuran kurslarına gönderip de o küçücük beyinlerini uydurulmuş din ile doldurmak bir topluma yapılacak en kötü şeydir. Toplumun geleceğini dinamitlemektir. Kuran kurslarında o yavrulara Kuran’ın mesajı öğretilmiyor. Çocuklara Kuran’ın Arapça okuyuşu zorla öğretiliyor. Anlamadan. Erdemli yaşamanın sırlarını bir reçete olarak veren Kuran’ın mesajı anlatılacağına sakal, takke, sarık, türban, baş örtüsü, taşlayarak öldürme, dinden dönenin öldürülmesi, el kesme, namaz kılmayanın dövülmesi ve sonra hapsedilmesi gibi Kuran’da yer olmayan bir dolu hurafe öğretiliyor ve dayatılıyor. Küçük yaşta öğrenilen bu yanlış, Kuran’a göre sapkın fikirlerden kurtulması bir çocuk için çok zor olabiliyor. Daha sonra bu uydurulmuş dinden dosdoğru yol olan Kuran’a dönüş zor oluyor.
Sadece Kuran inancının tüm topluma yayılması;
Toplumda yaşayan bireylerin çoğunluğu sadece Kuran dediğinde ve hayatlarını Kuran’a göre yaşadıklarında topluma erdemlilik hakim olacaktır. Yüce Allah da toplumunun kendisini değiştirmesi ile topluma iyilikler nasip edecektir. Durum bu kadar basittir.