Bu makale Dr. Sonia Cihangir’in aşağıdaki videosundaki açıklamalar temel alınarak yazılmıştır.
Kitap ve hikmet iki ayrı kaynak değildir / "ﻮ" vav bağlacı hakkında (2:231) [Sonia Cihangir]
Hikmet kelimesinin sözlük anlamı engel olmak, gem vurmak, zulme ve fesada engel olmaktır.
Kuran’da ‘kitap ve hikmet’ kalıbı 2:129, 2:151, 2:231, 3:48 (İsa peygamber için), 3:164, 4:154 (İbrahim peygamber için), 4:113, 5:110 (İsa peygamber) ve 62:2 ayetlerinde geçmektedir. Belirtilen ayetler haricinde Muhammed peygamberimiz için kullanılmıştır.
‘Kitap ve hikmet’ olarak Türkçeye yanlış olarak çevrilmesi (orjinal Arapça tefsirlerin bazılarında da) nedeni ile hadis savunucuları tarafından bu ayetlerde Yüce Allah’ın Kuran’dan ayrı olarak hikmeti verdiği ve bu hikmetin de hadisler (dolayısı ile Muhammed peygamberin sünneti) olduğunu savunurlar. Bu yaklaşım temelinden yanlıştır.
Biz Kuran’ı Kuran’dan öğrenmeliyiz. Kuran kendisini çok ince bir şekilde açıklar. Yüce Allah’ımız da zaten bir yol göstermiş. Bu yol gösterme 2:231 ayetinde görülüyor.
Yüce Allah 2:231 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
238|2|231|وَإِذَا طَلَّقْتُمُ ٱلنِّسَآءَ فَبَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَأَمْسِكُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ أَوْ سَرِّحُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ وَلَا تُمْسِكُوهُنَّ ضِرَارًا لِّتَعْتَدُوا۟ وَمَن يَفْعَلْ ذَٰلِكَ فَقَدْ ظَلَمَ نَفْسَهُۥ وَلَا تَتَّخِذُوٓا۟ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ هُزُوًا وَٱذْكُرُوا۟ نِعْمَتَ ٱللَّهِ عَلَيْكُمْ وَمَآ أَنزَلَ عَلَيْكُم مِّنَ ٱلْكِتَٰبِ وَٱلْحِكْمَةِ يَعِظُكُم بِهِۦ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌ Ve iza tallaktumun nisae fe belagne ecelehunne fe emsikuhunne bi ma'rufin ev serrihuhunne bi ma'ruf, ve la tumsikuhunne dıraran li ta'tedu, ve men yef'al zalike fe kad zaleme nefseh, ve la tettehızu ayatillahi huzuva, vezkuru ni'metallahi aleykum ve ma enzele aleykum minel kitabi ve lhikmeti yeızukum bihi, vettekullahe va'lemu ennallahe bi kulli şey'in alim. Kadınları boşadığınız zaman, bekleme sürelerini bitirdiklerinde onları ya güzellikle tutun veya iyilikle bırakın. Onların zararına haklarına tecavüz ederek tutmayın. Bunu yapan kendisine zulmetmiş olur. Allah'ın ayetlerini hafife almayın. Allah’ın size verdiği nimetlerini ve onunla öğüt alacağınız indirdiği kitap ve hikmeti (hikmet içeren Kitabı) düşünün. Allah’tan sakının ve bilin ki, Allah her şeyi Alîm/iyi bilendir. |
Bu ayette Yüce Allah boşanma ile ilgili hükümleri bildirdikten sonra bize yol gösteren delili sunar.
Ayetin konumuz ile ilgili bölümünün detaylandırılması;
# | Kelime | Anlam | Kök |
31 |
enzele |
indirdiklerini |
نزل |
32 |
aleykum |
size |
|
33 |
mine |
-tan |
|
34 |
l-kitabi |
kitap- |
كتب |
35 |
ve lhikmeti |
ve hikmet |
حكم |
36 |
yeizukum |
size öğüt vermek için |
وعظ |
37 |
bihi |
onunla |
Kitap ve hikmet (ٱلْكِتَٰبَ وَٱلْحِكْمَةَ, l-kitab ve lhikmet) tamlaması iki ayrı şeyi işaret etmez. Hikmet kelimesi kendisinden önce gelen kelimenin bir sıfatıdır. Kitabın hikmetli olduğu, hikmet içerdiği, zulmü ve fesadı önleyen hükümler içerdiği bildirilmektedir.
Şimdi delillerimizi sunalım;
Kitap ve hikmet (ٱلْكِتَٰبَ وَٱلْحِكْمَةَ, l-kitab velhikmet) deki 'وَ' 'vav' bağlacı Arapça dil bilgisine göre kendisinden önce gelen şeyi açıklamak içindir. Onun bir sıfatı gibi işlem görür. Arapçadaki bu çeşit 'وَ' 'vav' bağlacının Türkçede kullanımı pek yaygın değil ama şu örnek verilebilir. Diyelim ki şunu diyeceğiz; 'Karşıdan güzel bir insan geliyor'. Karşıdan gelen insan güzel bir insan. Arapçadaki bu 'وَ' 'vav' bağlacı gibi kullandığımızda şu şekilde olur; 'Karşıdan bir insan ve güzel geliyor. Bu şekilde belirtiğimizde karşıdan 2 insan geliyor değildir. Arapçada 'وَ' 'vav' her zaman Türkçedeki 've' ile aynı anlama gelmemektedir.
2:231 ayetindeki (ٱلْكِتَٰبَ وَٱلْحِكْمَةَ, l-kitab ve lhikmet) tamlamasının arasındaki 'وَ' 'vav' bağlacı kitabın hikmetli olduğunu vurgulamaktadır.
Yüce Allah çok büyük bir delil daha sunar. Bu da (بِهِ) ‘bihi’ içindeki zamirdir. (بِهِ) ‘bihi’ ‘onunla’ demektir. 3. şahıs tekil şeyleri işaret eder. Arapça grameri Türkçeden biraz farklıdır.
Arapçada tekil, ikil ve çoğul (3 ve daha fazla) zamirler vardır. Yüce Allah kitap ve hikmet faklı şeyler olsaydı (بِهِ) ‘bihi’ yerine ‘o ikisi’ anlamında gelen ‘بهم’ ‘behime’ kullanırdı. Arapça grameri bunu gerektirir.
Arapça gramer göstermektedir ki; Kitap ve hikmet aynı şeydir. Farklı kaynaklar değildir. Hikmet kitabın bir sıfatıdır.
Delillerimizi sunmaya devam edelim; (Bu noktadan sonraki görüşler kendi görüşlerim ve yazılarımdır.)
Kendisi ile öğüt verilecek şey kesinlikle Kuran'dır. 2:231 ayetindeki büyük işaret;
Yüce Allah sadece Kuran’ın yeterli olduğunu bize her yerde gösteriyor. İşte buna en iyi delillerden birisi de 2:231 ayetinde bize bildiriliyor.
Arapçada eşyalar ve kelimeler dişil (müennes) veya eril (müzekker) olur. İngilizcedeki ‘she’ ve ‘he’ gibi. Zamirler de işaret ettiği şeye göre dişil ve eril olur.
‘bihi’ deki zamir 3. şahıs tekil ve eril (müzekker) bir şeyi işaret eder. ‘bihi’ ‘onunla’ derken ‘eril olanla’ demek istenir. Aşağıda tabloda net bir şekilde görüleceği gibi Yüce Allah şüphesiz bir şekilde Muhammed peygamberin öğüt vereceği şeyin kitap (eril (müzekker)) olduğunu işaret etmiştir. Yüce Allah öğüt verilecek şeyin hikmet olduğunu işaret etmek istemiş olsaydı o zaman ‘bihi’ yerine 3. şahıs tekil dişil zamiri içeren ‘biha’ ‘بِهَآ’ kullanırdı. ‘biha’’ ‘onunla’ derken dişil olan hikmete işaret edilmiş olunurdu. Ancak Yüce Allah kendisi ile öğüt verilecek olan şeyin Kuran olduğunu işaret etmiş ki ‘bihi’ ‘onunla’ kullanmış.
34 |
l-kitabi |
kitap- |
eril (müzekker) |
35 |
ve lhikmeti |
ve hikmet |
dişil (müennes) |
36 |
yeizukum |
size öğüt vermek için |
|
37 |
bihi |
onunla |
eril zamir |
‘l-kitab ve l-hikmet’ tamlamasının Muhammed peygamberimiz dışında başka peygamberler için de kullanılması;
Kitap ve hikmet (ٱلْكِتَٰبَ وَٱلْحِكْمَةَ, l-kitab ve lhikmet) tamlaması (2:129, 2:151, 3:48, 3:164, 4:54, 4:113, 5:110, 62:2) sadece Muhammed peygamberimiz için kullanılmamıştır. 3:48-5:110’da İsa peygamber için, 4:54’de İbrahim peygamber için de kullanılmıştır. Bu da demek olur ki hikmet Muhammed peygamberimize Kuran haricinde ayrıca verilen sünnet değildir. Tüm peygamberlere verilen hikmet kendilerini indirilen kitaptan başka bir şey değildir.
Yüce Allah bu tartışmaların olacağını bildiği için Kuran’da bize ince işaretler göstermiş ve onunla doğru yaklaşıma ulaşmamızı sağlamıştır. Kuran din adına tek başına her şeyi açıklar. Hiç bir şeyi eksik bırakmaz. Kuran tek başına yeterlidir.