Mezhepler üzerine bir analiz: Dinlerini parça parça edip gruplara ayrılanlar

Sevgili kardeşlerim,

Hayat kısa. Ölüm her an gelebilir. Gökler ve yer duruncaya kadar devam edecek olan bir hayat bizi bekliyor. Ahiret hayatımızın nasıl olacağı bu dünyadaki yaşamımız ve tercihlerimiz ile direkt olarak ilişkili.

Aklımızı başımıza almamız gereklidir. Her kişi Rabbine giden bir yol bulmalıdır. Bu yolu aramalıdır.

Yüce Allah 78:38-39 ayetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

5708|78|38|يَوْمَ يَقُومُ ٱلرُّوحُ وَٱلْمَلَٰٓئِكَةُ صَفًّا لَّا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ ٱلرَّحْمَٰنُ وَقَالَ صَوَابًا

Yevme yekumur ruhu vel melaiketu saffa, la yetekellemune illa men ezine lehur rahmanu ve kale sevaba.

O gün, o ruh ve o melekler saflar halinde hazır bulunur. Rahman'ın izin verdiklerinden başkası konuşamaz. İzin verilen de doğruyu söyler.

5709|78|39|ذَٰلِكَ ٱلْيَوْمُ ٱلْحَقُّ فَمَن شَآءَ ٱتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِۦ مَـَٔابًا

Zalikel yevmul hakk, femen şaettehaze ila rabbihi meaba.

İşte budur hak olan gün! Artık dileyen, Rabbine varacak bir yol tutsun!

 

78:38 ayetinde ahiret günü anlatılır. Artık evren yok olmuştur. Yeni bir evren yaratılmış ve herkes Rahman’ın huzurundadır. Yüce Allah bu dehşetli günü vurguladıktan sonra dileyen kimselerin Rablerine varacak bir yol tutmasını buyurmuştur.

Tutulacak olan bu yol nedir?

Bu yol Fatiha suresinde bildirilmiştir. Kuran’ın ilk suresi olan ve birçok insanın salatında anlamını bilmeden okuduğu Fatiha suresinin 6. ayetine dikkat edin;

Yüce Allah 1:6 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

6|1|6|ٱهْدِنَا ٱلصِّرَٰطَ ٱلْمُسْتَقِيمَ

İhdinas sıratel mustakim.

Bizi doğru yola kılavuzla.

 

İşte bu yolu biz arayacağız. Ararken de ayetin anlamını derin derin düşünerek Yüce Allah’tan destek isteyeceğiz. Yaptığımız salatlarda dua edeceğiz. Ama sadece dua etmek olmaz. Tüm gücümüzle ve aklımızla Rabbe giden yolu arayacağız.

Şimdi size çok basit bir soru sormak istiyorum.

Etrafımıza baktığımızda milyarlarca Müslüman olduğunu iddia eden kişi, milyarlarca Hristiyan-Yahudi, milyarlarca Hindu ve birçok dine mensup kişi olduğunu görüyoruz.

Müslümanlık özelinde detaylandırdığımızda; Hak mezhep (sünni-şafi-maliki-hanbeli) olduğu iddia edilen mezheplerin birinde doğmuş olduğu için kendisini şanslı gören milyarlarca insan var. Bu kişiler şöyle düşünebilir; ‘Ben sünni-şafi-maliki-hanbeli bir anne babadan doğdum, o öğretiyle yetiştim, dinimi çok iyi öğrendim. Din zaten akıl dini değil nakil dinidir. Ben atalarımdan bu şekilde öğrendim. Bu hayat üzerine yaşarım. Çünkü ben Allah’ın hak dini üstüne doğdum.’

Bu kişi Rabbine giden yolu bulmuş mudur? Sanmıyorum. Atalarının dinini hazır olarak kucağında buldu. Detaylı araştırmadı. Gerek de duymadı araştırmaya. Der ki ‘Ulema, imamlar benim yerime araştırmış nasıl olsa. Bana dini özetleyip hap şeklinde veriyorlar. Nasıl bir doktor hastasını iyi etmek için ilaç veriyor, hap veriyor. Onlarda bana ilaç veriyor. Benim araştırmama gerek yok’

Peki; Hristiyan bir ailede doğan bir kişi ne diyecek? Yâda başka bir din üzerinde doğanlar? Mesela Hindular. Onlarda aynı yukarıdaki Müslüman olduğunu iddia eden kişi gibi düşünmektedirler. İnanın bu böyledir.

Ama Allah’ın adaleti sonsuz olduğuna göre hak din olduğu iddia edilen mezheplerden birisinin içinde doğmuş olanlar dünya üzerinde yaşayan diğer insanlara göre daha mı şanslı? Allah onları daha mı çok seviyor ki onları hak mezhepleri içinde dünyaya getirdi? Bunu cevabı hayır olsa gerek Yüce Allah’ın adaletine göre.

Yeryüzündeki tüm insanlar kendileri gayret ile Rablerini bulacaklardır. Bu mücadeleyi herkes yapmalıdır.  

 

Yüce Allah 53:39 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

4821|53|39|وَأَن لَّيْسَ لِلْإِنسَٰنِ إِلَّا مَا سَعَىٰ

Ve en leyse lil insani illa ma sea.

Ve gerçek şu ki, insan için çalışmasından başka bir şey yoktur.

 

Kuran’dan anladığımıza göre her insan Allah’ın dosdoğru yolunu arayacak, bulmak için mücadele edecek, atalarından öğrendiği dini peşin olarak doğru yoldur demeyip sorgulayacaktır Allah’ın yoluna tabi olduktan sonra da bu yolda mücadele edecektir.

 

Dinlerin parça parça edilmesi;

Açıkça görmekteyiz ki dünya üzerinde yaşayan insanların ve özellikle Müslüman olduğunu iddia edenlerin dinleri parça parçadır.

Allah’ın gerçek dini bölünemez ve parçalanamaz. Peki, etrafımızda gördüğümüz parça parça, bölünmüş dinleri kim yaptı? Tabii ki bizler. İnsanlar Allah’ın dini haricinde dinler edindiler. Dinlerini parça parça ettiler. Fıkralara böldüler. Futbol takımları gibi böldüler. Tabii ki; Yüce Allah’ın dilemesiyle ve izniyle yapabildiler.

Yüce Allah 6:159 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

948|6|159|إِنَّ ٱلَّذِينَ فَرَّقُوا۟ دِينَهُمْ وَكَانُوا۟ شِيَعًا لَّسْتَ مِنْهُمْ فِى شَىْءٍ إِنَّمَآ أَمْرُهُمْ إِلَى ٱللَّهِ ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُوا۟ يَفْعَلُونَ

İnnellezîne ferrekû dînehum ve kânû şiyean leste minhum fî şey’(şey’in), innemâ emruhum ilâllâhi summe yunebbiuhum bimâ kânû yef’alûn(yef’alûne).

Doğrusu kimseler, böldüler/ayırdılar dinlerini; ve oldular partizanlar/takipçiler/taraftarlar; değilsin onlardan bir şeyde; işi onların ancak Allah'adır; sonra haber verir onlara yapar olduklarını.

 

İşte muhteşem bir ayet. Yüce Allah Muhammed peygambere senin dinlerini bölen, futbol takımı gibi ayıranlar ile ilişkin yok buyurmaktadır.

Bu ayetin muhatabı özellikle kendisini Muhammed peygamberin ümmeti-takipçisi sanan kişilerdir. Ayet dikkatli okunduğunda bu kişiler kendilerini Muhammed peygamber ile ilişkilendirmektedirler. Ama Yüce Allah bu ilişkiyi koparır.

Bir din onlarca, belki de yüzlerce parçaya ayrılır mı Allah aşkına? Allah’ın dini tektir.

 

Yüce Allah 3:103-105 ayetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

396|3|103|وَٱعْتَصِمُوا۟ بِحَبْلِ ٱللَّهِ جَمِيعًا وَلَا تَفَرَّقُوا۟ وَٱذْكُرُوا۟ نِعْمَتَ ٱللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ كُنتُمْ أَعْدَآءً فَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَأَصْبَحْتُم بِنِعْمَتِهِۦٓ إِخْوَٰنًا وَكُنتُمْ عَلَىٰ شَفَا حُفْرَةٍ مِّنَ ٱلنَّارِ فَأَنقَذَكُم مِّنْهَا كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ ٱللَّهُ لَكُمْ ءَايَٰتِهِۦ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ

Va'tasımu bihablillahi cemian ve la teferreku, vezkuru ni'metallahi aleykum iz kuntum a'daen fe ellefe beyne kulubikum fe asbahtum bi ni'metihi ihvana, ve kuntum ala şefa hufretin minen nari fe enkazekum minha, kezalike yubeyyinullahu lekum ayatihi leallekum tehtedun.

Hep birlikte Allah'ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp parçalanmayın; Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Birbirinizin düşmanı idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırıp kaynaştırdı da O'nun nimeti sayesinde kardeşler haline geldiniz. Ateşten bir çukurun kenarında idiniz; sizi oradan kurtardı. Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol bulasınız.

398|3|105|وَلَا تَكُونُوا۟ كَٱلَّذِينَ تَفَرَّقُوا۟ وَٱخْتَلَفُوا۟ مِنۢ بَعْدِ مَا جَآءَهُمُ ٱلْبَيِّنَٰتُ وَأُو۟لَٰٓئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ

Ve la tekunu kellezine teferraku vahtelefu min ba'di ma caehumul beyyinat, ve ulaike lehum azabun azim.

Kendilerine açık-seçik kanıtlar geldikten sonra, çekişmeye girip fırkalar halinde parçalananlar gibi olmayın. Böyle olanlar için çok büyük bir azap vardır.

 

Dinlerini parçalayanların durumu bu ayetlerde bildiriliyor. Bu parçalanmamanın tek bir çözümü vardır. O da Allah’ın ipine sarılmak.

 

Allah’ın ipi nedir?

Yukarıdaki 3:103 ayetinin çok büyük bir mucize içerdiğini incelemiştik.

Allah’ın bölünemez, parçalanamaz ipi: Sicim (Süper sicim teorisi, M-teorisi)

Burada evrenimizin bölünemez, parçalanamaz yapısı olan sicimlere işaret vardır. Allah’ın dini asla bölünemez. Tüm insanlığa aynı din gelmiştir. En sonunda da Yüce Allah Kuran ile dinini tamamlamıştır. Kıyamete kadar da artık Kuran’dan başka bir din kaynağı yoktur.

Ama Yüce Allah şer şeyi bildiği ve izin verdiği için Kuran’ın mesajı geri planda kalmış ve maalesef din parça parça olmuştur. Dinin parça parça olmasına neden nedir?

Mezheplerdir.

Mezhebin kelime manası izlemek, gidilen yol, benimsenen görüş demektir.

Peygamberimizin ölümünden 200 yıl sonra bir adam çıkacak, peygamberin sünneti diye 6 nesil geriye doğru inceleme yaparak sözde kesin bilgilere ulaşacak. Yani dedesinin dedesinin naklettiği bir sözü inceleyecek, doğru olduğuna kanaat getirirse kitaba dâhil edecek. Doğru olmadığını veya sağlam olmadığını düşünürse dâhil etmeyecek. İşte bu kitaplara hadis (söz) kitapları diyoruz. Kütübi sitte adı verilen bir kitaptır bunlar. Bu kitaptan herhangi bir şeyin doğru olmadığını iddia etmek dinden çıkmaya neden olur. Diğer bir deyiş ile hükümleri Kuran ile eştir. Hatta Kuran’dan daha değerlidir.

Mezhepler de bu hadis kitaplarının özetlenmesi gibidir. Bir imam çıkar kitapları inceler ve sonucunda bir din oluşturur. Buna mezhep denir. Aslında çok fazla mezhep vardır. Ama işin içinden çıkamadıkları için 4 tanesini (sünni-şafi-maliki-hanbeli) hak mezhep kabul etmişlerdir. Yani sonunda dini 4 ana parçaya bölmüşlerdir.

Allah’ın koruması Kuran üstünedir.Yüce Allah’ın hadisler üzerinde bir koruma taahhüdü yoktur. Hadislere güvenerek din yaşayanlar şunu düşünsün; Kütübi sitte içinde tek bir yanlış varsa ve siz ona göre din yaşadıysanız ne olacak? Kuran’dan ayrı bir din yaşamış olacaksınız.

Övünmeler de eksik olmaz bu arada. Bizim mezhebimiz en iyisidir. En doğru imam bizim imamımızdır. Ama bunlar Yüce Allah’ın aşağıdaki ayetinde toslarlar.

Yüce Allah 30:32 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

3439|30|32|مِنَ ٱلَّذِينَ فَرَّقُوا۟ دِينَهُمْ وَكَانُوا۟ شِيَعًا كُلُّ حِزْبٍۭ بِمَا لَدَيْهِمْ فَرِحُونَ

Minellezine ferraku dinehum ve kanu şiyea, kullu hızbin bima ledeyhim ferihun.

Din anlayışları parça parça olup ve cemaatlere bölünenlerden olmayın... Her cemaat kendindeki (din anlayışı) ile sevinip mutlu olmakta!

 

Ayetten anladığımıza göre bizim görevimiz Allah’ın ipine sarılmak ve dinimizi asla bölmemek.

 

Peki; Neden biz dinimizi bölüyoruz? Yüce Allah’ın emri olmasına rağmen neden parça parça ettik?

Çünkü 1:6 ayetini iyi kavramadık. Allah’ın ipi olan Kuran’a sarılmadık. Onun yerine peygamberimiz öldükten 200 yıl sonra yazılmış olan, mış muş ile aktarılan yazıları Kuran’ın üstünde tuttuk. Bu mış muş temeline oturtulan mezhepleri din kabul ettik. Kuran’ın tam tersi uygulamalar yaptık. Kuran’ın helal kabul ettiklerinin haram ettik.

Buna kim sebep oldu?

Tabii ki aklımızı kullanmamamız. Bir de aldanmamız. Kime? Bize fısıldayan ve yol gösteren iblise.

 

Yüce Allah 7:16 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

970|7|16|قَالَ فَبِمَآ أَغْوَيْتَنِى لَأَقْعُدَنَّ لَهُمْ صِرَٰطَكَ ٱلْمُسْتَقِيمَ

Kale fe bima agveyteni le ak'udenne lehum sıratekel mustekim.

Dedi: "Beni azdırmana yemin ederim ki, onları saptırmak için senin dosdoğru yolun üzerine kurulacağım."

 

İblis’e Allah tarafında verilen göreve bir bakın Allah aşkına;

Fatiha’daki ‘sıratel mustakim’’’i hatırladınız mı? İşte aynı kelimeler bu ayette de var. İblis diyor ki; ‘senin dosdoğru yolun üzerine kurulacağım-oturacağım

İblis aptal değildir. Yüce Allah tarafından kendisine bir izin verilmiştir. Çok sinsidir. Aldatıcıdır. Çok karmaşık aldatma yöntemleri kullanır. En iyi yöntemi de Allah ile aldatmaktır. Allah’ı kullanarak aldatır.

Yüce Allah bizi uyarıyor;

Yüce Allah 35:6 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

3664|35|6|إِنَّ ٱلشَّيْطَٰنَ لَكُمْ عَدُوٌّ فَٱتَّخِذُوهُ عَدُوًّا إِنَّمَا يَدْعُوا۟ حِزْبَهُۥ لِيَكُونُوا۟ مِنْ أَصْحَٰبِ ٱلسَّعِيرِ

Ya eyyuhen nasu inne va'dallahi hakkun fe la tegurrennekumul hayatud dunya, ve la yegurrennekum billahil garur.

Ey insanlar! Allah'ın sözü gerçektir. Öyleyse, dünya hayatı sizi aldatmasın! Sakın aldatıcı sizi Allah ile aldatmasın.

 

35:6’daki aldatıcı iblistir, iblisin etkisi altında olan (fakat doğru bir yol üstünde olduğunu sanan-aldatılmış) insanlardır.

Sanmayın ki iblis bize gelecek ve diyecek ki; bir put yapın. Ona tapın. Bu yöntemle hiç kimseyi kandıramaz. Ama Mekkeli müşrikleri kandırdığı gibi ki onlar Allah’a inanıyorlardı. Ama şirk ile inanıyorlardı. Allah’a yaklaştıracağını düşündükleri aracılara yalvarıyorlardı. Allah ile aralarına bir şeyleri koyuyorlardı.

Yüce Allah 29:61 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

3399|29|61|وَلَئِن سَأَلْتَهُم مَّنْ خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ وَسَخَّرَ ٱلشَّمْسَ وَٱلْقَمَرَ لَيَقُولُنَّ ٱللَّهُ فَأَنَّىٰ يُؤْفَكُونَ

Ve le in seeltehum men halakas semavati vel arda ve sehhareş şemse vel kamere le yekulunnallah, fe enna yu'fekun.

Gerçek şu ki, onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı, Güneş'i ve Ay'ı yararınıza sunan kimdir?" diye sorsan, kesinlikle "Allah." diyecekler. O halde nasıl başka varlıklara yöneliyorlar!

 

İşte çok net bir ayet. Allah haricinde hiçbir ama hiçbir varlığa yönelinmeyecek.

Yine başka bir ayette;

Yüce Allah 12:106 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

1700|12|106|وَمَا يُؤْمِنُ أَكْثَرُهُم بِٱللَّهِ إِلَّا وَهُم مُّشْرِكُونَ

Ve ma yu'minu ekseruhum billahi illa ve hum muşrikun.

Onların çoğu ortak koşmaksızın Allah'a iman etmezler.

 

12:106 ayeti çok önemli bir ayettir. Ayetten anladığımıza göre ortak koşarak Allah'a iman diye bir şey var. Demek ki Allah'a iman tek başına yetmiyor. Allah'a hiç bir şey ortak koşmadan iman etmek esastır. Bu da Allah ile kulun arasına hiç bir şeyin girmemesi ile olur. Diğer bir deyiş ile Kuran ile kul arasına hiç bir şey girmemelidir

Ama iblis boş durmuyor. Şunu telkin ediyor; ‘Allah’a daha fazla yaklaşmak için şunu şunu yapın. Bunlar sizi Allah’a daha fazla yaklaştırır.'

Kuran dışında kaynak arayarak ve bir mezhebe girerek onun gerektirdiği şeyleri yapıyorlar. İyi niyetliler. Amaçları Allah’a yaklaşmak. Ama Allah ile aldatılıyorlar. Allah’ın ipi olan Kuran dışında aracılar ediniyorlar. İmamlar ediniyorlar. Şeyhler ediniyorlar. Tarikatlar ediniyorlar. Cemeatlere  giriyorlar. Saçma sapan, Kuran ile alakası olmayan işler yapıyorlar. Amaç hep iyi. Allah’a yaklaşmak. Ama iblisin Allah ile aldatmasına izin veriyorlar.

Çünkü iblis Allah’ın dosdoğru yolu olan Kuran’ın üstüne oturmuştur. Bizim Kuran’a ve sadece Kuran’a yönelmemizi engellemeye çalışacaktır.

Mesela şunları telkin edebilir ve düşünmemizi sağlayabilir.

‘Kuran kitabımız zaten. Zaten ona inanıyoruz. Allah’tan geldiğine iman ediyoruz. Ama ibadetlerimiz orada çok detaylı anlatılmamış. Nasıl namaz kılacağız? Oruç nasıl tutacağız? Tuvalete hangi ayakla gireceğiz? Abdesti neler bozar Kuran’da çok detaylı değil. Sakal bırakmak ve sarık sarmak Kuran’da yok. Küçük yaşta çocukla evlenebilir miyim? Kuran’da yok. Daha birçok şey Kuran’da açıklanmamış. Kuran Allah’ın kitabıdır. Herkes anlayamaz.

Bu örnekler artırılabilir. Bu düşüncelerin hepsi iblistendir. Allah’ın yolu üstüne oturmak istemektedir.

Kuran yetmez diyenlere ve Kuran dışında dini kaynak arayanlara tokmak gibi bir ayet;

Yüce Allah 29:51 ayetinde şu şekilde buyurmuştur.

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

3389|29|51|أَوَلَمْ يَكْفِهِمْ أَنَّآ أَنزَلْنَا عَلَيْكَ ٱلْكِتَٰبَ يُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَرَحْمَةً وَذِكْرَىٰ لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

E ve lem yekfihim enna enzelna aleykel kitabe yutla aleyhim, inne fi zalike le rahmeten ve zikra li kavmin yu'minun.

Kendilerine okunan Kitap'ı sana indirmemiz onlara yetmedi mi? Kuşkusuz bunda inanan bir toplum için bir rahmet ve zikir (öğüt) vardır.

 

Kuran bizim için, insanlar için inmiştir. Muhammed peygamber için değil. Muhammed peygamber görevini yapmış ve Kuran’ın inmesine vesile olmuştur. Kıyamete kadar da bize Kuran bırakılmıştır.

Bizim görevimiz Kuran’ı anlayarak okumak ve Kuran’a göre hükmetmektir.

Kuran’da din adına gerekli olan her şey açıklanmıştır. Açıklanmamış ise evrensel kurallar ve bilim ışığında bizim karar vermemiz (akılla) gerektiği içindir.

Zaten Kuran gelecekten bir haber vermektedir. Ahirette Muhammed peygamberin kendisini Muhammed peygamberi takip ediyorum, onun ümmetiyim, onun kavmindenim, onun toplumundanım dediği kişilere büyük bir şikâyeti vardır.

Yüce Allah 25:30 ayetinde şu şekilde buyurmuştur.

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

2883|25|30|وَقَالَ ٱلرَّسُولُ يَٰرَبِّ إِنَّ قَوْمِى ٱتَّخَذُوا۟ هَٰذَا ٱلْقُرْءَانَ مَهْجُورًا

Ve kaler resulu ya rabbi inne kavmi ttehazu hazel kur'ane mehcura.

Ve dedi ki elçi ‘ya Rabbi şüphesiz benim kavmim-toplumum tuttular bu Kuran'ı terk edilmiş’

 

Daha ne desin!

Bundan daha açık olabilir mi?

Bu yazıyı okuyan herkese büyük bir sorumluluk düşmektedir. Ya Allah’ın dosdoğru yolu olan Kuran üstüne oturan iblisi çekip alacağız yâda iblisin telkinleri ile parça parça olmuş din (mezhepler) içinde boğulup gideceğiz.

Şunu unutmayalım;

Allah bizi sadece Kuran’dan sorumlu tutmaktadır. Başka önemli hükümler olsaydı, Kuran’da Allah bizi bildirirdi. Sakal bırakmak sevap olsaydı Kuran’da yazardı örneğin. Buna emin olabilirsiniz.

Sadece Kuran’a inandım ve ona yöneldim diyen bir kişiye Yüce Allah neden azap etsin?

 

Ahirette sadece Kuran’dan mı sorumlu olacağız yada imamların oluşturduğu mezheplerden mi? Yada hadislerde geçen yazılardan mı?

Bunu cevabını Yüce Allah Kuran’da bildirmiştir.

Yüce Allah 43:44 ayetinde şu şekilde buyurmuştur.

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

4367|43|44|وَإِنَّهُۥ لَذِكْرٌ لَّكَ وَلِقَوْمِكَ وَسَوْفَ تُسْـَٔلُونَ

Ve innehu le zikrun leke ve li kavmik, ve sevfe tus'elun.

Ve doğrusu o (Kuran) mutlak bir zikirdir sana; ve kavmin için; ve yakında sorulursunuz.

 

Açıkça görüldüğü üzere insanlar sadece Kuran’dan sorumludur. Başka sorumlu olduğumuz bir dini kaynak olsaydı Yüce Allah bize bunu mutlaka bildirirdi. Çünkü Yüce Allah asla unutmaz.

Konumuz sonunda muhteşem bir ayet ile bitirelim;

Yüce Allah 12:40 ayetinde şu şekilde buyurmuştur.

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

1634|12|40|مَا تَعْبُدُونَ مِن دُونِهِۦٓ إِلَّآ أَسْمَآءً سَمَّيْتُمُوهَآ أَنتُمْ وَءَابَآؤُكُم مَّآ أَنزَلَ ٱللَّهُ بِهَا مِن سُلْطَٰنٍ إِنِ ٱلْحُكْمُ إِلَّا لِلَّهِ أَمَرَ أَلَّا تَعْبُدُوٓا۟ إِلَّآ إِيَّاهُ ذَٰلِكَ ٱلدِّينُ ٱلْقَيِّمُ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ

Ma ta'budune min dunihi illa esmaen semmeytumuha entum ve abaukum ma enzelallahu biha min sultan, inil hukmu illa lillah, emere ella ta'budu illa iyyah, zaliked dinul kayyimu ve lakinne ekseren nasi la ya'lemun.

Sizin, O'ndan başka kulluk ettiğiniz şeyler, ancak sizin ve atalarınızın uydurup adlandırdığı şeylerdir. Allah, onlara hiçbir güç ve yetki vermedi. Hüküm yalnızca Allah'ındır; kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru din yalnızca budur. Ancak insanların çoğu bu gerçeği bilmezler.

 

SubhanAllah! Ne muhteşem bir ayet. Gönülleri delip geçen bir ayet.

Hüküm sadece Allah’a aittir. Hüküm sadece ve sadece Kuran’ındır. Başka hiç kimsenin ve kurumun yetkisi yoktur. Mezheplerin Kuran dışında hüküm verdikleri de ortadadır. Bu nedenle şirke düşme ihtimali vardır ve çok yüksek bir risktir. Kuran’a göre şirkin bağışlanması da yoktur.

 

Bu nedenle;

Dileyen Rabbine giden bir yol tutsun.

 

Ek inceleme; Şimdi size bir arkadaşımın yaptığı analizi sunacağım; Bunlar gibi yüzlerce örnek verilebilir. Ama kısaca özetlersek;

Mezheplerin kendi içinde çelişkili ortamları vardır. Örnekleri şunlardır;

 

Abdestin farzları kaçtır?

Hanefi mezhebi, 4

Şafii mezhebi, 6

Maliki mezhebi, 7

Hanbeli mezhebi, 7

 

Abdesti bozan şeylerin sayısı kaçtır?

Hanefi mezhebi, 12

Şafii mezhebi, 5

Maliki mezhebi, 3

Hanbeli mezhebi, 8

 

Kan aldırmak orucu bozar mı?

Hanefi mezhebi, hayır

Şafi mezhebi, hayır

Maliki mezhebi, hayır

Hanbeli mezhebi, evet

 

Haccın şartı kaç tanedir?

Hanefi mezhebi, 2

Şafii mezhebi, 5

Maliki mezhebi, 4

Hanbeli mezhebi, 4

 

Erkek çocuğa ipek giydirmek caiz midir?

Hanefi mezhebi, hayır

Şafii mezhebi, evet

Maliki mezhebi, hayır

Hanbeli mezhebi, evet

 

Sakalı kesmek haram mıdır?

Hanefi mezhebi, evet

Şafii mezhebi, hayır

Maliki mezhebi, evet

Hanbeli mezhebi, evet

 

Tavla oynamak haram mıdır?

Hanefi mezhebi, hayır

Şafii mezhebi, evet

Maliki mezhebi, evet

Hanbeli mezhebi, evet

 

Bir kadının hâkimlik yapması caiz midir?

Hanefi mezhebi, evet

Şafii mezhebi, hayır

Maliki mezhebi, hayır

Hanbeli mezhebi, hayır

 

En doğrusunu Allah bilir.