Her yıl oruç ('siyam', 'صيام') hakkında istisnasız olarak binlerce soru soran insanlar olur. Genelde aynı sorular sürekli sorulur. Televizyonlarda bu insanların sorularını cevaplayan ehli sünnet hocaları çıkarlar ve saatlerce oruç hakkında soruları cevaplarlar.
Kuran’da nerede Yüce Allah ‘Allah, sizin için zorluk değil kolaylık diler.’ buyursa şeytan Yüce Allah’ın bu sözü üzerine oturur ve zorluk çıkarmaya başlar. 2:185 ayetinde ‘Allah, sizin için zorluk değil kolaylık diler.’ buyurarak oruç konusunda zorluk istemediğini açıkça buyururken zorlaştıranların kime hizmet ettiğini artık siz düşünün. Kuran’da oruç ile ilgili hükümler çok net ve basit iken şeytan hadisler aracılığı ile zorlaştırmıştır.
Hayatlarını sadece Kuran’a göre yaşamak isteyenlere Yüce Allah biricik Kuran’ında oruç hakkında gerekli olan her şeyi açıklamıştır.
Aşağıdaki ayetler berrak bir zihin ile okunduğunda oruç ile ilgili gerekli her şeyin açıklandığı ortadadır. Hiçbir soruya da gerek yoktur.
Allah’ın izni ile ayetleri inceleyelim;
Yüce Allah aşağıdaki âyetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Âyet No|Sure No|Âyet No|Âyet Arapça okunuş Meal |
190|2|183|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ كُتِبَ عَلَيْكُمُ ٱلصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ Yâ eyyuhâllezîne âmenû kutibe aleykumus sıyâmu kemâ kutibe alellezîne min kablikum leallekum tettekûn.Ey iman etmiş kimseler! Yazıldı sizler üzerine oruç, yazıldığı gibi sizden önceki kimseler üzerine; belki sizler takvalı olursunuz/sakınırsınız. |
191|2|184|أَيَّامًا مَّعْدُودَٰتٍ فَمَن كَانَ مِنكُم مَّرِيضًا أَوْ عَلَىٰ سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِّنْ أَيَّامٍ أُخَرَ وَعَلَى ٱلَّذِينَ يُطِيقُونَهُۥ فِدْيَةٌ طَعَامُ مِسْكِينٍ فَمَن تَطَوَّعَ خَيْرًا فَهُوَ خَيْرٌ لَّهُۥ وَأَن تَصُومُوا۟ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ Eyyâmen ma’dûdât, fe men kâne minkum marîdan ev alâ seferin fe iddetun min eyyâmin uhar ve alellezîne yutîkûnehu fidyetun taâmu miskîn, fe men tatavvaa hayran fe huve hayrun leh, ve en tesûmû hayrun lekum in kuntum ta’lemûn. Günlerdir sayılı/adetli; öyle ki kim oldu sizlerden hasta veya bir sefer üzeri; o durumda sayısınca başka günlerden; ve üzerinedir kimselerin -tâkatını kullanır ona-; bir fidye; doyuran bir miskini; öyle ki kim gönüllü oldu bir iyiliğe/bir hayra; öyle ki o bir iyiliktir/bir hayırdır ona; ve ki oruç tutarsınız; bir iyiliktir/bir hayırdır sizlere; eğer olmuşsanız bilirler. |
192|2|185|شَهْرُ رَمَضَانَ ٱلَّذِىٓ أُنزِلَ فِيهِ ٱلْقُرْءَانُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَٰتٍ مِّنَ ٱلْهُدَىٰ وَٱلْفُرْقَانِ فَمَن شَهِدَ مِنكُمُ ٱلشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ وَمَن كَانَ مَرِيضًا أَوْ عَلَىٰ سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِّنْ أَيَّامٍ أُخَرَ يُرِيدُ ٱللَّهُ بِكُمُ ٱلْيُسْرَ وَلَا يُرِيدُ بِكُمُ ٱلْعُسْرَ وَلِتُكْمِلُوا۟ ٱلْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُوا۟ ٱللَّهَ عَلَىٰ مَا هَدَىٰكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ Şehru ramadânellezî unzile fîhil kur’ânu huden lin nâsi ve beyyinâtin minel hudâ vel furkân, fe men şehide minkumuş şehra fel yesumhu, ve men kâne marîdan ev alâ seferin fe iddetun min eyyâmin uhara yurîdullâhu bikumul yusra ve lâ yurîdu bikumul usra, ve li tukmilûl iddete ve li tukebbirûllâhe alâ mâ hedâkum ve leallekum teşkurûn. Ramazan ayı; ki indirildi onda Kur'an; bir kılavuz insanlar için; ve kılavuzdan bir bildiri/bir deklarasyon; ve furkan (doğruyu yanlışı ayırt edici); ve kim tanık oldu/şahit oldu sizlerden o aya; öyle ki, oruç tutsun onda, ve kim oldu hasta veya bir sefer üzere; o durumda sayısınca başka günlerden; diler/ister Allah sizlere kolaylık; ve istemez/dilemez sizlere güçlük/zorluk; ve bütünlemeniz/tamamlamanız için sayıyı ve yüceltmeniz için Allah'ı; sizleri doğru yola kılavuzlamasına karşı; ve belki sizler şükredersiniz. |
194|2|187|أُحِلَّ لَكُمْ لَيْلَةَ ٱلصِّيَامِ ٱلرَّفَثُ إِلَىٰ نِسَآئِكُمْ هُنَّ لِبَاسٌ لَّكُمْ وَأَنتُمْ لِبَاسٌ لَّهُنَّ عَلِمَ ٱللَّهُ أَنَّكُمْ كُنتُمْ تَخْتَانُونَ أَنفُسَكُمْ فَتَابَ عَلَيْكُمْ وَعَفَا عَنكُمْ فَٱلْـَٰٔنَ بَٰشِرُوهُنَّ وَٱبْتَغُوا۟ مَا كَتَبَ ٱللَّهُ لَكُمْ وَكُلُوا۟ وَٱشْرَبُوا۟ حَتَّىٰ يَتَبَيَّنَ لَكُمُ ٱلْخَيْطُ ٱلْأَبْيَضُ مِنَ ٱلْخَيْطِ ٱلْأَسْوَدِ مِنَ ٱلْفَجْرِ ثُمَّ أَتِمُّوا۟ ٱلصِّيَامَ إِلَى ٱلَّيْلِ وَلَا تُبَٰشِرُوهُنَّ وَأَنتُمْ عَٰكِفُونَ فِى ٱلْمَسَٰجِدِ تِلْكَ حُدُودُ ٱللَّهِ فَلَا تَقْرَبُوهَا كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ ٱللَّهُ ءَايَٰتِهِۦ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ Uhılle lekum leyletes sıyâmir refesu ilâ nisâikum hunne libâsun lekum ve entum libâsun lehunne alîmallâhu ennekum kuntum tahtânûne enfusekum fe tâbe aleykum ve afâ ankum, fel âne bâşirûhunne vebtegû mâ keteballâhu lekum, ve kulû veşrabû hattâ yetebeyyene lekumul haytul ebyadu minel haytıl esvedi minel fecri, summe etimmus sıyâme ilel leyli, ve lâ tubâşirûhunne ve entum âkifûne fîl mesâcidi, tilke hudûdullâhi fe lâ takrabûhâ kezâlike yubeyyinullâhu âyâtihî lin nâsi leallehum yettekûn. Helal kılındı sizlere oruç gecesi, kadınlarınıza karşı cinsellik içeren davranışlar; onlar sizler için giysidir; ve sizler onlar için giysisiniz; bilir Allah ki sizler oldunuz kandırır/aldatır/hainlik eder nefislerinize; öyle ki döndü size doğru ve affetti sizleri; artık şimdi onlara, cinsellik içeren ten tene temas kurun; ve arayın Allah'ın sizin için yazdığı şeyleri; ve yiyin ve için; ayırt oluncaya kadar size şafağın beyaz ipliği siyah ipliğinden; sonra tamamlayın orucu geceye; cinsellik içeren ten tene temas kurmayın onlara, siz ibadete odaklanmışken mescitlerde; bu, sınırlarıdır Allah'ın; öyleyse buna yaklaşmayın; işte böyledir, açıklar Allah ayetlerini insanlar için; öyle ki, belki onlar takvalı olurlar/sakınırlar. |
Orucun amacı nedir?
(صيام) siyam kelimesi kökü (صوم) sakınmak-korunmak-uzak durmak-geri durmak (abstain) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 621 (of 1303)
Orucun amacı; Kuran’ın indiği ayda (Ramazan ayı) korunup-sakınmak, hidayete ermek, doğruyu yanlışı ayırt edebilme yeteneği kazanmak, Allah'ın büyüklüğünü kavramak ve şükretmektir (karşılık ödemektir). Kuran'ın indirilmesine bir vurgu vardır. Kuran 23 yılda necm-necm (parça-parça) inmiştir. Ancak ilk inmeye başlaması Ramazan ayında olmuştur. Ramazan ayı kutsal bir ay değildir. Kutsal olan indirilmeye başlanan Kuran'dır. Bu nedenle bir insan için Ramazan ayında oruç tutmanın amacı bu insanın Kuran'ı kendisine indirmesidir. Kuran öğrenmeye başlaması ve Kuran'ı beynine indirmesidir.
Oruçta amaç ruhun, iradenin eğitilmesidir. 2:183 ayetinde Yüce Allah oruç tutmanın bizler için iyi olduğunu buyurmaktadır. Gerçekten de oruç tutarak insan iradesini güçlendirir ve sabretmeyi (zorluklara karşı direnip dik durmayı) öğrenir. Kendisini yaratan Yüce Allah’a yaklaşma fırsatı bulur. Kötülüklerden uzak kalır. Kötülüklerden sakınır. Allah'ın emir ve yasaklarını hatırlar.
Orucun ayrıca insan bedenine de sayısız faydası olduğu bilinmektedir.
Oruç nasıl tutulur?
Oruçlu olunan sürede herhangi bir şey yenmez ve içilmez. Cinsel amaçlı, cinsel istekli münasebetlerde bulunulmaz. Bunun dışındaki her şey yapılabilir.
Ramazan ayının tamamı oruç ile geçirilir.
2:185’de ‘öyleyse kim şahit olursa sizlerden o aya, o halde oruç tutsun onda’ buyurulmaktadır. ‘felyesumhu’ kelimesindeki 3. şahıs tekil eril olan fiil oruç tutan kimseye, bu fiilin nesne zamiri ise 3. şahıs tekil eril olan bir önceki kelime olan ‘ş-şehra’ ‘o aya’ yani Ramazan ayına gider. Bu işaretten anlarız ki Ramazan ayının tamamı oruç ile geçirilecektir.
Hasta veya seferde olanlar tutamadıkları oruçları diğer aylarda tutabilir.
Ramazan ayı geldiğinde hastalığı olan veya seferde olan kimseler oruç tutmaz. Tutmadıkları oruç sayısı kadar başka aylarda oruç tutarlar. Tabii ki hastalıkları ve sefer durumları geçerse.
Oruca tutmaya bir fidye (bir alternatif) olarak sunulan imkândan kimler yararlanabilir?
Hasta veya seferde olmamasına rağmen oruç tutmakta tâkatlerini zorlayanlar bir alternatif olarak bir yoksulu doyururlar. Bu Yüce Allah’ın bizlere/tüm müminlere sunduğu büyük bir kolaylıktır. Durumları bu şarta uyan kişiler tereddüt etmeden Yüce Allah’ın sunduğu bu kolaylıktan yararlanmalıdır.
Bu kişilere örnek olarak şunlar verilebilir;
Susuzluk ve açılık nedeni ile işinde yeterli performans gösteremeyen, işinde aksaklıklar yaşayabilecek insanlar örnek olarak verilebilir. Bir cerrah örneğin. Sabahtan akşama kadar ameliyatlar yapacaktır. Ancak oruçlu olduğu için ameliyatta odaklanama, görme problemi gibi problemler yaşayarak zorluklar yaşayabilir. Ameliyatta performans düşmesi hastaları için riskli olabilir. Bir inşaat işçisi oruçluyken işini doğru dürüst yapmakta zorlanabilir. Kendisi ve iş arkadaşları için hayati riske neden olabilir. Bir otobüs şoförü oruçlu iken araba sürmede zorlanabilir. İnsanların hayatını tehlikeye atabilir. Kısacası; bir çalışan çalışmasında, işinde oruca bağlı zorlanabilir.
İşi olmasa bile oruç tâkatini zorluyor ise bir kimse oruç yerine bir alternatif olarak bir yoksulu doyurabilir.
İşte Yüce Allah’ın bu hükmü bu tip insanlaradır. Oruç tutmada zorlananlar alternatif bir yöntem olarak bir yoksulu doyururlar. Oruca alternatif olarak yapılan bu işlem oruç tutmaktan daha az değerli değildir. Ceza değildir. Alternatiftir, Yüce Allah’ın bize sunduğu bir seçenektir. Oruç günlük olarak tutulduğu için bir yoksulu bir günlük doyurmak gereklidir. Bir öğün değil.
Şunu da not etmeden geçemeyeceğim; bazı insanlar oruç tutuyorum diye işlerini savsaklamaktadırlar. İşverenin kendilerinden beklediği performansı sunamamakta, verimsiz şekilde çalışmaktadırlar. Bu kişiler işyerlerinde oruçtan dolayı zorlanıyorlarsa Yüce Allah’ın kendilerine vermiş olduğu seçeneğini kullanabilirler. Allah kolaylık ister, zorluk istemez.
Oruç tutmakta zorlanan kimselerin yoksulu doyurma alternatifini tercih etmeleri Ramazan ayında toplumda yoksulluktan yeterli beslenemeyen insanların da nasiplenmesine sebep olacaktır.
Oruç tutmakta zorlanan insanların bir yoksulu doyurma alternatifi de bir ibadettir. Hatta ayette ‘Kim de isteyerek iyilik yaparsa, bu kendisi için daha iyidir.’ buyurulmaktadır.
Oruç günün hangi zamanında başlar?
2:187 ayetinde ‘ayırt oluncaya kadar size şafağın beyaz ipliği siyah ipliğinden’ buyrulmaktadır. Ayette ‘lekum’ ‘size’ buyurulmaktadır. Yani oruca başlama zamanını bir kişi kendisi belirleyebilir. Teleskoplara, astronomi bilgisine gerek yoktur. Fecr vakti dediğimiz şafak vakti girdiğinde oruç başlar. Yani, gündüzün aydınlığı gecenin karanlığından fark edilmeye başladığında oruç başlar. Kuran’da ‘Salatul Fecr’ adı ile geçen sabah salatının (namazını) vaktinin girdiği anda başlar. Not; ‘Salatul Fecr’ olan sabah namazı Güneş doğumuna kadar yapılabilir.
Oruç başlangıcı; havanın aydınlanmaya başlamasının fark edilmesi.
Durum bu kadar basittir.
Oruç ne zaman biter?
Yüce Allah 2:187 ayetinde ‘sonra tamamlayın orucu geceye kadar’ buyurmaktadır. Arapçada bir gün (Dünya'nın kendi etrafında 1 tur dönmesi) gündüz (n-nehar) ve gece (l-leyl) olmak üzere ikiye ayrılır.
39:5 ayetinde bir günün 2 parçadan oluştuğu net olarak görülür.
39:5 O gökleri ve yeri hak ile yarattı, geceyi gündüzün üstüne sarıyor-doluyor, gündüzü de gecenin üstüne sarıyor-doluyor. Ay ve Güneş’i emrine amade kılmış, her biri belli bir süreye doğru akıyor. Uyan, O çok güçlü, çok bağışlayandır.
Bu iki ana bölümün de iç bölümleri vardır. Ancak ayet çok nettir. Geceye kadar demek gündüzün bitmesi demektir. Güneş battıktan sonra bu sefer gündüzün beyaz ipliğinden gecenin siyah ipliği ayırt edilince oruç açılır. Yani hava kararmaya başladığı fark edildiğinde oruç açılır.
Oruç bitişi; havanın kararmaya başlamasının fark edilmesi.
Durum bu kadar basittir.
Ramazan ayı kaç gündür?
Yüce Allah katında ayların sayısını 12 olduğunu biliyoruz. Yüce Allah’ın işaretiyle bir ayda 30 gün olduğunu anlıyoruz. Bu nedenle Ramazan ayında 30 gün oruç tutulur. Bunun delili 58:4 ayetidir. Bu ayet eşlerine zihar yapıp (sen bana anamın sırtı gibisin diyerek cinsel ilişkiye girmeme yemini) sonra da kararlarından dönenlerin, ilişkiye girmeden önce 2 ay oruç tutması ile ilgilidir.
Bir günlük oruç bedelinin bir yoksulu doyurmak olduğunu 2:184 ayetinden biliyoruz. 58:4 ayetinde 2 aylık orucun 60 yoksulu doyurmak ile eşleştiğini görüyoruz.
Kuran Âyet No|Sure No|Âyet No|Âyet Arapça okunuş Meal |
5106|58|4|فَمَن لَّمْ يَجِدْ فَصِيَامُ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ مِن قَبْلِ أَن يَتَمَآسَّا فَمَن لَّمْ يَسْتَطِعْ فَإِطْعَامُ سِتِّينَ مِسْكِينًا ذَٰلِكَ لِتُؤْمِنُوا۟ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ وَتِلْكَ حُدُودُ ٱللَّهِ وَلِلْكَٰفِرِينَ عَذَابٌ أَلِيمٌ Fe men lem yecid fe siyâmu şehreyni mutetâbiayni min kabli en yetemâssâ, fe men lem yestetı’ fe ıt’amu sittîne miskînâ, zâlike li tû’minû billâhi ve resûlih, ve tilke hudûdullâh, ve lil kâfirîne azâbun elîm.Öyle ki; bulamayan her kimse; o durumda o ikisi birbirlerine temaslarından önce iki ay ardışık olarak oruç; ancak kim yapamaz, o durumda altmış yoksulun doyurulması; bu inanabilmeniz içindir Allah'a ve resûlüne ve bunlar Allah'ın sınırlarıdır ve kafirler içindir acıklı bir azap. |
2 aylık oruç 60 günse, 1 aylık oruç 30 gün olur. Bu da açıkça gösterir ki bir ay olan Ramazan ayında 30 gün oruç tutulur.
Ayrıca Kuran’da çoğul olarak günler kelimesinin 30 kez geçmesi de bize bir ayın 30 gün olduğunun işaretini verir.
Oruç süresi 3-10 gün olabilir mi?
Bazı kimseler orucun 3-10 gün olduğunu iddia ederler. Bu teze karşı şunlar söylenir;
‘Eyyâmen ma’dûdât’ kesin olarak 3-10 gün demek değildir. Sayılı günler, sayısı bilinen günler demektir. 3 gün de, 7 gün de, 10 gün de, 15 gün de, 20 gün de, 30 gün de yani Ramazan ayının tamamı da ‘Eyyâmen ma’dûdât’ olabilir. 3:24 ayetinde ‘dokunmaz bize ateş sayılı günler dışında’ buyurulmuştur. 3-10 gün dokunmaz mı diyorlar? Hayır. Sonsuz yanmayacağız, sayısı belli günler yanacağız diyorlar.
Demek ki kaç gün oruç tutulacağını anlamak için başka işaretler aramamız gereklidir. 2:185 ayetinde ‘Şehru ramadânellezî unzile fîhil kur’ânu’, ‘Ramazan ayı ki indirildi onun içinde Kur'an’ denirken ‘fihi’ edatı kullanılıyor. ‘fihi’ demek ‘onun içinde’ demektir. Ayın bir kısmını işaret edebilir. Ramazan ayının içinde bekli de 1 gününde inmiş olabilir. Ancak ayetin ilerleyen bölümünde ‘fe men şehide minkumuş şehra fel yesumhu’ ‘öyleyse kim şahit olursa sizlerden o aya, o halde oruç tutsun onda’ buyurulmuştur. Bu kez ‘fel yesumhu’ ‘o halde oruç tutsun onda’ kullanılıyor. Fiilin sonundaki ‘hu’ zamiri eril olup aya yani Ramazan ayına gider. Bir kısmını değil tamamımı işaret eder. ‘Ramazan ayında’ oruç tutun demektir. İlk anlaşılan bu olmalıdır. Türkçe de çok net anlaşılıyor. Ramazan ayına şahit olanlar Ramazan ayında oruç tutacak. Bu kadar basit.
Oruçta yeme-içme yasağı yoktur diyenlere cevap;
2:187 ayetinde “ve yiyin ve için ayırt oluncaya kadar size şafağın beyaz ipliği siyah ipliğinden; sonra tamamlayın orucu geceye kadar” ‘ve kulu veşrabu hatta yetebeyyene lekumul haytul ebyadu minel haytıl esvedi minel fecri, summe etimmus sıyame ilel leyli’ buyurulmakta.
‘ve yiyin ve için’ ‘ve kulu veşrabu’ kalıbının 2:60, 7:31, 52:19, 69:24, 77:43 ayetlerinde geçtiğini görüyoruz. Bu ayetlerde yeme ve içme eylemi için bir süre kısıtlaması olmadığını görüyoruz. Keyfinize bakın gibi bir kalıp. Ancak 2:187’de bu keyfe yani yeme içmeye bir zamana kadar izin verilmiş. Bunu da Yüce Allah ‘hatta’ kelimesi ile yapmıştır. Bu kelime İngilizce ‘until’ demektir. Türkçe ‘kadar’ demektir. Bir kısıtlama getirir. Bir kişiye sabaha kadar ye içi derseniz bundan ne anlarsınız? Ben şahsen sabah olunca yeme içme bitecek anlıyorum.
Ayetten anlaşılan; seher vaktine kadar yeme içme yapılabilir. Ancak sadece o zamana kadar. Sonrası yapılamaz.
Destekleyen bir şey de cinsel ilişkinin de sabaha kadar serbest olmasıdır. Yüce Allah dolaylı bir anlatım yapmış. “Helal kılındı sizlere oruç gecesi yakınlaşmak kadınlarınıza” buyurarak gündüzleri oruçta kadınlar ile cinsel temasın yasak olduğunu bildiriyor.
Ayette kadınlarınız ile cinsel temas etmeniz gündüz yasaktır anlamında direkt bir cümle var mı? Yok. Ancak dolaylı olarak anlıyoruz. Ayette gündüz yemeyin içmeyin diye de direkt bir işaret yok. Ancak aynı cinsel ilişki gibi onu da anlıyoruz ki yeme ve içmeye gece izin verilmiş. Gündüz izin verilmemiş.
Ramazan ayında bazı geceler ibadete (Kuran'a) odaklanmak gereklidir.
Kuran’da mescit kelimesinin anlamı çok açık ve nettir. Yeryüzünün ve evrenimizin tamamı Yüce Allah’ın mescitleridir. Mescitler içinde Allah’ın anıldığı, Kuran öğrenilen yerlerdir. Camiler değildir. Evin bir odası veya evin kendisi de bir mescit olabilir. Evin bahçesi de bir mescit olabilir. Uluslararası uzay istasyonunun (İSS) bir bölümü de mescit olabilir.
Ramazan ayı içinde bazı kimseler mescitlerde, bazı günlerde ibadet için-eğitim için odaklanmış (itikâfta) olabilirler. İşte bu kimseler odaklanmış (itikâfta) oldukları dönemde cinsellik açısından herhangi bir eylemde bulunmayacaklardır.
2:187’de ‘siz ibadete odaklanmışken mescitlerde’ buyurulmaktadır. Yüce Allah 2:187’de bu şekilde buyurduğuna göre Ramazan ayının bazı geceleri odaklanmak için ayrılmalıdır. Bu odaklanma Kuran’a olmalıdır. Kuran öğrenilir veya öğretilir.
Ancak bu odaklanma tüm ay boyunca olmamalıdır. Bazı günler yapılmalıdır. Çünkü aynı ayette Yüce Allah kadınlara cinsel münasebette bulunabilecek gecelerin de olduğunu bildirmektedir. Odaklanılmamış gecelerde cinsel münasebet olabilirken, odaklanılmış gecelerde cinsel münasebet olmayacaktır. Yüce Allah odaklanılması gereken gece sayısını bildirmemiştir. Dileyen kimse kendisine göre belirleyebilir.
Ramazan ayı dışında ibadet amaçlı oruç tutmak emredilmiş mi?
Kesinlikle hayır. Yüce Allah’ın ramazan ayı dışında oruç emri yoktur. 2:196, 4:92, 5:89, 5:95, 58:4 ayetlerinde bildirildiği gibi sadece kefaret amaçlı olarak oruç tutma vardır. Kim ki ramazan ayı haricinde ibadet amaçlı oruç tutmayı emrediyorsa bilsin ki Kuran’ın ve Yüce Allah’ın emrine eklem yapıyordur. İbadet amaçlı olarak 3 aylar başladı diye oruç tutanlar, 3 ayları oruçlu geçirenler bilsinler ki yaptıkları uygulamanın Kuran'da yeri yoktur.