Yüce Allah 33:21 ayetinde şu şekilde buyurmuştur.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
3552|33|21|لَّقَدْ كَانَ لَكُمْ فِى رَسُولِ ٱللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِّمَن كَانَ يَرْجُوا۟ ٱللَّهَ وَٱلْيَوْمَ ٱلْءَاخِرَ وَذَكَرَ ٱللَّهَ كَثِيرًا Lekad kâne lekum fî resûlillâhi usvetun hasenetun limen kâne yercûllâhe vel yevmel âhıre ve zekerallâhe kesîrâ. Ant olsun, oldu sizlere Allah'ın resulünde güzel bir örnek; kimse için, oldu ümit eder Allah'ı ve ahiret gününü; ve andı Allah'ı çokça. |
Ehli sünnet inancına sahip olan müşrikler bu ayeti Kuran’ın genelinden söküp; yalan yanlış bilgiler içeren, çelişkilerle dolu, doğruluğu asla kesin olarak ispat edilemeyen hadislere imanın gerektiği noktasına getirirler. Oysa ayette Muhammed peygamberin güzel bir örnek olduğu, insanların onu örnek alması buyruluyor. Biz de buna tüm kalbimizle inanıyoruz.
Ancak aşağıdaki denklemler iyice anlaşılmalıdır.
Muhammed peygamber=Kuran
Kuran=Muhammed peygamber
Muhammed peygamber≠Hadisler
Hadisler≠Muhammed peygamber
Sadece Kuran=Muhammed peygamberi örnek almak
Kuran+Hadisler+İmamlar+Tarikat liderleri+vb...≠Muhammed peygamberi örnek almak
Devam edelim;
Yüce Allah’ı ümit eden, O’nu uman, Yüce Allah’ı aklından bir an bile çıkarmayan, ahirete inanmış, Yüce Allah’ı her an anıp O’nu tesbih eden kimseler zaten Muhammed peygamberi örnek almalıdır. Buhari’nin, Tirmizi’nin, Müslim’in, Ebu Davud’un, İbni Mace’nin peygamberimiz vefat ettikten yaklaşık 200 yıl sonra oradan buradan kişisel söyleşiler ile, kulaktan kulağa aktarma ile topladığı sözler (hadisler) peygamberimizin sünneti değildir. Peygamberimizi yansıtmamaktadır. Hatta onu karalamaktadır. Peygamberimizi örnek alıyoruz diye bu hadislere iman edenler Muhammed peygambere ve Yüce Allah’ın bizzat kendisine yalan iftiralar içeren şeytan öğretilerine iman etmektedirler. Yaptıkları büyük hatanın farkında bile değillerdir. Şeytan çoğu insanı hiç fark ettirmeden şirk tuzağına düşürmektedir. Bu hadis kitaplarını dinde kaynak edinen herkes ama herkes müşriktir. Yaptıklarını Yüce Allah ahirette kendilerine haber verecektir.
İlla ki peygamberin sünnetine uyacağız diyen varsa yukarıdaki denklemlere tekrar baksın. Peygamberimizin dinde sünneti Kuran'dan başka bir şey değildi.
33:22 ayetinin ehli sünnete tabi olmuş müşriklerin düşüncesi ile yakından uzaktan alakası yoktur. Ayette resûllerin tüm inanlar için örnek olduğu vurgulanmaktadır. Muhammed peygamberimiz de bir resûl olduğu için tüm insanlara örnektir.
Muhammed peygamberimiz sadece Kuran diyordu;
Ey ehli sünnete tabi olmuş güzel kardeşim! Muhammed peygamber sadece Kuran diyordu. İbrahim peygamberin öğretisine tabi olmuştu. İbrahim peygamber gibi o da tek tanrıcıydı. Kendisine vahyedilen Kuran haricinde dinde kaynak olacak bir şey söylemedi. Din konusunda Kuran’ın dışında hiçbir hüküm vermedi. Veremezdi zaten. Din konusunda sadece Kuran dedi. Kuran’a göre hayatını düzenledi. Vefat ettiğinde de sadece Kuran’ı bıraktı. Başka hiçbir şey bırakmadı. Çünkü görevini tamamladı. İnsanlığa Kuran’ı tebliğ etti. Muhammed peygamberimiz İbrahim peygamberi örnek alıyordu;
Kuran’da İbrahim peygamberi de örnek almamız isteniyor;
Yüce Allah 60:4 ayetinde şu şekilde buyurmuştur.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
5152|60|4|قَدْ كَانَتْ لَكُمْ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ فِىٓ إِبْرَٰهِيمَ وَٱلَّذِينَ مَعَهُۥٓ إِذْ قَالُوا۟ لِقَوْمِهِمْ إِنَّا بُرَءَٰٓؤُا۟ مِنكُمْ وَمِمَّا تَعْبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ كَفَرْنَا بِكُمْ وَبَدَا بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمُ ٱلْعَدَٰوَةُ وَٱلْبَغْضَآءُ أَبَدًا حَتَّىٰ تُؤْمِنُوا۟ بِٱللَّهِ وَحْدَهُۥٓ إِلَّا قَوْلَ إِبْرَٰهِيمَ لِأَبِيهِ لَأَسْتَغْفِرَنَّ لَكَ وَمَآ أَمْلِكُ لَكَ مِنَ ٱللَّهِ مِن شَىْءٍ رَّبَّنَا عَلَيْكَ تَوَكَّلْنَا وَإِلَيْكَ أَنَبْنَا وَإِلَيْكَ ٱلْمَصِيرُ Kad kânet lekum usvetun hasenetun fî ibrâhîme vellezîne meahu, iz kâlû li kavmihim innâ bureâu minkum ve mimmâ ta’budûne min dûnillâhi kefernâ bikum, ve bedee beynenâ ve beynekumul adâvetu vel bagdâu ebeden hattâ tû’minû billâhi vahdehû, illâ kavle ibrâhîme li ebîhi le estagfirenne leke ve mâ emliku leke minallâhi min şey’İn, rabbenâ aleyke tevekkelnâ ve ileyke enebnâ ve ileykel masîr. Mutlak ki oldu sizlere güzel bir örnek İbrahim'de ve onunla beraber olan kimselerde; o vakit dediler kavimlerine: “Doğrusu biz uzaklaşanlarız sizden ve ibadet eder olduğunuzdan, Allah’ın astından; örttük/gizledik/inkar ettik sizleri; ve görünür oldu/açığa çıktı bizim aramızda ve sizin aranızda bir düşmanlık ve nefret; sürekli; kadar ki siz inanırsınız bir tek Allah'a; İbrahim'in babasına söylemi dışında; “Mutlak mağfiret dilerim sana; ve güç sahibi/egemen değilim Allah’tan sana (olan) bir şeye”; “Rabbimiz! Sana tevekkül ettik ve sana yöneldik; ve sanadır son varış." |
60:4 ayetinde açık ve net olarak görülür ki İbrahim peygamber müminlere örnek olarak gösteriliyor. Tıpkı Muhammed peygamber gibi. İbrahim peygamberden başka onun yanında olan müminler de örnek gösteriliyor. Hatta 60:6 ayetinde bu kimselerin müminler için örnek oluşu tekrar 2. kez vurgulanıyor.
İbrahim peygamberin yanında olan kimselerin hangi özelliği örnek gösteriliyor?
60:4 ayetinde bu kimselerin İbrahim peygamber gibi tek tanrıcı oldukları vurgulanıyor. Bu özellikleri örnek gösteriliyor. Sadece ve sadece Yüce Allah’a yönelmiş, sadece O’nu çağıran, sadece O’na dua eden, sadece O’na ibadet eden, O’nun astlarından hiçbir şeyi ilahlık seviyesine çıkarmayan (dinde hüküm koyma yetkisi vermeyen), sadece O’na tevekkül eden, dönüşün sadece O’na olacağını bilen kimseler bu kimseler. İşte bu özellikleri örnek gösteriliyor. Biz de İbrahim peygamberi ve onun yanında olan müminlerin bu özelliğini örnek almalıyız. Sadece ve sadece Kuran demeliyiz. İbrahim peygamberin ve yanındaki kimseler Buhari’nin, Tirmizi’nin, Müslim’in, Ebu Davud’un, İbni Mace’nin kitaplarını bilmiyorlardı. Onlara tabi olmadılar. Uyduruk, çelişkili, ne olduğu beli olmayan, yalan dolan, kesinliği asla ispat edilemeyen kulaktan kulağa aktarılmış sözlere iman etmediler. İbrahim’in öğretisine iman ettiler. İbrahim peygamber Hristiyan veya Yahudi değildi. O tam bir hanifti. Tek tanrıcıydı. Hatta rasyonel tek tanrıcıydı. Kanıtlara dayanarak iman ediyordu. Bu nedenle Rabbinden kalbi yatışması için delil istemişti.
Sizce Muhammed peygamber ve İbrahim peygamber günümüzde yaşasaydı hangi mezhepe tabi olurlardı?
- Hanefi mezhebi
- Şafii mezhebi
- Maliki mezhebi
- Hanbelî mezhebi
- Zahiri mezhebi
Ya da
- Câferîlik
- Zeydîlik
- İsmâilîlik
Ya da
- Ezarika
- Sufr’îyye
- Necedat
- Acaride
- İbadiyye
Ya da
- Meymûn’îyye
- Yezîd’îyye
- Selefiye
Aklını azıcık çalıştıran kimse hemen anlar ki bunlardan hiçbirine tabi olmazlardı. Sadece ve sadece Yüce Allah'tan geldiği kesin olan Kuran'a tabi olurlardı. Kuran okurlardı. Kuran'ı anlayarak okurlardı. Anlamadan, tekerleme söyler gibi okumazlardı.
Vefat ettiğimizde ve ahiret evreninde tekrar diriltildiğimizde Buhari’nin, Tirmizi’nin, Müslim’in, Ebu Davud’un, İbni Mace’nin kitaplarından sorgulanmayacağız. Kuran'dan sorgulanacağız. Kuran'dan hesaba çekileceğiz. Kuran'daki hükümleri hayatımıza geçirip geçirmediğimizden, bu hükümleri uygulayıp uygulamadığımızdan sorulacağız.
Biz de İbrahim ve Muhammed peygamberi kendimize örnek almalıyız. Çok şanslıyız. Çünkü elimizde Yüce Allah’ın kelamı olan Kuran var. Ayetleri kesin doğru, açık, kolay, anlaşılır. Bize düşen görev şeytan öğretileri olan hadis kitaplarını yırtıp atıp sadece Kuran dememizdir. Hiçbir mezhepe ve tarikata tabi olmamalıyız. Kuran'ı kendimiz anlamalıyız. Kuran’ı anlayarak okuduğumuzda mutlaktır ki bizleri doğru yola iletecektir.
Kuran bir denize benzer. Ona yönelip uzaktan bakan da faydalanır; yanına gelip ayağını sokan da, kıyıda yüzen de yararlanır. Bazı kimseler vardır ki dibe dalar ve inciler çıkarır. Kuran'ı anlayarak okuduğumuzda mutlaka ama mutlaka bizi doğru yola iletir. Önemli olan yüzümüzü denize doğru dönmek ve doğruca ona doğru yürümektir.
En doğrusunu Allah bilir.