Kur’an’ın mucizeleri asla bitmez; tükenmez. Yüce Allah’ın izni ile yine muhteşem bir mucize göreceğiz. Cemal Solmaz kardeşime bu keşfiyle bizi buluşturduğu için çok teşekkür ederim. Yüce Allah razı olsun. Demek ki bu mucizeyi onun görmesi Yüce Rabbim tarafından karara bağlanmış.
Ders olarak izlemek isteyenler için;
Yüce Allah insanlar arasında kıyamet günü olarak bilinen, evrenin düzeninin bozulup yok olma sürecini Kur’an’da ‘saat’ olarak tanımlamaktadır. Saatin gelmesiyle evrenin düzeni bozulur. Evrenin uzay zaman dokusu yırtılır. Bu yırtılmalar ışık hızında tüm evrene yayılır. Bu yırtılmanın oluşturduğu yer çekimsel dalgalar ışık hızında yayılır ve tüm evreni çalkalar. Yer ağırlıklarını dışa atar. Dünyanın erimiş demirden oluşan çekirdeği dağılır. Bu esnada Yüce Allah çok özel bir şeyin olacağını da mucizevi bir şekilde bizlere bildirmiştir.
Denizlerin tutuşması/ateşe verilmesi/yanması;
Yüce Allah 81:6 ayetinde şu şekilde buyurmuştur.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
5804|81|6|وَإِذَا ٱلْبِحَارُ سُجِّرَتْ Ve ize l-bihâru succiret. Ve denizler tutuşturulduğu/ateşe verildiği/yandığı vakit. |
(ٱلْبِحَار) l-biharu kelimesi kökü (بحر) bol su anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 54 (of 1303). Bu kelime tuzlu denizleri, tatlı gölleri ve nehirleri kapsayan bir kelime olmakla birlikte ayetteki geçişi bunlardan sadece birisini işaret edebilir. Yukarıdaki ayette tuzlu denizlerin işaret edildiğini anlıyoruz. Çünkü bu tuzlu denizler gerçekten tutuşuyor.
(سُجِّرَتْ) succirat kelimesini ‘kaynadığı’ olarak çevirenler vardır. Ancak bu anlam kesinlikle yanlıştır. Bu yanlış çevirinin nedeninin ayetin bilimsel yansımasının görülememesi olduğunu düşünüyorum. Tuzlu suyun yanmasını mantıksız buldukları için mealciler bu kelimeyi ‘tutuştu/ateşe verildi/yandı” diye çevirememişlerdir. Oysa Kur’an Yüce Allah katındandır. Yüce Allah “Ve denizler tutuşturulduğu/ateşe verildiği/yandığı vakit” buyuruyorsa mutlak ki denizler mutlaka yanacaktır. Aşağıda kelimenin anlamı görülmektedir.
(سُجِّرَتْ) succirat kelimesi kökü (سجر) yakmak-tutuşturmak-ateşe vermek (to fire up) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 463 (of 1303)
Denizlerin nasıl yandığını bir başka makalemizde detaylı incelemiştik. Lütfen o makaleyi dikkatlice okuyunuz.
Burada kısaca bilgi verelim. Tuzlu suya belirli frekansta ve güçte radyo dalgaları gönderildiğinde tuzlu su kaynamak yerine direkt olarak tutuşmakta ve yanmaktadır. Radyo dalgaları verildiği sürece tuzlu su yanmaya devam etmektedir. Tuzlu su yerine tuzlu olmayan saf su aynı deneyde kullanıldığında su yanmamakta onun yerine kaynamakta ve buharlaşmaktadır. Suyun yanması için tuzlu olması gerekmektedir. Bu olayın altında yatan kimya ise şu şekilde açıklanmaktadır. Belirli frekansta ve güçte radyo dalgaları tuzlu sudaki sodyum klorür, hidrojen ve oksijen atomları arasındaki bağı gevşetmekte ve hidrojen atomunun salınmasına neden olmaktadır. Çok yanıcı olan hidrojen gazı da yanmaya neden olmaktadır. Kaynamak veya buharlaşmak yerine tuzlu su direkt olarak yanmaktadır. Anlarız ki Dünya gezegeni kıyamet saatinde uzaydan gelen çok güçlü radyo dalgalarına maruz kalacaktır. Bu nedenle denizlerin tamamı tutuşacak; alev alacaktır.
Yüce Allah’ın 81:6 ayetinde tuzlu suyun yanmasını işaret ettiğini gördük. Peki ayette ‘succiret’ olarak geçen kelimenin başka geçtiği bir ayet var mı?
Evet var. Bu ayet 40:72 ayetidir.
Yüce Allah 40:72 ayetinde şu şekilde buyurmuştur.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
4203|40|72|فِى ٱلْحَمِيمِ ثُمَّ فِى ٱلنَّارِ يُسْجَرُونَ Fîl hamîmi summe fîn nâri yuscerûn(yuscerûne). Kaynar suda; sonra ateşte, tutuşturulurlar/ateşe verilirler/yakılırlar. |
Aynı kökten (سجر) bir diğer geçiş ise 52:6 ayetidir.
Kelimenin ilk geçtiği 40:72 ayeti ile son geçişi olan 81:6 ayeti arasında tam olarak 1602 ayet vardır.
Tuzlu suyun yanmasının/tutuşturmasının/ateşe verilmesinin işaret edildiği 81:6 ayeti ile 40:72 ayeti arasında tam olarak 1602 ayet vardır.
Neden 1602 ayet var? İşaret nedir?
Daha önceki makalemizde de gördük. Kur’an’da bol su ve tuz kelimesi 2 ayette birlikte geçmişti. 25:53 ve 35:12 ayetleri. Bu iki ayetin arasında tam olarak 765 ayet vardır ki bu da su ve tuz molekülünün birlikte olan moleküler ağırlığı olan 76.5 gram/mol’ü işaret etmişti.
Sonuçta Kur’an’da tuzlu su işareti 25:53 ve 35:12 ayetleri olmak üzere 2 ayette geçer. 1602/2=801 ayet eder. Tuzlu suyun yanması üzerinden işaret edilen 1602 ayetin 801 tanesi bir tuzlu su geçişi için; diğer 801 tanesi de diğer tuzlu su geçişi için düşünülebilir. 801 sayısının işaret edilmesi önemlidir. Çünkü 801 sayısı tuzun erime noktasıdır.
Aşağıdaki resimde tuzun yapısı gösterilmiştir. Saf tuz tam olarak 801 derecede erir.
1602 sayısını diğer bir işareti de su molekülünedir.
Bir su molekülü 1 oksijen ve 2 hidrojen atomundan oluşur. Oksijen atomunun atom ağılığı 16’dır. Hidrojen atomunun ise 1’dir. Bir su molekülünde 2 adet hidrojen atomu olduğu için bir su molekülü 1602 ile sayısı ile tam olarak yazılabilir.
16=Oksijen atomunun ağırlığı
02=2 adet hidrojen atomunun ağırlığı.