27:93 ve 41:53 ayetlerinde Yüce Allah şu şekilde buyurmaktadır.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
3250|27|93|وَقُلِ ٱلْحَمْدُ لِلَّهِ سَيُرِيكُمْ ءَايَٰتِهِۦ فَتَعْرِفُونَهَا وَمَا رَبُّكَ بِغَٰفِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ Ve kulil hamdu lillâhi seyurîkum âyâtihî fe ta’rifûnehâ, ve mâ rabbuke bi gâfilin ammâ ta’melûn. Ve de ki: “Hamd Allah'adır; gösterecek O size ayetlerini; öyle ki tanırsınız onu; ve değildir senin Rabbin gafil/bilgisiz; yaptıklarınız hakkında. |
4269|41|53|سَنُرِيهِمْ ءَايَٰتِنَا فِى ٱلْءَافَاقِ وَفِىٓ أَنفُسِهِمْ حَتَّىٰ يَتَبَيَّنَ لَهُمْ أَنَّهُ ٱلْحَقُّ أَوَلَمْ يَكْفِ بِرَبِّكَ أَنَّهُۥ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ شَهِيدٌ Se nurîhim âyâtinâ fî l-âfâkı ve fî enfusihim hattâ yetebeyyene lehum ennehul hakku, e ve lem yekfi bi rabbike ennehu alâ kulli şey’in şehîd. Göstereceğiz onlara ayetlerimizi; ufuklarda/afakta ve nefislerinde; beyan oluncaya/bildirinceye kadar onlara ki o (Kuran) gerçek/hak; senin Rabbin kâfi gelir/yeterli gelir değil mi? Ki O, her şey üzerine bir şahit/tanık. |
(ٱلْءَافَاقِ) l-afaki kelimesi kökü (افق) ufuk (horizon), en uzak görüş mesafesi (furthest point of view), görüş mesafesi (range of vision), çok uzak (far superior) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 25 (of 1303) ve Steingass, page 63 (of 1241)
Ayette çoğul olarak kullanılmıştır.
(أَنفُسِهِمْ) enfusihim kelimesi kökü (نفس) kendisi (self), bilinç (mind), bireysel insan-kişi (person) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1155 (of 1303)
‘fi’ edatı içinde anlamındadır.
Bu 2 ayette Yüce Allah Kuran’ın indiği dönemden sonraki bir dönemde ayetlerini insanlara göstereceğini bildirmektedir. Yüce Allah’ın ayetleri evrenin işleyişidir. Evrenin en küçük yapı taşı olan sicimlerden (‘strings’), atom altı parçacıklara, atomlardan evrendeki yıldızlara ve galaksilere kadar her şey ama her şey Yüce Allah’ın ayetleridir. Hatta yerçekimi kuvveti, elektromanyetik kuvvet, zayıf ve kuvvetli nükleer güç gibi evrenin işleyişini sağlayan temel kuvvetler de Yüce Allah’ın ayetlerindendir. İnsan yaşamı gibi evredeki tüm canlıların yaşamı da Yüce Allah’ın ayetlerindendir.
Gelecek bir dönemde insanların Yüce Allah’ın bu ayetlerini tespit edecekleri, bu ayetlerin işleyişini anlayacakları 27:93 ayeti ile sabittir. Günümüzde Yüce Allah’ın dilemesi ve istemesi ile insanoğlu bilimde ilerlemiş ve Yüce Allah’ın evrenin işleyişini sağladığı bu ayetleri büyük oranda keşfetmiş ve işleyişini anlamıştır.
Ancak insanoğlunun bu ayetlerin tümünü keşfettiği henüz söylenemez. 27:93 ayeti ışığında insanlığın gelecek yıllarda daha da ileri gideceği ve Yüce Allah’ın evrendeki tüm ayetlerini göreceği ve onları anlayacağı hatta onları kullanacağı, onlara hâkim olacağı söylenebilir.
Evrendeki tüm meleklerin (evrendeki tüm güçlerin) Adem’e (ademoğluna-insanlara) secde edip teslim olması da aslında bu açıdan değerlendirilmelidir.
41:53 ayeti incelendiğinde Yüce Allah’ın çok uzakları, ufukları işaret ettiği görülür.
Yüce Allah ayette; Kuran’ın indiği dönemden sonraki bir dönemde (gelecekte) siz çok uzaklara bakacaksınız ve bu çok uzaklar içinde ayetlerimi görürsünüz diye buyurmaktadır. Bu ayetlerimi gördüğünüzde Kuran’ın evrenleri yaratan Allah’tan geldiği açıkça belli olacaktır buyurmaktadır.
Aşağıdaki fotoğrafta Hubble uzay teleskopu ile insanlığın bakmış olduğu en uzak ufuk içindeki Yüce Allah'ın galaksileri (ayetleri) görülmektedir. Bu fotoğraftaki her bir nokta bir galaksidir. Her galakside milyarlarca yıldız mevcuttur. Bu yıldızların etrafında dönen milyarlarca gezegen mevcuttur.
Yukarıdaki fotoğraftan da anlıyoruz ki gerçekten de Yüce Allah’ın 41:53 ayetinde buyurmuş olduğu haber gerçekleşmiştir. Daha düne kadar yıldızları atmosferde asılı sanan insanlık teleskopların gelişimi ile çok çok uzaklara bakmış, çok uzaklar içinde yer alan yıldızları, kara delikleri, galaksileri görmüş ve onların işleyişini tespit etmiştir, anlamıştır.
41:53 ayetinde insanın kendi içine de bir işaret vardır. İnsanın kendisi de Yüce Allah’ın bir ayetidir. ‘kendi’ ‘enfus’ kelimesinin anlamı bir insanın bedeni ve bilincini kapsar. ‘kendi’ kelimesi sadece bilinç veya sadece vücut olarak anlaşılamaz. İnsan bilinci ve vücudu ile bir bütündür.
Aşağıdaki ayetler örnek olarak gösterilebilir.
49:15 İnananlar, ancak Allah'a ve resûlüne iman eden, sonra da bunda en küçük bir kuşkuya yer vermeyen; malları ve kendileriyle Allah yolunda cihad eden kimselerdir. Onlar, özü ve sözü bir olanlardır.
36:36 Yerin bitirdiklerinden, kendilerinden ve bilemeyecekleri şeylerden çiftler yaratan, O, Sübhan'dır.
‘kendi’ kelimesi ekseninde ayet okunduğunda Yüce Allah’ın Kuran’ın indiği dönemden sonraki dönemlerde insanın hem vücudu içindeki hem de bilinci içindeki birçok ayetini göstereceği anlaşılır. Ayette gelecek için verilen haberin gerçekleştiğini günümüzde görmekteyiz. İnsanın hücrelerden oluştuğu, DNA’nın bu hücrelerin kopyalanıp çoğalmasında çok büyük rol oynadığı, dolaşım sistemi, üreme sistemi, sindirim sistemi, nörolojik sistem gibi birçok sistem ve organlardan oluştuğu modern bilim ile görülmüştür. Ayette haber verildiği gibi Yüce Allah insanın kendisi içindeki ayetlerini ortaya çıkarmıştır. ‘Kendi’ kelimesinin bilinç ile ilgili tarafı düşünüldüğünde Yüce Allah’ın insan bilincinin nasıl oluştuğu ile ilgili ayetleri (bilimsel bulguları) ortaya çıkaracağı net bir şekilde görülür.
İnsanlık günümüzde beyin hücrelerinin bilinci nasıl oluşturduğunu araştırmaktadırlar. Son yıllarda kuantum fiziği ve bilinç arasında çok ciddi ve umut vaat eden ilişkiler hipotez seviyesinde ortaya atılmıştır. Beyin hücrelerindeki mikrotubüller, fosfor atomunun beyinde yoğun olarak bulunması, beyin sinir hücrelerinin birbiri ile bir ağ oluşturması kuantum dünyası ile bilincin oluşması arasındaki bir ilişkiyi düşündürmektedir. Ancak henüz emekleme safhasında olan bu çalışmaların gelecek dönemlerde ilerleyeceğini, bilincin nasıl oluştuğunun kesin olarak bilimsel deliller ile öğrenileceğini ayetten anlıyoruz.
Aşağıdaki resim; beyin hücresi içindeki mikrotubülleri oluşturan 'tubulin' proteininin bir kuantum bilgisayarı gibi çalıştığı düşünülmektedir.
Not: Resmin üzerindeki açıklamaların çevirisi, tıpatıp çeviri değildir. Kendi değişikliklerim vardır.
- Bilincin nasıl oluştuğu ile ilgili ilk ortaya atılan teoriye göre (standart teori), beyin içinde bulunan yaklaşık 100 milyar beyin hücresinin birbiri ile kurmuş olduğu ağın içinde oluşan elektrik geçişlerinin bilinci oluşturduğu düşünülmektedir.
- Ancak bu teori doğru olmakla birlikte yeterli açıklama getirememiştir. Stuart Hameroff ve RogerPenrose ikilisi bilincin oluşmasını kuantum dünyası ile birleştiren bir teori ortaya atmışlardır. Bu teoriye göre, beyin hücresinin içinde yüzlerce çok küçük silindirik polimerler mevcuttur. Bu polimerlere mikrotubül denir.
- Mikrotubüller çok büyütüldüğünde tek bir mikrotubülün milyonlarlarca protein subunitesinden ki bu yapılara tubulin denir oluştuğu görülür. Bu tubulin proteinlerinin kompleks bir kafes tarzında örüldüğü görülür.
- Her nanosaniye tubulin proteinleri 2 şekilde esneyebilirler. Kapalı ve açık şekilden birisine dönüşebilirler. Bu dönüşüm kuantum mekanik işlemcili mikroskobik bir bilgisayar mekanizması gibi davranır.
- Bir beyin hücresi içinde bulunan birleşik mikrotubül aktivitesi saniyede 1.000 trilyon işlem gücüne sahiptir. İnanılmaz çok sayıda gerçekleşen bu büyüme-artma (‘amplify’, ‘magnify’) kuantum hesaplamaları bilinci oluşturur. Bilincin oluşturan bu büyüme-artmalar (‘amplify’, ‘magnify’) uzay-zaman kumaşının kendisinde gömülüdür.
İnsanoğlu 41:53 ayetine göre kendi bilincinin nasıl oluştuğunu Yüce Allah’ın izni ve yönlendirmesi ile bilimsel olarak keşfedecektir.