Şerefli Kuran’da Yüce Allah bize Dünya yüzeyindeki kara ve deniz oranını işaret etmiş olabilir.
Kuran’da kara-kara parçası ‘land’ anlamında olan (بر) ‘bar’ kelimesi toplam 12 kez geçer. Lütfen geçişleri kendiniz kontrol ediniz. Aşağıda verilmiştir.
Kuran’da bol su anlamında (deniz-nehir-göl) olan (بحر) ‘bahr’ kelimesi toplam 34 kez geçer. Lütfen geçişleri kendiniz kontrol ediniz. Aşağıda verilmiştir.
(بحر) ‘bahr’ kelimesi sadece deniz anlamında değildir. Tatlı sular için de Kuran'da kullanılır. 25:53 ayetinde hem deniz için hem de tatlı su olan nehir suyu için kullanılmıştır.
Not: Tüm kelime sayımlarda olduğu gibi tek kural olan kelimenin tekil ve sonuna ek almamış hali sayıma dâhil edilmiştir.
Daha detaylı bilgi almak için lütfen tıklayınız.
Kuran’da kelime sayımları ile ilgili kural
İşte Kuran’ın işareti;
12 kara-kara parçası kelimesi (+)
34 bol su (deniz-göl-nehir) kelimesi (+)
Çok ilginçtir ki bu sayılar Dünya yüzeyindeki kara ve deniz-göl-nehir oranını işaret ediyor olabilir.
Kara kelimesi geçiş sayısı (12) ile bol su (deniz, göl, nehir) kelimesi geçişi sayısı (34) toplandığında Dünya yüzeyi toplam birimini verir. 12+34=46
Küçük bir hesapla;
Dünya yüzeyinde bol su oranı (deniz-göl-nehir)=34/46=%73.9
Dünya yüzeyinde kara oranı=12/46=%26.1 olarak elde edilir.
Modern bilim ne diyor?
Maalesef şu an bilimsel olarak Dünya yüzeyinin tam olarak % kaçının kara, % kaçının su (deniz, göl, nehir) olduğu tam ve kesin olarak bilinmemektedir.
Dünya yüzeyinin su (denizler, göller, nehirler) oranı olarak %71 daha ön plana çıkmış gibi görünse de %70 ile %76 arasında değişen oranlarda kabuller vardır. Bu konu üstünde net ve iyi yapılmış bir çalışma maalesef yoktur. Kesin olmayan kabuller mevcuttur. Aşağıdaki kitaplarda faklı oranlar zikredilmiştir.
%72 olarak kabul edenler (Relict Species: Phylogeography and Conservation Biology editör: Jan Christian Habel, Thorsten Assmann, Using STEM to Investigate Issues in Food Production, Grades 5 - 8 Yazar: Barbara R. Sandall, Abha Singh)
%73 kabul edenler (Instructional Design Frameworks and Intercultural Models editör: Young, Patricia A.).
%74 olarak kabul edenler (Introduction to Remote Sensing Yazar: James B. Campbell, Randolph H. Wynne).
%75 olarak kabul edenler (Ecology and Conservation of Fishes Yazar: Harold M. Tyus).
Kuran'da Dünya yüzeyinin su oranı %73.9, kara oranı %26.1 olarak işaret edilmiş olabilir.
Modern bilim kesin rakamı henüz tam olarak bize bildirmese de yakın zamanda yapılan çalışmalar Allah’ın izni ile bu oranın %73.9 ve %26.1 olduğunu gösterebilir.
Kara-kara parçası (بر) ‘bar’ kelimesi geçişi: Toplam 12
|
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
1 |
765|5|96|أُحِلَّ لَكُمْ صَيْدُ ٱلْبَحْرِ وَطَعَامُهُۥ مَتَٰعًا لَّكُمْ وَلِلسَّيَّارَةِ وَحُرِّمَ عَلَيْكُمْ صَيْدُ ٱلْبَرِّ مَا دُمْتُمْ حُرُمًا وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ ٱلَّذِىٓ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Uhille lekum saydul bahri ve taamuhu metaan lekum ve lis seyyarah, ve hurrime aleykum saydul berri ma dumtum huruma vettekullahellezi ileyhi tuhşerun. Deniz avı ve onu yemek ve ondan geçim temin etmek size ve yolculukta olanlara helal kılındı. Ve ihramlı olduğunuz süre içinde kara avı size haram kılındı. Huzuruna toplanacağınız Allah'a karşı takva sahibi olun. |
2 |
848|6|59|وَعِندَهُۥ مَفَاتِحُ ٱلْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَآ إِلَّا هُوَ وَيَعْلَمُ مَا فِى ٱلْبَرِّ وَٱلْبَحْرِ وَمَا تَسْقُطُ مِن وَرَقَةٍ إِلَّا يَعْلَمُهَا وَلَا حَبَّةٍ فِى ظُلُمَٰتِ ٱلْأَرْضِ وَلَا رَطْبٍ وَلَا يَابِسٍ إِلَّا فِى كِتَٰبٍ مُّبِينٍ Ve indehu mefatihul gaybi la ya'lemuha illa huve, ve ya'lemu ma fil berri vel bahr, ve ma teskutu min varakatin illa ya'lemuha ve la habbetin fi zulumatil ardı ve la ratbin ve la yabisin illa fi kitabin mubin. Gaybın anahtarı yalnızca O'nun yanındadır. O'ndan başka hiç kimse onları bilemez. Karada ve denizde olan her şeyi bilir. Bir yaprak düşse mutlaka onu bilir. Yerin karanlığında tek bir dane, canlı ve cansız yoktur ki apaçık bir kitapta olmasın. |
3 |
852|6|63|قُلْ مَن يُنَجِّيكُم مِّن ظُلُمَٰتِ ٱلْبَرِّ وَٱلْبَحْرِ تَدْعُونَهُۥ تَضَرُّعًا وَخُفْيَةً لَّئِنْ أَنجَىٰنَا مِنْ هَٰذِهِۦ لَنَكُونَنَّ مِنَ ٱلشَّٰكِرِينَ Kul men yuneccikum min zulumatil berri vel bahri ted'unehu tedarruan ve hufyeh, le in encana min hazihi le nekunenne mineş şakirin. Şunu sor: "Bizi bu durumdan kurtarırsa andolsun şükredenlerden olacağız' diye boyun büküp ürpererek O'na yakardığınızda, karanın ve denizin karanlıklarından sizi kim kurtarıyor?" |
4 |
886|6|97|وَهُوَ ٱلَّذِى جَعَلَ لَكُمُ ٱلنُّجُومَ لِتَهْتَدُوا۟ بِهَا فِى ظُلُمَٰتِ ٱلْبَرِّ وَٱلْبَحْرِ قَدْ فَصَّلْنَا ٱلْءَايَٰتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ Ve huvellezi ceale lekumun nucume li tehtedu biha fi zulumatil berri vel bahr, kad fassalnal ayati li kavmin ya'lemun. Karanın ve denizin karanlıklarında, kendileriyle yol bulmanız için yıldızları hizmetinize veren O'dur! Bilgiden nasipli bir topluluk için ayetleri gerçekten ayrıntılı kılmışızdır. |
5 |
1384|10|22|هُوَ ٱلَّذِى يُسَيِّرُكُمْ فِى ٱلْبَرِّ وَٱلْبَحْرِ حَتَّىٰٓ إِذَا كُنتُمْ فِى ٱلْفُلْكِ وَجَرَيْنَ بِهِم بِرِيحٍ طَيِّبَةٍ وَفَرِحُوا۟ بِهَا جَآءَتْهَا رِيحٌ عَاصِفٌ وَجَآءَهُمُ ٱلْمَوْجُ مِن كُلِّ مَكَانٍ وَظَنُّوٓا۟ أَنَّهُمْ أُحِيطَ بِهِمْ دَعَوُا۟ ٱللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ ٱلدِّينَ لَئِنْ أَنجَيْتَنَا مِنْ هَٰذِهِۦ لَنَكُونَنَّ مِنَ ٱلشَّٰكِرِينَ Huvellezi yuseyyirukum fil berri vel bahr, hatta iza kuntum fil fulk, ve cereyne bihim bi rihin tayyibetin ve ferihu biha caetha rihun asifun ve caehumul mevcu min kulli mekanin ve zannu ennehum uhita bihim deavullahe muhlisine lehud din, le in enceytena min hazihi le nekunenne mineş şakirin. O yürütüyor sizi karada ve denizde. Diyelim, gemidesiniz: Gemiler, içindekileri latif bir rüzgarla götürüyorlar. İçerdekiler ferah ve sevinç duymaktalar. Birden korkunç bir kasırga geliverdi. Her taraftan dalgalar üzerlerine çullandı. Çepeçevre kuşatıldıklarını düşünüp dini yalnız Allah'a özgüleyerek duaya koyuldular: "Eğer bizi şu durumdan kurtarırsan, yemin olsun, sana şükredenlerden olacağız." |
6 |
2094|17|67|وَإِذَا مَسَّكُمُ ٱلضُّرُّ فِى ٱلْبَحْرِ ضَلَّ مَن تَدْعُونَ إِلَّآ إِيَّاهُ فَلَمَّا نَجَّىٰكُمْ إِلَى ٱلْبَرِّ أَعْرَضْتُمْ وَكَانَ ٱلْإِنسَٰنُ كَفُورًا Ve iza messekumud durru fil bahri dalle men ted'une illa iyyah, fe lemma neccakum ilel berri a'radtum, ve kanel insanu kefura. Denizde size bir zorluk dokunduğunda, O'nun dışındaki tüm yalvardıklarınız ortadan kaybolur. Fakat O, sizi kurtarıp karaya çıkarınca yüz çevirirsiniz. İnsan çok nankördür. |
7 |
2095|17|68|أَفَأَمِنتُمْ أَن يَخْسِفَ بِكُمْ جَانِبَ ٱلْبَرِّ أَوْ يُرْسِلَ عَلَيْكُمْ حَاصِبًا ثُمَّ لَا تَجِدُوا۟ لَكُمْ وَكِيلًا E fe emintum en yahsife bikum canibel berri ev yursile aleykum hasiben summe la tecidu lekum vekila. Peki, kara tarafında sizi yere geçirivermesinden yahut üstünüze çakıl savuran bir kasırga göndermesinden emin misiniz? Sonra kendinize hiçbir vekil bulamazsınız. |
8 |
2097|17|70|وَلَقَدْ كَرَّمْنَا بَنِىٓ ءَادَمَ وَحَمَلْنَٰهُمْ فِى ٱلْبَرِّ وَٱلْبَحْرِ وَرَزَقْنَٰهُم مِّنَ ٱلطَّيِّبَٰتِ وَفَضَّلْنَٰهُمْ عَلَىٰ كَثِيرٍ مِّمَّنْ خَلَقْنَا تَفْضِيلًا Ve lekad kerremna beni ademe ve hamelnahum fil berri vel bahri ve razaknahum minet tayyibati ve faddalnahum ala kesirin mimmen halakna tafdila. Yemin olsun, biz, ademoğullarını onur ve üstünlükle donattık, onları karada ve denizde binitlerle yükledik. Onları, güzel ve temiz rızıklarla besledik. Ve onları, yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık. |
9 |
3220|27|63|أَمَّن يَهْدِيكُمْ فِى ظُلُمَٰتِ ٱلْبَرِّ وَٱلْبَحْرِ وَمَن يُرْسِلُ ٱلرِّيَٰحَ بُشْرًۢا بَيْنَ يَدَىْ رَحْمَتِهِۦٓ أَءِلَٰهٌ مَّعَ ٱللَّهِ تَعَٰلَى ٱللَّهُ عَمَّا يُشْرِكُونَ Emmen yehdikum fi zulumatil berri vel bahri ve men yursilur riyaha buşren beyne yedey rahmetih, e ilahun meallah, tealallahu amma yuşrikun. Yoksa size karanın ve denizin karanlıkları içinde yol gösteren ve rahmetinin önünde rüzgarları müjdeci gönderen mi hayırlı? Allah'ın beraberinde bir ilah daha mı var? Allah, onların ortak tuttuklarından uzaktır, arınmıştır. |
10 |
3403|29|65|فَإِذَا رَكِبُوا۟ فِى ٱلْفُلْكِ دَعَوُا۟ ٱللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ ٱلدِّينَ فَلَمَّا نَجَّىٰهُمْ إِلَى ٱلْبَرِّ إِذَا هُمْ يُشْرِكُونَ Fe iza rakibu fil fulki deavullahe muhlisine lehud din, fe lemma neccahum ilel berri iza hum yuşrikun. Gemiye bindiklerinde, dini Allah'a özgüleyerek yalvarıp yakarırlar. Fakat Allah onları kurtarıp karaya çıkardığında, bir bakmışsın ortak koşuyorlar; |
11 |
3448|30|41|ظَهَرَ ٱلْفَسَادُ فِى ٱلْبَرِّ وَٱلْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ أَيْدِى ٱلنَّاسِ لِيُذِيقَهُم بَعْضَ ٱلَّذِى عَمِلُوا۟ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ Zaharel fesadu fil berri vel bahri bima kesebet eydin nasi, li yuzikahum ba'dallezi amilu leallehum yerciun. İnsanların ellerinin kazanmış oldukları yüzünden denizde ve karada bozgun çıktı. Allah onlara, yaptıklarının bir kısmını tattırıyor ki geri dönebilsinler. |
12 |
3499|31|32|وَإِذَا غَشِيَهُم مَّوْجٌ كَٱلظُّلَلِ دَعَوُا۟ ٱللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ ٱلدِّينَ فَلَمَّا نَجَّىٰهُمْ إِلَى ٱلْبَرِّ فَمِنْهُم مُّقْتَصِدٌ وَمَا يَجْحَدُ بِـَٔايَٰتِنَآ إِلَّا كُلُّ خَتَّارٍ كَفُورٍ Ve iza gaşiyehum mevcun kez zuleli deavullahe muhlisine lehud din, fe lemma neccahum ilel berri fe minhum muktesıd, ve ma yechadu bi ayatina illa kullu hattarin kefur. Dağlar gibi dalgalar kendilerini kuşattığında, içten inanarak Allah'a yalvarırlar. Ama Allah, onları kurtarıp karaya çıkarınca, onlardan bir kısmı sözünde durur. Ayetlerimizi nankörlerden başkası inkar etmez. |
Bol su anlamında (deniz-nehir-göl) olan (بحر) ‘bahr’ kelimesi geçişi: Toplam 34
Arapçası |
Okunuşu |
Türkçesi |
Geçiş Sayısı |
Analiz |
البحر |
l-behra |
Bol su (deniz-göl-büyük nehir) |
23 |
|
والبحر |
ve l-behra |
Ve bol su (deniz-göl-büyük nehir) |
9 |
|
بحر |
behra |
Bol su (deniz-göl-büyük nehir) |
1 |
|
ابحر |
e-behra |
Bol su (deniz-göl-büyük nehir) |
1 |
|
|
|
|
Toplam=34 |