Yüce Allah aşağıdaki ayetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Âyet No|Sure No|Âyet No|Âyet Arapça okunuş Meal |
118|2|111|وَقَالُوا۟ لَن يَدْخُلَ ٱلْجَنَّةَ إِلَّا مَن كَانَ هُودًا أَوْ نَصَٰرَىٰ تِلْكَ أَمَانِيُّهُمْ قُلْ هَاتُوا۟ بُرْهَٰنَكُمْ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ Ve kâlû len yedhulel cennete illâ men kâne hûden ev nasâr, tilke emâniyyuhum kul hâtû burhânekum in kuntum sâdikîn.Ve dediler: “Asla girmez cennete Yahudi veya Hristiyan olmuş kimse haricinde”; işte bu temennileri/arzuları onların; de ki: “Getirin delilinizi/kanıtınızı eğer olmuşsanız doğru sözlüler.” |
3221|27|64|أَمَّن يَبْدَؤُا۟ ٱلْخَلْقَ ثُمَّ يُعِيدُهُۥ وَمَن يَرْزُقُكُم مِّنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِ أَءِلَٰهٌ مَّعَ ٱللَّهِ قُلْ هَاتُوا۟ بُرْهَٰنَكُمْ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ Emmen yebdeul halka summe yuîduhu ve men yerzukukum mines semâi vel ard, e ilâhun meallâh, kul hâtû burhânekum in kuntum sâdikîn. Ya da kim başlatır yaratmayı sonra geri döndürür/iade eder onu (yaratmayı) ve kim rızık verir sizlere gökten ve yerden? Bir ilah mı Allah’la beraber? De ki: “Getirin delilinizi/kanıtınızı eğer olmuşsanız doğru sözlüler.” |
3325|28|75|وَنَزَعْنَا مِن كُلِّ أُمَّةٍ شَهِيدًا فَقُلْنَا هَاتُوا۟ بُرْهَٰنَكُمْ فَعَلِمُوٓا۟ أَنَّ ٱلْحَقَّ لِلَّهِ وَضَلَّ عَنْهُم مَّا كَانُوا۟ يَفْتَرُونَ Ve neza’nâ min kulli ummetin şehîden fe kulnâ hâtû burhânekum fe alimû ennel hakka lillâhi ve dalle anhum mâ kânû yefterûn. Ve çıkardık her ümmetten/halktan bir şahit ve dedik: “Getirin delilinizi/kanıtınızı”; böylece bildiler ki gerçek Allah için ve sapıp gitti onlardan uydurur oldukları şeyler. |
(بُرْهَٰنَكُمْ) burhânekum kelimesi kökü (برهن) argüman (argument), ispat (demonstration), delil (proof), kanıt (evidence), açık bulgu (clear sign) anlamındadır. Steingass, page 120 (of 1241).
Ne muhteşem ayetler!
Bu ayetlerde üzerinde duracağımız konu “getirin delilinizi/kanıtınızı”, ‘hâtû burhânekum’ olacak.
Ayetlerden anladığımıza göre;
İddia makamı iddiasını kanıtlamakla zorunludur. İddia edilen şey geçerli deliller ve kanıtlar ile ispatlanmalıdır. Aksi takdirde iddia bir zandan öteye gidemez. Kuruntularla, zan ile, gerçek deliller ve kanıtlara dayanmayan inanışların hiçbir değeri yoktur. İnsana hiçbir şey kazandırmaz, aksine çok şeyler kaybettirir.
Hayatla ilgili;
Hayatımızı sağlam deliller ve kanıtlar üzerinde yaşamalıyız. Evimizde, işimizde, aile bireyleri ile olan ilişkilerimizde, kısacası her yerde sağlam delil ve kanıtlara göre hareket etmeliyiz.
Kendimden örnek vermem gerekirse;
Ameliyatlar yapan bir doktorum. Hastamı tedavi etmek için en iyi cerrahi ameliyatı ve tekniğini uygulamam gereklidir. Hangi ameliyatın en iyi olacağını nasıl bileceğim? Sağlam deliller ve kanıtlar lazım bana. Bu da tıpta ‘kanıta dayalı tıp uygulamaları’, ‘evidence based medicine’ ile oluyor. Konu hakkında yapılmış bilimsel çalışmaları (mevcut deliller ve kanıtları) inceliyoruz ve sonuçta en iyi ameliyatın hangisi olduğunu belirliyoruz. Hastamıza uyguluyoruz.
Din ile ilgili;
Din konusunda da aynı tavrı sergilemeliyiz. Dini inancımızı sağlam, gerçek delil ve kanıtlara dayandırmalıyız. Kuran’a iman ediyorsak iman etme nedenimiz sağlam deliller ve kanıtlara göre olmalı.
Benim şahsen Kuran’ın Yüce Allah katından geldiği konusunda zerre kadar şüphem yok. Gerek Kuran’daki bilimsel mucizeler ile gerekse 19 mucizesi ile Kuran’ın Yüce Allah katından geldiğine sağlam deliller ve kanıtlar ile iman ediyorum. Zaten bu sitede yazılan makaleler bu delil ve kanıtların sunulmasından ibarettir.
Ehli sünnete tabi olan kardeşlerime de buradan tekrar bir uyarı yapalım;
Güzel insanlar; hadislere iman ediyorsunuz. Lütfen neden hadislere iman ettiğinizi delillendirin. Sağlam kanıtlar arayın. Araştırın. Tüm delilleri ve kanıtları ortaya koyduktan sonra karar verin. Sadece Kuran mı diyeceksiniz veya Kuran’ın astlarından kitaplar mı edineceksiniz?
Körü körüne birşeye inanmayın. Size birileri bişey mi söylüyor; deyin ki “getirin delilinizi/kanıtınızı”, ‘hâtû burhânekum’