Aşağıdaki ayet grubunu anlayamayanlar Dünya gezegeni henüz oluşmadan gece-gündüz yaratılmıştır şeklinde bir anlam çıkarmaktadırlar ve Kuran’da hata var demektedirler. Ancak aşağıda inşallah okuyacağınız gibi durum onların düşündüğü gibi değildir. Ayetler çok net olup hiçbir çelişki ve hata yoktur.
Yüce Allah aşağıdaki âyetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Âyet No|Sure No|Âyet No|Âyet Arapça okunuş Meal |
5737|79|27|ءَأَنتُمْ أَشَدُّ خَلْقًا أَمِ ٱلسَّمَآءُ بَنَىٰهَا E entum eşeddu halkan emi s-sema', benaha. Sizler misiniz daha sağlam-daha dayanıklı-daha güçlü yaratılışta yoksa gök mü? O (Allah) yaptı onu (göğü). |
5738|79|28|رَفَعَ سَمْكَهَا فَسَوَّىٰهَا Refea semkeha fe sevvaha. Yükseltti onun (göğün) tavanını, onu (göğü) düzenledi. |
5739|79|29|وَأَغْطَشَ لَيْلَهَا وَأَخْرَجَ ضُحَىٰهَا Ve agtaşe leyleha ve ahrece duhaha. Kararttı onun (göğün) gece karanlığını ve meydana çıkardı onun (göğün) aydınlığını. |
5740|79|30|وَٱلْأَرْضَ بَعْدَ ذَٰلِكَ دَحَىٰهَآ Vel arda ba'de zalike dehaha. Ve yer (Dünya); bundan sonra onu (Dünya) yayıp yuvarlattı. |
(أَشَدُّ) eşeddu kelimesi kökü (شدد) sert-sağlam (firm), çetin-sağlam (hard-solid), güçlü-sağlam (strong), turp gibi sağlam (rebust) anamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 536 (of 1303)
(رَفَعَ) rafea kelimesi kökü (رفع) kaldırmak (lift, raise), yükseltmek-yukarı doğru kaldırmak (lift up), bir şeyi yukarı doğru kaldırma (heave up, yelkeni şişirmek, heave up the anchor), artırmak-yükseltmek (exalt), genişletmek (enhance), kaldırmak (take off) anlamlarındadır. (Hans Wehr 4th ed., page 404 (of 1303))
(سَمْكَهَا) semkeha kelimesi kökü (سمك) tavan (roof, ceiling) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 503 (of 1303)
(أَغْطَشَ) agtaşe kelimesi kökü (غطش) kararmak (to be or become dark-to become dim) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 793 (of 1303)
(لَيْلَهَا) leyleha kelimesi kökü (ليل) gece-gece karanlığı (night), gece zamanı (nighttime) anlamındadır. (Hans Wehr 4th ed., page 1040 (of 1303))
(أَخْرَجَ) ahrece kelimesi kökü (خرج) meydana çıkarmak (merge), dışına çıkmak (go out), çıkmak (come out, stick out), bir şeyden dışarı çıkmak (emerge), dışarı çıkmak (protrude) anlamlarındadır. Hans Wehr 4th ed., page 269 (of 1303)
(ضُحَىٰهَا) duhaha kelimesi kökü (ضحو) Güneş’in doğması ile gün ortası arasındaki dönem (middle of the time between sun-rise and midday), sabah-öğleden evvel (forenoon), Güneş ışığı-Güneş parlaması-Güneş aydınlığı (sunshine), Güneş (sun) anlamındadır. Steingass, page 606 (of 1241)
(دَحَاهَا) dehaha kelimesi kökü (دحو) anlamı yaymak (spread), genişletilmiş (expended), genişletilmiş-büyütülmüş-geniş çaplı hale getirilmiş (extended) anlamlarındadır. Bir kuşun yuvasını ayakları ile düzelterek genişletmesi ve yumurtaları için uygun hale getirmesi, deve kuşunun kumda yumurtalarının bıraktığı yer (the place of the eggs of the ostrich) anlamına gelir.
Allah’ın izni ile ayetleri incelemeye başlayalım;
Tekil olarak gök anlamına gelen s-sema (سمو) kelimesi yeryüzünün üstünden başlayıp tüm evreni kapsar. Evrenin kendisi de bir göktür. Yüce Allah’ın gök kelimesini tüm evren için, evrenin bir bölümü olan Güneş sistemi (Güneş ve gezegenleri ile birlikte) ve dolayısı ile diğer yıldız sistemleri için kullandığını biliyoruz. Çoğul olarak 'gökler' olarak geçtiğinde çoklu paralel evrenleri de işaret etmektedir.
Kuran'daki gök-gökler-7 gökler geçişleri ile ilgili detaylı analiz için lütfen aşağıdaki linkteki makaleyi okuyunuz.
79:27-29 ayet grubunda göğün evrenimiz için kullanıldığını anlıyoruz.
Delil 1: Göğün yükseltilmesi olayı;
79:28 ayetinde evrenin boyutlar kazandırılarak yükseltilmesi işaret edilmiştir.
Aşağıdaki ayetlerde göğün yükseltilmesi ile ilgili ayetler evrenimizi işaret etmektedir.
Yüce Allah aşağıdaki ayetlerde şu şekilde buyurmuştur.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
1707|13|2|ٱللَّهُ ٱلَّذِى رَفَعَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَهَا ثُمَّ ٱسْتَوَىٰ عَلَى ٱلْعَرْشِ وَسَخَّرَ ٱلشَّمْسَ وَٱلْقَمَرَ كُلٌّ يَجْرِى لِأَجَلٍ مُّسَمًّى يُدَبِّرُ ٱلْأَمْرَ يُفَصِّلُ ٱلْءَايَٰتِ لَعَلَّكُم بِلِقَآءِ رَبِّكُمْ تُوقِنُونَ Allahullezi refea s-semavati bi gayri amedin terevneha summesteva alel arşı ve sehhareş şemse vel kamer, kullun yecri li ecelin musemma, yudebbirul emre yufassılul ayati leallekum bi likai rabbikum tukınun." Görebileceğiniz bir destek olmadan gökleri yükselten, sonra tüm yönetime egemen olan, Güneş'i ve Ay'ı buyruk altına alan ALLAH'tır. Hepsi belli bir süre için akıp gitmektedir. Tüm işleri kontrol eder ve ayetleri detaylı olarak açıklar ki Rabbinizle kavuşma konusunda kuşkunuz kalmasın |
4906|55|7|وَٱلسَّمَآءَ رَفَعَهَا وَوَضَعَ ٱلْمِيزَانَ Ve s-semae refeaha ve vedaal mizan. Ve gök, yükseltti onu ve koydu mizanı |
5983|88|18|وَإِلَى ٱلسَّمَآءِ كَيْفَ رُفِعَتْ Ve ile s-semai keyfe rufiat. Ve göğe, nasıl yükseltilmiş? |
Evren büyük patlama ‘Big Bang’ ile 0 boyuttan 11 boyutlu hale getirilmiştir. Evrenin boyut kazandırılarak nasıl yükseltildiği ile ilgili daha detaylı makale aşağıdaki linkten okunabilir.
Delil 2: Evrenin insan yaratılışı ile karşılaştırılması;
79:27 ayetinde evrenin yaratılış açısından insana göre daha sağlam-güçlü-dayanıklı yaratıldığı bildirilmektedir. İnsan yaratılışının ne kadar karmaşık ve muhteşem olduğunu biliyoruz. Vücudumuzda trilyonlarca hücre var. Hepsi uyum içinde çalışan organ sistemleri var. Rablerinden aldıkları emir ile insanoğluna hizmet ediyorlar. İnsanoğlunun yaratılışındaki bu muhteşemlik ile ancak evrenin kendisi yarışabilir ve ona üstün olabilir. Gerçekten de evren incelendiğinde içerisindeki milyarlarca galaksi ve her bir galaksinin içindeki milyarlarca yıldız, ve her bir yıldızın çevresinde dönen gezegenleri ile evren muazzam büyüklüktedir ve muazzam muhteşemliktedir. Hatta belki de insanoğlundan üstün akıllı varlıklar barındırmaktadır içinde, belki de milyarlarca yaşam barındırmaktadır. Açıkça görülür ki insan yaratılışından üstün olan ve 79:27 ayetinde işaret edilen gök evren olmalıdır. Her açıdan insan yaratılışından daha üstündür evrenin yaratılışı.
79:27 ayetinde geçen gök Dünya atmosferi asla olamaz. Yüce Allah atmosfer için ‘yakın veya alçak gök’ anlamındaki ‘dünya seması’ kelimesini Kuran’da kullanmaktadır.
Evren (gök) ile ilgili bilgi verilmeye devam ediliyor;
79:29 ayetinde evren (gök) ile ilgili şu bilgi veriliyor;
79:29 Kararttı onun (göğün) gece karanlığını ve meydana çıkardı onun (göğün) aydınlığını.
Arapçada eşyalar ve kelimeler dişil (müennes) veya eril (müzekker) olur. İngilizcedeki ‘she’ ve ‘he’ gibi. Zamirler de işaret ettiği şeye göre dişil ve eril olur.
Bu ayette işaret edilen şey kesinlikle göktür. Ayetteki ‘leyleha’ ve ‘duhaha’ kelimelerindeki ‘ha’ zamiri dişil ve 3. tekil şahıs zamiridir ve dişil olan ‘s- semai’ ‘gök’ ‘evren’ kelimesini işaret eder.
Evren (gök) ile ilgili konu değiştiriliyor ve Dünya gezegeni ile ilgili konu başlıyor;
Bir sonraki ayet olan 79:30 ayetinde ise konu değişmiştir. ‘ve’ bağlacı ile yeni bir konunun işleneceği anlaşılıyor. Konu yeryüzünün (Dünya’nın) yuvarlatılarak yaratılması konusudur.
79:30 Ve yer (Dünya); bundan sonra onu (Dünya) yayıp yuvarlattı.
79:29 ayeti ile 79:30 ayeti arasındaki konu değişikliği dikkate alınmadığında, bu ayetler tam olarak anlaşılmadan dikkatsizce yapılmış Arapçadan Türkçeye çeviriler üzerinden okuma yapıldığında 79:29 ayetinin yanlış anlaşılması söz konusu olabilmektedir. Arapça açısından dikkatli yapılmayan çevirilerde zamirler tam olarak anlaşılamadığı için, 79:29 ayetindeki evren (gök) ile ilgili bilgiler yanlış olarak 79:30 ayetindeki yeryüzünü (Dünya) işaret ediliyormuş gibi algılanmaktadır. Yarıca 79:29 ayetindeki ‘leyl’ ‘gece’ kelimesi anlamı gece karanlığı anlamında olmasına rağmen sadece gece anlamında anlaşılınca her insanın aklına Dünya üzerinde yaşayan bir insanın deneyimlediği karanlık olan gece akla gelmektedir. Böylelikle yeryüzü (Dünya) daha yaratılmadan Dünya’daki gece ve gündüz nasıl oluştu sorusu haklı olarak akla gelmektedir. Ancak durum farklıdır. 79:29 ayetinde evren-gök ile ilgili verilen bilginin Dünya’nın kendi etrafında dönmesi ile oluşan Dünya gezegeni üstünde yaşayan bir insan için olan gece ve sabah ile alakası yoktur. 79:29 ayetinde evren-gök ile ilgili verilen bilgilerin Dünya gezegeni ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Dünya’nın kendi etrafında dönmesi ile oluşan gece ve gündüz ile hiçbir ilgilisi yoktur.
Ayetleri tam olarak okumayan ateistler ve kalplerinde hastalık olanlar da Kuran’da hata olduğunu iddia etmektedirler. Ancak durum onların düşündüğü gibi değildir. Kuran’da asla ve asla çelişki ve hata olmaz.
Yüce Allah’ın izni ile incelememize devam ediyoruz;
79:29 ayetinde evren (gök) ile ilgili verilen bilginin modern bilim ışığında incelenmesi;
79:29 ayetindeki bilginin evren ile ilgili olduğunu kesin olarak bildiğimize göre ayette verilen ‘kararttı onun (göğün) gece karanlığını’ ve ‘meydana çıkardı onun (göğün) aydınlığını.’ işaretlerini evrenimiz içinde aramamız gereklidir.
Bize ışık tutacak olan yine Kuran’ın kendisidir. Kuran’ın 17:12 ayeti bize muhteşem bilgiler verir.
Yüce Allah 17:12 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
2039|17|12|وَجَعَلْنَا ٱلَّيْلَ وَٱلنَّهَارَ ءَايَتَيْنِ فَمَحَوْنَآ ءَايَةَ ٱلَّيْلِ وَجَعَلْنَآ ءَايَةَ ٱلنَّهَارِ مُبْصِرَةً لِّتَبْتَغُوا۟ فَضْلًا مِّن رَّبِّكُمْ وَلِتَعْلَمُوا۟ عَدَدَ ٱلسِّنِينَ وَٱلْحِسَابَ وَكُلَّ شَىْءٍ فَصَّلْنَٰهُ تَفْصِيلًا Ve cealne l-leyle ven nehare ayeteyni fe mehavna ayetel leyli ve cealna ayeten nehari mubsıraten li tebtegu fadlen min rabbikum ve li ta'lemu adedes sinine vel hisab, ve kulle şey'in fassalnahu tafsila. Biz gece karanlığını ve gündüz aydınlığını iki ayet-gösterge kıldık; gece karanlığı ayetini-göstergesini sildik-ortadan kaldırdık da Rabbinizden bir fazl aramanız, yılların sayısını ve hesabı öğrenmeniz için gündüz aydınlığı ayetini-göstergesini görmeyi sağlayıcı-gösterici kıldık. Biz, her şeyi yeterince açıkladık. |
17:12 ayetini daha iyi anlamak için evrenin işleyişini biraz bilmemiz gerekmektedir. Benim tavsiyem bu makalede işaret ettiğim bilimsel konularda okumalar yapılmasıdır. Ne kadar çok bilimsel bilgi sahibi olursak ayetleri o kadar iyi anlarız.
17:12 ayetinde Güneş’imizin 4.6 milyar yıl önce ilk kez parlaması ve etrafını aydınlatması anlatılmaktadır. Bu ayetin de 79:29 ayeti gibi Dünya gezegenindeki gece-gündüz ile ilgisi yoktur. 4.6 milyar yıl önce gaz ve toz bulutu olan yerde yani Güneş sistemimizin oluşacağı galaksimiz içindeki yerde gece karanlığı mevcuttu. Henüz Dünya gezegeni yoktu. Henüz Güneş oluşmamıştı. Sadece gece karanlığı vardı. Güneş 4,6 milyar yıl önce ilk kez bir ‘T Tauri’ yıldızı olarak parlamıştır. Gece karanlığını silmiş-yok etmiştir. Güneş sistemi 4,6 milyar yıldır gündüz aydınlığı ile aydınlanmaktadır.
Bu konu ile ilgili detaylı bilgi aşağıdaki makaleden okunabilir.
79:29 ayetini de aynı şekilde anlamalıyız. Tekrar etmekte fayda var. Bu ayetin Dünya gezegeni ile yakından uzaktan alakası yoktur. Dünya gezegenindeki gece-gündüz ile ilgisi yoktur.
79:29 ayetini 17:12 ayetinin verdiği bilgiler ile okuduğumuzda Yüce Allah'ın evrendeki gece karanlığının Güneş'imiz ve diğer milyarlarca yıldızın doğması ile aydınlandığını işaret etmiş olduğunu düşünmek çok akıllıcadır. Evrenin 'karanlık evre' olarak bilinen ‘dark age’ döneminde ilk yıldızın parlaması sonrası milyarlarca yıldızın doğarak parlamaya başlaması ile evren aydınlanmıştır.
Ayette ‘kararttı onun (göğün) gece karanlığını’ buyurulmaktadır. Evrenin bu döneminin evrenin 2. karanlık dönemi olarak bilinen ‘dark age’ dönemi olduğu düşünülebilir. Bu dönemde evrende tek bir yıldız bile yoktur. Tek bir foton (ışık) yoktur. Bu dönem yaklaşık 300 milyon yıl sürüyor. Daha sonra ilk yıldızlar nükleer füzyon ile foton üretiyorlar ve evreni tıpkı ayette belirtildiği üzere 'meydana çıkardı onun (göğün) aydınlığını.' birer fener gibi aydınlatıyorlar.
79:30 ayetinde 'Ve yer (Dünya); bundan sonra onu (Dünya) yayıp yuvarlattı.' buyurulmuştur. 'bundan sonra' tümleci önemlidir. Nasıl yıldızlar parlayarak başta kendi sistemlerinin ve sekonder olarak evrenin (göğün) aydınlanmasına neden oldular, Güneş de parlayarak Güneş sistemimizi aydınlatmıştır. Dünya'nın oluşması ise Güneş'in bu parlamasından sonra oluşmuştur. 17:12 ayetinin dikkatle okunmasını tavsiye ederim.
Aşağıdaki resimde evrenin (göğün) oluşum aşamaları gösterilmiştir. 79:29 ayetinde evrenin 2. karanlık döneminden ilk yıldızların parlaması ile 2. parlaklık dönemine geçişinin işaret edilmiş olması kuvvetle muhtemeldir.