Yüce Allah 24:4 ayetinde şu şekilde buyurmuştur.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
2793|24|4|وَٱلَّذِينَ يَرْمُونَ ٱلْمُحْصَنَٰتِ ثُمَّ لَمْ يَأْتُوا۟ بِأَرْبَعَةِ شُهَدَآءَ فَٱجْلِدُوهُمْ ثَمَٰنِينَ جَلْدَةً وَلَا تَقْبَلُوا۟ لَهُمْ شَهَٰدَةً أَبَدًا وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْفَٰسِقُونَ Vellezîne yermûne l-muhsanâti summe lem ye’tû bi erbeati şuhedâe feclidûhum semânîne celdeten ve lâ takbelû lehum şehâdeten ebeden, ve ulâike humul fâsikûn. Ve kimseler; itham eder/suç atar/iftira atar iffetini korumuş kadınlara; sonra asla getiremezler dört tanık/şahit; öyleyse kamçılayın/kırbaçlayın onları; seksen kamçı/kırbaç; ve kabul etmeyin onları bir şahit/bir tanık, ebediyen/sonsuza kadar; ve işte onlardır sapkınlar. |
Bu ayetin hadislerle yani Buhari’nin, Tirmizi’nin, İbni Mace’nin, Ebu Davud’un hadis kitapları ile ne alakası var diyeceksiniz. Ancak biraz dikkatli düşündüğünüzde büyük bir bağlantısı olduğunu göreceksiniz inşAllah.
Ayette geçen ‘yermûne’ ‘يَرْمُونَ’ kelimesini suç atmak, iftira atmak, itham etmek anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 418 (of 1303)
Yüce Allah 24:4 ayetinde açık ve net olarak emrediyor ki kesin olarak 4 kişinin tanıklığı/şahitliği olmadığı halde (kesin olarak ispatlayamadığı halde), zanna dayanarak/veya kasıtlı olarak bir kadına zina iftirası atan kimseler cezalandırılmalıdır. Bu kimselere 80 kırbaç/kamçı vurulmalıdır. Aynı zamanda bu kimseler toplum huzurunda deşifre edilmelidir. Yüce Allah bu kimselerin tanıklığının ebediyen kabul edilmemesini emrediyor. Sözlerine ebediyen güvenilmemesi gerektiğini bildiriyor.
Bir kadına zanna dayanarak/veya kasıtlı olarak iftira atanların tanıklıkları ebediyen kabul edilmiyorsa; Yüce Allah’a ve O’nun resûlü olan Muhammed peygambere yalan iftiralar içeren bu hadis kitaplarının tanıklıkları nasıl kabul ediliyor?
Hadis uzmanı bir kişiye sorun bakalım; En güvendikleri bu hadis kitaplarında uydurulmuş olduğu bilinen hadis var mı? Yada en güvenilir olan mütevâtir hadis sayısı kaç tane diye bir sorun. Size kafadan yaklaşık bir sayı atarsa inanmayın. Bu mütevâtir hadislerin tam bir listesini isteyin. Bakalım verebilecek mi? Veremeyecektir. Çünkü hadislerin kesin doğru olup olmadıkları ancak zanna dayanarak karar veriliyor. Subjektif bir değerlendirme oluyor. Objektif bir değerlendirme yok. Kanıta dayalı bir değerlendirme yok. “Şu demiş, bu demiş; bu dediyse doğrudur” gibi dayanağı olmayan, “bozacının şahidi şıracı” hesabı değerlendirmeler oluyor. Sonuçta ne kadar çabalanırsa çabalansın bir hadisin kesin doğru olduğuna asla karar verilemiyor. Zan/varsayım her zaman söz konusu oluyor.
Oysa Kuran öyle değildir. Kesin kanıtlar sunar. İçindeki bilimsel mucizeler yaratıcıdan geldiğine kanıt olur. Ayrıca 19 matematik sistemi Kuran’ın kesinlikle korunduğunu ve Yüce Allah katından geldiğini doğrular. Kuran evrensel matematik ile başka hiçbir şeye ihtiyaç duymadan kendisinin Yüce Allah katından olduğunu ispatlıyor. Sure sayısının, ayet sayısının, suredeki kelime sayısı gibi parametrelerin ilahi olduğunu 19 matematik mucizesi bize gösteriyor.
Buhari’nin, Tirmizi’nin, İbni Mace’nin, Ebu Davud’un kitaplarında tek bir hadisin bile uydurulmuş olduğu kanıtlanırsa ki Kuran’a aykırı ise kanıtlanır; bu kimselerin zan ile/varsayım ile kitaplarına hadis aldıkları ortaya çıkar. Böylece Yüce Allah’a ve resulüne iftira içeren bir hadisi kitaplarına almış olurlar. Bundan da mutlaka sorumlu olurlar. 24:4 ayetine göre, bir kez bile olsa zan ile iftira atan/iftiraya aracılık eden kimselerin tanıklıkları asla kabul edilmez. Ebediyen kelimesi de önemlidir. Bu kitaplarda tek bir uydurulmuş hadis olması bu kitapların aradan 1200 yıl geçse de tanık olarak değerlerinin olamayacağını kanıtlar. Bu kitaplar hiçbir şeye tanık/şahit olamazlar. Elbette içlerindeki şeyler de dinde hüküm koyucu kaynak olarak kullanılamazlar.
Yüce Allah bizlere kesin bir bilgi ile bilmediğimiz şeylerden uzak durmamızı istiyor.
Yüce Allah 49:12 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
4622|49|12|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱجْتَنِبُوا۟ كَثِيرًا مِّنَ ٱلظَّنِّ إِنَّ بَعْضَ ٱلظَّنِّ إِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا۟ وَلَا يَغْتَب بَّعْضُكُم بَعْضًا أَيُحِبُّ أَحَدُكُمْ أَن يَأْكُلَ لَحْمَ أَخِيهِ مَيْتًا فَكَرِهْتُمُوهُ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ إِنَّ ٱللَّهَ تَوَّابٌ رَّحِيمٌ Yâ eyyyuhellezîne âmenûctenibû kesîran minez zanni, inne ba’daz zanni ismun, ve lâ tecessesû ve lâ yagteb ba’dukum ba’dan, e yuhıbbu ehadukum en ye’kule lahme ahîhi meyten fe kerihtumûhu, vettekullâhe, innallâhe tevvâbun rahîm. Ey inanan kimseler; sakının çoğundan zannın (varsayımın), doğrusu bazısı zannın günahtır; ve hafiyelik yapmayın-gizli bilgi toplamayın-casusluk yapmayın; ve gıybetini yapmasın-arkasından çekiştirmesin bazılarınız diğerlerini; hoşlanır mı biriniz yemeyi ölü kardeşinin etini? İşte bundan iğrendiniz; o halde korkun Allah'tan, şüphesiz Allah tövbeyi kabul edendir, bol merhametlidir. |
Hadislerin tamamı zandır. Bu nedenle tamamından uzak durmak gereklidir.