Nuh peygamber 950 yıl mı yaşadı? Kuran çok net cevap veriyor.

Yüce Allah 29:14 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

3352|29|14|وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا نُوحًا إِلَىٰ قَوْمِهِۦ فَلَبِثَ فِيهِمْ أَلْفَ سَنَةٍ إِلَّا خَمْسِينَ عَامًا فَأَخَذَهُمُ ٱلطُّوفَانُ وَهُمْ ظَٰلِمُونَ

Ve lekad erselnâ nûhan ilâ kavmihî, fe lebise fîhim elfe senetin illâ hamsîne âmen, fe ehazehumut tûfânu ve hum zâlimûn.

Ve ant olsun gönderdik Nuh'u kavmine; öyle ki, kaldı onların arasında bin sene; haricinde elli yıl; öyle ki yakaladı onları tufan; ve onlar zalimlerdi.

 

(لَبِثَ) lebise kelimesi kökü (لبث) bir yerde kalmak (tarry), kalmak-ikamet etmek (stay) anlamındadır. Steingass, page 906 (of 1241)

(سَنَةٍ) senetin kelimesi kökü (سنو) sene, bir su çarkının tam bir tur döndürülmesi (turning a waterwheel), Güneş’in tek bir döngüsü (a single revolution of sun), kıtlık-kuraklık (droughty), kısırlık-kuraklık (barrenness) anlamındadır. Lane's Lexicon, page 1459 (of 3039)

(عَامًا) aamen kelimesi kökü (عوم) yıl anlamındadır. Araplarda 12 aya 1 yıl denir. Lane's Lexicon, page 1459 (of 3039)

Dil bilgisi bilgilendirme;

Lane's Lexicon sözlüğüne bakıldığında (سَنَةٍ) senetin kelimesi ile (عَامًا) aamen kelimesi arasında ufak bir fark olduğu görülür. Senetin (سَنَةٍ) kelimesinin ifade ettiği süre aamen (عَامًا) kelimesinin ifade ettiği süreden daha uzundur. Aslında senetin (سَنَةٍ) kelimesi bir Güneş yılı (Solar yıl-365 gün), aamen (عَامًا) kelimesi bir Ay yılı (Lunar yıl-354 gün) olarak tanımlanabilir.

Ancak Araplar arasında senetin (سَنَةٍ) kelimesi Güneş ve Ay kelimeleri ile kullanılarak ‘Güneş senesi-365 gün’ veya ‘Ay senesi-354 gün’ olarak da kullanılabilmektedir.

Sözlükte bu iki kelimenin farklı anlamlarının olduğu da görülür. Senetin (سَنَةٍ) kelimesi genellikle kıtlıkla ve kuraklıkla geçen sert ve zor seneleri anlatmak için de kullanılırken (A hard, rigorous, or distressing year), aamen (عَامًا) kelimesi sıkıntısız, bolluk ve bereketli yılları tanımlamak için kullanılır. Lane's Lexicon, page 1459 (of 3039)

(أَلْفَ) elfe kelimesi kökü (الف) bin (1000) sayısı (thousand) anlamındadır. Lane's Lexicon, page 80 (of 3039)

Ancak elfe kelimesi Araplar arasında çokluğu belirtmek için de kullanılır. Örneğin şunu söylerler: ‘Bin sene yaşa’ ‘May you live thousand years’. Bunu derken gerçek anlamda bin sene yaşa demek yerine ‘çok uzun yaşa’, ‘yaşın uzun olsun’ anlamı verirler. Ayrıca ‘develerini bin yaptı' ‘develerini bine tamamladı’ derler. Bunu derken develerin çok sayıda olduğunu bildirmek için kullanırlar.

(إِلَّا) illa kelimesi haricinde (except) anlamındadır. https://en.glosbe.com/ar/en/

(خَمْسِينَ) hamsine kelimesi kökü (خمس) elli-50 (fifty) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 303 (of 1303)

Şimdi Allah’ın izni ile ayeti incelemeye başlayalım;

Rivayetler ışığında bu ayet okunduğunda Nuh peygamberin 1000 seneden 50 yıl eksik olacak şekilde toplam 950 yıl yaşadığı gibi bilimle çelişen, isabetli olmayan bir anlam çıkarmak zorunda kalınır. Rivayetlerin oluşmasında Yahudi ve Hristiyanların inançlarının da rolü çok büyüktür. Bu kaynaklarda Nuh peygamberin tufan sırasında altı yüz yaşında olduğu (Tekvin, 7/6), tufandan sonra üç yüz elli yıl daha yaşadığı ve dokuz yüz elli yaşında öldüğü zikredilmektedir.

Ancak 29:14 ayeti berrak bir zihinle okunduğunda Kuran’ın mesajı nettir.  ‘elfe senetin’ ‘bin seneçok uzun seneler anlamında kullanılmıştır. Ayetten Nuh peygamberin uzun seneler toplumu içinde kaldığı, toplumu içinde ikamet ettiği anlaşılır.

Sözlüklerde ‘bin’ kelimesinin çokluk ve fazlalığı belirtmek için kullanıldığını gördük ancak Kuran’dabin’ kelimesinin çokluğu ifade ettiğine yönelik başka işaret var mı?

Kuran’da bin senenin uzun seneler anlamında kullanıldığını da görebiliriz. Yaşam için kullanıldığında uzun yaşamaya, uzun bir hayata işaret vardır. 

Yüce Allah 2:96 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

103|2|96|وَلَتَجِدَنَّهُمْ أَحْرَصَ ٱلنَّاسِ عَلَىٰ حَيَوٰةٍ وَمِنَ ٱلَّذِينَ أَشْرَكُوا۟ يَوَدُّ أَحَدُهُمْ لَوْ يُعَمَّرُ أَلْفَ سَنَةٍ وَمَا هُوَ بِمُزَحْزِحِهِۦ مِنَ ٱلْعَذَابِ أَن يُعَمَّرَ وَٱللَّهُ بَصِيرٌۢ بِمَا يَعْمَلُونَ

Ve le tecidennehum ahrasan nasi ala hayatin, ve minellezine eşraku yeveddu ehaduhum lev yuammeru elfe seneh, ve ma huve bi muzahzihıhi minel azabi en yuammer, vallahu basirun bima ya'melun.

Ve bulursun onları insanların hayata en düşkünü, ortak koşan kimselerden bile; ister her biri eğer yaşatılsaydı bin sene, fakat o yaşatılması onu uzaklaştıracak değildir azaptan oysa ve Allah görüyor yaptıkları şeyleri.

 

2:96 ayetinde işaret edilen insanlar illaki tam 1000 yıl yaşayalım dememektedirler, ya da tam olarak 1000 yıl ömür sürmeyi arzulamamaktadırlar. 999 yıl ya da 1001 yıl hayat sürmek değildir önemli olan. Bin sayısının numerik değerinden çok, fazlalığı işaret etmesi daha önemlidir. 2:96 da bin sayısının numerik değeri değil çokluğu-fazlalığı vurguladığı anlaşılır. 2:96 ayetindeki insanlar çok uzun bir yaşam arzulamaktadırlar.

Bin sene bir insan hayatı için olacak şey değildir. Bunu Kuran indiği zamandaki Araplar da biliyordu. Bin sene yaşamak insan türü için ulaşılması imkânsızdır. Geçmiş dönemde yaşamış insanların bin sene yaşadığına dair en ufak bir işaret de yoktur. Homo Sapiens insan ırkına ait fosil kemiklerinde de bin yıl gibi uzun bir yaşam işaretleri yoktur. Aksine günümüzdeki insanların yaşama potansiyeli kadar yaşam sürdüklerini destekleyen bilimsel işaretler vardır.

Hem sözlük anlamındaki gibi Arapların kullanım şekli, hem de Kuran’ın ifadeleri dikkate alındığında; 29:14 ayetinde kullanılan ‘bin’ kelimesini gerçek anlamda numerik bin değeri olarak anlamak ancak zorlama bir yorum olur. ‘Bin’ kelimesinin çokluk ve fazlalık anlamında kullanılmış olması Arapçaya, Arapların geleneklerine, akla ve mantığa daha uygundur.      

Şimdi tekrar 29:14 ayetine dönelim;

Ayette Nuh peygamberin ölmesi ile ilgili veya yaşaması ile ilgili en ufak bir ima yoktur. ‘fe lebise fihim’ ‘ve kaldı onların arasında’ buyurulmaktadır. ‘lebise’ kelimesinin ‘bir yerlerde kalmak-bulunmak-ikamet etmek’ anlamı düşünüldüğümde  Nuh peygamberin kavmi-toplumu içinde 50 yıl hariç çok uzun seneler kaldığı, ikamet ettiği anlaşılır. Daha sonra Nuh’un zalimler olan toplumunun-kavminin tufan ile karşılaştığı ve yok oldukları ayetten anlaşılıyor.

Ayette 50 yıl hariç buyurulmaktadır. Uzun seneler ifadesi Nuh peygamberin kavmi içindeki kalması ile eşleştiği için50 yıl hariç’ ifadesi de Nuh peygamberin kavmi içindeki kalması ile eşleşmeli ve kavmi içinde kalması ile ilgili olmalıdır. Bu da bize açıkça gösterir ki Nuh peygamber 50 yıllık bir dönemde kavmi-toplumu içinde bulunmamış, ikamet etmemiştir. Ayet çok nettir.

Nuh peygamberin kavmine-toplumuna ne olmuştur?

Tufan ile yok olmuşlardır. Yüce Allah 29:14 ayetinde tufanı ayrıca işaret ediyor ve zalim olan bu toplumun yok olduğunu bize bildiriyor.

Bütün bunlar düşünüldüğünde açıkça görülür ki tufan sonrası kavmi-toplumu yok olan Nuh peygamber 50 yıl daha yeryüzünde kalmıştır. Ancak kavmi ve toplumu olmadan.

50 yıl tam olarak neyi ifade ediyor?

(عَامًا) aamen kelimesi ay yılıdır (Lunar yıl). 12 ay içerir. 

50 ay yılını güneş yılına çevirdiğimizde; 48 güneş yılına ulaşırız.

Nuh peygamber tufan sonrası 48 güneş yılı kavmi-toplumu olmadan yeryüzünde kalmıştır. 

Günüş yılı ile ay yılının birbirine çeviren program için lütfen tıklayınız.

Özetle;

  • Nuh peygamber 950 yıl yaşamış değildir.
  • Kavmi-toplumu içinde 50 yıl hariç uzun seneler kalmıştır.
  • Daha sonra tufan gerçekleşmiştir.
  • Bu tufan zalimler üzerine olmuştur.
  • Tufanla Nuh’un kavmi-toplumu yok olmuştur.
  • Nuh peygamber toplumu-kavmi olmadan 50 yıl (50 ay yılı, 48 güneş yılı) daha yeryüzünde kalmıştır. 

2. bir yaklaşım;

Hakkı Yılmaz’ın bu ayete farklı bir yaklaşımı vardır. Senetin (سَنَةٍ) kelimesinin genellikle kıtlıkla ve kuraklıkla geçen sert ve zor seneleri anlatmak için kullanılması, aamen (عَامًا) kelimesinin sıkıntısız, bolluk ve bereketli yılları tanımlamak için kullanılması temelinde Hakkı Yılmaz şu yorumu çıkarmaktadır;

Nuh peygamber peygamberlik verilmeden önce toplumu içinde 50 yıl sıkıntısız şekilde yaşamış, ancak peygamberlik verilmesi ile sıkıntılı çok uzun seneler geçirmiştir.

Bu yaklaşım da mantıklı ve isabetli olabilir. Ancak bu yaklaşım Nuh peygamberin tufandan sonraki yaşamış olduğu süre ile ilgili bir işaret sunmamaktadır.

En doğrusunu Allah bilir.