Aşağıdaki ayeti çok sevdiğim için ayrıca incelemek istedim. Bana huzur veren bir ayettir. Yüce Allah’ın her şeyi aktif olarak yönettiğine, evrenin/evrenlerin kontrolünün Yüce Allah’ta olduğuna güzel bir örnektir.

Yüce Allah 8:17 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

1177|8|17|فَلَمْ تَقْتُلُوهُمْ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ قَتَلَهُمْ وَمَا رَمَيْتَ إِذْ رَمَيْتَ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ رَمَىٰ وَلِيُبْلِىَ ٱلْمُؤْمِنِينَ مِنْهُ بَلَآءً حَسَنًا إِنَّ ٱللَّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٌ

Fe lem taktuluhum ve lakinnallahe katelehum, ve ma remeyte iz remeyte ve lakinnallahe rema, ve li yubliyel mu'minine minhu belaen hasena, innallahe semiun alim.

Onları siz öldürmediniz fakat Allah onları öldürdü; sen atmadın attığın zaman fakat Allah attı, sınamak için müminleri kendinden güzel bir imtihanla; doğrusu Allah işitendir (Samî) bilendir (Alîm)

 

8:17 ayetinin detaylandırılması;

#

kelime

anlam

kök

1

fe lem

   

2

tektuluhum

onları siz öldürmediniz

قتل

3

velakinne

fakat

 

4

llahe

Allah

 

5

katelehum

onları öldürdü

قتل

6

ve ma

   

7

rameyte

sen atmadın

رمي

8

iz

zaman

 

9

rameyte

attığın

رمي

10

velakinne

fakat

 

11

llahe

Allah

 

12

rama

attı

رمي

13

veliyubliye

sınamak için

بلو

14

l-mu'minine

müminleri

امن

15

minhu

kendinden

 

16

bela'en

bir imtihanla

بلو

17

hasenen

güzel

حسن

18

inne

doğrusu

 

19

llahe

Allah

 

20

semiun

işitendir (Samî)

سمع

21

alimun

bilendir (Alîm)

علم

 

(تَقْتُلُوهُمْ) tektuluhum ve (قَتَلَهُمْ) katelehum kelimeleri kökü (قتل) öldürmek (to kill) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 870 (of 1303)

(رَمَيْتَ) rameyte ve (رَمَىٰ) rama kelimesi (رمي) atmak-fırlatmak (throw) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 418 (of 1303)

 

Çok muhteşem bir ayet. Ayetin öncesi incelendiğinde ayetin bir savaş durumu ile ilgili olduğu hemen anlaşılır.

‘sen atmadın attığın zaman fakat Allah attı’ buyurulması peygamberimizedir. ‘Onları siz öldürmediniz fakat Allah onları öldürdü’ buyurulması ise savaşan müminleredir.

Bu ayetten benim anladığım şudur;

Evrenimizin büyük patlamadan (Big Bang) yok olacağı içine çöküş anına kadar Planck zamanında (5,39106 × 10⁻⁴⁴ saniye) ve Planck hacminde (4.2217×10−105 metre3) tüm kuantum bilgileri bir kitapta kayıtlıdır.  Bu kitabın adı Levh-i Mahfûz’dur (Korunan levha). Bu kitapta kayıtlı olan her ne ise kesinlikle gerçekleşir.

Peygamberimizin bir ok atacağı, atılan okun hangi hedefi vuracağı veya vurmayacağı bu Levh-i Mahfûz’da kayıtlıdır. Savaş anında müminlerin ölecekleri ya da kimi öldürecekleri de bu kitaptadır.

Levh-i Mahfûz olarak isimlendirilen bu bilgi deposu holografik evren prensibi kapsamında evrenimizi bir üst boyuttan saran 2 boyutlu zardır. Kısacası evrenimiz bir hologramdır. Bu 2 boyutlu zardan gelen bilgi ile canlanır. Bu zardaki bilginin dışında hiçbir anda hiçbir şey oluşamaz, gerçekleşemez. Gerçekleşecek olan da kesinlikle gerçekleşir.  

Detaylı inceleme aşağıdaki makaleden okunabilir.

Levh-i mahfûz nedir? Korunan bir levha

Kuran’da ayrıca ‘Ummul kitab’ ‘Ana Kitap’ kavramı geçer.

Levh-i mahfuz (korunan levha) Kuran’da ‘kitap’, ‘kitabin mubin’, ‘kitabin meknun’ olarak geçer. ‘Ummul kitab’ kavramının yukarıda bahsedilen diğer kitap geçişlerinden ayrı olarak 2 özelliği ortaya çıkar.

  • Ana olması
  • Allah’ın katında olması

Yüce Allah aşağıdaki ayetlerde şu şekilde buyurmaktadır.

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

1744|13|39|يَمْحُوا۟ ٱللَّهُ مَا يَشَآءُ وَيُثْبِتُ وَعِندَهُۥٓ أُمُّ ٱلْكِتَٰبِ

Yemhullahu ma yeşau ve yusbit, ve indehu ummul kitab.

Allah, dilediğini ortadan kaldırır ve bırakır. Kitabın anası O'nun katındadır.

4327|43|4|وَإِنَّهُۥ فِىٓ أُمِّ ٱلْكِتَٰبِ لَدَيْنَا لَعَلِىٌّ حَكِيمٌ

Ve innehu fi ummil kitabi ledeyna le aliyyun hakim.

Ve o, bizim katımızdaki ana Kitap'ta çok yüce, çok hikmetlidir.

 

Ana kitabın Levh-i mahfuz (korunan levha) olması muhtemeldir. Ama Levh-i mahfuzun (korunan levha) bulunduğu (evrenimizin bir üst boyutu) boyutların üstünde olan ve Levh-i mahfuzu (korunan levha) direkt olarak etkileyebilen başka bir zar (membrane) olma ihtimali de olabilir.

Çoklu evrenler ve hiperuzay 'higher-dimensional bulk' düşünüldüğünde;

‘Ummul kitab’ Ana Kitabın tüm hiperuzayı 'higher-dimensional bulk' ve hiperuzayın içermiş olduğu çoklu evrenleri bir üst boyuttan saran 2D (2 boyutlu zar, membrane) olduğu düşünülebilir.

Çok ilginçtir ki;

Yüce Allah ‘Ummul kitab’ Ana Kitaptaki bilgilerin dilediğini kaldırdığını ve dilediğini bıraktığını bildirmektedir.

Bu ne demektir?

Yüce Allah evrenin/evrenlerin işleyişini kitap olarak tanımladığı 2 boyutlu zar veya zarlardaki bilgiler ile gerçekleştirmektedir. 13:39 ayetindeki işaret bize buradaki bilgilerin kesinlikle Yüce Allah’ın kontrolünde olduğunu göstermektedir. Ayrıca buradaki bilgilerin de dinamik olduğunu, statik olmadığını anlayabiliriz. Yüce Allah haşa bir kenara çekilmiş değildir. Bu zar veya zarlardaki bilgileri dilediği gibi değiştirerek (‘dilediğini ortadan kaldırır ve bırakır’) evreni/evrenleri yönetmektedir.

Özetlersek;

Peygamberimizin attığı oku aslında peygamberimiz değil Yüce Allah atmıştır. O’nun dilemesi ve Levh-i Mahfûz’a yazması ile gerçekleşmiştir. Müminlerin de öldürdüğü kişileri onlar değil aslında Yüce Allah öldürmüştür. Çünkü Yüce Allah’ın dilemesi ve kitaba yazması ile gerçekleşmiştir.

En doğrusunu Allah bilir.