Sur/Borazan içine üfleme Kuran'da toplam 10 ayette 10 kez geçer.
Yüce Allah aşağıdaki ayetlerinde şu şekilde buyurmuştur.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
862|6|73|وَهُوَ ٱلَّذِى خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ بِٱلْحَقِّ وَيَوْمَ يَقُولُ كُن فَيَكُونُ قَوْلُهُ ٱلْحَقُّ وَلَهُ ٱلْمُلْكُ يَوْمَ يُنفَخُ فِى ٱلصُّورِ عَٰلِمُ ٱلْغَيْبِ وَٱلشَّهَٰدَةِ وَهُوَ ٱلْحَكِيمُ ٱلْخَبِيرُ Ve huvellezî halakas semâvâti vel arda bil hakk(hakkı), ve yevme yekûlu kun fe yekûn(yekûnu), kavluhul hakk(hakku), ve lehul mulku yevme yunfehu fî s-sûr(sûri), âlimul gaybi veş şehâdeh(şehâdeti), ve huvel hakîmul habîr(habîru). Ve O ki yarattı gökleri ve yeri hakla/gerçekle; ve o gün der: “Ol!”; öyle ki olur o; sözü O’nun haktır/gerçektir; ve O'nadır mülk; o gün üflenir sur/borazan içine; bilendir gaybı/gizliyi/bilinmeyeni ve açığı/görüneni/bilineni; ve O hükümdardır, haberdardır. |
2237|18|99|وَتَرَكْنَا بَعْضَهُمْ يَوْمَئِذٍ يَمُوجُ فِى بَعْضٍ وَنُفِخَ فِى ٱلصُّورِ فَجَمَعْنَٰهُمْ جَمْعًا Ve teraknâ ba’dahum yevmeizin yemûcu fî ba’dın ve nufiha fi s-sûri fe cema’nâhum cem’â(cem’an). Ve terk ettik/bıraktık bir kısmını onların; o gün dalgalar halinde yayılır bir kısmı içinde; ve üflendi sur/borazan içine; öyle ki, topladık onları topluca. |
2448|20|102|يَوْمَ يُنفَخُ فِى ٱلصُّورِ وَنَحْشُرُ ٱلْمُجْرِمِينَ يَوْمَئِذٍ زُرْقًا Yevme yunfehu fî s-sûri ve nahşurul mucrimîne yevme izin zurkâ(zurkan). O gün üflenir sur/borazan içine; ve haşrederiz suçluları/cürm işleyenleri o gün; mavi renkliler/siyanotik renkliler. |
2772|23|101|فَإِذَا نُفِخَ فِى ٱلصُّورِ فَلَآ أَنسَابَ بَيْنَهُمْ يَوْمَئِذٍ وَلَا يَتَسَآءَلُونَ Fe izâ nufiha fi s-sûri fe lâ ensâbe beynehum yevme izin ve lâ yetesâelûn(yetesâelûne). Öyle ki o vakit üflendi sur/borazan içine; öyle ki, yoktur nesebler/hısımlıklar aralarında o gün; ve sormazlar/sual etmezler. |
3244|27|87|وَيَوْمَ يُنفَخُ فِى ٱلصُّورِ فَفَزِعَ مَن فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَن فِى ٱلْأَرْضِ إِلَّا مَن شَآءَ ٱللَّهُ وَكُلٌّ أَتَوْهُ دَٰخِرِينَ Ve yevme yunfehu fî s-sûri fe fezia men fis semâvâti ve men fîl ardı illâ men şâallâh(şâallâhu), ve kullun etevhu dâhırîn(dâhırîne). Ve o gün üflenir sur/borazan içine; öyle ki, korkudan dehşete kapılır göklerdeki kimse; ve yerdeki kimse; Allah’ın dilediği kimse dışında; ve hepsi geldiler O’na; hakirler/perişanlar/gururdan yoksunlar. |
3754|36|51|وَنُفِخَ فِى ٱلصُّورِ فَإِذَا هُم مِّنَ ٱلْأَجْدَاثِ إِلَىٰ رَبِّهِمْ يَنسِلُونَ Ve nufiha fî s-sûri fe izâ hum minel ecdâsi ilâ rabbihim yensilûn(yensilûne). Ve üflendi sur/borazan içine; öyle ki, o vakit onlar kabirlerden Rablerine doğru çoğalırlar/ürerler. |
4124|39|68|وَنُفِخَ فِى ٱلصُّورِ فَصَعِقَ مَن فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَن فِى ٱلْأَرْضِ إِلَّا مَن شَآءَ ٱللَّهُ ثُمَّ نُفِخَ فِيهِ أُخْرَىٰ فَإِذَا هُمْ قِيَامٌ يَنظُرُونَ Ve nufiha fî s-sûri fe saıka men fîs semâvâti ve men fîl ardı illâ men şâallâh(şâallâhu), summe nufiha fîhi uhrâ fe izâhum kıyâmun yanzurûn(yanzurûne). Ve üfledi sur/borazan içine; öyle ki, bayılıp yığıldı kimse göklerde ve kimse yerde; Allah'ın dilediği kimse dışında; sonra üflendi ona (sura/borazana) bir daha; öyle ki, o vakit onlar dikelenlerdir; bakarlar. |
4648|50|20|وَنُفِخَ فِى ٱلصُّورِ ذَٰلِكَ يَوْمُ ٱلْوَعِيدِ Ve nufiha fî s-sûr(sûri), zâlike yevmul vaîdi. Ve üflendi sur/borazan içine; işte bu gündür; vaat edilen tehdit. |
5334|69|13|فَإِذَا نُفِخَ فِى ٱلصُّورِ نَفْخَةٌ وَٰحِدَةٌ Fe izâ nufiha fî s-sûri nefhatun vâhıdeh(vâhıdetun). Öyle ki, o vakit üflendi sur/borazan içine; tek bir üfleme. |
5688|78|18|يَوْمَ يُنفَخُ فِى ٱلصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًا Yevme yunfehu fî s-sûri fe te’tûne efvâcâ(efvâcen). O gün üflenir sur/borazan içine; öyle ki, gelirsiniz; bölükler/gruplar (olarak). |
(الصُّورِ) s-suri kelimesi kökü (صور) huni-boynuz-korna-borazan (horn) anlamındadır.
(نفَخُ) nufiha kelimesi kökü (نفخ) üflemek (to blow), şişirmek (inflate, puff), anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1152 (of 1303)
(فِى) (fi) içine anlamındadr.
Ayetler incelendiğinde Sur'a üfleme tamlaması kullanılırken (فِى) (fi) edatı kullanılmıştır ki bu ‘içine’ anlamındadır. Tam olarak çevirmek gerekirse ‘Sur'un içine üfleme’ olarak çevirmek daha doğru olacaktır.
Kesin olarak bir şey vardır ki Sur ve onun içine üflenmesi evrenimiz ve kıyamet sonrası yeni oluşacak olan evren ile ilgili bir şeydir.
Bu bilgileri verdikten sonra Sur’un ne olduğunu Allah’ın izni ile gösterelim. Daha sonra üflemenin ne olduğunu, Sur’ın içine ne üflendiğini bulmaya çalışalım.
Sur/Borazan=3 uzay boyutlu olan evrenimizin hiperuzaydaki ('higher-dimensional bulk') 4. uzay boyutunda Picard hunisi yüzeyine kıvrılması ile oluşan yapıdır.
Sur/Borazan içine üflenen: Karanlık enerji
Şimdi biraz teknik konulara girelim...
Evrenimizin şekli nasıl? Neye benziyor?
Bu soruların cevabını bulmak o kadar da kolay değil. Çünkü evrenimiz o kadar büyük ki evrenin şeklini tahmin etmek gerçekten çok güç. Modern bilim için bile oldukça güç. Özellikle üst boyutlar devreye girdiğinde.
Bilim adamları evrenimizin şeklini tespit etmek için onun ilk bebeklik resimlerine bakmayı düşündüler. Uzaya fırlatılan Microwave Anisotropy Probe (WMAP) uydusu evrenin ilk bebeklik fotoğrafını çekmeyi başardı. Buna mikrodalga arka plan ışıması adı veriliyor. Bu resim üzerindeki sıcaklık farklarına (siyah ve mavi bölgeler) ve bu bölgelerin yapılarına göre evrenin şu anki şekli tespit edilmeye çalışılıyor.
Yukarıdaki resim bir makaleden alınmıştır. Kırmızı ve siyah alanların sıcaklık farklı 200 mikro Kelvin'dir. Kırmızı ve siyah alanlar 60 dereceden daha fazla bir açıyla karşılıklı gelmemektedir. Çok dikkat çekici bir bulgu daha vardır. Tüm kırmızı ve siyah alanlar yuvarlak olmayıp oval şeklindedir.
WMAP uydusundan alınan bilgiler değerlendirildiğinde evrenimizin (3 uzay boyutlu) 4. uzay boyutunda kıvrıldığı ve Picard hunisi (horn) denilen bir şekilde olduğu anlaşılmaktadır. Bu şekle Picard topology yada Picard modeli denir.
Çok önemli bilgi:
Bu noktada iyi anlaşılması gereken bir durum vardır. Evrenimiz 3 uzay boyutuna (yön) sahiptir (sağ-sol, ileri-geri, yukarı-aşağı). Bu 3 boyutlu uzay hiperuzaydaki ('higher-dimensional bulk') 4. uzay boyutunda kıvrılmaktadır. Bunu anlamak için şu şekilde bir örnek verilebilir. Elimizde 2 boyutlu bir obje olsun. Bir kâğıt üzerine ufak bir karınca çizin. Bu karınca 2 boyutta yaşamaktadır. Kâğıt içinde sağa-sola ve ileri-geri hareket edebilir. 3. boyut olan yukarı-aşağı hareket edemez. 3. boyuta çıkması mümkün değildir. 3. boyutu hayal bile edemez. Tabii ki biz insanlar kadar zeki değilse :). Şimdi küçük karıncamızın içinde yaşadığı evrenini (2 boyutlu evrenini) bir üst boyut olan 3. boyuta kıvıralım. 3 boyutlu ne vardır elimizde? Futbol topu 3 boyutludur. Karıncanın içinde yaşadığı 2 boyutlu kâğıt ile 3 boyutlu olan futbol topunu tamamen saralım. Yapıştırıcı kullanarak topun her yerini 2 boyutlu kâğıt ile muntazam şekilde kaplayalım. Şimdi düşünelim.
Karınca halen 2 boyutta ve düz bir evrende yaşamaktadır. Karıncaya göre onun evreni düzdür. Onun için bir fark oluşmamıştır. Yine sağa-sola veya ileri-geri gidebilmektedir. Fakat 3. boyutu algılayamadığı için kâğıt içinde hareket ettiğinde farkında olmadan bir üst boyutta da hareket etmektedir. Topun etrafını dolanabilir mesela.
Şimdi aynı örneği içinde yaşadığımız 3 uzay boyutlu evrenimize uygulayalım. Karınca nasıl 2 boyutta hapsolmuş ise biz de 3 boyutta hapsolmuş durumdayız. Bir üst boyutu algılayamıyoruz (karınca da algılayamıyor). İşte bizim 3 uzay boyutlu evrenimiz de 4. uzay boyutunda kıvrılmıştır. Bir kâğıt gibi Picard hunisinin yüzeyine sarılmış gibidir. Evrenimiz Picard hunisinin içinde değildir. Yüzeyini sarmaktadır.
Evrenimiz düzdür (flat) ve bir kenarı yoktur.
Karıncanın içinde yaşadığı evren düzdür ama bir üst boyuttaki futbol topuna kıvrıldığında sanki eğimliymiş gibi görünür. Bizim evrenimiz de bir üst boyuttaki Picard hunisi etrafına Yüce Allah tarafından sarılmıştır. Ama evrenimiz bizim için düzdür. Gerçekten de yakın zamanda yapılan araştırmalara göre (Planck uydusu tarafından alınan bilgilere) evrenimiz düzdür (flat). Ama bize göre düzdür. 4. uzay boyutuna Picard hunisi gibi kıvrılmıştır.
Picard modelinde evrenin hacmi sonsuz değildir. Yapılan hesaplara göre şu an için 1032 ışık yılı küpüdür. Fakat uzunluğu sonsuza uzanır ve bu uzanma ile genişliği sonsuza doğru azalır. Tekilliğe doğru.
Aşağıdaki resimlerde 3 uzay boyutlu evrenin hiperuzaya doğru 4. uzay boyutuna katlanması gösterilmiştir.
Paul Wesson isimli yazar 2002 yılınca geliştidiği yeni bir analiz sistemi ile evrenin şeklinin neye benzediği ile ilgili çalışmalar yapmıştır. Görüldüğü gibi Picard topology ile uyumlu sonuçlar elde edilmiştir. Bu makaleyi okumak için lütfen tıklayınız.
Sur'un içine üflenen nedir?
Sur'un 3 uzay boyutlu evrenimizin hiperuzaydaki ('higher-dimensional bulk') 4. uzay boyutuna katlanması-kıvrılması sonucu oluşan Picard hunisi olduğunu gördük. Peki ayetlerde belirtildiği gibi Sur'un içine ne üflenmektedir? Bu sorunun cevabı karanlık enerjidir. Karanlık enerji evrenin oluşması için olmaz ise olmaz bir enerjidir. Şu an içinde yaşadığımız evrenin oluşmasında da çok önemli bir rol oynamıştır. Karanlık enerji olmasaydı evren yerçekimi marifeti ile daha genişleyemeden içine çökecekti. Karanlık enerji ile karanlık maddenin savaşından karanlık enerji galip gelmiş ve evreni hızlandırarak genişletmiş ve yaşamın başlaması için gerekli koşulları sağlamıştır. Karanlık enerjinin eserek evreni nasıl genişlettiğini, önüne gelen her şeyi yaydığını ve ayırdığını 77:01-06 ayetlerinde görmüştük. Karanlık enerji ile ilgili makaleyi okumak için lütfen tıklayınız.
Karanlık enerjinin en önemli özelliklerinden bir tanesi 77:02 ayetinde Yüce Allah tarafından bize bildirilmiştir.
77:02 ayet
# |
Kelime |
Anlam |
Kök |
1 |
fel'aasifeti: |
şiddetli esip |
عصف |
2 |
asfen: |
savuranlar-sürükleyenler |
عصف |
(فَالْعَاصِفَاتِ) fel asıfati kelimesi kökü (عصف) fırtına gibi şiddetli esmek (blow violently), çok hızlı-seri ve süratli (quick, swift) anlamındadır. Lane's Lexicon, page 2115 (of 3039)
Ayetten de anlaşıldığı gibi karanlık enerji şiddetli bir esme ile ifade edilmiştir. Bu esme aslında karanlık enerjinin üflenmesidir.
Karanlık enerji Sur'un neresine üflenmektedir?
Ayette bu konu ile ilgili de ipucu vardır. Sur'a üfleme tamlaması kullanılırken (فِى) (fi) edatı kullanılmıştır ki bu ‘içine’ anlamındadır. Karanlık enerji ‘Sur'un içine' üflenmektedir.
Daha önceden bilgi verildi ama tekrar etmekte yarar var. Evren Sur'un yüzeyinde bir kâğıt gibidir. Sur'un içinde değildir. Yüzeyini kaplamaktadır. Sur'un iç kısmı ise hiperuzaydaki bir üst boyuttaki yapıdır. Karanlık enerjinin Sur'un iç kısmından estiğini Yüce Allah bildirdiğine göre karanlık enerji dediğimiz ve çok şiddetli esen, önüne ne gelirse ayıran ve süpüren bu enerji hiperuzaydaki bir üst boyuttan evrenimizi etkilemektedir. Karanlık madde de hiperuzaydan (bir üst boyuttan) evrenimizi etkiler. Karanlık madde ve karanlık enerjiyi direkt olarak tespit edemiyoruz. Aslında evrenimize etkileri çok çok az. Ama çok büyük miktarlarda olduklarından bütün etkisi çok fazla olmakta. Karanlık enerji ve karanlık maddenin evrenimizdeki etkisinin çok çok az olması onların bir üst boyutta olmalarındandır.
Aşağıdaki resmindeki Picard hunisi ‘The topology of the universe: the biggest manifold of them all’ isimli makaleden alınmıştır. Makale yazarları: Janna Levin, Evan Scannapieco, and Joseph Silk Center for Particle Astrophysics, UC Berkeley, Berkeley, CA
Sur'a üflemeler ne zaman olmaktadır?
Sur'a üflemenin yeni bir evren yaratılışındaki rolü;
39:68 ayetinde Sur'a üflemenin yeni bir evren yarattığını (Mahşer evrenini) Yüce Allah bize bildirmiştir. Oluşacak olan yeni evrende tüm insanlar Allah için toplanacaktır. Acaba Sur'a üfürülme bizim şu an içinde yaşadığımız evrenimizde de oldu mu? Bunu cevabı evet. Evrenimiz ilk oluştuktan hemen sonra Sur içine karanlık enerji ile üfürüldü. Bu üfürme günümüzde de devam etmektedir. Karanlık enerji Sur içinde eserek evrenimizi hızlandırarak genişletmektedir. Evrendeki herşeyin oluşması için olmaz ise olmaz bir üfürmedir bu.
Sur'a üflemenin evrenin sonunu getirmesi, kıyamete neden olması;
Yukarıdaki ayetlerden kolayca anlaşılır ki Sur'a üfürülme olayı evrenin yok olmasına da neden olabilmektedir. Bir taraftan yapıcı olan diğer taraftan nasıl yıkıcı olabilir? Tabii ki üfürmenin şiddeti ile. Zaten daha önceden üfürülmüş bir Sur'a şiddetli bir şekilde tekrar üfürülür ise (karanlık enerji esmesi kat kat artar ise) evren yırtılır ve kıyamet gerçekleşir.
Sur'a tekrar üfürülme nasıl olacak? Karanlık enerji nasıl olup da etkisini kat kat artıracak?
Kilit rolü Higgs bozonu üstlenmektedir. Higgs bozonu etkisini kaybettiğinde veya etkisi azaldığında evrendeki görünen maddeler (evrenin %5'i) ve karanlık madde (evrenin %27'si) kütle kaybına uğrayacaktır. Buna ikincil olarak karanlık enerji aşırı etkin hale gelerek phantom enerjisine dönüşecek ve evren yırtılarak yarılacaktır. Higgs bozonunun kıyamete nasıl neden olacağı ile ilgili makale için lütfen tıklayınız.
Hiperuzayda üfürülen ve bizi etkileyen karanlık enerji phantom enerjisine dönüştüğünde etkisi o kadar fazla olacaktır ki evreni yırtacak ve içine çökmesine neden olacaktır.
İçine çökmüş ve ilk yaratılıştaki tekillik haline gelen evren yeni bir Big Bang ile yeni bir evreni oluşturacaktır. Sur içine karanlık enerji üflenerek yeni bir evrenin oluşması sağlanacaktır. Dönüşlü evren makalesi için lütfen tıklayınız.