Yüce Allah 55:19-20 ayetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
4918|55|19|مَرَجَ ٱلْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِ Merece l-bahreyni yeltekıyân. Saldı iki denizi; kavuşur ikisi. |
4919|55|20|بَيْنَهُمَا بَرْزَخٌ لَّا يَبْغِيَانِ Beynehumâ berzehun lâ yebgıyân. İkisi arasındandır bir engel/bir berzah; karışmazlar ikisi. |
(مَرَجَ) merace kelimesi kökü (مرج) karışmaları için salmak-serbest bırakmak (allow to flow freely and to mingle) anlamındadır. Steingass, page 983 (of 1241)
(ٱلْبَحْرَيْنِ) l-behrayni kelimesi kökü (بحر) deniz, bol su (sea, big lakes, big rivers) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 54 (of 1303)
Bahr kelimesi (البحر) ister tatlı ister tuzlu olsun çok su, bol su demektir. Büyük nehirler (tatlı su) için de denizler (tuzlu su) için de kullanılır. Örnek olarak Musa peygamber ile ilgili geçişler incelenebilir. (2:50, 7:138, 10:90, 20:77, 26:63 ve 44:24 ayetleri)
(يَلْتَقِيَانِ) yeltekiyani kelimesi kökü (لقي) karşılaşma (encounter), buluşma (meet) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1026 (of 1303)
(بَرْزَخٌ) berzehun kelimesi iki şeyi ayıran engel anlamındadır. https://tevakku.com
(يَبْغِيَانِ) yeltekiyani kelimesi kökü (بغي) sınırı aşmak (transgress) anlamındadır. Steingass, page 134 (of 1241).
55:19-20 ayetlerinde açıkça görülür ki iki bol su (deniz) birbirine kavuşmasına rağmen birbirlerinin sınırını aşmamaktadır. Aralarında sınırlarını aşmalarını engelleyen bir engel vardır. Ama bu engel fiziksel, duvar gibi bir engel değildir. Suların tuzluluk oranı ve yoğunluğu farklı olduğu için birbirleri arasındaki sınırı bozmazlar.
Çok önemli bir nokta;
Bu noktada (يَبْغِيَانِ) yebgıyankelimesinin anlamı iyi anlaşılmalıdır. Bu kelime sınırı aşmak, sınırı çiğnemek anlamlarındadır. ‘la’ olumsuzluğu ile sınırı aşmamak, sınırı çiğnememek anlamı olur. Bu iki bol su bir sınır oluşturuyorlar ve sınırlarını süreklilik arz edecek halde koruyorlar anlamı ortaya çıkar. Ayette bu iki bol su birbiri ile karışmaz denilmemektedir. Sınırlarını korurlar, sınırlarını ihlal etmezler denilmektedir. Su molekülü (H2O) bir sudan diğer suya geçebilir. Ama su molekülü (H2O) geçtiği suyun özelliklerini kazanır. İki su arasında su molekülünün geçişi olsa da aralarındaki sınır her zaman korunur. Tam da ayetteki (يَلْتَقِيَانِ) yeltekiyani kelimesinin anlamı gibi. Yüce Allah iki su birbiri ile hiç karışmaz demek isteseydi karışmak anlamında gelen birçok fiili kullanabilirdi elbet. Ama özellikle bu ayette sınıra dikkat çekmiştir.
Şimdi konumuza devam edelim;
Dünya’nın farklı bölgelerinde bu durum net bir şekilde görülebilir. En iyi örneklerden bir tanesi Atlantik okyanusu ile Akdeniz arasında görülür. İki deniz arasında tuzluluk oranı, yoğunluk oranı ve sıcaklık oranı farklı olduğundan birbirlerine kavuşmuş oldukları halde sınırlarını aşmazlar.
Aşağıdaki resimde görüldüğü gibi Akdeniz suları Atlantik okyanusunun derinliklerine doğru aktığı halde sınırlar korunur. Tam da ayette belirtildiği gibi.
Çok önemli bir nokta daha;
55:19-20 ayetinden hemen sonra şöyle buyurmaktadır;
Yüce Allah 55:22 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
4921|55|22|يَخْرُجُ مِنْهُمَا ٱللُّؤْلُؤُ وَٱلْمَرْجَانُ Yahrucu min hume l-lûluu ve l-mercân. Çıkar ikisinden; inci ve mercan. |
(ٱللُّؤْلُؤ) luluu kelimesi kökü (لالا) parlamak (shine), ışıldamak (flash), parıldamak (glow), inci gibi parıldak (pearly), inci (pearl) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1001 (of 1303)
(ٱلْمَرْجَانُ) mercan kelimesi kökü (مرج) mercan (çeşitli deniz canlılarının kabukları) (coral) anlamındadır. Lane's Lexicon, page 2762 (of 3039)
55:22 ayetinde 55:19-20 ayetlerinde bahsedilen iki bol suyun kast edildiği açıktır. Kuran’da hata aramak isteyenler 55:19-20 ayetindeki iki bol su ile aşağıda detaylı olarak inceleyeceğimiz 25:53 ve 35:12 ayetindeki iki bol suyu karıştırmaktadır. Aşağıda net bir şekilde açıklanacağı gibi 25:53 ve 35:12 ayetlerinde Yüce Allah iki bol suyun özelliklerini açıklamış, birisinin tatlı su (nehir-ırmak-göl), diğerinin tuzlu olan deniz olduğunu açıkça bildirmiştir. 55:22 ayetinde ise bu ayırım yapılmamıştır. 55:22 ayetinde karışması için salınan iki bol su tuzlu su olup ikisi de denizdir.
Bu net açıklamadan sonra bu iki denizden inciler ve mercanlar (parlak, değerli süs eşyaları) çıktığını öğreniyoruz. İnciler ve mercanlar tuzlu sudan çıkmaktadır. Denizlerdeki tuz yoğunluğu, sıcaklık farkları, yoğunluk farkları farklı farklı olduğu için farklı kabuklu canlılarının yetişmesine müsaade etmektedir.
Kuran’da bu olaya işaret edilmesi gerçekten çok büyük bir mucizedir.
Not: Bu noktada 35:12 ayeti ayrı olarak incelenmelidir. 35:12 ayetinde nehirlerden süs takısı olarak altın çıkarılması da işaret edilmiştir.
Detaylı inceleme için;
Nehirlerden çıkan, takınılan süs; altın.
Devam edelim;
Büyük bir mucize şimdi karşımıza çıkıyor;
Yüce Allah 25:53 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
2906|25|53|وَهُوَ ٱلَّذِى مَرَجَ ٱلْبَحْرَيْنِ هَٰذَا عَذْبٌ فُرَاتٌ وَهَٰذَا مِلْحٌ أُجَاجٌ وَجَعَلَ بَيْنَهُمَا بَرْزَخًا وَحِجْرًا مَّحْجُورًا Ve huvellezî meracel bahreyni hâzâ azbun furâtun ve hâzâ milhun ucâcun, ve ceale beynehumâ, berzehan ve hıcran mahcûrâ. Ve O ki saldı iki denizi; bu lezzetli tatlı ve bu tuzlu acı, ve yaptı ikisinin arasına bir engel/bir berzah ve bir bariyer yasaklanmış-men edilmiş |
(عَذْبٌ) azbun kelimesi kökü (عذب) tatlı, hoş, makbul, lezzetli (sweet) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 701 (of 1303)
(فُرَاتٌ) furatun keliesi kökü (فرت) tatlı-su (sweet) anlamındadır. Dict. and Glos of Quran by Penrice, page 109 (of 166)
(مِلْحٌ) milhun kelimesi kökü (ملح) tuzlu (salty) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1079 (of 1303)
(أُجَاجٌ) ucacun kelimesi kökü (اجج) acı-yakan, tuzlu su (bitter, salty water) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 6 (of 1303)
(حِجْرًا) hicran kelimesi kökü (حجر) engel-perde-bariyer (hindrance) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 185 (of 1303)
(مَّحْجُورًا) mehcuran kelimesi kökü (حجر) yasaklanmış, men edilmiş (forbidden) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 185 (of 1303)
25:53 ayeti incelendiğinde 55:19-20 ayetlerinden ayrıldığı hemen görülür. Bu ayette yine 2 bol su salınıyor. Ama bu sefer Yüce Allah bu bol suların açıklamasını yapmış. 1 tanesi tatlı su, diğeri ise tuzlu su. Yani diğer deyiş ile bir tanesi tatlı su içeren nehir-ırmak, diğeri ise tuzlu su içeren deniz. Bu farkı buyurduktan sonra bu 2 bol su arasında yine bir ‘berzehun’ engel olduğunun belirtiyor (55:20 ayetindeki ile aynı). Ama çok başka bir şey daha bildiriyor. O da tatlı su ile tuzlu su arasında ayrıca yasaklanmış, men edilmiş bir perde-bariyer olduğunu buyuruyor. Bu yasaklanmış perde-bariyer (‘hicran mehcuran’) 2 suyun sınırlarını korumasına sağlayan ekstradan-ayrıca bir mekanizmadır.
25:53 ayetini destekleyen başka bir ayette benzer bir işaret vardır.
Yüce Allah 27:61 ayetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
3218|27|61|أَمَّن جَعَلَ ٱلْأَرْضَ قَرَارًا وَجَعَلَ خِلَٰلَهَآ أَنْهَٰرًا وَجَعَلَ لَهَا رَوَٰسِىَ وَجَعَلَ بَيْنَ ٱلْبَحْرَيْنِ حَاجِزًا أَءِلَٰهٌ مَّعَ ٱللَّهِ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ Emmen cealel arda karâren ve ceale hılâlehâ enhâren ve ceale lehâ revâsiye ve ceale beynel bahreyni hâcizen, e ilâhun meallâhi, bel ekseruhum lâ ya’lemûn. Yahut kim yaptı yeri/yeryüzünü bir karar yeri; ve yaptı onun içinde ırmaklar; ve yaptı ona sıra dağlar/deniz altı dağları; ve yaptı iki deniz arasında bir perde-bir bariyer (bir haciz)? Bir ilah mı Allah ile birlikte? Hayır! Çokları onların bilmezler. |
(حَاجِزًا) hacizen kelimesi kökü (حجز) engel-set (obstacle, hindrance), bariyer (barrier), bölen duvar (dividing wall) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 186 (of 1303)
(أَنْهَٰرًا) enharan kelimesi kökü (نهر) nehir (river) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1176 (of 1303)
Bu ayette ırmaklar-nehirler işaret edildikten sonra 2 bol su arasında bir engel, bir perde, bir bariyer olduğu buyurulmuştur. Bu ayette 22:53 ayeti gibi tatlı su ile tuzlu suyun kavuşması işaret edilmiştir
Yüce Allah’ın ‘hicran mehcuran’ ve ‘hacizen’ kelimeleri ile belirttiği bariyer, perde ancak modern bilimsel çalışmalar ile tespit edilebilmiştir.
Piknoklin tabakası ‘pycnocline zone’
Piknoklin tabakası ‘pycnocline zone’ termoklin tabakası ile ('thermocline zone') ile haloklin tabakasının ('halocline zone') birlikte görülmesine verilen isimdir. Termoklin tabakası iki su arasında sıcaklık farkı fazla ise oluşur. Halokrin tabakası tuzluluk oranı farkı fazla ise oluşur. Kemoklin tabakası 'chemocline zone' ise iki su arasında kimyasallar açısından (suda çözünen metaller, mineraller) fark varsa oluşur.
Tatlı sular sıcaklık, tuzluluk ve kimyasal olarak deniz suyundan çok fazla farklıdır. Bu nedenle tatlı su nehirleri ile tuzlu denizlerin buluştuğu-kavuştuğu noktalarda sular sınırlarını korumaktadır. Bu sınırı korumalarını için aralarında çok sağlam fiziksel bir bariyer-bir perde mevcuttur. Bu fiziksek bariyere piknoklin tabakası ‘pycnocline zone’ adı verilir. Bir nehir ile bir denizin yoğunlukları çok farklıdır. Yoğunluk fazla olduğunda bu iki su arasında bir piknoklin tabakası-duvarı-perdesi oluşur. Bu tabakanın yoğunluğu hem tatlı sudan hem de deniz suyundan farklıdır. Deniz suyunun ve nehir suyunun sınırlarını aşmaması için fiziksel, ek bir perde-bariyer oluşturur. İki suyun arasında dev duvarlar gibi fiziksel engeller oluştururlar.
Piknoklin tabakasının ‘pycnocline zone’ oluşması için tuzluluk oranı çok belirleyicidir. Sıcaklık ve kimyasal içerik de önemlidir. Ama tuzluluk oranı daha önemlidir. Tuzluluk oranları çok farklı olan tatlı su ile deniz suyu arasında oluşma ihtimali çok yüksektir. Ayrıca piknoklin tabakası çok güçlü ve sağlamdır. Ayırdığı su kütleleri arasında fiziksel bir bariyer oluşturur.
Aşağıdaki resimde bir piknoklin tabakasısının oluşması gösterilmiştir.
Çok yakın zamanda Finlandiya körfezindeki (büyük bir haliç ('estuary')) ('The golf of Finland') piknoklin tabakaları ‘pycnocline zone’ incelendi. 2006-2013 yılları arasında yapılan 35 ölçüm bir araya getirildi ve 2016 yılında yayınlandı. Finlandiya körfezi tatlı su ile tuzlu suyun büyük miktarda kavuştuğu-buluştuğu bir yerdir. 400 kilometre uzunluğa ve 48-125 kilometre ene sahiptir. Bu körfezin tuzlu su kaynağı Baltık Denizi’dir ‘Baltic Sea’. En büyük tatlı su kaynağı ise körfeze dökülen Neva Nehri’dir ‘Neva River’.
Yapılan çalışmalarda büyük bir haliç ('estuary') olan Finlandiya körfezinde çok büyük boyutta piknoklin bariyerleri ‘pycnocline zone’ keşfedildi. Bu bariyerler fiziksek bariyerler olup bölmüş olduğu su kütlelerinin birbirleri ile iletişimini neredeyse tam olarak kesiyordu. Tam olarak ayırıyordu. Şöyle ki; su kütleleri arasından sıcaklık, tuz, inorganik ve organik maddeler açısından fiziksel bir bariyer oluşturuyordu.
Aşağıdaki resimde makaleden alınmış bir paragraf mevcuttur. Makale adı='Variability of pycnoclines in a three-layer, large estuary: the Gulf of Finland' BOREAL ENVIRONMENT RESEARCH 22: 27–47
Makalenin tamamına ulaşmak için lütfen tıklayınız.
Aşağıdaki resimde Finlandiya körfezinde tespit edilmiş 2 büyük piknoklin bariyerinin 2006-2013 yılları arasında yapılan 35 ölçümünü grafik haline görmektesiniz. İki piknoklin tabakası vardır. Üst piknoklin ('Upper pycnocline') tabakası ve derin piknoklin ('Deeper pycnocline') tabakası. Bu engelleyici-ayırıcı bariyerlerin derinliğinin mevsimsel olarak değiştiğini görmekteyiz. Sürekli aynı derinlikte durmamaktadırlar. Mevsimsel değişiklikler, akıntılar ve rüzgarlar ile derinlikleri değişmektedir. Ama su kütleleri arasındaki sınırı her zaman korumaktadırlar. Aşağıdaki resimde bu piknoklin bariyerlerinin güçleri de verilmiştir.
55:19-20 ayetinde görülen 2 tuzlu suyun kavuşmasındaki fiziksel olmayan bir engelden daha başka fiziksel bir bariyer söz konusudur. Tam da 25:53 ayetinde Yüce Allah’ın buyurduğu bariyer (hicran mehcuran) (bir bariyer yasaklanmış-men edilmiş).
‘Hicran mehcuran’ ve ‘hacizen’ kelimeleri ile ayetlerde zikredilen piknoklin tabakası ‘pycnocline zone’ 25:53’de ve 27:61’de tatlı su ile tuzlu suyun kavuştuğu durumlarda zikredilirken 55:19-20 ayetlerindeki 2 tuzlu suyun karışmasında zikredilmemiştir. Çünkü 2 tuzlu denizin kavuşmasında yoğunluklar arası fark tuzlu su ile tatlı su arasındaki yoğunluk farkı kadar fazla değildir. Bu kavuşmalarda piknoklin bariyerleri ‘pycnocline zone’ oluşmaz. Sadece fiziksel olmayan bir engel oluşur.