Yüce Allah aşağıdaki ayetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
427|3|134|ٱلَّذِينَ يُنفِقُونَ فِى ٱلسَّرَّآءِ وَٱلضَّرَّآءِ وَٱلْكَٰظِمِينَ ٱلْغَيْظَ وَٱلْعَافِينَ عَنِ ٱلنَّاسِ وَٱللَّهُ يُحِبُّ ٱلْمُحْسِنِينَ Ellezîne yunfikûne fîs serrâi ved darrâi ve l-kâzımîne l-gayza vel âfîne anin nâsi, vallâhu yuhibbul muhsinîn. Kimseler; infak ederler/harcarlar ferahta/bollukta ve sıkıntıda/darlıkta; ve bastırıcılar/zapt ediciler öfkeyi; ve affediciler insanları; ve Allah sever güzel davrananları. |
4307|42|37|وَٱلَّذِينَ يَجْتَنِبُونَ كَبَٰٓئِرَ ٱلْإِثْمِ وَٱلْفَوَٰحِشَ وَإِذَا مَا غَضِبُوا۟ هُمْ يَغْفِرُونَ Vellezîne yectenibûne kebâirel ismi ve l-fevâhışe ve izâ mâ gadıbû hum yagfirûn. Ve kimseler; uzak tutarlar büyük günahları ve iğrençlikleri/fuhuşları; ve ne zaman hiddetlendiler onlar affederler. |
(ٱلْغَيْظَ) l-gayza kelimesi kökü (غيظ) öfke-kızgınlık (anger) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 809 (of 1303)
(ٱلْكَٰظِمِينَ) l-kâzımîne kelimesi kökü (كظم) bastırmak-zapt etmek (suppress) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 972 (of 1303)
(غَضِبُوا۟) gadıbû kelimesi kökü (غضب) öfkelenmek-hiddetlenmek (wrath), kızmış-çileden çıkmış (angry, exasperated), kızgın-hiddetli (irate), küplere binmek (furious), kızdırılmış (infuriated) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 791 (of 1303)
(ٱلْفَوَٰحِشَ) l-fevâhışe kelimesi kökü (فحش) berbat-iğrenç (abominable), ucube (monstrosity), iğrençlik (atrocity), aşağılık işler (vile deed), fuhuş (whoredom) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 818 (of 1303)
Bu iki ayette Yüce Allah bizlere öfke kontrolünün önemini vurguluyor.
Öfkelenmek insanın fıtratında olan bir şeydir. Genlerinde vardır. Yüce Allah’ın yaratması olan bir duygu durumudur. İnsanların sıklıkla yaşadıkları bir duygudur. Ayette dikkat edilirse öfkelenmeyin buyurmuyor Yüce Allah. Öfkelenmemek-sinirlenmemek-hiddetlenmemek bir insan için mümkün değildir. Yüce Allah yaşadığımız bu duygu durumunun oluşmasını engelleyemeyeceğimizi bildiği için öfkelenmeyin yerine ‘l-kâzımîne l-gayza’, ‘bastırıcılar/zapt ediciler öfkeyi’ buyurmuştur. Yani öfke her zaman, kontrol edilemez şekilde oluşacaktır. Dünya üzerinde hiç kimse bunu engelleyemez. Ancak öfke oluştuktan sonra onu baskılamak ve zapt etmek mümkündür. Zaten belirli bir süre sonra zapt edilen, bastırılan öfke kendiliğinden yok olacaktır.
Bir insan öfkelendiğinde, sinirlendiğinde, hiddetlendiğinde sağlıklı kararlar veremez.
Öfke aldığımız kararları ve dolayısı ile yaptığımız her şeyi etkileyen negatif bir duydu durumudur. Öfke nöbeti geçiren bir insanda ilk uyanan duygu rastgele (‘indiscriminately’) cezalandırma (punitive) duygusudur. Öfkeli insan düşüncelerinde dikkatsizdir. Kendisinin başarı şansı konusunda daha optimistiktir (iyimser), (Gerçek değerlere dikkat etmez). Aksiyon almaya aşırı arzuludur. Negatif düşünceler artar.
Öfkeli insan başkalarına zarar verebilir. Ancak en büyük zararı kendisine verir. Vücudu sempatik sinir sisteminin aktive olması ile savaş moduna girer. Epinefrin ve norepinefrin gibi maddeler aşırı miktarda salgılanır. Damarlar sertleşir. Tansiyon yükselir. Kalp atım hızı artar.
Aşağıdaki linkte öfke ve etkileri ile ilgili çok güzel bir makale var. Okumanızı tavsiye ederim.
Fuel in the Fire: How Anger Impacts Judgment and Decision-Making
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi öfkeyle karşı tarafa bir zarar verildiğinde bunun da karşılığını olur.
Maalesef görüyoruz ki Yüce Allah’ın bu ayetini bilmeyen veya bilip de uygulamayan insanlar basit bir yol verme yüzünden öfke nöbetine giriyorlar ve bir insanın ölümüne bile neden olabiliyorlar. Ölen mezara, öldüren de hapse gidiyor. Hayat bitti işte. Yıllarca süren pişmanlık. Nedir bunun nedeni? Elbette kontrol edilmeyen/zapt edilmeyen öfke.
Yüce Allah’ımız ne güzel buyurmuş. Hayatımızın her anında bizi kızdıran, öfkelendiren şeyler olabilir. Normaldir. Ancak önemli olan bu duygunun zapt edilmesidir.
Yüce Allah öfkenin kontrol edilmesini sağlayacak bir metot bize öğretiyor. Affetmek. Evet. Affetmek öfke kontrolünde en büyük silahımız. Öfke ne kadar büyük olursa olsun, onu kontrol etmek ve sonrasında öfkeye eden olan şeyi affetmek/bağışlamak insanını ruhuna iyi gelecektir. Affettiği zaman sürekli olarak o şeyi düşünmeyecektir. Başkaları için yaşamıyoruz. Kendimiz için yaşıyoruz. Bu nedenle ruhumuza iyi gelecek şeyleri ön plana çıkarmalıyız.