Ve karara bağladı Rabbin ki sadece O’na (olan) dışında kulluk etmeyin; ve anaya-babaya bir iyilik; eğer ulaşırsa senin yanında ihtiyarlık çağı ikisinden birisine veya her ikisine; o durumda deme onlara “Öf!”; ve azarlama onları.

Yüce Allah aşağıdaki 17:23 ve 17:24 ayetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Âyet No|Sure No|Âyet No|Âyet

Arapça okunuş

Meal

2050|17|23|وَقَضَىٰ رَبُّكَ أَلَّا تَعْبُدُوٓا۟ إِلَّآ إِيَّاهُ وَبِٱلْوَٰلِدَيْنِ إِحْسَٰنًا إِمَّا يَبْلُغَنَّ عِندَكَ ٱلْكِبَرَ أَحَدُهُمَآ أَوْ كِلَاهُمَا فَلَا تَقُل لَّهُمَآ أُفٍّ وَلَا تَنْهَرْهُمَا وَقُل لَّهُمَا قَوْلًا كَرِيمًا

Ve kadâ rabbuke ellâ ta’budû illâ iyyâhu ve bil vâlideyni ihsânâ, immâ yebluganne indekel kibere ehaduhumâ ev kilâ humâ fe lâ tekul lehumâ uffin ve lâ tenher humâ ve kul lehumâ kavlen kerîmâ.

Ve karara bağladı Rabbin ki sadece O’na (olan) dışında kulluk etmeyin; ve anaya-babaya bir iyilik; eğer ulaşırsa senin yanında ihtiyarlık çağı ikisinden birisine veya her ikisine; o durumda deme onlara “Öf!”; ve azarlama onları; ve söyle onlara cömert bir söz.

2051|17|24|وَٱخْفِضْ لَهُمَا جَنَاحَ ٱلذُّلِّ مِنَ ٱلرَّحْمَةِ وَقُل رَّبِّ ٱرْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَانِى صَغِيرًا

Vahfıd lehumâ cenâhaz zulli miner rahmeti ve kul rabbirhamhumâ kemâ rabbeyânî sagîrâ.

Ve indir onlara merhametten tevazu kanadını ve de ki: “Rabbim merhamet et o ikisine, beni küçükken büyüttükleri gibi.”

 

Ne muhteşem ayetler!

Yüce Allah kendisinden başka hiçbir şeye kulluk edilmeyeceğini karara bağladığını bildiriyor. Artık bu karar kesindir. Kesin bir hükümdür. Mutlak bir emirdir.

Sadece Yüce Allah’a kulluk edilir. Sadece O’na olacak şekilde kulluk edilir. Sadece O’na olan dışındaki hiçbir kulluk kabul edilemez. Kesin şirktir ve bağışlanması yoktur.

Bu konu çok ciddi ve asla hafife alınmamalıdır. Her insan her an Yüce Allah dışında başkalarına kulluk ediyor muyum diye düşünmelidir.

Yüce Allah dışında başkalarına kulluk etmek nasıl olur?

Yüce Allah dışında başkasına kul olmak din konusunda Yüce Allah dışında hüküm koyan şeylere uymaktır. Onların koyduğu emir ve yasaklara uymaktır. Bu kadar basit. Kuran da Yüce Allah’ın korumuş olduğu, tabiri caiz ise kefil olduğu tek dini kaynak olduğunda göre Kuran haricinde hükümler koyan mezhep imamlarına tabi olunmaz, Kuran haricinde hükümler koyan tarikat liderlerine/şeyhlere tabi olunmaz, Kuran haricinde hüküm koyan hiçbir şeye tabi olunmaz.   

Artık dileyen sadece Yüce Allah’a kulluk edeceği bir yol arasın.

Ana-baba ile bir iyilik;

Ayetin ilerleyen bölümlerinde Yüce Allah’ın anaya ve babaya bir iyiliği de karara bağladığı anlaşılıyor. Ana babayla iyi bir ilişki geliştirmenin çok önemli olduğunu Yüce Allah’a şirk koşma ile aynı ayette zikredilmiş olmasından anlayabiliriz.

Anaya-babaya sadece yaşlanınca iyilik yapılmaz. Ayetten bu iyiliğin her zaman korunması gerektiği anlaşılıyor. Yaşlandıklarında ise onlara ‘Öf’ bile denilemeyeceği, denilmemesi gerektiği bildiriliyor. Ayrıca azarlamak gibi veya kırıcı sözlerin asla söylenmemesi gerektiği açıkta bildiriliyor. Onlara cömert sözler söylenmesi, onure edilmeleri gerektiği bildiriliyor.

17:24 ayetinde anaya ve babaya merhametli şekilde davranılması, bu merhametin de tevazulu yani alçak gönüllülükle yapılması istenmektedir. Bu tevazulu merhamet ile onlara kol kanat olunacaktır. Maddi ve mânevi her türlü destek verilecektir. Her türlü şeyden korunacaklardır. Diğer bir deyiş ile ana-baba kendisini korunmuş, huzurlu ve mutlu hissedecektir. 17:24 ayetinden başka kişiler için Yüce Allah’tan merhamet istenmesinin uygun olduğunu anlıyoruz. Hatta onlar için dua etmek gerektiğini anlıyoruz. “Rabbim merhamet et o ikisine, beni küçükken büyüttükleri gibi.” buyrularak Yüce Allah’ın merhameti ile bir bebeğin/çocuğun hiçbir şeyken annesi ve babasının bakımı ile büyütülmesi ilişkilendirilmiştir. Gerçekten de annesinden yeni doğan bir bebek hiçbir ihtiyacını kendisi göremez. Konuşamaz, derdini anlatamaz, yürüyemez, idrak edemez. Ancak annesi onu sütü ile besler. Kakasını temizler. Uyku düzenini gözetir. 6 ay sadece anne sütü ile beslendikten sonra 6. ayda annesinin sütü yanında ek gıdaya başlar. 3 aylıkken yüzleri tanımaya başlar. Anne ve babasına gülmeye başlar. 9. ayda emeklemeye, 12. ayda kabaca yürümeye başlar. 1.5-2 yaşlarında kelimeler dökülür ağızından. Çiş ve kaka eğitimi 3-4 yaşlarını bulur. 6 yaşında okula başlar. Okumayı ve yazmayı öğrenir. Ancak halen annesinin ve babasının bakımına ihtiyacı vardır. Daha sonra ergen olur. Birçok problemle uğraşır. Yine yanında anne ve babası vardır. Ta ki erişkinliğe ulaştı o zaman kendi ayakları üzerinde durabilir. Bir iş sahibi olur. Evinin rızkını kazanmaya başlar.

Görüldüğü gibi anne ve babanın mânevi sevgisinin yanında fiziksel olarak desteği ve koruması olmaz ise bir bebeğin yetişkin bir insan olması mümkün değildir. İşte anne baba bu kadar önemlidir. Yüce Allah bir anne ve bir babanın evladına gösterdiği tüm bu karşılıksız sevgi ve merhameti kendisinin kullarına karşı merhametine benzetiyor. 

Yukarıdaki ayetlerin hayatta olan anne ve baba için olduğunu düşünüyorum. Anne ve babamız hayatta iken onlarla iyilikler üzerine bir ilişkimiz olmalıdır. Yaşlandıklarında bile. Onlar için sürekli dua etmeliyiz.

Annemiz ve/veya babamız vefat etmiş ise de Yüce Allah’tan onlar için merhamet dilememiz uygun olacaktır.

Son söz olarak şunu söylemek isterim;
Bir kişinin Yüce Allah katında değeri anne ve babasına ne kadar iyi davrandığı ile direkt olarak doğru orantılı olduğunu düşüyorum.  

En doğrusunu Allah bilir.