Yüce Allah 18:19 ayetinde şu şekilde buyurmuştur.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
2157|18|19|وَكَذَٰلِكَ بَعَثْنَٰهُمْ لِيَتَسَآءَلُوا۟ بَيْنَهُمْ قَالَ قَآئِلٌ مِّنْهُمْ كَمْ لَبِثْتُمْ قَالُوا۟ لَبِثْنَا يَوْمًا أَوْ بَعْضَ يَوْمٍ قَالُوا۟ رَبُّكُمْ أَعْلَمُ بِمَا لَبِثْتُمْ فَٱبْعَثُوٓا۟ أَحَدَكُم بِوَرِقِكُمْ هَٰذِهِۦٓ إِلَى ٱلْمَدِينَةِ فَلْيَنظُرْ أَيُّهَآ أَزْكَىٰ طَعَامًا فَلْيَأْتِكُم بِرِزْقٍ مِّنْهُ وَلْيَتَلَطَّفْ وَلَا يُشْعِرَنَّ بِكُمْ أَحَدًا Ve kezalike beasnahum li yetesaelu beynehum, kale kailun minhum kem lebistum, kalu lebisna yevmen ev ba'da yevm, kalu rabbukum a'lemu bi ma lebistum feb'asu ehadekum biverıkıkum hazihi ilel medineti fel yanzur eyyuha ezka taamen fel ye'tikum bi rızkın minhu vel yetelattaf ve la yuş'ırenne bikum ehada. Böylece uyandırdığımızda birbirlerine sordular. İçlerinden biri: "Ne kadar kaldınız?" dedi. "Bir gün, ya da bir günden daha az" dediler. "Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilendir. Şimdi siz birinizi şu varakınızla kente gönderin de baksın; hangisinin yiyeceği daha arı/temiz ise ondan size bir rızık getirsin ama dikkatli olsun ve sakın sizi kimseye sezdirmesin'' |
(بِوَرِقِكُمْ) biverikikum kelimesi kökü (ورق) yaprak (leaf), kâğıt (paper), varak (leaf), kâğıt para (paper money), ince dövülmüş metal (sheet of metal) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1245 (of 1303)
Türkçeye de geçmiş olan çoğul kelime ‘evrak’ kelimesinin tekilidir.
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 |
ve kezalike |
yine böyle |
|
2 |
beasnahum |
onları dirilttik |
بعث |
3 |
liyetesa'elu |
sormaları için |
سال |
4 |
beynehum |
kendi aralarında |
بين |
5 |
kale |
dedi ki |
قول |
6 |
kailun |
konuşan biri |
قول |
7 |
minhum |
içlerinden |
|
8 |
kem |
ne kadar? |
|
9 |
lebistum |
kaldınız |
لبث |
10 |
kalu |
dediler |
قول |
11 |
lebisna |
kaldık |
لبث |
12 |
yevmen |
bir gün |
يوم |
13 |
ev |
ya da |
|
14 |
bea'de |
bir parçası (kadar) |
بعض |
15 |
yevmin |
günün |
يوم |
16 |
kalu |
dediler |
قول |
17 |
rabbukum |
Rabbiniz |
ربب |
18 |
ea'lemu |
daha iyi bilir |
علم |
19 |
bima |
ne kadar |
|
20 |
lebistum |
kaldığınızı |
لبث |
21 |
feb'asu |
gönderin |
بعث |
22 |
ehadekum |
birinizi |
احد |
23 |
biverikikum |
varakınız ile |
ورق |
24 |
hazihi |
şu |
|
25 |
ila |
||
26 |
l-medineti |
şehre |
مدن |
27 |
fe lyenzur |
baksın |
نظر |
28 |
eyyuha |
hangi |
|
29 |
ezka |
daha temiz ise |
زكو |
30 |
taaamen |
yiyecek |
طعم |
31 |
fe lye'tikum |
size getirsin |
اتي |
32 |
birizkin |
bir azık |
رزق |
33 |
minhu |
ondan |
|
34 |
velyetelettaf |
ve dikkatli davransın |
لطف |
35 |
ve la |
sakın |
|
36 |
yuş'iranne |
sezdirmesin |
شعر |
37 |
bikum |
sizi |
|
38 |
ehaden |
birisine |
احد |
Kuran’da altın (ٱلذَّهَبَ) (z-zeheb) olarak, gümüş ise (ٱلْفِضَّةَ) (lfiddet) olarak geçmektedir. Kuran’da (ورق) ‘vrq’ kelimesi toplam 4 yerde geçer. 6:59, 7:22, 20:121 ayetlerinde yaprak olarak kullanılmıştır. Aynı geçiş tam olarak 18:19 ayetinde geçmektedir.
18:19 ayetinde geçen ‘biverikikum’ kelimesi tam olarak ‘varakınız ile’ olarak çevrilebilir. Varak kelimesinin ilk anlamı düşünüldüğünde ayette çok ayrı bir işaret olabilir. Ayrıca hemen sonrasında ‘hazihi’ ile ‘şu’ vurgusu vardır. Tam olarak anlam ‘şu varakınız ile’ olur.
Varak kelimesi kâğıt parçası, deri parçası, papirüs gibi çok ince tahta parçaları olarak bilinir. Yüce Allah 18:19 ayetinde ‘şu varakınız ile’ buyururken kâğıt para gibi ince, para yerine geçen çok ince deri parçasını işaret etmiş olabilir.
Buna deliller şunlar olabilir;
Ayette paranın altın veya gümüş olduğu belirtilmiyor. Yüce Allah dileseydi altın veya gümüş para buyurarak bize işaret verebilirdi elbette. Ayrıca Arapçada demir para (عملة) ve/veya sikke (نقود) ayrı bir kelime olarak geçmektedir. Ama Yüce Allah’ın bu parayı ‘varak’ olarak işaret etmesi bu paranın kâğıt paraya benzer bir para olduğunu düşündürebilir.
Kâğıt para ilk olarak Çin’de 7. yüzyılda kullanılmış olmakla birlikte hayvan derilerinden elde edilen para kullanımı M.Ö 188 yılına dayanır.
Hayvan derileri üzerine mühür basarak elde edilen varaklar para amacı ile kullanılıyordu.
Aşağıdaki resimde örnek gösterilmiştir.
Peki; Kehf suresinde bahsi geçen gençlerin yaşadığını düşündüğümüz zamanda para olarak varaklar kullanılıyor muydu?
Öncelikle bu gençler ile ilgili yazılmış makaleleri incelemenizi tavsiye ederim;
Mağaralarında 300 güneş yılı, 309 ay yılı kaldılar: ‘Lunisolar’ takvim
Ashab-ı Kehf gençleri hangi dönemde yaşadı?
En mantıklı yaklaşım;
Gençlerin Roma döneminde Hristiyan oldukları için din değiştirilmeye zorlandığı, din değiştirmeyi kabul etmedikleri için bir mağaraya sığındıklarıdır. Bu mağarada çok uzun süre uyuduklarıdır. 300 güneş yılı ve 309 ay yılı sonra uyandıklarında içlerinden bir tanesi ellerindeki eski varak ile bir kente inmiş ve halk bu gençlerin aslında çok eski zamanlarda yaşadığını öğrenmiştir.
Daha sonra gençlerin ne kadar uyuduklarını ellerinde olan varak paradan yola çıkarak hesaplamaya başlamışlardır. Daha sonra mağaranın yanına bir mescid (kilise) yaptırmışlardır.
Gençlerin yanında bulunan varak ve/veya varaklar mağaraya girdiklerinde yanlarında olmalıdır. Gençlerin İsa peygambere indirilen has dinin mesajını doğru olarak anladıkları anlaşılıyor. Daha sonra yozlaşmış Hristiyanlık ile ilgileri yoktu.
Roma imparatorluğu 379 yılında resmi olarak Hristiyanlık dinini kabul etmiş ve Paganizm dinini yasaklamıştır. 395 yılında da Doğu ve Batı Roma olarak ikiye ayrılmıştır.
Gençlerin uyandığında Roma dini Hristiyan olduğu için gençlerin en erken M.S. 79 yılında mağaraya girmeleri gereklidir. Kesin bir rakam belirlemek mümkün gözükmüyor. Ama milattan sonra (M.S.) 79 yıllarından sonra mağaraya girmiş olmaları gereklidir.
Roma döneminde deriden elde edilen paranın tarihçesi;
Roma döneminde deriden para kullanımı M.Ö. 715 yıllarına kadar dayanmaktadır. Aenobarbus (Domitius) ki bir Roma generali olup, Mısır’daki Diocletian's ordularının başında görev yapmıştır. Bu generalin askerlerin maaşlarını deri paralar olarak ödediği bilinmektedir (M.S. 288-290).
Daha detaylı bilgi almak için lütfen tıklayınız.
Gençlerin mağaraya girdiği dönemde (> M.S. 79) deriden paranın kesin olarak var olup olmadığını bilmemiz mümkün değil. Deri paraları kullanmış olduğu bilinen bir milletin özellikle daha değersiz alışverişlerde altın ve gümüş para yerine daha değersiz olan mühürlü deri paraları kullanmış olmaları mümkündür. Gençlerin elindeki varak ve/veya varakların bu paralar olması mümkündür. Yüce Allah'ın ayette 'varak' kelimesini kullanması bir işaret olabilir.