Bu konuyu anlamak için Yüce Allah’ımızın ayetlerini inceleyelim;
Yüce Allah 2:81 ve 2:82 ayetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
88|2|81|بَلَىٰ مَن كَسَبَ سَيِّئَةً وَأَحَٰطَتْ بِهِۦ خَطِيٓـَٔتُهُۥ فَأُو۟لَٰٓئِكَ أَصْحَٰبُ ٱلنَّارِ هُمْ فِيهَا خَٰلِدُونَ Bela men kesebe seyyieten ve ehatat bihi hatietuhu fe ulaike ashabun nar, hum fiha halidun. Evet; kim kazanır bir kötülük ve kuşatmış olursa kendisini suçu, işte onlar halkıdır ateş, onlar onun içinde ölümsüzler. |
89|2|82|وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ أُو۟لَٰٓئِكَ أَصْحَٰبُ ٱلْجَنَّةِ هُمْ فِيهَا خَٰلِدُونَ Vellezine amenu ve amilus salihati ulaike ashabul cenneh, hum fiha halidun. Ve kimseler ki inanan ve yapan düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler, işte onlar da halkıdır cennet, onlar onun içinde ölümsüzler. |
(خَٰلِدُونَ) halidune kelimesi kökü (خلد) sonsuza kadar kalmak (to remain or to last forever), ölümsüz olmak (to be immortal), ölümsüzlük (deathless-immortal), sonsuzluk (eternal) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 294 (of 1303)
(خَٰلِدُونَ) halidune kelimesinin bu ayetlerde ölümsüz anlamında olduğunu 21:34 ve 21:8 ayetlerinden anlarız.
Yüce Allah 21:34 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
2515|21|34|وَمَا جَعَلْنَا لِبَشَرٍ مِّن قَبْلِكَ ٱلْخُلْدَ أَفَإِي۟ن مِّتَّ فَهُمُ ٱلْخَٰلِدُونَ Ve ma cealna li beşerin min kablikel huld, e fe in mitte fe humul halidun. Ve vermedik hiçbir beşere (insan) senden önce ölümsüzlük öyleyse eğer sen ölürsen onlar ölümsüzler mi? |
2489|21|8|وَمَا جَعَلْنَٰهُمْ جَسَدًا لَّا يَأْكُلُونَ ٱلطَّعَامَ وَمَا كَانُوا۟ خَٰلِدِينَ Ve ma cealnahum ceseden la ye'kulunet taame ve ma kanu halidin. Ve biz onları yapmadık yemek yemeyen bedenler ve değillerdi ölümsüz. |
21:8 ayetinde resûllerin ölümsüz olmadıkları vurgulanmaktadır.
21:34 ve 21:8 ayetlerinde ‘halidune’ kelimesi bize anlamının ölümsüzlük olduğunu gösterir.
(خَٰلِدُونَ) halidune kelimesi cennetlik olanlar için birebir (2:25, 2:82, 3:107, 7:42, 10:26, 11:23, 21:102, 23:11, 43:71) 9 yerde, cehennemlik olanlar için 15 yerde birebir geçer (2:39, 2:81,2:217, 2:257, 2:275, 3:116, 5:80, 7:36, 9:17, 10:27, 13:5, 21:99, 23:103, 43:74, 58:17).
(خَٰلِدِينَ) olarak geçiş;
Cennet için ölümsüz olarak kalış: 3:15, 3:136, 3:198, 4:13, 4:57, 4:122, 5:85, 5:119, 9:22, 9:72, 9:89, 9:100, 11:108, 14:23, 18:108, 20:76, 25:16, 25:76, 29:58, 31:9, 39:73, 46:14, 48:5, 57:12, 58:22, 64:9, 65:11, 98:8
Cehennem için ölümsüz olarak kalış: 2:162, 3:88, 4:169, 6:128, 9:68, 11:107, 16:29, 20:101,33:65, 39:72, 40:76, 59:17, 64:10, 72:23, 98:6,
Kesin olarak anlarız ki; cennetler veya cehennemde bulunan insanlara ölüm yoktur. Bu insanlar ölümsüzdür.
Cennette ölümsüz olan gençlere de vurgu vardır (56:17, 76:19).
Kuran cennetler ve cehennemde ‘sürekli’ kalmayı işaret etmiştir.
Cehennemde sürekli kalış;
Yüce Allah 33:65 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
3596|33|65|خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدًا لَّا يَجِدُونَ وَلِيًّا وَلَا نَصِيرًا Halidine fiha ebeda, la yecidune veliyyen ve la nasira. Ölümsüzler onun içinde sürekli, bulamayacaklar bir koruyucu ve ne de bir yardımcı. |
Cennetlerde sürekli kalış;
Yüce Allah 9:22 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
1257|9|22|خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدًا إِنَّ ٱللَّهَ عِندَهُۥٓ أَجْرٌ عَظِيمٌ Halidine fiha ebeda, innallahe indehu ecrun azim. Ölümsüzler onun içinde sürekli, şüphesiz Allah katından büyük bir mükafat. |
(أَبَدًا) ebeden kelimesi kökü (ابد) sürekli (always), ebediyen (forever) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1 (of 1303)
Yine başka bir ayette;
Yüce Allah 44:56 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
4468|44|56|لَا يَذُوقُونَ فِيهَا ٱلْمَوْتَ إِلَّا ٱلْمَوْتَةَ ٱلْأُولَىٰ وَوَقَىٰهُمْ عَذَابَ ٱلْجَحِيمِ La yezukune fihel mevte illel mevtetel ula, ve vekahum azabel cahim. Tatmazlar onun içinde ilk ölümden başka ölüm ve onları korur cehennem azabından. |
Ayetlerden anladığımıza göre cennetler ve cehennemde insanlar sürekli ölümsüz olacaklar.
Soru şudur?
Ölümsüzlük sonsuzluk demek midir? Kuran'dan bu sorunun cevaplarını arayalım.
Ayetler bize işaret vermeye devam ediyor.
Cehennemde kalacak olanların ne kadar süre kalacağı ile ilgili işaretler veriliyor.
Yüce Allah 78:23 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
5693|78|23|لَّٰبِثِينَ فِيهَآ أَحْقَابًا Labisine fiha ahkaba. Kalıcıdırlar onun içinde uzun zamanlar, devirlerce. |
78:23 ayetinin detaylandırılması;
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 |
labisine |
kalıcıdırlar |
لبث |
2 |
fiha |
onun içinde |
|
3 |
ehkaben |
uzun zamanlar, devirlerce |
حقب |
(أَحْقَابًا) ehkaben kelimesi kökü (حقب) uzun zaman (long time), uzamış zaman (stretch of time), periyod (period), devir-çağ (age) anlanmındadır. Hans Wehr 4th ed., page 226 (of 1303)
Bu kelime ayette çoğul olarak gelmiştir.
(حقب) kökünü tekil olarak içeren başka bir ayette; bu kelimenin uzun zaman anlamında olduğu anlaşılır.
Yüce Allah 18:60 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
2198|18|60|وَإِذْ قَالَ مُوسَىٰ لِفَتَىٰهُ لَآ أَبْرَحُ حَتَّىٰٓ أَبْلُغَ مَجْمَعَ ٱلْبَحْرَيْنِ أَوْ أَمْضِىَ حُقُبًا Ve iz kale musa li fetahu la ebrehu hatta ebluga mecmeal bahreyni ev emdıye hukuba. Ve hani demişti ki Musa genç yardımcısına ‘Durmayacağım varıncaya kadar iki denizin birleştiği yere veya yürüyeceğim uzun bir zaman’ |
Bu ayette de geçen ‘hukuben’ ‘حُقُبًا’ kelimesi uzun zaman anlamındadır ve tekil olarak gelmiştir.
‘ehkaben’ kelimesini kökü (حقب)’nün başka bir anlamı olan devenin idrarını tutması nedeniyle sıkıntı çekmesi olarak alarak bu kelimeye cehennemde sıkıntı ve azaplı bir halde olunacağı anlamı vermek pek mantıklı değildir. Kök anlamı üzerinden gidersek bu sefer Musa peygambere azap çektirmek zorunda kalırız.
Bu nedenle 78:23 ayeti tekrar değerlendirildiğinde;
Cehennemde kalacak kişiler çağlar boyu, devirlerce, uzun zamanlar boyunca, normal insan hayatı bir devir ise sayısını Yüce Allah’ın bileceği devirlerce cehennemde kalacaklardır. Hiç ölmeden.
78:23 ayetinden anladığımıza göre ne kadar uzun olursa olsun devirler sonsuz değildir.
Cehennemde ölümsüz olarak devirlerce, uzun zamanlar, sürekli kalan kişiler için bir son var mı?
Daha doğrusu;
Cehennem belirli bir süre sonra Yüce Allah tarafından sonlandırılacak mı?
Bunu cevabı evet olabilir. Aşağıdaki ayetleri dikkatli olarak okuyalım.
Yüce Allah 11:107 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
1578|11|107|خَٰلِدِينَ فِيهَا مَا دَامَتِ ٱلسَّمَٰوَٰتُ وَٱلْأَرْضُ إِلَّا مَا شَآءَ رَبُّكَ إِنَّ رَبَّكَ فَعَّالٌ لِّمَا يُرِيدُ Halidine fiha ma dameti s-semavatu vel'ardu illa ma şae rabbuke, inne rabbeke fe'alun lima yurid. Ölümsüzler onun içinde sebat ettikçe gökler ve yer, haricinde ne dilerse Rabbin, şüphesiz Rabbin muvaffaktır neyi amaçlarsa. |
1579|11|108|وَأَمَّا ٱلَّذِينَ سُعِدُوا۟ فَفِى ٱلْجَنَّةِ خَٰلِدِينَ فِيهَا مَا دَامَتِ ٱلسَّمَٰوَٰتُ وَٱلْأَرْضُ إِلَّا مَا شَآءَ رَبُّكَ عَطَآءً غَيْرَ مَجْذُوذٍ Ve emmellezine suidu fe fil cenneti halidine fiha ma dameti s-semavatu vel ardu illa ma şae rabbuke, ataen gayre meczuz. Ve kimseler için mutlu olan, zira içindedirler cennet, ölümsüzler onun içinde sebat ettikçe gökler ve yer, haricinde ne dilerse Rabbin, bir armağandır kesinti olmaksızın. |
(دَامَتِ) dameti kelimesi kökü (دوم) sebat etmek (persist) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 350 (of 1303)
11:107 cehennemde bulunanlar için, 11:108 ise cennetlerde bulunanlar içindir.
Bu iki ayette Yüce Allah’ın 2 kelamı çok çok önemlidir.
1. ‘ma dameti s-semavatu vel ardu’ ‘sebat ettikçe gökler ve yer’
Şimdi Allah’ın izni ile bu kelamı inceleyelim ve soru soralım.
Yüce Allah ‘ma dameti s-semavatu vel ardu’ ‘sebat ettikçe gökler ve yer’ buyururken ne demek istemiş olabilir?
Ayette geçen ‘sebat ettikçe gökler ve yer’ geçişini bir deyim olarak alıp bu kalıbın sonsuzluğu ifade ettiğini düşünmek Kuran ayetlerinin en azından iyi anlamamış olmaktır. Yüce Allah bir şeyi ifade ediyorsa o kesinlikle doğrudur.
‘s-semavatu’ gökler demektir. Çoğul olarak kullanılmıştır. Bu kelime Kuran’da içinde yaşadığımız evreni ve paralel evrenleri işaret etmektedir ve Kuran’da onlarda kez kullanılmıştır. Ancak aynı kalıp bu ayetlerde ahiret evrenleri olan cennetler ve cehennem evrenleri için kullanılmıştır.
Kuran’dan net bir şekilde anlıyoruz ki içinde yaşadığımız evren ve paralel evrenler karanlık enerjinin fantom enerjisine dönüşmesi ile (Sur’a 1. üfleme) yırtılacak ve sonra içe çökerek ilk yaratılış olan büyük patlamanın ‘Big Bang’ ilk tekillik ‘singularity’ haline dönecektir. Sur'a 2. kez üflendiğinde yeni bir büyük patlama ile ‘Big Bang’ yeni evren ve paralel evrenler oluşacaktır. Buna fizikte ‘Big Bounce’ ‘Büyük Sıçrama’ denir.
Evrenin tekrarlanan içe çökme ve yaratılma döngüsü: ‘Big Bang’ ve ‘Big Bounce’
Bu evrenlerin bir tanesi hesap görme evreni, din gününü evreni olacaktır. 1 tanesi cehennem evreni, 4 tanesi ise cennetler evrenleri olacaktır.
Daha detaylı bilgi için
Cennetlerin ve cehennemin kapıları: Ahiret evrenindeki paralel evrenler arasındaki kapılar-geçitler
Çok net anlıyoruz ki ahiret evrenleri olan cennet evrenleri ve cehennem evreninde Dünya’mıza benzer gezegenler olacaktır.
Dünya ve evrenin başka-farklı-benzemez dünya ve evren ile değiştirilmesi
Kısacası hem cennet evrenleri hem de cehennem evreni gezegenler ve muhtemelen yıldızlar içerecektir.
Bu noktada ahiret evrenlerinin (cennetler ve cehennem evrenleri) sonu olacak mı olmayacak mı sorusu çok önemlidir. Yüce Allah ‘sebat ettikçe gökler ve yer’ buyurduğuna göre bu evrenlerin de bir sonu olma ihtimali yüksektir. Bu ahiret evrenleri Sur’a 2. üfleme ile oluşacağına göre, yani bir büyük patlama (‘Big Bang’) ile oluşacağına göre bir başlangıçları olacaktır. Başlangıcı olan her şeyin bir sonu mutlaka olacaktır.
İçinde yaşadığımız evrenimiz şu an 13.8 milyar yaşında. Yüce Allah bu evreni dilediği kadar uzun yaşatabilir. Evrenimiz kıyamet ile son bulmazsa Yüce Allah evreni trilyonlarca yıl yaşatabilir. Ancak Sünnetullah dediğimiz kendi yöntemlerine de uymaktadır Yüce Allah. Her şeyi bir sebeple yaratmakta ve işletmektedir. Modern bilimle içinde olduğumuz evrenin bir sonunun mutlaka geleceğini biliyoruz. Trilyonlarca yıl alsa da. Yüce Allah zaten bize evrenin durağan olmadığını, dinamik olduğunu, başı ve sonu olacağını bildirmiştir.
Aynı mantık ahiret evrenleri içinde yürütülebilir. Onlar da tekillikten yaratılacaklarına göre onların da mutlaka sonu olmalıdır. Ancak bu sonun ne zaman olacağını Yüce Allah ancak kendisi bilir.
11:107 ve 11:108 ayetleri bize cennet ve cehennem evrenlerinin sonlu olduğunun işaretini verir.
Cennetler evreninde ve cehennem evreninde yaşayan insanlar ölümsüz olacaktır. Bu evrenlerin sonuna kadar hiç ölmeyecektir. Ancak evrenlerin sonu Yüce Allah tarafından sonlandırıldığında onlarında da sonu gelmiş olacaktır.
2. ‘illa ma şae rabbuke’ ‘haricinde ne dilerse Rabbin’
‘illa ma şae rabbuke’ ‘haricinde ne dilerse Rabbin’ kelamı çok önemlidir. Kuran’da değil bir kelimenin bir harfin bile önemli olduğunu biliyoruz. Yüce Allah bu istisnayı bu ayetlere koymuş ise mutlaka bir önemi vardır.
Bütün bunlar birlikte düşünüldüğünde,
Cehennem ve cennet evrenlerinin içinde ölümsüz olarak sürekli kalan insanlar bu evrenlerin sebat etme süresi kadar ölümsüzdürler. Dilerse Yüce Allah bu evrenleri sebat ettirmeyip sonlandırabilir. İçinde yaşayan ölümsüz insanlar da evrenlerin yok olması ile son bulur. Hiç yaratılmamış haline geri döner. Bu bir ölüm değildir. Ölüm Kuran'a göre yok olma değildir. Tekrar dirilmenin öncesi olan bir süreçtir.
Yüce Allah hak ettiği kadar azap gören ve hak ettiği kadar mükâfat gören insanları ölmek olarak tanımlanamayacak bir süreç ile hiç yaratılmamamış olduğu hale getirebilir.
Ölümsüzlük ile sonsuzluğun farkı;
Ölüm olayı yaratılmışlar içindir. Yaratılmışların başına gelen bir proses veya işlemdir. Evrenimizdeki karadelikleri düşünün. Karadelik içine bir araç içinde düşen bir insan için zaman duracaktır. O insan için zaman durduğu için ölümsüz olacaktır. Hiç yaşlanmayacak, hiç ölmeyecektir. Karadelik içerisinde o kişi için zaman durmuş ve o kişi ölümsüz olmuş olmasına rağmen evrenin diğer kısımlarında zaman devam etmekte de evrenin sonu yaklaşmaktadır. Evrenin yok olması ile birlikte kara delikler de yok olacaktır. Bu nedenle karadelik içinde ölümsüz olan kişinin sonu da gelecektir. Çünkü karadeliğin kendisi yok olacaktır.
Bu noktadan anlarız ki ölümsüzlük kesinlikle sonsuzluk değildir.
Bütün bunlardan sonra Yüce Allah’ın Âhir sıfatını düşünmeden edemiyorum.
53:3 ayetinde Yüce Allah’ın (ٱلْءَاخِرُ) Âhir olduğu buyurulmaktadır. Sonsuzluk sadece Yüce Allah’a mahsustur. Sonsuzluk sıfatı başka hiçbir yaratılmışa verilemez. Yaratılmış hiçbir şey sonsuz olamaz. Cennetler ve cehennemde yaşayan insanlara da sonsuzluk verilmeyecektir. Ahiret evrelerinin yok olmasına kadar ölümsüzlük verilecektir. O kadar.