Yüce Allah 30:8 ve 46:3 ayetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
3415|30|8|أَوَلَمْ يَتَفَكَّرُوا۟ فِىٓ أَنفُسِهِم مَّا خَلَقَ ٱللَّهُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَآ إِلَّا بِٱلْحَقِّ وَأَجَلٍ مُّسَمًّى وَإِنَّ كَثِيرًا مِّنَ ٱلنَّاسِ بِلِقَآئِ رَبِّهِمْ لَكَٰفِرُونَ E ve lem yetefekkerû fî enfusihim, mâ halakallâhus semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ illâ bil hakkı ve ecelin musemmen ve inne kesîran minen nâsi bi likâi rabbihim le kâfirûn. Derinlemesine düşünmezler mi kendi içlerinde? Yaratmış değildir Allah göklerde ve yerde; ve ikisi arasındakini; ancak hakla/gerçekle; ve belirlenmiş bir süreyle/bir ecelle; ve doğrusu, insanlardan çoğu Rablerine kavuşmayı mutlak inkâr edicilerdir. |
4511|46|3|مَا خَلَقْنَا ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَآ إِلَّا بِٱلْحَقِّ وَأَجَلٍ مُّسَمًّى وَٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ عَمَّآ أُنذِرُوا۟ مُعْرِضُونَ Mâ halaknes semâvâti vel arda ve mâ beyne humâ illâ bil hakkı ve ecelin musemmen, vellezîne keferû ammâ unzirû mu’ridûn. Yaratmış değiliz gökleri ve yeri; ve ikisi arasındakini; ancak hak ile/gerçek ile; ve belirlenmiş bir süreyle/bir ecelle; ve kâfirlik etmiş (gerçeği örtmüş/gizlemiş) kimseler uyarıldıklarından yüz çevirenlerdir. |
(مُّسَمًّى) müsemmen kelimesi kökü (سمو) belirli-kesin (certain) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 505 (of 1303)
(أَجَلٍ) ecelin kelimesi kökü (اجل) dönem-süre-periyod (date, term), zaman sınırı (deadline) anlamındadır.
Muhteşem 2 ayet.
Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük, dâhi bilim insanı Albert Einstein evrenin durağan olduğunu, başlangıcının ve sonunun olmadığını yani ebedi 'eternal' olduğunu düşünüyordu. Hatta denklemlerinde bu durumun oluşmadığını fark etmesi üzerinde evreni durağan yapmak için kozmolojik sabit eklemişti. Ancak Edwin Hubble’ın evrenin genişlediğini kesin olarak ispatlamasından sonra bu kozmolojik sabiti denklemlerinden kaldırmış ve evrenin durağan-sabit olduğunu düşünmesinin en büyük hatası olduğunu bildirmişti.
Aşağıdaki resimde Albert Einstein'ın Edwin Hubble'ı ziyareti gösterilmiştir. Evrenin genişlediğini kendi gözleri ile görmüştür.
Yüce Allah’ın evrenin dili olarak yarattığı matematik evrenin genişlediğini göstermesine rağmen Albert Einstein’ın beyni henüz buna duruma hazır olmadığı için kozmolojik sabiti yanlış olarak eklemiştir.
Evrenin genişlediği, hatta hızlanarak genişlediği günümüzde net olarak bilinmektedir. 1400 yıl önceden Kuran zaten bize bildiriyordu;
Evrenin şişmesi-genişlemesi ve Kuran
2017 yılında uzaya fırlatılan Planck uydusu verileri de büyük patlamanın ‘Big-Bang’ olduğunu yani evrenin tekillikten (benzersiz var edilmesi) oluştuğunu göstermiştir. Bu durum ateist bilim adamlarını rahatsız etmiştir. Çünkü başı olan bir şeyin sonu da olur.
Big Bang teorisi-‘Gökler ve yer bitişik idi, biz onları ayırdık’
Evrenin benzersiz-hiçbir şey örnek alınmadan yaratılması
Artık evrenin sonsuza kadar var olmayacağı herkes tarafından kabul ediliyor. Hatta bilim insanları evrenin nasıl sonunun geleceğini tartışıyorlar.
Kuran ise 1400 yıl önceden bize evrenin hatta evrenlerin (paralel evrenler) belirlenmiş bir süre için yaratıldığını bildirmektedir. Kuran evrenlerin yoktan yaratıldığını ve Kuran’da ‘saat’ olarak belirtilen an geldiğinde evrenin/evrenlerin dengesinin bozulacağını, yırtılacağını ve daha sonra içine çökerek tekrar tekillik haline geleceğini bildirmektedir.
Evrenin tekrarlanan içe çökme ve yaratılma döngüsü: ‘Big Bang’ ve ‘Big Bounce’
Kuran’da Güneş ve Ay gibi gök cisimlerinin de belirlenmiş bir ömrünün olduğu, bu süre tamamlandığında yani ecelleri geldiğinde yok olacakları bildirilmiştir (13:2, 31:29, 35:13, 39:5).