Lut kavminin nasıl helâk olduğu ile ilgili Kuran’da çok yeterli ve ilginç bilgiler verilmiştir. Ayetleri dikkatli bir bilimsel göz ile okuduğumuzda Yüce Allah’ın Lut kavmini ve şehirlerini nasıl yok ettiğini açıkça çözebiliriz.
Şimdi Allah’ın izni ile ayetleri tek tek inceleyelim.
Yüce Allah 7:84 ve 26:173 ayetlerinde şu şekilde buyurmuştur.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
1038|7|84|وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهِم مَّطَرًا فَٱنظُرْ كَيْفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلْمُجْرِمِينَ Ve emtarna aleyhim matara, fenzur keyfe kane akıbetul mucrimin. Üstlerine bir yağmur yağdırdık. Suçluların sonuna bak! |
3103|26|173|وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهِم مَّطَرًا فَسَآءَ مَطَرُ ٱلْمُنذَرِينَ Ve emtarna aleyhim matara, fe sae matarul munzerin. Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık; uyarılıp korkutulanların yağmuru ne kötü. |
(أَمْطَرْنَا) emterna kelimesi kökü (مطر) yağmak (to rain), dökülmek (pour out), sağanak şeklinde yağmak (to shower) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1072 (of 1303)
Yağdırılan şey nedir?
Yüce Allah 11:82 ve 15:74 ayetlerinde şu şekilde buyurmuştur.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
1553|11|82|فَلَمَّا جَآءَ أَمْرُنَا جَعَلْنَا عَٰلِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهَا حِجَارَةً مِّن سِجِّيلٍ مَّنضُودٍ Fe lemma cae emruna cealna aliyeha safileha ve emtarna aleyha hicareten min siccilin mendud. Ne zaman ki gelince emrimiz getirdik üstünü altına ve yağdırdık üzerine ardı ardına gelen ateşte pişmiş taşlar |
1874|15|74|فَجَعَلْنَا عَٰلِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهِمْ حِجَارَةً مِّن سِجِّيلٍ Fe cealna aliyeha safileha ve emterna aleyhim hıcareten min siccil. Ve getirdik üstünü altına ve yağdırdık üzerine ateşte pişmiş taşlar |
(حِجَارَةً) hicareten kelimesi kökü (حجر) taş-kaya (stone), taş gibi sertleştirmek (to make hard as stone) anlamındadır.
(سِجِّيلٍ) siccilin kelimesi ateşte pişirilmiş taş (stone baked by fire), ateşte pişirilmiş kil (clay baked by fire) anlamındadır. Lane's Lexicon, page 1321 (of 3039)
(مَّنضُود) mendud kelimesi kökü (نضد) katman (layer), ardı ardına dizili (arrange one above the other) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1141 (of 1303)
15:74 ayetinin detaylandırılması;
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 |
felemma |
ne zaman ki |
|
2 |
ca'e |
gelince |
جيا |
3 |
emruna |
emrimiz |
امر |
4 |
cealna |
getirdik |
جعل |
5 |
aaliyeha |
üstünü |
علو |
6 |
safileha |
altına |
سفل |
7 |
ve emtarna |
ve yağdırdık |
مطر |
8 |
aleyha |
üzerine |
|
9 |
hicaraten |
taşlar |
حجر |
10 |
min |
||
11 |
siccilin |
ateşte pişmiş |
سجل |
12 |
mendudin |
ardı ardına gelen |
نضد |
‘hıcareten min siccil’ tamlaması ayrıca 105:4 ayetinde geçmektedir. Bu kez fil ashabı ile ilgili geçer.
Bu ayetlerden anladığımıza göre Lut kavminin üstüne kor gibi (pişmiş) kaya parçaları, taş parçaları yağmıştır. Bu pişmiş taş yağmurunun ardı ardına geldiğini görmekteyiz.
Yüce Allah 11:83 ayetinde şu şekilde buyurmuştur.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
1554|11|83|مُّسَوَّمَةً عِندَ رَبِّكَ وَمَا هِىَ مِنَ ٱلظَّٰلِمِينَ بِبَعِيدٍ Musevvemeten inde rabbik, ve ma hiye minez zalimine bi baid. Rabbin katından hedefe kilitlenmiş (taşlar) ve değildir bunlar zalimlerden uzak |
(مُّسَوَّمَةً) musevvemeten kelimesi kökü (سوم) işaretlemek-belirlemek (mark) anlamındadır. Bu taşların yaptıkları işler dikkate alındığında bu kelimenin hedefine kilitlenmiş taşlar olarak çevirmek mümkündür.
11:83 ayetinin detaylandırılması;
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 |
musevvemeten |
hedefe kilitlenmiş (taşlar) |
سوم |
2 |
inde |
katından |
عند |
3 |
rabbike |
Rabbin |
ربب |
4 |
ve ma |
ve değildir |
|
5 |
hiye |
bunlar |
|
6 |
mine |
-den |
|
7 |
z-zalimine |
zalimler- |
ظلم |
8 |
bibeiydin |
uzak |
بعد |
Bu ayette her şeyin Yüce Allah katındaki bir kitapta yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Bu kitabın adı Levh-i Mahfuz’dur. Bu kitapta yazılı olan her şey zamanı geldiğinde gerçekleşir. Bu kitabın evrenimizi bir üst boyuttan saran, evrenimizin zaman boyutu dahil tüm kuantum bilgilerini içeren 2 boyutlu zar olduğunu biliyoruz. Evrenimiz aslında bir hologramdır. Bu zarın içinde saklanmış ve korunmuş olan kuantum bilgileri evrene yansıyarak evrendeki her şeyi gerçekleştirir.
Daha detaylı bilgi almak içim lütfen tıklayınız;
Levh-i mahfûz nedir? Korunan bir levha
Açıkça görülmektedir ki Yüce Allah hangi taşın nereye gidip hasar vereceğini, akıllı bir füze gibi işaretlemiştir. Hedefine kilitlemiştir. Bu taşların tüm hareketleri evrendeki her bir atomun nasıl davranacağının yazılı olduğu bu Levh-i Mahfuz’dadır.
Yüce Allah 15:73 ve 15:74 ayetlerinde şu şekilde buyurmuştur.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
1873|15|73|فَأَخَذَتْهُمُ ٱلصَّيْحَةُ مُشْرِقِينَ Fe ehazethumus sayhatu muşrikin. Onları yakaladı çok dehşet yüksek bir ses-bir gürültü gün doğarken |
1875|15|75|إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَٰتٍ لِّلْمُتَوَسِّمِينَ İnne fi zalike le ayatin lil mutevessimin. Elbette bunda 'derin bir kavrayışa sahip olanlar' için gerçekten işaretler (ayetler) vardır. |
(ٱلصَّيْحَةُ) s-sayhatu kelimesi kökü (صيح) çok gürültülü (noisy), çok yüksek sesle ağlamak-haykırmak (cry lodudly), ses (shout) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 622 (of 1303)
(مُشْرِقِينَ) muşrikin kelimesi kökü (شرق) gün doğumu (sunrise), doğu (east) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 546 (of 1303).
15:73 ayetinin detaylandırılması;
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 |
feehazethumu |
onları yakaladı |
اخذ |
2 |
s-sayhatu |
çok dehşet yüksek bir ses- bir gürültü |
صيح |
3 |
muşrikine |
gün doğarken |
شرق |
Bu ayette çok büyük bir işaret vardır. Dehşet verici bir ses. Helâk eden her ne ise çok çok güçlü ve dehşet verici bir sese neden olmuştur. Bu durum aşağıda detaylı olarak incelenecektir.
Yüce Allah 11:81 ve 15:65 ayetlerinde şu şekilde buyurmuştur.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
1552|11|81|قَالُوا۟ يَٰلُوطُ إِنَّا رُسُلُ رَبِّكَ لَن يَصِلُوٓا۟ إِلَيْكَ فَأَسْرِ بِأَهْلِكَ بِقِطْعٍ مِّنَ ٱلَّيْلِ وَلَا يَلْتَفِتْ مِنكُمْ أَحَدٌ إِلَّا ٱمْرَأَتَكَ إِنَّهُۥ مُصِيبُهَا مَآ أَصَابَهُمْ إِنَّ مَوْعِدَهُمُ ٱلصُّبْحُ أَلَيْسَ ٱلصُّبْحُ بِقَرِيبٍ Kalu ya lutu inna rusulu rabbike len yasilu ileyke fe esri bi ehlike bi kıt'ın minel leyli ve la yeltefit minkum ehadun illemreetek, innehu musibuha ma esabehum, inne mev'ıdehumus subh, e leyses subhu bi karib. (Elçiler) Dediler ki: "Ey Lut, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana kesin olarak ulaşamazlar. Gecenin bir parçasında ailenle birlikte yürü (yola çık). Sakın, hiçbiriniz dönüp arkasına bakmasın; fakat senin karın başka. Çünkü onlara isabet edecek olan, ona da isabet edecektir. Onlara va'dolunan (azab) sabah vaktidir. Sabah da yakın değil mi?" |
1865|15|65|فَأَسْرِ بِأَهْلِكَ بِقِطْعٍ مِّنَ ٱلَّيْلِ وَٱتَّبِعْ أَدْبَٰرَهُمْ وَلَا يَلْتَفِتْ مِنكُمْ أَحَدٌ وَٱمْضُوا۟ حَيْثُ تُؤْمَرُونَ Fe esri bi ehlike bi kıt'ın minel leyli vettebı' edbarehum ve la yeltefit minkum ehadun vamdu haysu tu'merun. "Hemen aileni gecenin bir bölümünde yola çıkar, sen de onların ardından git ve sizden hiç kimse arkasına bakmasın; emrolunduğunuz yere gidin." |
Bu ayetlerden net bir şekilde anlıyoruz ki Lut kavmine gelen helâk gün doğumu saatlerinde gerçekleşmiş. Lut peygamber ve yanındakilerin gecenin bir kısmında yürüyerek bulundukları yerden uzaklaştıkları anlaşılmakta.
Bir insanını yürüme hızı ortalama 5 km/saattir. Gecenin bir kısmından yürüdüklerine göre yaklaşık 4-5 saatlik bir yürüme gerçekleşmiş olmaları mümkündür. Yaklaşık olarak evlerinden 20-25 km uzaklaşmış olmalılar.
15:65 ayeti sonunda ‘emrolunduğunuz yere gidin’ buyurulması Lut peygamberin güvenli olan yeri vahiy yolu ile aldığını gösterir.
Yürüme sırasında Lut peygamberin karısının ‘dönüp arkasına baktığı’ yani evine doğru geri döndüğü anlaşılıyor. Muhtemelen yaptıklarının saçma olduğunu düşündü ve yürümekten vaz geçip geri dönme kararı aldı.
Yüce Allah 15:76 ayetinde şu şekilde buyurmuştur.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
1876|15|76|وَإِنَّهَا لَبِسَبِيلٍ مُّقِيمٍ Ve inneha le bi sebilin mukim. Ve şüphesiz o (helâk olan, altı üstüne getirilen yerleşim yeri) bir geçiş güzergahı, bir antik yol üzerine yerleşmiştir. |
(لَبِسَبِيلٍ) lebisebilin kelimesi kökü (سبل) güzergâh (path), yol (road) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 461 (of 1303)
(مُّقِيمٍ) mukim kelimesi kökü (قوم) yerleşmek (to be located), kurulmak- bulunmak (be founded) Hans Wehr 4th ed., page 934 (of 1303)
15:76 ayetinin detaylandırılması;
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 |
ve inneha |
ve şüphesiz o (helâk olan, altı üstüne getirilen yerleşim yeri) |
|
2 |
lebisebilin |
bir geçiş güzergahı, bir antik yol üzerine |
سبل |
3 |
mukimin |
yerleşmiştir. |
قوم |
Bu ayet Lut kavmini helâk olan şehirlerinin bir ticaret yolu üzerinde olduğunu göstermektedir.
Yüce Allah 29:34 ve 29:35 ayetlerinde şu şekilde buyurmuştur.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
3372|29|34|إِنَّا مُنزِلُونَ عَلَىٰٓ أَهْلِ هَٰذِهِ ٱلْقَرْيَةِ رِجْزًا مِّنَ ٱلسَّمَآءِ بِمَا كَانُوا۟ يَفْسُقُونَ İnna munzilune ala ehli hazihil karyeti riczen mine s-semai bima kanu yefsukun. Şüphesiz biz indireceğiz şu şehir halkının üstüne gökten (uzaydan) bir azab, fasıklık yapıyorlar olmaları sebebiyle |
3373|29|35|وَلَقَد تَّرَكْنَا مِنْهَآ ءَايَةًۢ بَيِّنَةً لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ Ve lekad terekna minha ayeten beyyineten li kavmin ya'kılun. Ve ant olsun biz bırakmışızdır ondan (gökten indirilen azaptan) açık bir işaret aklını kullanan bir toplum için |
(مُنزِلُونَ) munzilune kelimesi kökü (نزل) inmek (to descend), düşmek (to fall) anlamındadır.
Tekil olarak gök anlamına gelen s-sema (ٱلسَّمَآءِ) (سمو) kelimesi yeryüzünün üstünden başlayıp tüm evreni kapsar. Evrenin kendisi de bir göktür. Evren içinde de birçok gök vardır. Galaksiler birer göktür. Galaksilerin bir bölgesi (nebula) gök olabilir. Güneş sistemimiz bir göktür. Başka yıldızların sistemleri birer göktür. Dünya’nın atmosferi bir göktür. Dünya’mız dışındaki gezegenlerin atmosferleri de bir göktür.
Kısacası gök kelimesi uzaydır.
29:34 ayetinin detaylandırılması;
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 |
inna |
şüphesiz biz |
|
2 |
munzilune |
indireceğiz |
نزل |
3 |
ala |
üstüne |
|
4 |
ehli |
halkının |
اهل |
5 |
hazihi |
şu |
|
6 |
l-karyeti |
şehir |
قري |
7 |
riczen |
bir azab |
رجز |
8 |
mine |
-ten-dan |
|
9 |
s-semai |
gök-uzay |
سمو |
10 |
bima |
sebebiyle |
|
11 |
kanu |
olmaları |
كون |
12 |
yefsukune |
fasıklık yapıyor(lar) |
فسق |
Bu ayet çok büyük bir işaret içerir. Lut kavminin helâk olmasına neden azap gökten gelmiştir. Yani uzaydan gelmiştir.
Yüce Allah 54:34 ayetinde şu şekilde buyurmuştur.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
4878|54|34|إِنَّآ أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ حَاصِبًا إِلَّآ ءَالَ لُوطٍ نَّجَّيْنَٰهُم بِسَحَرٍ İnna erselna aleyhim hasiben illa ale lut, necceynahum bi sehar. Elbette biz gönderdik üstlerine taş ve toz yağdıran bir fırtına Lut ailesi dışında. Onları kurtardık tan ağarırken (şafak vaktinde). |
(حَاصِبًا) hasiben kelimesi kökü (حصب) içinde taşlar ve tozlar içeren şiddetli rüzgar-fırtına (the violent wind that bears along the dust and the pebbles) anlamındadır. Lane's Lexicon, page 584 (of 3039)
(بِسَحَرٍ) biseharin kelimesi kökü (سحر) şafak-tan (dawn) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 465 (of 1303)
54:34 ayetinin detaylandırılması;
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 |
inna |
elbette biz |
|
2 |
erselna |
gönderdik |
رسل |
3 |
aleyhim |
üstlerine |
|
4 |
hasiben |
taş ve toz yağdıran bir fırtına |
حصب |
5 |
illa |
dışında |
|
6 |
ale |
ailesi |
اول |
7 |
lutin |
Lut |
|
8 |
necceynahum |
onları kurtardık |
نجو |
9 |
biseharin |
tan ağarırken (şafak vaktinde) |
سحر |
Ayetten anlaşılmaktadır ki Lut kavminin üstüne yağan pişmiş-kor halinde sıcak taşlar bir fırtına eşliğinde gelmiştir.
Yüce Allah 37:137 ve 37:138 ayetlerinde şu şekilde buyurmuştur.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
3923|37|137|وَإِنَّكُمْ لَتَمُرُّونَ عَلَيْهِم مُّصْبِحِينَ Ve innekum le temurrune aleyhim musbihin. Siz, gündüz onların yanlarından geçip gidiyorsunuz. |
3924|37|138|وَبِٱلَّيْلِ أَفَلَا تَعْقِلُونَ Ve bil leyl, e fe la ta'kılun. Ve geceleyin de. Hala aklınızı kullanmayacak mısınız? |
Bu ayette ise üstü altına getirilen, yok edilen şehrin Muhammed peygamberimiz zamanında, Kuran inerken (M.S. 610-633) yaşamış olan Arapların kullanmış olduğu bir ticaret yolunun üzerinde olduğu anlaşılmaktadır.
Tüm ayetler özetlendiğinde;
- Şehrin alt-üst olmasına neden olan, kavmin yok olmasın neden olan olaya neden olan her ne ise gökten gelmiştir. Yani uzaydan gelmiştir.
- Lut kavmini yok eden olay tan yeri ağarırken gerçekleşmiştir.
- Çok kuvvetli, dehşet verici bir ses ile yakalanmışlardır.
- Üzerlerine sıcak-kor şeklinde hedefine kilitlenmiş taşlar yağmıştır. Sıcak-kor şeklinde yağan taşlar bir fırtına (çok güçlü bir hava akımı) ile birlikte gelmiştir.
- Ateşte pişmiş taşlar ardı ardına, katmanlı şekilde gelmiştir.
- Altı üstüne getirilen, yıkılan yerleşim yeri antik dönemde aktif olan bir yol, bir kervan geçiş yerinin üzerindedir.
- M.S. 610-633 yıllarında (Kuran'ın indiği yıllarda) ticaret yolu olarak da kullanılmıştır.
- Uzaydan indirilen şey ile gerçekleşen azabın nasıl olduğuna yönelik kanıtlar aklını kullanan bir toplum tarafından bulunacaktır.
- Lut kavminin nasıl helâk olduğunu araştırmak gereklidir. Araştırma yapılırsa kalıntılar bulunur. Bu kalıntılardan yola çıkan ve aklını kullanan kişiler Allah’ın bu toplumu nasıl helâk ettiğini anlar.
Şimdi Allah’ın izni ile modern bilim ışığında yukarıdaki ayetleri tartışalım.
Lut kavmini yok eden, uzaydan gelen, kor gibi sıcak taş fırtınalarına neden olabilecek tek şey bir meteor düşmesidir.
Meteorlar Güneş’in yörüngesinde dönen kaya parçalarıdır. Yörüngeleri Dünya’nın yörüngesi ile kesiştiğinde Dünya’ya düşerler. Meteorların hızları inanılmaz yüksektir. Saniyede 11 km ile 75 km hızla Dünya atmosferine girerler. Çok küçük olanları Dünya atmosferinde yanarak yok olur. Yeteri kadar büyük olanlar ise yeryüzüne düşebilir. 65 milyon yıl önce dinozorları yok eden meteorun çapının 11-81 km olduğu tahmin edilmektedir.
Bazı meteorlar ise Dünya yüzeyine düşmeden atmosferde parçalanırlar ve havada patlarlar (‘airburst’). Binlerce belki de on binlerce parçaya bölünürler. Havada bir ateş topuna dönüşürler. Bu tip meteor düşmeleri yerde bir krater oluşturmadan çok büyük etki yapabilirler.
İnsanlık tarihinin kaydetmiş olduğu en büyük ‘airburst’ meteor patlaması 1908 yılında gerçekleşen Tunguska olayıdır. Bu olay Rusya’da gerçekleşmiştir.
Görgü tanıklarının gazetelere anlattıkları incelendiğinde;
- Çok parlak bir ışık gördüklerini,
- Çok şiddetli bir ses duyduklarını,
- Çok büyük bir sarsıntı olduğunu,
- Gökyüzünde çok büyük bir bulut oluştuğunu, bu buluttan kayalar, parçalar düştüğünü, ateşler çıktığını,
- Sıcaklık hissettiklerini,
- Fırtına gibi esinti olduğunu anlatmışlardır.
Daha detaylı bilgi aşağıdaki linkten alınabilir.
https://en.wikipedia.org/wiki/Tunguska_event
Tunguska olayında meteorun yaklaşık 50-190 metre çapında olduğu ve yaklaşık 5-10 km yukarıda patladığı tahmin ediliyor. Yaklaşık 2000 km2’lik alanı düzleştirmiştir.
Tunguska olayında belirgin bir krater bulunamamıştır. 2013 yılında mikro örneklerde yapılan araştırmalarda uzaydan gelen meteor mikro parçacıkları tespit edilmiştir.
Açıkça görülmektedir ki;
Lut kavmini yok eden olay atmosferde parçalanan ve bir ateş topuna dönen ‘airburst’ bir meteordur. Tungaska olayı ile çok benzemektedir.
Tan ağarırken atmosfere giren bir meteor atmosferde parçalanmış ve patlamıştır. Parçalanma ile oluşan şok ses dalgası çok uzak mesafelerden duyulabilmiştir. Muhtemelen 20-30 km uzakta olan Lut peygamber de bu şok sesi duymuştur. Bu ses Lut kavmimi yaşadığı şehirde kulak zarlarını patlatacak güçte olmalıdır.
15.2.2013’de Rusya’ya bir meteor düştü. Bu meteorun çıkarmış olduğu dehşet verici sesi aşağıdaki videoda duyabilirsiniz. Bir de Lut kavmini yok eden meteorun sesini düşününün. İnanılmaz dehşet verici olmalı.
Lütfen 31. saniyedeki meteorun neden olduğu dehşet verici sese dikkat edin.
Havada parçalanan meteor çok büyük bir bulut oluşturdu. Binlerce veya on binlerce parçaya ayrılan, pişirilmiş gibi kor ve sıcak olan kaya parçaları gökten yağmaya başladı. Bu esnada patlamanın oluşturduğu şok dalgası havanın çok hızlı bir şekilde yer değiştirmesine neden oldu. Bu da çok kuvvetli bir fırtınaya neden oldu ki bu fırtına taş ve tozları taşıyordu.
(مَّنضُود) mendud kelimesinin (نضد) katman (layer), ardı ardına dizili (arrange one above the other) anlamları düşünüldüğünde yağan taşların katman katman geldikleri anlaşılır. Bu da şunu destekler; Büyük bir meteor atmosfere girdiğinde farklı atmosfer seviyelerinde parçalara ayrılmaktadır. Her ayrılan parça daha da aşağılara inip patlamaktadır. Her bir patlayan meteor parçaları farklı zamanlarda Lut kavminin şehrine düşmüş olmalı. Tabii ki bu taş yağmurlarının aralarındaki süre kısa sürelidir. Saniyeler ile ifade edilebilir.
Muhtemelen şehirde yaşayan herkes anında hayatını kaybetmiştir. Muhtemelen buharlaşmış olmalılar. Şehirdeki binalar, sokaklar tamamen yıkılmış ve taş taş üstüne kalmamıştır. Bütün binalar ve ürettikleri eserler yıkılmıştır.
Ayetler incelendiğinde Lut kavmini yaşamış olduğu şehrin antik bir ticaret yolu üzerinde olduğu anlaşılır. Hatta Arapların peygamberimiz döneminde bu ticaret yolunu bildikleri ve kullandıkları ortadadır. Açıkça görülmektedir ki bu ticaret yolu antik dönem Kral Anayolu ‘The King’s Highway’ dur. Bu antik yol Mısır’ın Heliopolis şehrinden başlar, Arabah, Petra ve Rabbah’dan geçerek Resafa şehrinde biter. M.Ö. binlerce yıldır aktif olan bir ticaret yoludur.
Ayetlerden anladığımıza göre Lut kavminin yaşamış olduğu şehir bu yolun yakınlarındadır. Bu şehrin altı üstüne getirildikten sonra da şehir kalıntılarını bu yolun görünecek seviyede yakın olduğu ayetlerden anlaşılır.
Kuran'ın mucizesi ortaya çıkıyor;
Lut peygamberin kavminin ve şehirlerinin yok olması Tevrat'ta da yer almaktadır. Sodom ve Gomora 'Sodom and Gomorrah' olarak bilinen şehirlerin yok edilmesi Tevrat'ta 'Rab göklerden kükürt ve ateş yağdırdı' olarak geçer. Yok oluş ile ilgili başka bir detay verilmez. Şerefli Kuran'da ise yok oluş öncesi dehşet verici bir ses duyulduğunun bildirilmesi gerçekten büyük bir mucizedir. Kuran Tavrat'tan ayrı olarak meteor düşüşünü daha fazla desteklemektedir.
Peki bu şehir tam olarak nerede olabilir?
Tell el-Hammam adı verilen ve Ürdün’de olan bir bölge en uygun aday olarak görülmektedir. Prof. Steven Collins başkanlığında yapılan ve halen devam eden 13 yıllık kazılarda Tell el-Hammam’ın Lut kavminin yaşadığı ve yıkıma uğrayan şehir olduğu düşünülmektedir.
Aşağıdaki ismi verilen kitabı okumanızı öneririm. Gerçekten güzel kanılar bulunmuş.
Discovering the City of Sodom: The Fascinating, True Account of the Discovery of the Old Testament's Most Infamous City
Kanıtlar özetlenirse;
- Tell el-Hammam Lut gölünün (Ölü Deniz, 'Dead Sea') kuzeyinde ve Ürdün nehrinin doğusunda yer almaktadır. Antik Kral Ticaret ‘King’s Highway’ yolunun yanındadır.
- Yapılan kazı buluntularında tüm şehri toptan yakan bir durumun varlığı tespit edilmiştir. Toprağın camlaştığı (çok yüksek sıcaklıklarda olabilir) tespit edilmiştir.
- İnsan kemiklerinin çok az miktarda bulunması felaket esnasında buharlaştıkları veya çok küçük parçalara ayrılarak toprakla bütünleştiklerini düşündürmektedir.
- Şehrin yok olması sonrası 7 asır boyunca bu bölgede yerleşim olmamıştır.
Tell el-Hammam kazılarının sonuçlarına göre şehrin yok olması tarihi orta bronz çağ (M.Ö.2000-1500) döneminde tahmin edilmektedir. Prof. Steven Collins son yaptığı açıklamada bu olayın M.Ö. 1700-1650 tarihlemektedir. Ancak işte tam bu noktada bazı sorular ortaya çıkmaktadır.
Kuran’dan Musa peygamberin M.Ö. 1650 yıllarında Santorini yanardağı patlaması ile kamışlı gölü yardığını ve İsrailoğullarını Mısır’dan çıkardığını biliyoruz. Bunun çok net kanıtları mevcut.
Tell el-Hammam’ın yok olduğu dönemde Lut ve İbrahim peygamber de yaşamış ve olaya tanık olmuş olduklarına göre M.Ö. 1700-1650 tarihleri Lut kavminin yok olma zamanında pek uymuyor.
Benim kişisel görüşüm;
Yusuf peygamberin yaşadığı zaman çözülürse babası olan Yakup (İsrail) peygamber ve Yakup peygamberin dedesi olan İbrahim peygamberin yaşadıkları zaman otomatik olarak ortaya çıkacaktır. Yusuf peygamberin yaşadığı dönem ile ilgili inşallah bir makale yazmak istiyorum. Yusuf peygamber Mısır’da çok etkili olmuştur. Çevre halkların Mısır’a girip yerleşmelerinde rol oynamıştır. 12. hanedanlık döneminde (M.Ö. 1880) Hiksosluların Mısır’a giriş yaptıkları görülmektedir. Yusuf peygamberin kardeşlerinin bazılarının Mısır’a girip orada yerleştikleri de düşünülebilir.
Kısacası; İsrailoğullarının (Yakup peygamberin oğulları) Mısır’da yerleşmesi ve çoğalması M.Ö. 1880 yılları civarında olmalıdır.
Bu nedenle kaba bir yaklaşımla İbrahim ve Lut peygamberin M.Ö. 2100-1900 tarihleri arasında yaşamış oldukları ön görülebilir.
Bu yaklaşım tıp ile de uygundur. Tek bir Yakup peygamberden binlerce İsrailoğlunun çıkması için gereken süreler de uygundur.
Yusuf peygamber ve 12 kardeşi M.Ö. 1900 yıllarında yaşamış ise, Musa dönemi olan M.Ö. 1650 yılında İsrailoğulları kaç kişi olabilirler?
Her oğlanın veya kızın ortalama 5 çocuğu olsa, her nesil arası 30 yıl kabul etsek, 250 senede kaç kişi olurlar?
250/30=yaklaşık 8 nesil. Kişi sayısı ise 58 olarak hesaplanır. Bu da 390.625 kişi eder. Eski Mısır’ın nüfusu düşünüldüğünde çok uygun rakamlar. Bu noktada kesin rakamı bulmak tabi ki mümkün değildir. Ama şu bir gerçek ki yüz bin üstünde İsrailoğlunun doğması için 250 yıl yeterlidir.
Sonuç olarak Tell el-Hammam yerleşkesi Lut kavminin yok olan şehri olabilir. Ancak tarihleme ile ilgili daha net araştırmaların yapılması gerekmektedir.
Her neresi olursa olsun, Lut kavminin yok olan şehri Allah’ın izni ile mutlaka ortaya çıkarılacaktır. Yüce Allah’ın bize Kuran’da sunduğu bilgiler ile artık kesin biliyoruz ki bu şehir gökten-uzaydan gelen bir meteorun atmosferin üst tabakalarında patlamasıyla oluşan binlerce-on binlerce sıcak kaya parçasının bir fırtına içinde yağması ile yok olmuştur.
En doğrusunu Allah bilir.