Yüce Allah 69:17 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
5338|69|17|وَٱلْمَلَكُ عَلَىٰٓ أَرْجَآئِهَا وَيَحْمِلُ عَرْشَ رَبِّكَ فَوْقَهُمْ يَوْمَئِذٍ ثَمَٰنِيَةٌ Ve l-meleku alâ ercâihâ, ve yahmilu arşe rabbike fevkahum yevme izin semâniyeh. Ve melek; onun kenarlarındadır; ve yüklenir Rabbinin Arş'ını o gün, onlardan üstün-aşkın olan sekiz. |
(ٱلْمَلَكُ) l- meleku kelimesi melek anlamında çevrilmiştir. Fakat Kuran’daki melek kavramı bu makalede kısaca anlatılacaktır.
(أَرْجَآئِهَا) ercaiha kelimesi kökü (رجو) kenar (side), bir şeylerin kenarları-bir kuyunun en üstten en alta kadar kenarları (the side of a well from its top to its bottom) anlamındadır. Lane's Lexicon, page 1056 (of 3039)
(يَحْمِلُ) yahmilu kelimesi kökü (حمل) yüklenmek (load up), taşımak-devam ettirmek (hold, bear), üzerinde bulundurmak (carry) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 240 (of 1303)
(فَوْقَهُمْ) fevkahum kelimesi kökü (فوق) üstün olan (surpess), her yönü ile üstün olan (excel, to be superior)
(ثَمَٰنِيَةٌ) semaniyeh kelimesi kökü (ثمن) olup sekiz (eighth) anlamındadır. Steingass, page 209 (of 1241)
Bu ayeti iyi anlamak için öncesine bakmak gereklidir.
69:13-16 ayetleri şu şekildedir.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
5334|69|13|فَإِذَا نُفِخَ فِى ٱلصُّورِ نَفْخَةٌ وَٰحِدَةٌ Fe izâ nufiha fîs sûri nefhatun vâhıdeh. Öyle ki o vakit üflendi Sur'a; tek bir üfleme. |
5335|69|14|وَحُمِلَتِ ٱلْأَرْضُ وَٱلْجِبَالُ فَدُكَّتَا دَكَّةً وَٰحِدَةً Ve humiletil ardu vel cibâlu fe dukketâ dekketen vâhıdeh. Ve kaldırıldı yer/yeryüzü ve dağlar; öyle ki ezilip düzleştirildi o ikisi; tek bir ezme/bir vuruş. |
5336|69|15|فَيَوْمَئِذٍ وَقَعَتِ ٱلْوَاقِعَةُ Fe yevme izin vekaatil vâkıah. Öyle ki o gün vuku buldu/gerçekleşti vaka/olay. |
5337|69|16|وَٱنشَقَّتِ ٱلسَّمَآءُ فَهِىَ يَوْمَئِذٍ وَاهِيَةٌ Ven şakkatis semâu fe hiye yevme izin vâhiyeh. Ve yarıldı gök; öyle ki o, o gün zayıftır/kırılgandır. |
Yukarıdaki ayetlerde evrenin sonunun nasıl olacağı anlatılmaktadır. Higgs bozununun dengesizliğine bağlı evrende bir yırtılma olacak, evreni destekleyen-ayakta tutan (göremediğimiz direkler-destekler) karanlık enerji yapısı bozulacak, evren tüm direncini kaybedecek ve içe çökmeye başlayacaktır. Çökme esnasında evrendeki her şey yok olacak ve içe çökme evrenin ilk yaratılışındaki Big-Bang hali öncesi olan tekilliğe kadar sürecektir. (Dönüşlü evren makalesi için lütfen tıklayınız). Yüce Allah evreni ilk yarattığı haline geri döndüreceğini bildirmiştir. Kıyametin kopması ile evren ilk yaratılışındaki gibi tekillik haline geri döndürülecektir.
Evrenin sonunu anlamak için öncelikle başını anlamamız gereklidir. Bunun için M-teorisinin Big Bang’i nasıl açıkladığını anlamamız gereklidir.
M-teorisi Big Bang ile ilgili ne diyor?
M-teorisine göre hipeuzay denilen, evren üstü boyutlarda 0 boyutlu, 1 boyutlu, 2 boyutlu, 3 boyutlu, 4 boyutlu, 5 boyutlu, 6 boyutlu, 7 boyutlu, 8 boyutlu ve 9 boyutlu olabilen zarlar (membrane) vardır. Bunlara D-branes denir. Bu zarlar birbirine çarptığında oluşan enerji ile evren oluşur. İşte bu enerji bir melektir. Bu melek Big Bang’i başlatır. Uzay ve zamanın oluşması ile tekillikten öncelikle tek boyutlu uzayı ve tek boyut olan zamanı (evrenin ilk Planck zamanlarında) oluşturur. Yüce Allah bu büyük meleğin yönleri-boyutları ile ilgili (kanat sayısı) bize bir bilgi vermemiştir (Tekillik öncesi). Fakat bu meleğin evrenin ilk zamanlarında iki yönlü olduğunu bize bildirmiştir (Tekillik sonrası). 2 kanatlı bu meleğin daha sonra evrendeki boyutlar arttıkça kanat sayısı ve bölünmeler ile sayıları artacaktır. Tüm evreni oluşturan 11 kanatlı melekleri (sicimleri) oluşturacaktır. Detaylı inceleme için lütfen tıklayınız.
Aşağıdaki resimde 2 boyutlu zarların çarpışması ile oluşan Big-Bang gösterilmiştir. Çok sayıda ve çok boyutlu zarlar vardır. Bu bölgeye hiperuzay ('higher-dimensional bulk') denir.
Zaman ve uzay oluşmadan önce (tekillikten önce) evrenin tüm enerjisini içeren güç-kuvvet Yüce Allah’ın bir meleğidir. Bu melek tek bir melektir. İki D-brane zarının birbiri ile çarpışması ile bu melek oluşur.
Tüm evrenin içine çökmesi ve tekrar tekillik haline gelmesi ile evrendeki tüm maddeler ve kuvvetler (tüm 11 kanatlı melekler (sicimler)) birleşerek tek bir melek haline gelmiştir (tekrar saf bir enerji haline dönmüştür). 69:17 ayetinde belirlilik takısı ile geçen tek olan o melek (ٱلْمَلَكُ) işte bu enerjidir. Bu melek tüm evrenin oluşmasına neden olan melektir (enerjidir). Tekillik haline gelmiş olan evrenin çevresindedir. Evren yok olmuş tekrar eski hali olan tekillik haline getirilmiştir.
69:17 ayetinde belirtilen Arş’ı taşıyan-yüklenen sekiz’i anlamak için Arş kelimesini iyi anlamak gereklidir. Bu kelimenin Allah için kullanıldığında anlamı Allah’ın işleri ve oluşları yaptığı-yönettiği yer ve/veya yerlerdir. Yüce Allah yer ve zamandan münezzehtir. Onun arşı sadece iş ve oluşları gerçekleştirdiği yer veya yerlerdir.
Yüce Allah Arş kelimesini farklı yerler için kullanmıştır. Kuran’da gök-gökler nasıl atmosfer, Güneş sistemi, galaksimiz içindeki bir nebula (gaz ve toz bulutu), evrenin kendisi veya çoklu evrenler gibi anlamlarda kullanılmış ise Arş kelimesi de farklı yerler için kullanılmıştır. Şimdi bunları inceleyelim.
Aşağıdaki resimde evrenin içine çökerek yok olması (tekillik haline getirilmesi) ve sonra yeni bir evren olarak doğması gösterilmiştir. Yeni doğan evren farklı fizik yasaları içerir.
Arş’ın evrenimizi işaret ettiği ayetler
Arş’ın evrenimiz için kullanıldığı ayetlere en iyi örneklerden bir tanesi aşağıda verilmiştir.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
1008|7|54|إِنَّ رَبَّكُمُ ٱللَّهُ ٱلَّذِى خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ فِى سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ ٱسْتَوَىٰ عَلَى ٱلْعَرْشِ يُغْشِى ٱلَّيْلَ ٱلنَّهَارَ يَطْلُبُهُۥ حَثِيثًا وَٱلشَّمْسَ وَٱلْقَمَرَ وَٱلنُّجُومَ مُسَخَّرَٰتٍۭ بِأَمْرِهِۦٓ أَلَا لَهُ ٱلْخَلْقُ وَٱلْأَمْرُ تَبَارَكَ ٱللَّهُ رَبُّ ٱلْعَٰلَمِينَ İnne rabbekumullahullezi halakas semavati vel arda fi sitteti eyyamin summesteva alel arşı, yugşil leylen nehare yatlubuhu hasisen veş şemse vel kamere ven nucume musahharatin bi emrih, e la lehul halku vel emr, tebarekallahu rabbulalemin. Rabb'iniz; gökleri ve yeri altı günde* yaratan, sonra arş üstüne istiva eden;* geceyi, durmadan takip eden gündüze katan; Güneş'i, Ay'ı ve yıldızları emrine tabi kılan Allah'tır. Dikkat edin! Yaratmak da emretmek de yalnız O'na özgüdür. Âlemlerin Rabb'i olan Allah, Şanı Çok Yücedir. |
Yukarıdaki ayet dışında birçok ayette evren için kullanılmıştır.
7:54, 10:3, 13:2, 17:42 (arşın sahibine bir yol ararlardı), 20:5 (4. ayette yüce gökler ve yerin yaratılışına işaret sonrası 5. ayette Rahman’ın arş üstüne istiva etmesi), 21:22 (Arş’ın Rabbi (Programlayıcısı)), 25:59, 32:4, 40:15 (Arş’ın sahibi), 43:82 (Göklerin ve yerin Rabb'i; arşın Rabb'i onların niteledikleri şeylerden münezzehtir.), 57:4, 81:2 (Güç sahibi, arşın sahibi yanında itibarlıdır.)
Aşağıdaki ayette ise çok daha net bir işaret vardır. Yüce Allah evreni 6 günde (evrede) yarattığını bildirmektedir. Evrenin ilk dönemlerinde evrenin çok sıcak ve muntazam akışkan bir sıvı olduğunu modern bilim ispatlamıştır. Demek ki Allah’ın arşı o dönem erken evren üzerindeydi. Allah'ın arşının sıvı üzerinde olması ile ilgili makaleyi okumak için lütfen tıklayınız.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
1478|11|7|وَهُوَ ٱلَّذِى خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ فِى سِتَّةِ أَيَّامٍ وَكَانَ عَرْشُهُۥ عَلَى ٱلْمَآءِ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا وَلَئِن قُلْتَ إِنَّكُم مَّبْعُوثُونَ مِنۢ بَعْدِ ٱلْمَوْتِ لَيَقُولَنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓا۟ إِنْ هَٰذَآ إِلَّا سِحْرٌ مُّبِينٌ Ve huvellezi halakas semavati vel arda fi sitteti eyyamin ve kane arşuhu alel mai li yebluvekum eyyukum ahsenu amela, ve le in kulte innekum meb'usune min ba'dil mevti le yekulennellezine keferu in haza illa sihrun mubin. Gökleri ve yeri altı günde* yaratan O'dur. Daha önce arşı* su üzerindeydi. Sizi yaratması, hanginizin iyi şeyler yapacağını sınav yapmak içindir. Eğer gerçeği yalanlayan nankörlere: "Gerçekten siz, öldükten sonra diriltilecekseniz." desen, "Bu ancak apaçık bir büyüdür." diyecekler. |
Evrenimiz dışında, ondan çok çok daha büyük, göremediğimiz çok boyutlu hiperuzay ('higher-dimensional bulk') için kullanılması
Kuran’da bazı ayetlerde Rabbinin büyük (Azim) arşı, şerefli (Kerim) arşı, büyük (Mecid) arşı tamlaması kullanılır. 23:86 ayetinde 7 gökler ile birlikte kullanılır ki 7 gökler ifadesi çoklu evrenler anlamına gelir. Bu konu ile ilgili inceleme için lütfen tıklayınız. Yüce Allah’ın bu ayetlerde işaret ettiği Arş ise evrenimizden çok çok daha büyüktür. M-teorisine göre zaten evrenimiz dışında çok ama çok sayıda evrenler vardır. Bu evrenler yukarıda anlatıldığı gibi D-brane (zarların) birbiri ile teması sonrası çıkan büyük enerjiden hiperuzaya ('higher-dimensional bulk') doğru bir üst boyuta yarılır, fıtıklaşır ve evren haline gelir. Bu büyük, yüce, şerefli arş çok boyutlu D-brane (zarlar) olabilir. Yukarıdaki resimde D-branes (zarlar) görülmektedir.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
2757|23|86|قُلْ مَن رَّبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ ٱلسَّبْعِ وَرَبُّ ٱلْعَرْشِ ٱلْعَظِيمِ Kul men rabbus semavatis seb'ı ve rabbul arşil azim. De ki: "Yedi göklerin ve muazzam arşın Rabb'i kimdir?" |
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
3183|27|26|ٱللَّهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ رَبُّ ٱلْعَرْشِ ٱلْعَظِيمِ Allahu la ilahe illa huve rabbul arşil azim. "O Allah ki, tanrı yok kendinden başka, o büyük arşın Rabb’idir O." |
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
2787|23|116|فَتَعَٰلَى ٱللَّهُ ٱلْمَلِكُ ٱلْحَقُّ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ رَبُّ ٱلْعَرْشِ ٱلْكَرِيمِ Fe tealallahul melikul hakk, la ilahe illa hu, rabbul arşil kerim. Şunu bilin ki, gerçek egemenlik sahibi olan Allah, çok yücedir. O'ndan başka ilah yoktur. O şerefli arşın* Rabb'idir. |
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
5922|85|15|ذُو ٱلْعَرْشِ ٱلْمَجِيدُ Zul arşil mecid. Şanı Yüce Arş'ın Sahibi'dir. |
Ahiretteki cennet ile ilgili Arş
Yüce Allah kıyametin kopması ile bugünkü evrenin yerine başka bir evren oluşturacağını net bir şekilde belirtmiştir. 14:48’de ‘O gün; yer başka bir yerle değiştirilir. Gökler de başka göklerle. Ve onlar; Vahid ve Kahhar olan Allah'ın huzuruna çıkarlar.’ Detaylı inceleme için lütfen tıklayınız.
39:74 ayetinde kıyamet kopmuş ve yeni bir evren oluşmuş ve cennete girmiş olanların sözleri dile getirilir;
Onlar da: "Hamd, bize verdiği sözü yerine getiren Allah'a özgüdür. Bizi bu yere varis kıldı. Cennet'te istediğimiz yerde kalabiliyoruz. Çalışanların* ödülü ne güzel." derler.
Ve sonrasında 39:75 ayeti gelir.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
4131|39|75|وَتَرَى ٱلْمَلَٰٓئِكَةَ حَآفِّينَ مِنْ حَوْلِ ٱلْعَرْشِ يُسَبِّحُونَ بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَقُضِىَ بَيْنَهُم بِٱلْحَقِّ وَقِيلَ ٱلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ Ve terel melaikete haffine min havlil arşı yusebbihune bi hamdi rabbihim, ve kudıye beynehum bil hakkı ve kıylel hamdu lillahi rabbil alemin. Melekleri, arşın* çevresini kuşatmış olarak, Rabb'lerini övgü ile yücelttiklerini görürsün. Artık onların* aralarında hakk ile hüküm verilmiştir. "Âlemlerin Rabb'ine hamdolsun." denir. |
39:75 ayetindeki arş kelimesi bu sefer yeni yaratılan evren için kullanılmıştır.
Arş kelimelerinin geçiş yerleri dikkate alındığında 69:17 ayetinde geçen Arş’ın kıyamet sonrası yeni oluşacak evren için kullanıldığı anlaşılır.
Şimdi çok önemli bir kelimeyi inşallah inceleyeceğiz
(ثَمَٰنِيَةٌ) semaniyeh kelimesi kökü (ثمن) olup sekiz (eighth) anlamındadır.
Bu kelime kullanıldıkltan sonra neyin 8 olduğu bildirilmemiştir. Bildiğimiz bu sekizin kendi muadillerine göre daha üstün, daha başarılı- daha iyi, daha aşkın olduklarıdır.
Hakkı Yılmaz bu kelimenin bir anlamının “bedel, fiyat; malın kıymeti” olduğunu, yine bu kökten türeyen (ثمانىSemaniye) kelimesinin “biten, bitki” anlamında olmasını delil göstererek bu sekizin “biten; tohumun yerine ortaya çıkan bitki” anlamı ekseninde “şimdiki evren ortadan kaldırıldıktan sonra onun yerine ikame edilecek yeni varlıklar” anlamında olduğunu belirtmiştir. Hakkı Yılmaz’ın güzel makalesi için lütfen tıklayınız. Bu yaklaşım doğru olabilir. Ancak Kuran’da (ثَمَٰنِيَةٌ) semaniyeh kelimesinin geçtiği diğer 3 ayeti incelediğimzde (6:143, 39:6, 69:7) bu kelimenin gerçekten 8 sayısını işaret ettiğini görürüz.
Bizim kanaatimize göre (ثَمَٰنِيَةٌ) semaniyeh kelimesinin anlamının 8 sayısı olduğu üzerinden gitmek daha mantıklıdır.
Kendi muadillerine göre daha üstün, daha başarılı- daha iyi, daha aşkın oldukları belirtilen bu sekizin sekiz melek olma ihtimali çok yüksektir.
Yeni oluşacak olan evreni 8 güç-kuvvet yüklenecektir. Peki, şu an içinde yaşağımız evrende tüm evreni yüklenen (Allah'ın arşını yüklenen) (tüm işlerin-oluşların (Allah’ın Arş’ı) oluşmasına aracılık eden) melekler (güçler-kuvvetler) var mıdır? Bunun cevabı modern bilim tarafından verilmiştir. Şimdiki evrende 4 temel kuvvet mevcuttur.
Bunlar aşağıda sayılmıştır;
- Kütle çekim (yerçekimi) kuvveti
- Elektromanyetik kuvvet
- Güçlü nükleer kuvvet
- Zayıf nükleer kuvvet
Bu 4 temel melek olmadan evren var olamaz. Bu 4 temel melek tüm evreni yüklenmiştir.
Kıyamet sonrası Yüce Allah yeni bir evren oluşturacaktır. Bu yeni evreni bu kez 8 temel melek (kuvvet) yüklenecektir. Bu 8 melek muadili olan şimdiki 4 temel meleğe göre daha üstün, daha aşkın olacaklardır. Yeni evren şu anda içinde yaşadığımız evrene göre çok çok daha farklı fiziksel yasalar içerecektir.
Konunun ders olarak anlatımı;