Şerefli Kur’an resûl Muhammed’in kalp ve beynindeki sinir hücrelerine şerefli elçi olan Cibrîl tarafından indirilmiştir. Bu indirme sürecinin zamana yayıldığını bizzat Kur’an’dan anlıyoruz. Rivâyetlerden yani şeytân öğretilerinden uzak olarak sadece Kur’an denildiğinde şerefli kitabımızın bizlere matematiksel olarak işaretler verdiğini rahatlıkla görebiliriz.
Şerefli Kur’an ne zaman inmeye başladı?
Kur’an’da 6234 ayet vardır. 112 numarasız besleme de 0.ayet olarak Kur’an’dan olup toplam 6346 ayete tamamlanır. Kur’an mushafına bakıldığında ayetlerin ve surelerin sıralamasının iniş sırasında olmadığı net bir şekilde görülür. Bu durumun kasıtlı olarak yapıldığına zerre şüphe yoktur. Resûl Muhammed vefat ettirilmeden önce Cibrîl Kur’an mushafını bizzat resûlle birlikte dizmiştir. Bu dizilimin Rabbimizden bizlere işaretler vereceği aşikardır. Gerçek müminler ve ilimde derinleşenler bu işaretleri yine Rablerini izin verdiği ölçüde görebilir.
Mushaf Adı | Bulunduğu Yer | Karbon Tarihleme | Güven Aralığı | Açıklama |
Birmingham Kur'an Parşömeni | Birmingham Üniversitesi, İngiltere | 568-645 MS | %95.4 | 2 yaprak, Sûre Maryem ve Taha'dan bölümler içerir |
Sana Palimpsest | Sana Büyük Cami, Yemen | 578-669 MS | %95 | Alt metinli (palimpsest), en erken Kur'an metni olabilir |
Tubingen Ma VI 165 | Tübingen Üniversitesi, Almanya | 649-675 MS | %95 | Hijazi hat ile yazılmış, birkaç ayet içerir |
Paris BNF Arabe 328a | Bibliothèque Nationale, Fransa | 652-765 MS | %95 | Hijazi hat, Kur'an'ın yaklaşık %26'sını içerir |
Marciana Or. I, 1450 | Marciana Kütüphanesi, Venedik | 614-744 MS | %95 | Arap yarımadasından geldiği düşünülür |
Kur’an’ın ne zaman inmeye başladığının işaretlerini görmek için elimizde anahtar kelimeler olmalıdır. Bir kitap olan Kur’an’ın bir resûl olan Muhammed’e indirilmeye başladığı tarihin izlerini sürebilmek için en iyi anahtar kelimeler kitap, indirme eylemi ve resûl olmalıdır.
Arapça olarak kitap (l-kitâb) (الكتب)
Arapça olarak resûl (resûl) (رسول)
Arapça olarak indirme (nezel) (نزل)
Şerefli kitabın resûle indirilmeye başladığı yılı göstermesi en olası ayet veya ayetleri bu 3 anahtar kelimenin birlikte geçtiği ayet veya ayetler olmalıdır. Arama yaptığımızda ilginç şekilde tek bir ayetin şartlara uyduğunu görürüz.
Not: Bu 3 kelimenin en az bir tanesini içeren ayet sayısı 549'dur. Ancak üç kelimeyi de içeren tek bir ayet mevcuttur. Aramaları siz de yapabilirsiniz.
https://www.kuranmucizeler.com/kuran_kelime_arama_enhanced.html
Şartlara uyan ayeti okuduğumuzda gerçekten şerefli kitabın (Kur’an’ın) resûl Muhammed’e indirilmesinin apaçık işaret edildiği anlaşılır.
Yüce Allah Kur’an'ın 4:136 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır.
Kur'an Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
4|136|يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ ءَامِنُوا۟ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ وَٱلْكِتَـٰبِ ٱلَّذِى نَزَّلَ عَلَىٰ رَسُولِهِۦ وَٱلْكِتَـٰبِ ٱلَّذِىٓ أَنزَلَ مِن قَبْلُ وَمَن يَكْفُرْ بِٱللَّهِ وَمَلَـٰٓئِكَتِهِۦ وَكُتُبِهِۦ وَرُسُلِهِۦ وَٱلْيَوْمِٱلْـَٔاخِرِ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَـٰلًۢا بَعِيدًا Yâ eyyuhâllezîne âmenû, âminû billâhi ve resûlihî vel kitâbillezî nezzele alâ resûlihî vel kitâbillezî enzele min kabl(kablu). Ve men yekfur billâhi ve melâiketihî ve kutubihî ve rusulihî vel yevmil âhıri fe kad dalle dalâlen baîdâ(baîden). Ey iman47 etmiş kimseler! İman47 edin Allah'a ve resûlüne418*; ve kitabı** indirendir resûlüne*; ve kitabı** indirendir daha önceden; ve kim kâfirlik25 eder Allah’a; ve meleklerine; ve kitaplarına***; ve resûllerine****; ve ahiret gününü muhakkak dalalete128 düştü (o kimse); uzak bir dalalete128. |
“…ve kitabı** indirendir resûlüne…” geçişinde işaret edilen resûl Muhammed resûldür. Kitap Kur’an’dır. İndiren ise Allah’tır. Bu şekilde bir geçiş Kur’an’ın başka hiçbir ayetinde yoktur. Bu ayetin künyesine baktığımızda Kur’an’ın baştan 629. ayeti olduğunu görürüz. Kur’an’da yıl hesabının Ay yılına göre yapıldığını biliyoruz. Ancak biz Güneş yılının baz alındığı Miladî takvime ulaşmak istiyoruz. Bu nedenle 629 Ay yılını Güneş yılına çevirmemiz gerekecektir. 629 Ay yılı 610 Güneş yılına denk gelir.
https://kuranmucizeler.com/kuran-analizi/ay-yilini-gunes-yilina-gunes-yilini-ay-yilina-cevirme-programi
Görüldüğü üzere Rabbimiz bizlere şerefli Kur’an’ı resûlüne indirmeye başladığı yılı apaçık göstermiştir. Rabbimiz ayetlerini ufuklarda ve kendi içimizde gösterecektir; biz de onları tanırız. Aynen böyle olmaktadır.
Şerefli Kur’an’ın MS 610 yılında inmeye başlamasına ek bir delil de 610 sayısını kendisindedir. Bu sayı 180 derece ters çevrildiğinde 019 sayısı elde edilir. Kur’an’ın tersinden 19. surenin de ilk indiğine bir işarettir. Alak (sülük/asalak) suresi 19 ayettir. 610 ve 19 ilişkisi Alak suresinin de ilk inen sure olduğunun delili olarak karşımıza çıkar.
Şerefli Kur’an’ın tamamlanması ne zaman oldu?
Benzer metodolojiyi bu kez Kur’an’ın inişinin tamamlandığının işaretlerini bulmak için yapacağız. Kur’an’da Rabbimizin Kur’an’ı tamamladığı ile ilgili bir ayet var mı?
Elbette var.
Kur'an Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
5|3|حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ ٱلْمَيْتَةُ وَٱلدَّمُ وَلَحْمُ ٱلْخِنزِيرِ وَمَآ أُهِلَّ لِغَيْرِ ٱللَّهِ بِهِۦ وَٱلْمُنْخَنِقَةُ وَٱلْمَوْقُوذَةُ وَٱلْمُتَرَدِّيَةُ وَٱلنَّطِيحَةُ وَمَآ أَكَلَ ٱلسَّبُعُ إِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى ٱلنُّصُبِوَأَن تَسْتَقْسِمُوا۟ بِٱلْأَزْلَـٰمِ ذَٰلِكُمْ فِسْقٌ ٱلْيَوْمَ يَئِسَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ مِن دِينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَٱخْشَوْنِ ٱلْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِى وَرَضِيتُ لَكُمُ ٱلْإِسْلَـٰمَ دِينًافَمَنِ ٱضْطُرَّ فِى مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِّإِثْمٍ فَإِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ Hurrimet aleykumul meytetu veddemu ve lahmul hınzîri ve mâ uhılle li gayrillâhi bihî vel munhanikatu vel mevkûzetu vel mutereddiyetu ven natîhatu ve mâ ekeles sebuu illâ mâ zekkeytum ve mâ zubiha alen nusubi ve en testaksimû bil ezlâm(ezlâmi), zâlikum fisk(fiskun), elyevme yeisellezîne keferû min dînikum fe lâ tahşevhum vahşevn(vahşevni) el yevme ekmeltu lekum dînekum ve etmemtu aleykum ni’metî ve radîtu lekumul islâme dînâ(dînen) fe menidturra fî mahmasatin gayra mutecânifin li ismin fe innallâhe gafûrun rahîm(rahîmun). Haram kılındı üzerinize ölmüş; ve kan; ve hınzır/domuz eti; ve kendisine Allah’ın dışında başkasının (ismi) adanan/sunulan; ve boğulan (ölen); ve ağır darbeyle/hastalıkla (ölen); ve düşen (ölen); ve boynuzlanmış (ölen); ve yırtıcıların yediği; dışındadır boğazladığınız/kestiğiniz; ve (haram kılındı) boğazlanan/kesilen dikilmişler* üzerine -ve ki kısmet ararsınız fal oklarıyla**-; işte bunlar; bir fısktır38; gündür (ki) umudu kesti kâfirlik25 etmiş kimseler dininizden122; öyle ki haşyet53 duymayın onlara; ve haşyet53 duyun bana; bugün (ki) kemale erdirdim/tamamladım sizlere dininizi122; ve kemale erdirdim/tamamladım üzerinize nimetimi; ve razı oldum sizlere İslam’ı218 bir din122 (olarak); öyle ki kim daraldı açlıkta meyletmeksizindir günaha; öyle ki doğrusu Allah Gafûr’dur20; Rahîm’dir2. |
“bugün (ki) kemale erdirdim/tamamladım sizlere dininizi122; ve kemale erdirdim/tamamladım üzerinize nimetimi;” geçişi bizlere şüpheye yer vermeyecek şekilde Rabbimizin en büyük nimeti olan Kur’an’ı tamamladığını işaret etmektedir. Bu ayet şerefli Kur’an’ın 672. ayetidir. Yukarıda yaptığımız gibi aynı analizi yaptığımızda 672 Ay yılının 651 Güneş yılı olduğunu görürüz. Kur’an MS 651 yılında tamamlanmış olabilir mi? Risâletin resûl Îsâ haricinde 40 yaşında verildiğini biliyoruz. Resûl Muhammed’in doğum tarihi böylece MS 570 (610-40=570 (19x)) yılı olur. MS 651 yılında resûl 81 yaşında olacaktır. Karbon analizlerine göre Kur’an’ın daha önce yazılmış olduğu olasılığı yüksektir. Bu durumda 19 sayısı bize bir işaret verebilir mi diye bakmamız gerekir. Çünkü Yüce Allah Kur’an’da 19 sayısını işaret etmiştir. Şerefli Kur’an 19 sayısı ile kodlanmıştır; örüntülenmiştir. Bunun bizim görebildiğimiz binlerce kanıtı vardır.
Kur'an Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
74|30|عَلَيْهَا تِسْعَةَ عَشَرَ 30. Aleyhâ tis’ate aşer(aşare). Üzerindedir onun* on dokuz891. |
Rabbimizin işareti doğrultusunda 672 sayısına 19 faktörünü nasıl ekleyebiliriz?
672 sayısı 19 + 653 olarak yazılabilir. 19 sayısı takip edebilmemiz için Rabbimiz tarafından denkleme girmiş oldu. Peki; bu 653 Ay yılı kaç Güneş yılı yapar? Tam olarak 633. Tam olarak anlarız ki şerefli Kur’an MS 633 yılında Rabbimiz tarafından tamamlanmıştır.
19 sistemi işaret vermeye devam ediyor;
MS 610 yılında inmeye başlayan şerefli Kur’an’ın MS 633 yılında tamamlandığını gördük. Bu iki muhteşem yılı işaret eden sayıları oluşturan rakamların toplamı tam olarak 19’dur.
6+1+0+6+3+3=19
19 sayısını takip ettiğimiz zaman Rabbimiz bizlere ayetlerini göstermektedir.
Hicret ne zaman oldu?
Aynı metodolojiyi yine uyguluyoruz. Hicretle ilgili geçen ayetleri incelediğimizde hicretin 2:218, 3:195, 4:89, 4:97, 4:100, 8:72, 8:72, 8:72, 8:74, 8:75, 9:20, 16:41, 16:110, 22:58, 33:50, 59:9 ayetlerinde geçtiğini görürüz. Bu ayetlerden en son ayet olan 59:9 okunduğunda diğerlerinden farklı olduğu hemen anlaşılır. Bu ayetten hicretin yakın zamanda gerçekleşmiş olduğuna ve o anlara bir işaret vardır.
Kur'an Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
59|9|وَٱلَّذِينَ تَبَوَّءُو ٱلدَّارَ وَٱلْإِيمَـٰنَ مِن قَبْلِهِمْ يُحِبُّونَ مَنْ هَاجَرَ إِلَيْهِمْ وَلَا يَجِدُونَ فِى صُدُورِهِمْ حَاجَةً مِّمَّآ أُوتُوا۟ وَيُؤْثِرُونَ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِمْ وَلَوْ كَانَ بِهِمْ خَصَاصَةٌوَمَن يُوقَ شُحَّ نَفْسِهِۦ فَأُو۟لَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُفْلِحُونَ Vellezîne tebevveûd dâre vel îmâne min kablihim yuhıbbûne men hâcere ileyhim ve lâ yecidûne fî sudûrihim hâceten mimmâ ûtû ve yû’sirûne alâ enfusihim ve lev kâne bihim hasâsah(hasâsatun), ve men yûka şuhha nefsihî fe ulâike humul muflihûn(muflihûne). Ve kimseler (ki) yerleştiler diyara* ve imana47 onlardan** önce; severler*** kendilerine hicret355 etmiş kimseyi; ve bulmazlar göğüslerinde bir ihtiyaç/eksiklik verildiklerinden****; ve tercih ederler*** kendi nefislerine201 karşı; velev/şayet olduysa da onlara*** bir yoksulluk/yokluk; ve kim takvalı21 oldurur kendi nefsini201 cimriliğe/pintiliğe (karşı); öyle ki işte bunlar; onlar muflihtir174. |
Bu ayet şerefli Kur’an’ın 59. suresinin 9. ayetidir. 114 sure 23 yılda indiğine göre acaba 59. sure MS kaç yılını işaret eder?
Oran hesabı:
Hesaplama: X = (59 × 23) / 114 X = 1357 / 114 X = 11.9 yıl (12 yıl)
Yani 59. sure, 23 yıllık vahiy döneminin yaklaşık 12. yılına denk gelir.
Bu da bizlere hicretin MS 622 yılında gerçekleştiğinin en büyük delilidir. Ayetin 9. ayet olması hicretin 9. ay olan Eylül ayında olduğunu gösterebilir.
Bu şerefli Kur’an alemlerin yaratıcısı olan Yüce Allah katındandır. Mushafın dizilişinin indirilme sırasına göre değil de Yüce Allah’ın mucizelerini gösterecek şekilde dizilmiş olması bunun apaçık delilidir. Şerefli Kur’an MS 610 yılında inmeye başlamış ve MS 633 yılında tamamlanmıştır. Hicret ise MS 622 yılında gerçekleşmiştir.
Yüce Allah Kur’an'ın 81:15-18 ayetlerinde şu şekilde buyurmaktadır.
Kur'an Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
81|15|فَلَآ أُقْسِمُ بِٱلْخُنَّسِ 15. Fe lâ uksimu bil hunnes(hunnesi). Öyle ki değil! Kasem548 ederim geri çekilenlere867. |
81|16|ٱلْجَوَارِ ٱلْكُنَّسِ 16. El cevâril kunnes(kunnesi). Akanlara867*; süpürenlere867**. |
81|17|وَٱلَّيْلِ إِذَا عَسْعَسَ 17. Vel leyli izâ as’as(as’ase). Ve geceye karardığı zaman. |
81|18|وَٱلصُّبْحِ إِذَا تَنَفَّسَ 18. Ves subhı izâ teneffes(teneffese). Ve sabaha teneffüs866 ettiği zaman. |
(l-hunnes) kelimesinin kökü (خنس) büzülmek, geri çekilmek, saklanmak anlamındadır. Brill, page 287 (of 1063)
Çoğul isim kelimesi olarak gelmiş olup "geri çekilenler" anlamındadır.
(l-cevâri) kelimesinin kökü (جري) akmak anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 144 (of 1303)
Çoğul isim kelimesi olarak gelmiş olup "akanlar" anlamındadır.
(l-kunnes) kelimesinin kökü (كنس) süpürmek, temizlemek anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 987 (of 1303)
Çoğul isim kelimesi olarak gelmiş olup "süpürenler" anlamındadır.
81:17 ve 81:18 ayetlerinde gecenin kararmasına ve sabahın solumasına yani nefes almasına bir işaret vardır. Gece ve sabah direkt olarak Güneş'e bağlı olduğu için 81:15 ve 81:16 ayetlerinde işaret edilenlerin Güneş ve Güneş sistemiyle ilgili olması ilk olarak düşünülür. Güneş sisteminde geri çekilenler, akanlar ve süpürenler var mıdır? Rabbimiz bize bir kasem göstermiş ise mutlaka ilim sahipleri bu işaretleri takip ederek Rabbimizin görmemizi istediği delillere ulaşırlar. Az ilmi olan kimseler bile bu delilleri rahatlıkla görebilir.
Güneş sisteminin yaratılışı;
4.6 milyar yıl önce Güneş sistemimiz dev bir gaz ve toz bulutuydu. Duman halinde bir göktü; gökte bir bulutsuydu. Yıldızların doğduğu bir bulutsu içindeydi. Rabbimiz bu duman halindeki göğe yöneldi. Bu duman halindeki gök şu anki dünyamızda ne varsa hepsinin atomlarını içeriyordu. Tüm atomlar ve moleküller hazır edilmişti. Duman halindeki göğün rızıklandırılması tam olarak 4 gün sürdü yani 6.9 milyar yıl sürdü. Rabbimiz duman halindeki bu göğe emretti. Duman kendi çevresinde dönmeye başladı. Dönmeyle birlikte gaz ve tozlar merkezde yoğunlaştı. Yerçekimi o kadar kuvvetli oldu ki öncü Güneş bir T-Tauri yıldızı olarak doğdu. Henüz füzyon reaksiyonu başlamamıştı. Sıkışma ve sıcaklık arttıkça Güneş'in merkezinde ilk füzyon reaksiyonu gerçekleşti. Hidrojen atomları birleşerek helyum atomlarına dönüştü. Bu reaksiyon Güneş'in ilk kez Güneş gibi parlamasına neden oldu. Bu esnada çevredeki molozlar/küçük kaya parçaları Güneş'in çevresine saçıldı. Henüz gezegenler yoktu. Bu molozlar Güneş'in yörüngesinde dönerken birbirleriyle çarpışarak daha büyük parçalara birleştiler. Kütle büyüdükçe yörüngesindeki tüm molozları kendisine çekti. Böylece daha önce dağılan parçalar geri çekilenler olarak gezegenleri oluşturdu. Gezegenler kendi yörüngesinde akmaktadır. Yollarında bir ceylanın akması gibi akanlardır. Gezegenler büyüdükçe çevredeki ve yollarındaki tüm molozları bir elektrikli süpürge gibi emerek süpürmüştür. Özellikle Jüpiter gibi dev gezegenler tabiri caizse karalarda oluşan çöplüğü tertemiz yapmıştır. Böylece anlarız ki 81:15 ayetinde işaret edilen geri çekilenler Güneş sisteminin ilk yaratılış dönemlerindeki gezegenleri oluşturacak olan kaya parçalarıdır. 81:16 ayette akarak süpürenler ise gezegenlerdir. Rabbimiz bu 4 kaseminde bize Güneş sistemini nasıl yarattığının işaretlerini vermiştir.
Aşağıdaki videoyu izlediğinizde Rabbimizin akıp süpüren gezegenlerle kayaları/molozları nasıl geri çektiğini göreceksiniz.
“Ant olsun yarattık insanı bir kebedte”; merkezde yaratılan insan.
Yüce Allah Kur’an'ın 90:3 ve 90:4 ayetlerinde şu şekilde buyurmaktadır.
Kur'an Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
90|3|وَوَالِدٍ وَمَا وَلَدَ 3. Ve vâlidin ve mâ veled(velede). Ve bir vâlid'e*; ve babası olduğuna**. |
90|4|لَقَدْ خَلَقْنَا ٱلْإِنسَـٰنَ فِى كَبَدٍ 4. Lekad halaknel insâne fî kebed(kebedin). Ant olsun yarattık insanı bir kebedte826*. |
Yüce Allah bu iki ayette insanın yaratılış esnasında babasını rolüne bir işaret verdikten sonra onu bir kebedte yarattığını bildirmektedir.
Kebed kelimesinin kökü (كبد) olup merkeze çıkmak, ortaya girmek (bir yerin), katlanmak, dayanmak, tahammül etmek, sürdürmek, direnç göstermek, iç kısım; orta, merkez demektir. Yüce Allah bir kelimeyi kullanıyorsa mutlak ki o doğrudur ve bir şeyi işaret etmek içindir. Bir önceki ayette babanın baba olma sürecinin ilk başlangıcı olan cinsel ilişiki işaret edilmiştir. Cinsel ilişki sonrası babadan çıkan meni kadın vajinasının arka kısmındaki bir boşuk bölgesine atılır. Bu bölgeye arka forniks denir. Bu bölgeye atılan meni yaklaşık 4 cm olan rahim ağzından süzülerek rahim iç boşluğuna girer ve nutfe. Rahmin tüplerinden geçerek karın içinde yanlarda olan yumurtalıklara ulaşırlar. Yumurtalıktan atılan yumurtayı tüp içinde olan bölgede bir sperm döller. Artık o bir insan tohumudur. Buna zigot denir. Zigot bölünmeye başlar ve rahim iç boşluğuna 4-5 gün içinde gelir. Burada kabuğundan çıkar ve bir asalak gibi, bir sülük gibi annenin rahim iç zarına yapışır. Rabbimiz bunu bizlere alak olarak bildirmektedir ki kelimenin tam anlamı sülük/asalaktır.
Rabbimiz insanı içte, merkezde, iç kısımlarda ortada yarattığını buyurduğuna göre bize düşen bu işareti takip etmektir. İlk olarak baktığımızda rahim iç boşluğunun rahmin tam olarak merkezinde olduğunu görürüz. Kadın rahminin de kalça kemiklerinin (pelvis) tam ortasında olduğunu görürüz. Ayrıca kadın rahminin kadın vücudunun tam olarak merkezinde olduğunu görürüz. Evet! Bir kadının tam merkez noktası rahimdir. Rahim %90 kadında öne doğru gaga gibi eğiktir. %10 kadında geriye doğru eğiktir. Rahim boy (yükseklik) ve en (genişlik) olarak bir kadının tam olarak merkezidir. Kelimenin diğer anlamında da büyük mucizeler vardır. Kadının tam merkesine atılan babanın menisi içindeki spermler tam olarak kelimenin anlamını yerine getirirler. Mutlak bir mücadele, mutlak bir dayanıklılık örneği gösterirler. Milyonlarca spermden ancak 100-200 tanesi yumurtalıklara ulaşabilir.
Resim 1. Bir kadının merkezi tam olarak rahim bölgesine, rahim ağzı ve spermin atıldığı yerlere denk gelir.
Resim 1. Bir kadının merkezi tam olarak rahim bölgesidir.
En doğrusunu Allah bilir.
Saat’in vakti hakkında Dilan Reçber kardeşimden gelen çok yeni bir delil;
Kur’an’ın işaretiyle saatin MS 2292 yılında gerçekleşebileceğini görmüştük. Bu konuda daha detaylı bilgiyi aşağıdaki linklerden okuyabilirsin. Bu makalede sizlere Dilan Reçber’den gelen çok yeni bir işareti sunmak isterim.
2013 yılında WMAP uydusu evrenimizin yaşını çok yüksek bir hassasiyetle hesapladı. WMAP verilerine göre;
Evrenimizin yaşı: 13.77 ± 0.059 milyar yıldır. Yani hesaplara göre evrenimiz 13.711 milyar ile 13.829 milyar yıl aralığında bir yaşta olabilir. Ortalama 13.77 milyar yıl.
Dünyamızın yaşı ise 4.54 ± %1 milyar yıl olarak hesaplandı. 4.4946 milyar yıl ile 4.5854 milyar yıl arasında olabilir.
Yüce Rabbimiz şerefli Kur’an’da bizlere Dünya’nın 2 günde/evrede/dönemde, evrenin ise 6 günde/evrede/dönemde yaratıldığı bildirmiştir. Bu oranların saatin vakti olan 2292 yılı ile nasıl bir bağlantısı olabilir?
Birlikte görelim;
2292 sayısının bir günü/dönemi/evreyi işaret ettiğini düşünürsek 2 gün 4584 sayısına, 6 gün ise 13752 sayısına tekabül olur.
6 gün yaşında olan evren: 13752
2 gün yaşında olan Dünya: 4584
Hemen görülür ki bu iki sayı evrenin ve Dünyanın yaşıyla ilgilidir.
4.494<4.584<4.584
13.711<13.752<13.829
Görülür ki Rabbimizin bizlere bildirdiği işaretler bizleri doğru yola kılavuzlamaktadır.
2:220 ayetinde Yüce Rabbimiz şu şekilde buyurmuştur.
2|220|فِى ٱلدُّنْيَا وَٱلْـَٔاخِرَةِ وَيَسْـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلْيَتَـٰمَىٰ قُلْ إِصْلَاحٌ لَّهُمْ خَيْرٌ وَإِن تُخَالِطُوهُمْ فَإِخْوَٰنُكُمْ وَٱللَّهُ يَعْلَمُ ٱلْمُفْسِدَ مِنَ ٱلْمُصْلِحِ وَلَوْ شَآءَ ٱللَّهُ لَأَعْنَتَكُمْ إِنَّ ٱللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ 220. Fîd dunyâ vel âhirah(âhirati) ve yes’elûneke anil yetâmâ kul ıslâhun lehum hayr(hayrun) ve in tuhâlitûhum fe ıhvânukum vallâhu ya’lemul mufside minel muslih(muslihi) ve lev şâallâhu le a’netekum innallâhe azîzun hakîm(hakîmun). Dünyada ve ahirette; ve sual ederler/sorarlar sana yetimler131 hakkında; de ki: "Islah360 onlara bir hayırdır; ve eğer karışırsanız onlara; öyle ki kardeşlerinizdir sizlerin; ve Allah (ayırmayı) bilir fesat265 edeni ıslah360 edenden; ve eğer dileseydi Allah mutlak zora/sıkıntıya sokardı sizleri; doğrusu Allah Azîz’dir37; Hakîm’dir9. |
2:220 ayeti ‘dünyada ve ahirette’, ‘fî d-dunyâ ve l-âhirati’ ‘فِى ٱلدُّنْيَا وَٱلْءَاخِرَةِ’ geçişiyle başlar; ‘ve sual ederler/sorarlar sana’ ‘yes’elûneke’ ‘وَيَسْـَٔلُونَكَ’ geçişiyle devam eder. Hemen görülür ki ayetin bu şekilde başlaması Kur’an’ın bütününe ters olduğu gibi oluşan anlam açısından da sıkıntılıdır. ‘dünyada ve ahirette’, ‘fî d-dunyâ ve l-âhirati’ ‘فِى ٱلدُّنْيَا وَٱلْءَاخِرَةِ’ geçişi 2:219, 2:222, 17:85, 18:83, 20:105 ayetlerinde de geçer ancak hiçbirisinde ayetin başında başlamaz. ‘Ve sual ederler/sorarlar sana’ ‘yes’elûneke’ ‘وَيَسْـَٔلُونَكَ’ geçişi ise 17:85, 18:83 ve 20:105 ayetlerinde ayetin başında; 2:219 ve 2:222 ayetlerinde ise ayetin ortasında geçer. Bu durumun içinde çıkamayanlar zorlama şekilde ayete anlam vermeye çalışırlar ve ‘dünya ve ahiret hakkında da sorarlar’ minvalinde bir meal verirler. Ancak gramer olarak bu şekilde bir çeviri mümkün değildir. Gerçek çeviri ‘dünyada ve ahirette’ olmalıdır. ‘fî’ edatı ‘içinde, -da/de’ anlamı verir. ‘fî l-ard’ ‘yerde/yeryüzünde’ gibi. 2:220 ayetinde anlarız ki ‘dünyada ve ahirette’, ‘fî d-dunyâ ve l-âhirati’ ‘فِى ٱلدُّنْيَا وَٱلْءَاخِرَةِ’ ayette olması gereken yerde değildir. Bu geçişin ‘mutlak zora/sıkıntıya sokardı sizleri’ geçisi sonrası gelmesi gerektiği anlaşılır.
2:220 ayeti şu şekilde olmalıdır.
2|220|وَيَسْـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلْيَتَـٰمَىٰ قُلْ إِصْلَاحٌ لَّهُمْ خَيْرٌ وَإِن تُخَالِطُوهُمْ فَإِخْوَٰنُكُمْ وَٱللَّهُ يَعْلَمُ ٱلْمُفْسِدَ مِنَ ٱلْمُصْلِحِ وَلَوْ شَآءَ ٱللَّهُ لَأَعْنَتَكُمْ فِى ٱلدُّنْيَا وَٱلْـَٔاخِرَةِ إِنَّ ٱللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ
220. Ve yes’elûneke anil yetâmâ kul ıslâhun lehum hayr(hayrun) ve in tuhâlitûhum fe ıhvânukum vallâhu ya’lemul mufside minel muslih(muslihi) ve lev şâallâhu le a’netekum fîd dunyâ vel âhirah(âhirati) innallâhe azîzun hakîm(hakîmun). Ve sual ederler/sorarlar sana yetimler131 hakkında; de ki: "Islah360 onlara bir hayırdır; ve eğer karışırsanız onlara; öyle ki kardeşlerinizdir sizlerin; ve Allah (ayırmayı) bilir fesat265 edeni ıslah360 edenden; ve eğer dileseydi Allah mutlak zora/sıkıntıya sokardı sizleri dünyada ve ahirette; doğrusu Allah Azîz’dir37; Hakîm’dir9. |
Mushafta neden böyle bir hata var?
Kur’an’da asla bir çelişki ve eğrilik olmaz. Ancak mushaf Kur’an demek değildir. Mushaflarda insan hatası olabilir. Muhammed peygamber vefatı öncesi rulo halinde yazılmış olan Kur’an’ı açıp dizdi. Bu dizme işlemi şerefli elçi Cibril aracılığıyla oldu. Muhammed mushafı maalesef elimizde yok. Bu mushaftan kopyalanmış olan Osman mushafı da elimizde yok. Ancak Osman mushafından kopyalanmış mushaflar var. Bu mushaflardaysa imla hataları var. Prof. Dr. Tayyar Altıkulaç'ın 'Mushaflarda imla problemi' kitabını lütfen okuyunuz.
Muhammed mushafına nasıl ulaşacağız?
Mushaflardaki bu imla hataları mutlak ki Yüce Allah’ın izni ve bilgisi içinde oldu. Anladığımız kadarıyla Yüce Allah bizlere bir ayetinin nasıl tecelli ettiğini göstermek istemektedir. Bu da 19 mucizesidir. 19 mucizesi Kur'an'ı bütünsel olarak koruyan bir sistemdir. Kur'an'da 77401 kelime vardır. Kelime sayısının ilahi olduğunu 19 sistemi bizlere gösterdi. Yeni veriler 19 mucizesinin mushaflardaki harf düzeyindeki hataları bile düzelteceğinin ipuçlarını vermektedir. Bize düşen görev mushaflardaki hataları görmezden gelmek değildir. Aksine bu hataların üzerine gitmek ve Rabbimizin 19 mucizesine tanık olmaktır. Yüce Allah bizleri Muhammed mushafına yine kendi izniyle ulaştıracaktır.