Yer kabuğuna atılan sabitleyiciler: Deniz altı dağları (‘seamounts’)

Yüce Allah aşağıdaki ayetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

2512|21|31|وَجَعَلْنَا فِى ٱلْأَرْضِ رَوَٰسِىَ أَن تَمِيدَ بِهِمْ وَجَعَلْنَا فِيهَا فِجَاجًا سُبُلًا لَّعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ

Ve cealnâ fîl ardı revâsiye en temîde bihim ve cealnâ fîhâ ficâcen subulen leallehum yehtedûn.

Ve yaptık yerde sabitleyiciler; sarsar (yer) onları diye; ve yaptık onda (yerde) geçitler, yollar; belki doğruya kılavuzlanırlar.

1914|16|15|وَأَلْقَىٰ فِى ٱلْأَرْضِ رَوَٰسِىَ أَن تَمِيدَ بِكُمْ وَأَنْهَٰرًا وَسُبُلًا لَّعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ

Ve elkâ fîl ardı revâsiye en temîde bikum ve enhâren ve subulen leallekum tehtedûn.

Ve attı yere sabitleyiciler; sarsar (yer) sizleri diye; ve ırmaklar ve yollar; belki doğruya kılavuzlanırsınız.

3477|31|10|خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَهَا وَأَلْقَىٰ فِى ٱلْأَرْضِ رَوَٰسِىَ أَن تَمِيدَ بِكُمْ وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَأَنزَلْنَا مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءً فَأَنۢبَتْنَا فِيهَا مِن كُلِّ زَوْجٍ كَرِيمٍ

Halakas semâvâti bi gayri amedin terevnehâ ve elkâ fîl ardı revâsiye en temîde bikum ve besse fîhâ min kulli dâbbeh, ve enzelnâ mines semâi mâen fe enbetnâ fîhâ min kulli zevcin kerîm.

Yarattı gökleri gördüğünüz bir destek olmadan; ve attı yere sabitleyiciler; sarsar (yer) sizleri diye; ve yaydı orada her canlıyı; ve indirdik gökten bir su; öyle ki bitirdik orada her cömert çiftten.

 

(تَمِيدَ) temîde kelimesi kökü (ميد) hareket ettirilmek (to be moved), sallanmak (shaken), sallamak (swing-sway) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1095 (of 1303) anlamındadır.   

(أَلْقَىٰ) elkâ kelimesi kökü (لقي) atmak (throw-cast), aşağıya atmak (throw down) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1026 (of 1303)

(رَوَٰسِىَravasiye kelimesi kökü (رسو) durağan hale gelmek (become stationarity), sabitlenmek (fixed), istikrarlı konuma gelmek (steady), kararlı hale gelmek (steadyfast), sımsıkı (fast), sağlamlaştırmak (firm), sabitlenmiş (anchored), geminin demir atması (place an anchor) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 393 (of 1303)

Bu nedenle bu kelimeye sabitleyiciler anlamı verilmelidir. Kelime çoğul ve isim kelimesidir.

temide’ fiilinin öznesi tekil ve dişil olup ‘l-erdi’ ‘yer’ kelimesini işaret etmiş olmalıdır. ‘l-erdi’ ‘yer’ kelimesi de dişil bir kelimedir.

Böylece sarsan şeyinyer’ olduğu yani Dünya gezegeni olduğu anlaşılır. Ancak kelimenin hemen sonrasında işaret edilenler önemlidir. ‘sarsar sizleri’, ‘sarsar onları’ işaret edilerek insanların sarsılması işaret edilmiştir.

Bu nedenle revâsiyenin yerde (Dünya gezegeninde) olması ve insanların sarsılmasını önleyen bir şeyler olması gerektiği açıktır.

İnsanları sarsan şey nedir?

Açıktır ki insanları sarsan şey depremlerdir. Böylece anlarız ki Yüce Allah’ın işaret ettiği bu sabitleyicileri depremlerin oluştukları yerde aramamız gereklidir.

Konuya detaylı olarak girmeden önce depremler ile ilgili kısa bilgiler verelim; 

Depremler nasıl oluşur;

Dünya’mızın dış kabuğu yekpare bir yapı değildir. Parçalara ayrılmıştır. Bir yap-bozun parçaları gibidir. Bunlara tektonik tabakalar denir.

  • Pasifik tabakası
  • Kuzey Amerika tabakası
  • Günel Amerika tabakası
  • Afrika tabakası
  • Avrupa tabakası
  • Antarktika tabakası
  • Arabistan tabakası
  • Somali tabakası
  • Filipinler tabakası
  • Nazca tabakası
  • Hindistan tabakası
  • Avustralya tabakası

Bu tabakalar birbirleri ile etkileşim halindedirler. Örneğin Afrika tabakası Avrupa tabakasının altına girer. Bir kıtanın başka bir kıta altına girdiği bölgelere ‘subduction’ ‘batma’ bölgeleri denir. Dünyayı etkileyen büyük depremler işe bu batma bölgelerinde gerçekleşir. 

Dünya’yı şekillendiren tektonik tabakalar: Çatlayışlarla/yarılışlarla dolu Dünya

Dibe dalan tektonik tabakanın yüzlerce kilometre aşağıya bir kazık gibi indiğini ve sabitleyici bir rol oynadığını daha önceden incelemiştik.

Yeryüzündeki sabitleyiciler (‘Revasiye’): Kıtaların birbirine çarpması sonucu oluşan sıradağlar ve kökleri.

Bu batma bölgelerinde yere batarak sabitleyici rolü üstlenebilen başka şeyler var mı?

2013 yılında uzaya fırlatılan Altika isimli radar uydusu denizler altında 100.000 dağın olduğunu tespit etti. Bu dağlara deniz dağlarıseamounts’ deniyor. 1 kilometreden daha yüksek yaklaşık 12.000 adet deniz dağı olduğu tahmin ediliyor. Bu dağlar bulundukları kıta plakası hareketi ile hareket ediyorlar. Kıta plakalarının birbirleri ile etkileştiği yerlerde (‘subduction zone’) plaka altına giriyor, batıyorlar.

Aşağıdaki resimde deniz altındaki dağlar gösterilmiştir. 

sarsmasin sizleri depremleri onleyen daglar

 

Deniz altındaki dağlar (‘seamounts’) bu batma bölgelerine ulaştıklarında dev kütleleri ile birlikte yerin içine doğru batarlar.

depremler daglar deniz alti daglar depremleri onler

Uzun yıllar bu dağların depremler üzerinde etkisi araştırıldı. Acaba büyük depremleri önlüyorlar mıydı yoksa büyük depremlere neden mi oluyorlardı?

Bazı jeologlar bu batan dağların büyük depremlere (Mw >7.5) neden olabileceğini düşünüyorlardı. Ancak 2019 yılında yapılan bir çalışma tam tersini gösterdi. Deniz altındaki bu dağlar büyük depremlerin olmasını önlüyorlardı. Bir bariyer gibi etki göstererek depremlerin yayılımını kısıtlıyorlardı. Bu çalışma ‘the Siah Kuh’ adında bir deniz altı dağında yapıldı.

sizleri sarsmasin diye daglari attik kazik gibi daglarin cakilmasi

 

Çalışmanın künyesi: G. Bonnet, P. Agard, S. Angiboust, M. Fournier, and J. Omrani. No large earthquakes in fully exposed subducted seamountGeology March 2019

Yüce Allah’ın yukarıdaki 3 ayette işaret ettiği sabitleyici dağlar olmasaydı muhtemelen her gün büyük (Mw >7.5) depremler ile sarsılacaktık. Bu dağlar depremlerin olduğu bu batma bölgelerine kazıklar gibi giriyorlar. Büyük depremleri (Mw >7.5) önlüyorlar. Oluşanların da dağılımını sınırlıyorlar.

Bu nedenle her gün (Mw >7.5) üzerinde deprem yaşamıyoruz. Bu nedenle her gün sallanmıyoruz. Bu büyük fay hatlarında her gün (Mw >7.5) üzerinde deprem olmuyor. Bunun nedeni işte bu deniz altı dağlarıdır.

Peki; o zaman şu soru akla gelir; neden depremler ile aralıklı olarak sallanıyoruz?

Ayette hiç sarsmasın diye bir geçiş yok. ‘sarsmasın sizleri’ ve ‘sarsmasın onları’ olarak geçiyor. Bu noktadan sürekli bir sarsıntının engellendiğini anlarız. Aralıklı olarak yaşanan büyük depremler de Yüce Allah’ın bize verdiği bu nimeti hatırlatmak için olsa gerek.

Bir soru;

Ayette Yüce Allah 'attık' ve 'yaptık' kelimeleri ile geçmiş zaman kullanıyor. Ancak işaret edilen dağlar günümüzde de sarsıntıyı engelliyorlar. Bu nasıl açıklanır?

Cevap;

temide' fiili geniş zaman. 'sarsar' anlamı var. Demek ki sarsma fiili sürekli. Yani sadece geçmiş zamanı kapsamıyor. Eylem sürekli. Bu dağların yere yerleştirilmesi ise Kuran'ın indiği zamandan önce olmuş olmaktadır. Yani geçmiş zamanda yapıldı, atıldı. Ancak sarsma engelleme görevleri devam ediyor.

  

En doğrusunu Allah bilir.